Soru:

Namazdan sonra toplu tesbihat ve teravih namazını cemaatle kılmak bidat mıdır?
Ayrıca İslâm’da bidati hasene var mıdır?

Cevap:

Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
[إِنَّ أَصْدَقَ الْحَدِيثِ كِتَابُ اللَّهِ وَأَحْسَنَ الْهَدْىِ هَدْىُ مُحَمَّدٍ وَشَرَّ الأُمُورِ مُحْدَثَاتُهَا وَكُلَّ مُحْدَثَةٍ بِدْعَةٌ وَكُلَّ بِدْعَةٍ ضَلاَلَةٌ وَكُلَّ ضَلاَلَةٍ فِي النَّارِ]
“Muhakkak ki en doğru söz Allah’ın Kitabı’dır, en güzel hidayet Muhammed’in hidayetidir, en şerli işler icat edilen (yeniden meydana çıkarılan) işlerdir, her icat edilen iş bidattır, her bidat dalalettir, her dalalet ateştedir.” [Nesai]
İcat edilen işin manası Allah’ın Kitabı’na ve Allah’ın Rasulü Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Sünneti’ne aykırı olan iştir. Buna bidat denilir ve bir dalalet sayılır, reddedilir. Onu işleyen günahkâr olur. İşte bu hadis bidatın ne olduğunu açıklamaktadır.
[مَنْ أَحْدَثَ فِيْ أَمْرِنَا هَذَا مَا لَيْسَ مِنْهُ فَهُوَ رَدٌّ] “

Kim emrimize (dinimize) onda olmayan bir şey meydana getirirse o şey reddedilir.”[Buhari]
Eğer dine ters bir şey getirilirse reddedilir. Kur’an ve Sünnet’e aykırı bir fikir veya bir uygulama çıkarılırsa reddedilir. Bunu çıkaran günahkâr olur. Ancak bu iki kaynakta delili varsa bir delile binaen doğru şekilde içtihat edilirse o iş reddedilen işlerden sayılmaz, şer’î bir içtihat sayılır.
[مَنْ عَمِلَ عَمَلًا لَيْسَ عَلَيْهِ أَمْرُنَا فَهُوَ رَدٌّ] “

Kim emrimize (dinimize) aykırı bir iş yaparsa o reddedilir.”[Müslim]
Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bir şer’î hükmünün uygulama keyfiyetine, metoduna ters bir keyfiyet ve metot uygulanırsa bidat söz konusu olur. Fakat böyle bir şey yoksa bir içtihat gerektiriyorsa içtihat edilirse bidat sayılmaz. Yine Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem bir şey yapmasa, yasaklamasa ve o şey şer’î hükümlerin dairesinde vuku bulunup genel hüküm veya mutlak hüküm dairesinde olursa bidat sayılmaz.
İşte namazdan sonra topluca tesbihat, topluca dua etmek, topluca Kur’an okumak, Müslümanların birbirlerine Allah kabul etsin deyip tokalaşması, bayramlarda ve değişik münasebetlerle birbirlerini kucaklamaları gibi ameller bunlardandır ve bidat değildir. Çünkü bunlar genel hüküm dairesine girerler. Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem bunları yapmasa da bidat sayılmaz, çünkü bunları nehyetmemiştir ve O’nun genel emrine girerler.
Nitekim Ömer RadiyAllahu Anh bir sefer minbere çıkıp “Ben dua edeceğim siz âmin deyin.” dedi. Fakat Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem bunu hiç yapmamıştı. Ancak ayet ve hadislerde dua etmekle ilgili deliller geçtiği için Ömer RadiyAllahu Anh bu uygulamayı yaptı.
Aynen Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in teravih namazını cemaatle kıldırmadığı halde Ömer RadiyAllahu Anh’ın kıldırması gibidir. Zira Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem bunu yapmadığı gibi yasaklamadı da. Nitekim her namaz cemaatle kılınabilir. Ömer RadiyAllahu Anh teravih namazını cemaatle kıldırdı, Müslümanları zapt etti. Zira herkes camide tek başına kılıyordu ve birbirlerine gürültü yapıyordu. Buna bidat-ı hasene dedi. Güzel icat edilen bir şeydir. Kitab’a ve Sünnet’e uygun olan güzel iştir. Aşağıda Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in güzel Sünnet’inden bahsedeceğiz, bunlar da onun gibidir.
Tesbihat konusu ise şöyledir:
Allah Celle Celâlehû namazın arkasından tesbih emri vererek şöyle buyurmuştur:
[وَمِنَ الَّيۡلِ فَسَبِّحۡهُ وَاَدۡبَارَالسُّجُوۡدِ]“

