Soru:

Bakara suresi 159. ayette “onlar lanetlenmiştir” diyor burada lanetlenmiş insanın hükmü nedir? Kâfir midir, fasık mıdır?

Cevap:

 Kur’an-ı Kerim’de birçok yerde lanet kelimesi geçti, şöyledir:

Bakara Suresi 88. ayette:

[وَقَالُوا قُلُوبُنَا غُلْفٌۜ بَلْ لَعَنَهُمُ اللّٰهُ بِكُفْرِهِمْ فَقَل۪يلاً مَا يُؤْمِنُونَ]

(Yahudiler peygamberlerle alay ederek) ‘Kalplerimiz perdelidir.’ dediler. Hayır; küfür ve isyanları sebebiyle Allah onlara lanet etmiştir. O yüzden çok az inanırlar.” Onlara azap indirdi.

Bakara Suresi 89. ayette:

[وَلَمَّا جَٓاءَهُمْ كِتَابٌ مِنْ عِنْدِ اللّٰهِ مُصَدِّقٌ لِمَا مَعَهُمْۙ وَكَانُوا مِنْ قَبْلُ يَسْتَفْتِحُونَ عَلَى الَّذ۪ينَ كَفَرُواۚ فَلَمَّا جَٓاءَهُمْ مَا عَرَفُوا كَفَرُوا بِه۪ۘ فَلَعْنَةُ اللّٰهِ عَلَى الْكَافِر۪ينَ]

“Daha önce kâfirlere karşı zafer isterlerken kendilerine Allah katından ellerindeki (Tevrat’ı) doğrulayan bir kitap gelip de (Tevrat’tan) bilip öğrendikleri gerçekler karşılarına dikilince onu inkâr ettiler. İşte Allah’ın laneti böyle inkârcılaradır.”

Bakara Suresi 159 – 160. ayetlerde:

[اِنَّ الَّذ۪ينَ يَكْتُمُونَ مَٓا اَنْزَلْنَا مِنَ الْبَيِّنَاتِ وَالْهُدٰى مِنْ بَعْدِ مَا بَيَّنَّاهُ لِلنَّاسِ فِي الْكِتَابِۙ اُو۬لٰٓئِكَ يَلْعَنُهُمُ اللّٰهُ وَيَلْعَنُهُمُ اللَّاعِنُونَۙ اِلَّا الَّذ۪ينَ تَابُوا وَاَصْلَحُوا وَبَيَّنُوا فَاُو۬لٰٓئِكَ اَتُوبُ عَلَيْهِمْۚ وَاَنَا التَّوَّابُ الرَّح۪يمُ]

“İndirdiğimiz açık delilleri ve ki­tapta insanlara apaçık gösterdiğimiz hidayet yolunu gizleyenlere hem Allah hem de bütün lanet ediciler lanet eder. Ancak tövbe edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar başkadır. Zira ben onların tövbelerini kabul ederim. Ben tövbeyi çokça kabul eden ve çokça esirgeye­nim.”

İşte Allah’ın ayetlerini göstermeyenler ve gizleyenler lanetlenir, azap görürler. Fakat tövbe edip bu ayetleri açıklarlarsa Allah onları affeder. Bu, asrımızdaki âlim ve hocalara bir mesajdır. Yöneticiler ve rejimler hesabına fetva verenler acele etmeliler, yoksa bu azabı ahirette görecekler.

Allah’ın ayetlerini inkâr ederek gizleyenler kâfir olurlar. Yine bile bile ve kasıtlı olarak veya dünyevi bir menfaate karşı gizleyenler de kâfir olurlar. Tövbe edip gizlediklerini açıklamadan ölürlerse kâfir olarak ölürler. Allahu Teâlâ şöyle buyurdu:

[إِنَّ الَّذِينَ يَكْتُمُونَ مَا أَنزَلَ اللَّهُ مِنْ الْكِتَابِ وَيَشْتَرُونَ بِهِ ثَمَنًا قَلِيلا أُوْلَئِكَ مَا يَأْكُلُونَ فِي بُطُونِهِمْ إِلَّا النَّارَ ولا يُكَلِّمُهُمْ اللَّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَلا يُزَكِّيهِمْ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ أُوْلَئِكَ الَّذِينَ اشْتَرَوْا الضَّلالَةَ بِالْهُدَى وَالْعَذَابَ بِالْمَغْفِرَةِ فَمَا أَصْبَرَهُمْ عَلَى النَّارِ ذَلِكَ بِأَنَّ اللَّهَ نَزَّلَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ وَإِنَّ الَّذِينَ اخْتَلَفُوا فِي الْكِتَابِ لَفِي شِقَاقٍ بَعِيدٍ]

