Küfür üzerinde ölenlerin cehennemde tartışmaları ve kavgaları var mıdır? Allah ve bütün insanlar onları nasıl lanetleyecekler?
Birbirlerini, Yöneticilerini ve önderlerini nasıl lanetleyecekler?
Müslümanların yöneticilerine ve önderlerine karşı tutumları nasıl olacaktır?
-110-
Küfür üzerinde ölenlerin durumu:
اِنَّ الَّذِيۡنَ كَفَرُوۡا وَمَاتُوۡا وَهُمۡ كُفَّارٌ اُولٰٓٮِٕكَ عَلَيۡهِمۡ لَعۡنَةُ اللّٰهِ وَالۡمَلٰٓٮِٕكَةِ وَالنَّاسِ اَجۡمَعِيۡنَۙ خٰلِدِيۡنَ فِيۡهَاۚ لَا يُخَفَّفُ عَنۡهُمُ الۡعَذَابُ وَلَا هُمۡ يُنۡظَرُوۡنَ
“Şüphesiz ki, kâfir olup kâfirlik üzerinde ölenlere Allah’ın, Meleklerin ve bütün insanların laneti olsun. Onlar ebediyen lânet içinde kalırlar. Artık ne azapları hafifletilir ne de onların yüzlerine bakılır, bekletilmezler, onlara istirahat verilmez, başka zamana azapları ertelenmez” (Bakara 161-162)
Allah kendisinin indirdiğini açıklamayanların lanetli olduklarını bildirirken kâfir olarak ölenlerin lanetli olduklarını bildirmiştir. Böyle açıklama yaparken sanki Allah’ın ayetlerini gizleyenlerin kâfirler kadar günah işlediklerine dikkati çekmek istemiştir. Beyyineleri ve hidayeti ketmedenlerin ne kadar büyük günaha sahip olduklarını anlıyoruz. Bir ayet veya bir hadis dahi öğrenenler bunu düşünüp Allah’tan korksunlar. Âlimler, hocalar ve bilgili olanlar daha suçlu olurlar. Beyyineleri ve hidayeti ketmedenler Allah tarafından ve lanetleyenler tarafından da lanetlenirler. Lanetleyenler kim? Ondan sonraki kâfirlerle ilgili ayette açıklandı: “Melekler ve bütün insanlar.”
Neden bütün insanlar? Mümin insanlar Allah’ın indirdiğini gizleyenlere kızıyorlar. Çünkü en büyük gerçeği, nuru ve ışığı örtüyorlar. Bu sebeple müminler bu büyük cinayeti işleyenlere beddua ediyorlar. Mümin olmayan insanlar birbirlerinden nefret edip birbirlerini lanetliyorlar. Kıyamet gününde birbirlerini lanetleyecekler. Herkes diğerini itham edecektir, sen beni saptırdın, diğeri yok sen beni saptırdın, yok sen bana gerçeği göstermedin, böylece cehennemlikler arasında kavga, cedelleşme ve lanetleşme olacaktır.