Gecelerde ve sücut ettikten sonra (secdelerin ardından) tesbih et.”[Kaf Suresi 40]“Secdelerin ardından” sözü ile namaz bittikten sonrası kastedilmiştir. Zira secde ederken tesbih edilir. Ancak bu ayette secdeler ardında veya secde ettikten sonra tesbih etme emri gelmiştir. Bunun manası “Namaz bittikten sonra tesbih et, tesbihat yap!” demektir.
Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem namazdan sonra tesbih etme emri vermiştir. Bir hadiste 10 defa tesbih etme, 10 defa hamd etme ve 10 defa tekbir etme emri vermiştir.[Buhari ve Müslim]
Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem başka bir hadiste 33 defa tesbih, 33 defa hamd ve 33 defa tekbir etmeyi Müslümanlara emretmiştir. [Tirmizi, Nesai, İbni Hanbel]
Bu emirlerin karinesi kesin olmadığından mendup, sünnet manasına gelirler. Yapılırsa sevap alınır, yapılmazsa bu sevaptan mahrum olunur ama günah işlenmiş olmaz.
Bu genel bir hükümdür. Herkes yalnız ve cemaatle yapabilir. Zira Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem hükmün uygulama keyfiyetini, metodunu belirlememiştir. İkisinin yapılması da caizdir, Sünnet’tir. Sahabe RadiyAllahu Anhum tek başlarına yaptılar. Cemaatle yapılması da yasaklanmamıştır. Tesbih yalnız tek başına yapma ile sınırlandırılmadı, daha doğrusu tesbih, hamd ve tekbirin tek başına veya cemaatle yapılmasına dair hiçbir keyfiyet gösterilmedi. İşte bu yüzden bunları topluca yapmak bidat sayılmaz.
Yine namazın ardından Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem değişik dualar yapmıştır. O’nun yaptığı gibi dualar yapmak Sünnet’tir. Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in duaların cemaatle topluca veya tek başına yapılmasına dair emri yoktur. Bu nedenle Müslümanlar topluca yaparlarsa bir sakınca olmaz, buna bidat denilmez. Zira hüküm geneldir, her ikisini de kapsar.
Böylece tesbihat ve duaları cemaatle beraberce yapmak caizdir, bidat sayılmaz.
Tesbih kullanmak da caizdir. Buna da bidat denmez. Saad bin Ebi Vakkas şöyle rivayet etti:
[رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَلَى امْرَأَةٍ وَبَيْنَ يَدَيْهَا نَوًى أَوْ قَالَ حَصًى تُسَبِّحُ بِهِ فَقَالَ ‏أَلاَ أُخْبِرُكِ بِمَا هُوَ أَيْسَرُ عَلَيْكِ مِنْ هَذَا أَوْ أَفْضَلُ]“

Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem bir kadının hurma çekirdekleri veya ufak taşlarla tesbih yaptığını görünce ona şöyle dedi: Sana bundan daha kolay veya daha eftal bir şey gösteriyim mi?..” [Ebu Davud, İbni Mace, Nesai] Tesbih ederken ne söyleyeceğini işte ona öğretti böyle öğretti. Fakat tesbihat yaparken çekirdekleri veya ufak taşları kullanmayı yasaklamadı. Hâlbuki kadın bu işi kendisi çıkarmıştı. Tesbihat yaparken çekirdekleri veya ufak taşları kullanmayı çıkardığı, icat ettiği, böyle bir vesile seçtiği hâlde Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem ona bu bidattır dememiştir. Fakat Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem mümin kadınlara şöyle hitap etmiştir:
[أَمَرَهُنَّ أَنْ يُرَاعِينَ بِالتَّكْبِيرِ وَالتَّقْدِيسِ وَالتَّهْلِيلِ وَأَنْ يَعْقِدْنَ بِالأَنَامِلِ فَإِنَّهُنَّ مَسْئُولاَتٌ مُسْتَنْطَقَاتٌ] “

Ey mümin kadınlar! Tehlil edin (La ilahe illallah deyin) tesbih yapın ve takdis edin. Bundan gafil olmayın, yoksa rahmet sizi unutur. Parmaklarla bunu yapın. Zira parmaklar sorumludur ve konuşturulacaktır.” [Ebu Davud, Tirmizi, İbni Hanbel]
Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
[مَنْ سَنَّ فِي الإِسْلاَمِ سُنَّةً حَسَنَةً فَلَهُ أَجْرُهَا وَأَجْرُ مَنْ عَمِلَ بِهَا بَعْدَهُ مِنْ غَيْرِ أَنْ يَنْقُصَ مِنْ أُجُورِهِمْ شَىْءٌ وَمَنْ سَنَّ فِي الإِسْلاَمِ سُنَّةً سَيِّئَةً كَانَ عَلَيْهِ وِزْرُهَا وَوِزْرُ مَنْ عَمِلَ بِهَا مِنْ بَعْدِهِ مِنْ غَيْرِ أَنْ يَنْقُصَ مِنْ أَوْزَارِهِمْ شَىْءٌ]“