“Allah’ın indirdiği kitaptan bir şeyi gizleyip onu az bir paha ile satanlar var ya, işte onların yiyip de karınlarına dol­durdukları, ateşten başka bir şey değildir. Kıyamet günü Allah ne kendileriyle konuşur ve ne de on­ları temize çıkarır. Orada onlar için can yakıcı bir azap vardır. Onlar doğru yol karşılığında sapıklığı, mağfirete bedel olarak da azabı satın almış kimselerdir. Onlar ateşe karşı ne kadar daya­nıklıdırlar! O azabın sebebi, Allah’ın, ki­tabı hak olarak indirmiş olmasıdır. (Buna rağmen farklı yorum yapıp) kitapta ayrılığa düşenler, elbette derin bir anlaşmazlığın içine düş­müşlerdir.”[Bakara 174,175,176]

Bakara Suresi 161 ve 162. Ayetlerde kâfir olarak ölenler lanetlenir, bu lanet ebedidir. Cehennemde ebediyen kalacaklar: 

[اِنَّ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَمَاتُوا وَهُمْ كُفَّارٌ اُو۬لٰٓئِكَ عَلَيْهِمْ لَعْنَةُ اللّٰهِ وَالْمَلٰٓئِكَةِ وَالنَّاسِ اَجْمَع۪ينَۙ خَالِد۪ينَ ف۪يهَاۚ لَا يُخَفَّفُ عَنْهُمُ الْعَذَابُ وَلَا هُمْ يُنْظَرُونَ]

Şüphesiz ki kâfir olup kâfirlik üze­re ölenlere Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların laneti üzerlerine olsun. Onlar ebediyen lanet içinde ka­lırlar. Artık ne azapları hafifletilir ne de onların yüzlerine bakılır.”

Al-i İmran Suresi 60 ve 61. ayetlerde:

[الْحَقُّ مِن رَّبِّكَ فَلاَ تَكُن مِّن الْمُمْتَرِينَ فَمَنْ حَآجَّكَ فِيهِ مِن بَعْدِ مَا جَاءكَ مِنَ الْعِلْمِ فَقُلْ تَعَالَوْاْ نَدْعُ أَبْنَاءنَا وَأَبْنَاءكُمْ وَنِسَاءنَا وَنِسَاءكُمْ وَأَنفُسَنَا وأَنفُسَكُمْ ثُمَّ نَبْتَهِلْ فَنَجْعَل لَّعْنَةُ اللّهِ عَلَى الْكَاذِبِينَ]

“Rabbin katında hak budur. O hâlde şüphe edenlerden olma. Sana gelen bu ilim (kesin delil) den sonra kim seninle tartışmaya kalkışırsa şöyle de: Gelin oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendilerimizi ve kendilerinizi çağıralım, ondan sonra lanetleşelim ve şöyle diyelim: Allah’ın laneti yalancılara olsun.”

Ehl-i kitap münazaraya ve hakkı söylemeye çağrıldı, kabul etmediler. Orada hakkı kabul etmezlerse lanetin, azabın kendileri üzerlerine inmesini istemiş olacaklardı.

Al-i İmran Suresi 85 ile 89. ayetlerde:

[وَمَنۡ يَّبۡتَغِ غَيۡرَ الۡاِسۡلَامِ دِيۡنًا فَلَنۡ يُّقۡبَلَ مِنۡهُ‌ وَهُوَ فِى الۡاٰخِرَةِ مِنَ الۡخٰسِرِيۡنَ‏ كَيْفَ يَهْدِي اللّهُ قَوْمًا كَفَرُواْ بَعْدَ إِيمَانِهِمْ وَشَهِدُواْ أَنَّ الرَّسُولَ حَقٌّ وَجَاءهُمُ الْبَيِّنَاتُ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ أُوْلَئِكَ جَزَآؤُهُمْ أَنَّ عَلَيْهِمْ لَعْنَةَ اللّهِ وَالْمَلآئِكَةِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ خَالِدِينَ فِيهَا لاَ يُخَفَّفُ عَنْهُمُ الْعَذَابُ وَلاَ هُمْ يُنظَرُونَ إِلاَّ الَّذِينَ تَابُواْ مِن بَعْدِ ذَلِكَ وَأَصْلَحُواْ فَإِنَّ الله غَفُورٌ رَّحِيمٌ]