Allah’u Teala bir kaç ayette bu lanetleşme ve cedelleşme sahnelerini sergiledi. Şöyle buyurdu:
قَالَ ادۡخُلُوۡا فِىۡۤ اُمَمٍ قَدۡ خَلَتۡ مِنۡ قَبۡلِكُمۡ مِّنَ الۡجِنِّ وَالۡاِنۡسِ فِى النَّارِ ؕ كُلَّمَا دَخَلَتۡ اُمَّةٌ لَّعَنَتۡ اُخۡتَهَا ؕ حَتّٰۤى اِذَا ادَّارَكُوۡا فِيۡهَا جَمِيۡعًا ۙ قَالَتۡ اُخۡرٰٮهُمۡ لِاُوۡلٰٮهُمۡ رَبَّنَا هٰٓؤُلَۤاءِ اَضَلُّوۡنَا فَاٰتِهِمۡ عَذَابًا ضِعۡفًا مِّنَ النَّارِقَالَ لِكُلٍّ ضِعۡفٌ وَّلٰـكِنۡ لَّا تَعۡلَمُوۡنَ
“ Allah dedi ki (diyecek)sizden önce geçmiş cin ve insan toplulukları arasında siz de ateşe girin. Her topluluk girdikçe diğer kardeş topluluğunu lanetleyecektir. Hepsi birbirlerine yetişirlerse en son giren topluluk daha öncekileri hakkında şöyle dedi (diyecek): Ey Rabbimiz! İşte bizi saptıranlar bunlardır, onlara ateşte iki kat azap ver. (Allah) dedi ki: Zaten her biriniz için iki kat azap vardır, fakat siz bilmesiniz” (Araf 38)
Bu şekilde dünyada sonrakiler öncekilere uydukları cehennemde aynı şekilde sırayla girecekler ve sonrakiler öncekileri lanetleyip sapmalarının sebebini onlara yükleyecekler. Bir kişi sapar, kâfir olur, kötülük yapar ona tabi olanlar olur ve bu şekilde arka arkaya topluluklar oluşur ve devam eder. İlk olanlar bu asaleti kazanırlar ve önder olurlar, sanki çok akıllı idiler ve hiç hata etmediler.
İblis kâfir olunca ona tabi olanlar oldu, bu güne kadar toplulukları devam ediyor.
Araplar İbrahim a.s’ın tevhit dinine bağlı idiler, İslam’dan yaklaşık 150 seneye yakın bir zamanda saptılar. Amr bin Luhey adlı bir Kureyş’li Şam’a gidince oradakilerin putlar diktiklerini görünce oradan Hubel adlı bir put getirip Kâbe önüne dikti ve Allaha yaklaşmak için onu kullanacağız dedi. Bu şekilde hemen hemen bütün Arap kabileleri Kureyş’e tabi oldukları için kendileri için değişik isimler seçerek diktiler.
Türkiye’de Mustafa kemal sapıp Hilafeti yıktı, şeriatı ayaklar altına alıp, Batıdan küfür olan laiklik, demokrasi ve kanunlarını getirip uygulamaya başladı, ona tabi olanlar oldu ve bu güne kadar devam ediyorlar, hem de onun putunu dikip tapınan oldu. Bunlar cehennemde birbirlerini lanetleyecekler.
Allah celle clalehu şöyle de buyurdu:
وَقَالَ اِنَّمَا اتَّخَذۡتُمۡ مِّنۡ دُوۡنِ اللّٰهِ اَوۡثَانًا ۙ مَّوَدَّةَ بَيۡنِكُمۡ فِى الۡحَيٰوةِ الدُّنۡيَا ۚ ثُمَّ يَوۡمَ الۡقِيٰمَةِ يَكۡفُرُ بَعۡضُكُمۡ بِبَعۡضٍ وَّيَلۡعَنُ بَعۡضُكُمۡ بَعۡضًا وَّمَاۡوٰٮكُمُ النَّارُ وَمَا لَـكُمۡ مِّنۡ نّٰصِرِيۡنَ
“ (Allah) dedi ki dünyada aranızda sevgi sürdürmek üzere Allah dışında ilahlar ediniz, onlar ancak birer putlardır. Nitekim kıyamet gününde birbirinize kâfir olup (birbirinizi reddedip) lanetleyeceksiniz. Sizin karargâhınız cehennemdir. Hiç bir yardımcı da bulamayacaksınız”. (Ankebut 25)
Bu kâfirler heykeller, putlar dikerler, bunları yüceltirler, beraber ziyaret ederler, toplanırlar, bayram yaparlar, sevinç günü yaparlar ve birbirlerini kutlarlar. Ama ahirette birbirlerine yüz çevirip lanetleyecekler ve cehennemde yanacaklar.