Kim İslâm’da güzel bir sünnet ortaya çıkarırsa onun sevabını aldığı gibi ondan sonra kim bunu yaparsa onun sevabını da alır. Fakat bunu yapanların sevabı eksik olmaz. Kim İslâm’da kötü sünnet ortaya çıkarırsa onun günahını aldığı gibi arkasından kim bunu yaparsa onların günahlarını da alır. Fakat bunu yapanların günahları eksik olmaz.”[Müslim]
Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in yanına yün elbise giymiş olan birtakım bedeviler geldi. Durumlarının kötü olduğunu ve muhtaç kişiler olduklarını görünce onlara sadaka vermeyi teşvik etti. Kimse sadaka vermeye hareket etmeyince kızgınlığı yüzünde görüldü. Ensardan biri kalktı direhlerden bir kese (akça kesesi) getirdi, arkasında başka bir kişi benzerini getirdi, ondan sonra arka arkaya sadakalar getirmeye başladılar, Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in yüzünde sevinç gözüktü ve bu hadisi söyledi. İlk sadaka veren kişinin güzel sünnet yaptığını gösterdi. Hz. Ömer’in teravih namazını cemaatle kıldırdığında “güzel bidat” demesi de bu açıdan değerlendirilir.
Böylece kim Kur’an’a ve Sünnet’e uygun şekilde, İslâm’a güzel hizmet yaparsa güzel fikir çıkarırsa güzel uygulama yapar ve arkasından diğerleri onun gibi yaparlarsa bunun sevabı pek büyüktür. İslâm’a davet edecek, marufu emredecek ve münkeri neyhedecek siyasi bir parti kurmak, içinde Müslümanları örgütlemek, yetiştirmek, onlara İslâmi şahsiyeti kazandırmak, siyasi ve devlet adamını icat etmek gibi işler de güzel sünnettir.
Bidat daha ziyade ibadetlerde söz konusu olur. Eğer Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem bir uygulama keyfiyeti gösterip elzem kılarsa buna muhalefet etmek haramdır. Eğer böyle bir şey göstermemişse ve bununla ilgili genel şer’î hüküm veya mutlak şer’î hüküm varsa onun dairesinde bir uygulama yapılırsa ona bidat denmez.
Akitler ve muamelatın sıhhat ve inikat şartları şeriata göre gerçekleşmişse üslupları ve vesileleri genel hüküm veya mutlak hüküm dairesine girer. Akit veya sözleşmenin tarifi ise şer’î hükümlere binaen bir oturumda iki tarafın icap ve kabulüdür. Muamelat ise şer’î hükümlere göre insanlar arasındaki ilişkilerdir. Şeriat akitler ve muamelatla ilgili üsluplar ve vesileleri insanlara bırakmıştır. Bunlarda bidat söz konusu değildir.
Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem hurma ağaçlarının aşılanmasıyla ilgili şöyle demiştir:
[أَنْتُمْ أَعْلَمُ بِأَمْرِ دُنْيَاكُمْ]“

Bu sizin dünya işlerinizdir. Siz onları daha iyi bilirsiniz.” [İbni Huzeyme, İbni Hibban, Müslim] Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in kastettiği şey ise aşılma ve geliştirme keyfiyetidir. Bu husus insanlara bırakılmıştır. Fakat hurmanın normal satışı, ağacalar üzerinde satışı, zekâtı ve hurma ile hurma takası gibi hükümler şer’î hükümlerdir. Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem bunları göstermiştir. Müslüman bunları uygular. Ancak hurma ağaçlarının aşılanması, ilaçlanması ve daha güzel meyve vermesi için üslup ve araçları seçmek insana bırakılmıştır.
Bunun gibi devletin dairlerini düzenlemek, kayıtları bilgisayar ortamında korunmak, daireler arasında yazışmalarda internet kullanmak, tüccarın kendi işini ve işyerini düzenlemesi, herkesin kendi işini şer’î hükümlere göre yürütürken güzel üslup ve vesile kullanması böyledir. Bilgisayar, internet ve telefon gibi en modern araçlar kullanılarak akitler yazılabilir ve bu cihazlar aracılığıyla saklanabilir.


Esad Mansur