“Kim İslâm dışında bir din edinirse o asla kabul edilmez. İman ettikten, Peygamberin hak olduğuna şahitlik ettikten ve kendilerine açık deliller geldikten sonra inkâr eden bir toplumu Allah nasıl doğru yola eriştirir? Allah, zalim toplumu doğru yola iletmez. İşte onların cezası; Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların lanetinin üzerlerine olmasıdır. Onun (lanetin) içinde ebedî kalacaklardır. Onların azabı hafifletilmez, onlara göz açtırılmaz. Ancak bundan sonra tövbe edip kendilerini düzeltenler müstesnadır. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”

İslâm’ı kendisi için bir din olarak kabul etmeyenler ve Rasul’ün hak olduğunu bilip yalanlayanlar ise hüsrandadır, zalimdir ve lanetlidir. Onlar azaba uğrayacaklar. Allah, melekler ve bütün insanlar onları lanetleyecekler. Allah onlara ağır azap verecek, ebediyen cehennemde kalacaklar. Melekler ve bütün insanlar onlar için azap isteyerek beddua edecekler. Ancak İslâm’a girerek tövbe ederlerse ve gerçeği açıklarlarsa Allah onları lanetten, azaptan kurtarır ve onlara rahmet edip cennete sokar.

Nisa Suresi 46 ve 47. ayetlerde şunlar lanetlendi:

[مِنَ الَّذِيۡنَ هَادُوۡا يُحَرِّفُوۡنَ الۡـكَلِمَ عَنۡ مَّوَاضِعِهٖ وَ يَقُوۡلُوۡنَ سَمِعۡنَا وَعَصَيۡنَا وَاسۡمَعۡ غَيۡرَ مُسۡمَعٍ وَّرَاعِنَا لَـيًّۢا بِاَ لۡسِنَتِهِمۡ وَطَعۡنًا فِىۡ الدِّيۡنِ‌ ؕ وَلَوۡ اَنَّهُمۡ قَالُوۡا سَمِعۡنَا وَاَطَعۡنَا وَاسۡمَعۡ وَانْظُرۡنَا لَـكَانَ خَيۡرًا لَّهُمۡ وَاَقۡوَمَ ۙ وَ لٰـكِنۡ لَّعَنَهُمُ اللّٰهُ بِكُفۡرِهِمۡ فَلَا يُؤۡمِنُوۡنَ اِلَّا قَلِيۡلًا‏ يٰۤـاَيُّهَا الَّذِيۡنَ اُوۡتُوا الۡكِتٰبَ اٰمِنُوۡا بِمَا نَزَّلۡنَا مُصَدِّقًا لِّمَا مَعَكُمۡ مِّنۡ قَبۡلِ اَنۡ نَّـطۡمِسَ وُجُوۡهًا فَنَرُدَّهَا عَلٰٓى اَدۡبَارِهَاۤ اَوۡ نَلۡعَنَهُم كَمَا لَعَنَّاۤ اَصۡحٰبَ السَّبۡتِ‌ؕ وَكَانَ اَمۡرُ اللّٰهِ مَفۡعُوۡلًا‏]

“Yahudilerden bir kısmı kelimelerin manalarını çarpıtıyorlar. Dillerini eğip bükerek ve dine saldırarak “işittik ve karşı geldik; dinle, dinlemez olası, râinâ” diyorlar. Eğer onlar “Dinledik ve itaat ettik, dinle ve bizi gözet” deselerdi şüphesiz kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olacaktı; fakat inkârları sebebiyle Allah onları lânetlemiştir. Artık pek az inanırlar. Ey kendilerine kitap verilen kimseler! Yüzleri silip arkalarına çevirmeden yâda onları cumartesi günü yasağını ihlal edenleri lanetlediğimiz gibi sizi lanetlemeden önce yanınızdaki kitabı (Tevrat’ı) tasdik ederek indirdiğimize (Kur’an’a) iman edin. Muhakkak ki Allah’ın emri gerçekleşir.”