Allah celle celalehu şöyle de buyurdu:
اِنَّ اللّٰهَ لَعَنَ الۡكٰفِرِيۡنَ وَاَعَدَّ لَهُمۡ سَعِيۡرًاۙ خٰلِدِيۡنَ فِيۡهَاۤ اَبَدًا ۚ لَا يَجِدُوۡنَ وَلِيًّا وَّلَا نَصِيۡرًا ۚ يَوۡمَ تُقَلَّبُ وُجُوۡهُهُمۡ فِى النَّارِ يَقُوۡلُوۡنَ يٰلَيۡتَـنَاۤ اَطَعۡنَا اللّٰهَ وَاَطَعۡنَا الرَّسُوۡلَا وَقَالُوۡا رَبَّنَاۤ اِنَّاۤ اَطَعۡنَا سَادَتَنَا وَكُبَرَآءَنَا فَاَضَلُّوۡنَا السَّبِيۡلَا رَبَّنَاۤ اٰتِهِمۡ ضِعۡفَيۡنِ مِنَ الۡعَذَابِ وَالۡعَنۡهُمۡ لَعۡنًا كَبِيۡرًا
“Muhakkak ki Allah kâfirleri lanetledi, onlara kızgın ateş hazırladı, orada ebediyen kalacaklar. Ne bir dost ne de bir yardımcı bulacaklar. O gün yüzleri ateşte çevrilirken şöyle söyleyecekler: keşke Allaha itaat etseydik, keşke Resule itaat etseydik. Şöyle de dediler (diyecekler): Ey Rabbimiz biz yöneticilerimize, efendilerimize ve büyüklerimize itaat ettik (etmiştik), onlar bizim yolumuzu saptırdılar. Ey Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver ve onlar üzerine büyük lanet indir” (Ahzab 68)
Bu ayetlerde kıyamet gününde kâfirler lanetlenecekler, cehenneme atılacaklar ve orada ebediyen kalacaklar, hiç oradan çıkmayacaklar. Allaha ve Resulüne itaat etmediklerinden dolayı bu hale geldiklerini itiraf edecekler. Bunun manası Allah’ın Kitabına ve Resulün Sünnetine uymadıklarından dolayı cehennemlik oldular. Resulün sünnetini inkâr edenlerin cehennemlik olduklarını kesin olarak gösteriyor. Tıpkı Allah’ın kitabını inkâr edenler gibidirler, lanetli ve ebediyen cehennemdedirler. Nitekim Sünnet Allah’ın kitabını açıklayan, detaylarını ve uygulama keyfiyetini gösteren ikinci vahyin kaynağıdır. Bu kimseler birbirlerini lanetleyecekler, yöneticileri, kendilerini yönetenler, efendileri ve ilim sahibi olduklarını iddia eden büyüklerini lanetleyecekler, onlara iki kat azap dileyecekler. Zira insanlar liderlerine ve başkanlarına tabi olurlar. Onlara güvenirler, yöneticileri ve büyükleri ne derse düşünmeden kabul ederler. İslam dünyasında da yöneticiler Allaha ve Resulüne isyan ederek küfür hükümlerini, küfür olan laiklik ve demokrasiyi uyguladıkları halde onlara itaat eden birçok kimse vardır, kıyamet gününde birbirlerini lanetleyip cehenneme atılacaktır. Kâfirler ise cehennemde ebediyen kalacaklar.
Zira insanların tabiatları gereği bilgili kimselere, büyük kimselere, yöneticilere, önderlere ve liderlere tabi olurlar, itaat ederler. Bu normal bir şeydir. Müslümanlarda da aynı şey vardır, fakat Müslümanların sapmamaları için Allah kendi Resulüne vahyettiği Kitabı ve Sünnetine tabi olmalarını, bunlara tabi olan yöneticileri, önderleri ve âlimlerine itaat etmeleri ve uymalarını da talep etmiştir.