Nisa Suresi 46 ve 47. ayetlerin devamında 51 ve 52. ayetlerde onlar tekrar lanetlendiler:

[اَلَمۡ تَرَ اِلَى الَّذِيۡنَ اُوۡتُوۡا نَصِيۡبًا مِّنَ الۡكِتٰبِ يُؤۡمِنُوۡنَ بِالۡجِبۡتِ وَالطَّاغُوۡتِ وَيَقُوۡلُوۡنَ لِلَّذِيۡنَ كَفَرُوۡا هٰٓؤُلَۤاءِ اَهۡدٰى مِنَ الَّذِيۡنَ اٰمَنُوۡا سَبِيۡلًا‏ اُولٰٓٮِٕكَ الَّذِيۡنَ لَعَنَهُمُ اللّٰهُ‌ ؕ وَمَنۡ يَّلۡعَنِ اللّٰهُ فَلَنۡ تَجِدَ لَهٗ نَصِيۡرًا ؕ‏]

“Kitaptan bir nasip verilenleri görmüyor musun? Cibt (kahinlik, sihirbazlık) ve tağut (şeytan ve küfür kanunları)a inanıyorlar, kâfirler için “bunlar iman eden kimselerden daha doğru yoldadırlar” diyorlar. İşte bunlar Allah’ın lanetlediği kişilerdir. Allah kime lanet ederse ona bir yardımcı bulamazsın.”

Nisa Suresi 93. ayette katile lanet ve ağır ceza:

[وَمَنۡ يَّقۡتُلۡ مُؤۡمِنًا مُّتَعَمِّدًا فَجَزَآؤُهٗ جَهَـنَّمُ خَالِدًا فِيۡهَا وَغَضِبَ اللّٰهُ عَلَيۡهِ وَلَعَنَهٗ وَاَعَدَّ لَهٗ عَذَابًا عَظِيۡمًا]

“Kim kasıtlı olarak bir mümini öldürürse onun cezası cehennemdir, orada kalıcıdır, Allah ona gazabını ve lanetini indirir, onun için büyük azap hazırladı.”

Bir mümini haksızca ve kasıtlı olarak öldürenler ne kadar lanetli ve ağır ceza görecekler. Maalesef, bu asırda birçok Müslüman fitneye düştü, particilik, mezhepçilik ve milliyetçilik adıyla veya laik rejimleri savunarak veyahut NATO, ABD ve Rusya ile iş birliği yaparak, Beşşar Esat ve başka zalim rejimleri savunarak diğer Müslümanları katlediyorlar! Bunlar kötü geleceklerini hiç düşünmüyorlar.

Nisa Suresi 117 ile 119. ayetlerde şeytan şu nedenlerle lanetlendi:

[اِنۡ يَّدۡعُوۡنَ مِنۡ دُوۡنِهٖۤ اِلَّاۤ اِنٰـثًـا‌ ۚ وَاِنۡ يَّدۡعُوۡنَ اِلَّا شَيۡـطٰنًا مَّرِيۡدًا ۙ‏ لَّـعَنَهُ اللّٰهُ‌ ۘ وَقَالَ لَاَ تَّخِذَنَّ مِنۡ عِبَادِكَ نَصِيۡبًا مَّفۡرُوۡضًا ۙ‏ وَّلَاُضِلَّـنَّهُمۡ وَلَاُمَنِّيَنَّهُمۡ وَلَاٰمُرَنَّهُمۡ فَلَيُبَـتِّكُنَّ اٰذَانَ الۡاَنۡعَامِ وَلَاٰمُرَنَّهُمۡ فَلَيُغَيِّرُنَّ خَلۡقَ اللّٰهِ‌ؕ وَمَنۡ يَّتَّخِذِ الشَّيۡطٰنَ وَلِيًّا مِّنۡ دُوۡنِ اللّٰهِ فَقَدۡ خَسِرَ خُسۡرَانًا مُّبِيۡنًا]‏

“Allah dışında putları ilah ediniyorlar, azgın şeytanı dost veya ilah edinip ona dua ediyorlar. Oysa Allah şeytanı lanetledi. (Lanetli şeytan şöyle dedi): İnsanları (haktan) saptıracağım, onları boş kuruntularla aldatacağım, hayvanların kulaklarını yaralamak ve kesmeyi onlara emredeceğim, Allah’ın yaratılışını değiştirmeyi onlara emredeceğim.”

Maide Suresi 13. ayette Yahudiler misak ve ahdi, Allah’a verdikleri sözü bozdukları için lanetlendiler. Kalpleri katılaştı. Allah’ın indirdikleri sözleri başka tarafa çevirip saptırırlar.

Maide Suresi 60. ayette yine Yahudiler lanetlendiler, Allah onlara kızdı, O’nun gazabına uğradılar, onları maymun ve domuz hâline getirdi.

Maide Suresi 64. ayette Yahudiler şu nedenlerle lanetlendiler:

[وَقَالَتِ الْيَهُودُ يَدُ اللّهِ مَغْلُولَةٌ غُلَّتْ أَيْدِيهِمْ وَلُعِنُواْ بِمَا قَالُواْ بَلْ يَدَاهُ مَبْسُوطَتَانِ يُنفِقُ كَيْفَ يَشَاء وَلَيَزِيدَنَّ كَثِيرًا مِّنْهُم مَّا أُنزِلَ إِلَيْكَ مِن رَّبِّكَ طُغْيَانًا وَكُفْرًا وَأَلْقَيْنَا بَيْنَهُمُ الْعَدَاوَةَ وَالْبَغْضَاء إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ كُلَّمَا أَوْقَدُواْ نَارًا لِّلْحَرْبِ أَطْفَأَهَا اللّهُ وَيَسْعَوْنَ فِي الأَرْضِ فَسَادًا وَاللّهُ لاَ يُحِبُّ الْمُفْسِدِينَ]

“Yahudiler: Allah’ın eli sıkıdır, dediler. Böyle dedikleri için elleri bağlandı ve lanete uğradılar. Oysa Allah’ın elleri açıktır, nasıl dilerse sarf eder. Elbette Rabbinden sana indirilenler, onların çoğunun azgınlığını ve küfrünü artıracaktır. Onların arasına kıyamete kadar (sürecek) düşmanlık ve kin saldık. Savaş ateşini ne zaman körükleseler Allah onu söndürür. Yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar. Allah bozguncuları sevmez.” 

Böyle şeyler söyleyen kimse lanetlenmez mi? Allah’ın azabını hak etmez mi?

Araf Suresi 44. Ayette cennete girenler belli bir süre için cehenneme girenlerle konuşacaklar ondan sonra birbirlerinden ayırılacaklar ve şöyle seslenilecek: Zalimlere Allah’ın laneti olsun. Bu şekilde zalimler azaba atılacaktır.  

Tevbe Suresi 68. ayette erkek olsun kadın olsun münafıklar ve kâfirler lanetlendi, onlar ağır azap görecekler, cehenneme atılacaktır.

Hud Suresi 18. ayette Allah’a iftira atanlar, O’nun hakkında yalan söyleyenler ve ayetlerini saptıranlar, bunlar zalim olarak sayıldı ve lanetlendi. Onlara ağır azap verecektir.

 Hud Suresi 60. ayette Hud peygamberi yalanlayan Ad kavmini dünyada ve ahirette lanetlendi. Allah onlara dünyada azap verdi ve ahirette de azap verecektir.

Hud Suresi 99. ayette Firavun ve kavmi lanetlendi. Kıyamet gününde kavminin önüne geçip cehenneme doğru onlara liderlik ederek götürülür. Her zalim yönetici kendisine tabi olan kavmi ve insanların önüne geçecek liderlik edip cehenneme götürecektir.

Ra’d Suresi 25. ayette Allah’ın ahdini bozanlar, akraba ve sıla-ı rahim ile alakayı kesenler ve yeryüzünde fesat ve bozgunculuk yapanlar lanetlendi.

Hicr Suresi 35. ayette İblis lanetlendi.

Nur Suresi 7. ayette karısına iftira atanlar ve yalancılar lanetlenir.

Nur Suresi 23. ayette suçsuz ve temiz olan mümin kadınlara iftira atanlar dünyada ve ahirette lanetlendi.