Şöyle buyurdu:
يٰۤـاَيُّهَا الَّذِيۡنَ اٰمَنُوۡۤا اَطِيۡـعُوا اللّٰهَ وَاَطِيۡـعُوا الرَّسُوۡلَ وَاُولِى الۡاَمۡرِ مِنۡكُمۡۚ فَاِنۡ تَنَازَعۡتُمۡ فِىۡ شَىۡءٍ فَرُدُّوۡهُ اِلَى اللّٰهِ وَالرَّسُوۡلِ اِنۡ كُنۡـتُمۡ تُؤۡمِنُوۡنَ بِاللّٰهِ وَالۡيَـوۡمِ الۡاٰخِرِ ؕ ذٰ لِكَ خَيۡرٌ وَّاَحۡسَنُ تَاۡوِيۡلًا ﴿۵۹﴾
“Ey iman edenler! Allaha itaat edin, Resule ve sizden olan ul-ilemr’e itaat edin. Eğer bir şey hakkında çekişirseniz onu Allaha ve Resulüne götürün. İşte Allaha ve ahirete inanıyorsanız böyle davranın. En hayırlısı ve tevilin en güzeli budur” (Nisa 59)
İşte, kitaba ve Sünnete uydukça onlara uyanıkça itaat edecekler. Ayeti ve hadisi anlayarak onlara uyacaklar, körü körüne uymayacaklar, ayete ve hadise aykırı hareket ederlerse veya ayeti ve hadisi yanlış tevil ederlerse onlara uymayacaklar, aynı anda onları her hatada hesaba çekçekler. Bununla ilgili birçok hadis-i şerif vardır.
Birinci Raşidi Halife Ebu Bekir r.a biat edildikten sonra şöyle dedi:
“ Ey insanlar! Sizin en hayırlınız olmadığım halde sizin üzerine yönetici olarak tayin edildim. Eğer benim hak üzerinde olduğumu görürseniz bana yardımcı olun, eğer beni batıl üzerine görürseniz beni düzeltin, Allaha (Kuran’a) ve Resulüne (Sünnete) itaat ettiğim müddetçe bana itaat edin, Allaha ve Resulüne isyan edersem bana itaat etmeyin..”. (İbni Hişam , İbni Kuteybe)
Allah muhtelif ayetlerde kâfirlerin ve sapanların cehennemde kavgaları ve birbirlerine lanetlemelerini gösterdi. Müslümanları bu duruma düşmemeleri için uyarıyor. Zira bu ayetlere inananlar Müslümanlardır, kâfirler ise bu ayetleri inkâr ederler ve dinlemezler, hatta bunlarla alay ederler.
Tövbe etmeyip ıslah etmeden ve ayetleri açıklamaya kalkışmadan ölen Müslümanlar cehenneme girecekler. Orada kâfirler tarafından da lanetlenecekler. Çünkü kendilerine ayetleri açıklamadılar veya açıklamaya cesaret edemediler, canları ve çıkarları için korktular. Oysa açıklayanlar ve özellikle zalim yöneticiler karşısında dikilip hakkı söyleyenler bunun uğrunda öldürülürse şehitlerin efendisi olurlar. Ve bunu hadis-i şerif bize beyan etmiştir.
Kâfirler ebediyen cehennemden kurtulamazlar, azap onların üzerinden hiç hafifletilmez, istirahat verilmez, başka zamana azapları ertelenmez.
Ayette o lanette kalıcı olacaklarını beyan etmiştir. Buradaki lanetle Allah’ın azabı kastedilmektedir. Öyleyse lanet sadece bir laf değil, bir azaptır. Melekler kâfirleri cehenneme atarken onları lanetlerler. Yine aynı şekilde Allah’ın ayetlerini ketmedenleri cehenneme atarken lanetlerler.
Özellikle bu asırda küfür ve zulüm tam dünyaya egemenlik sağlarken, hakkı ve Allah’ın ayetlerini açıklamak ve herkese duyurmak en büyük cihattır. Zira dünyaya tam karanlık çöktü, herkes karanlıktadır. Bu gün insanlar Allah’ın nuru olan ayetlere insanların suya olan ihtiyacı kadar muhtaçtır. İşte İslam davetini taşımak ve dünyaya bu daveti güçlü ve ciddi olarak taşıyacak Hilafet devletini kurmaya çalışmanın en büyük farz olduğu kesinleşir.