Kasas Suresi 42. ayette Firavun ve ona tabi olanlar dünyada ve ahirette lanetlendi. Firavun gibi Allah’ın diniyle savaşanlar, dinin hâkimiyetine, İslâm Devleti’nin kurulmasına karşı gelen zalimler, onlara uyan ve tabi olanlar lanetlenir.

Ahzab Suresi 57. ayette Allah ve Rasulü’ne eziyet verenler dünyada ve ahirette lanetlendi. Bu şekilde Kur’an’ı veya Sünneti reddedenler de Allah ve Rasulü’ne eziyet getirenlerdendir.  

Ahzab Suresi 64. Ayette kâfirler lanetlendi.

Ahzab Suresi 68. Ayette insanları saptıran âlim ve yöneticiler lanetlendi.

Sad Suresi 78. ayette İblis lanetlendi.

Ğafir (Mümin) Suresi 52. ayette zalimler lanetlendi.

Muhammed Suresi 23. ayette yeryüzünde fesat ve bozgunculuk yapan, akrabalarıyla ilişkiyi kesen ve sıla-i rahmi kesenler lanetlendi.

Fetih Suresi 6. ayette münafıklar ve müşrikler lanetlendi.

Bu şekilde lanetin manası; azap, zillet, yardımsız bırakmaktır. Rahmetin tersidir. Allah onlara merhametini indirmez ve yardım etmez, onları alçaltır ve zillete uğratır.

Bunlar akidevi bir husus, bir ayet ve ayette geçen açık olan şeyleri gizledikleri için kâfir olurlar.

Fakat bunun dışında olup da ayetleri gizlemedikçe ve Sünnet’i inkâr etmedikçe şer’î bir muhalefette bulunursa bir haram işlerse lanetlenirse bunun manası; ona azap verilir demektir. Zira lanetin manası azaptır, bu durumda kişi fasık olur.

Allah şöyle buyurdu:

[وَالَّذِيۡنَ يَرۡمُوۡنَ اَزۡوَاجَهُمۡ وَلَمۡ يَكُنۡ لَّهُمۡ شُهَدَآءُ اِلَّاۤ اَنۡفُسُهُمۡ فَشَهَادَةُ اَحَدِهِمۡ اَرۡبَعُ شَهٰدٰتٍۭ بِاللّٰهِ‌ۙ اِنَّهٗ لَمِنَ الصّٰدِقِيۡنَ‏ وَالۡخَـامِسَةُ اَنَّ لَـعۡنَتَ اللّٰهِ عَلَيۡهِ اِنۡ كَانَ مِنَ الۡكٰذِبِيۡنَ‏]

“Eşlerine zina suçlamasında bulunup da kendilerinden başka şahitleri olmayanların her birinin şahitliği dört kere doğru söylediğine Allah’ı şahit göstermesidir, beşinci olarak eğer yalan söyleyenlerden ise Allah’ın laneti kendisi üzerine olsun demesidir.”[Nur Suresi 6-7]

Burada yalan söylerse veya iftira atarsa; kâfir değil fasık olur, ondan önceki ayetlerde Nur Suresi 4. ayette, iftira atanların fasık oldukları ve ceza olarak seksen celde vurulacakları ve şahitlikleri kabul edilmeyeceği açıklanmıştır.

Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellemşöyle buyurdu:

[لعن الله الواشمات والمستوشمات، والمنتمصات والمتفلجات للحسن المغيرات لخلق الله]

“Allah dövme yapan ve yaptıranlar, (inceltmek üzere) kaşların kıllarını çektiren, (güzellik için) dişlerini düzelten kadınları lanetledi. Onlar ki Allah’ın yaratılışını değiştirenlerdir.”[Buhari ve Müslim]

İşte şeytan, bu işlerin yapılması için insanlara vesvese veriyor. Onlar bunu yaptıkları zaman Allah’ın azabını hak etmiş olurlar. Zira yukarıda Nisa Suresi 117 ile 119. ayetlerde şeytan insana böyle işleri yapmak için emir veriyor şeklinde geçti. Bunun manası vesvese veriyor demektir. Şeytana uydukları için şeytanın lanetlendiği gibi lanetlenirler. Zira yalnız kötülüğü emreden veya gösteren değil, ona uyan veya tabi olan da aynı durumdadır ve azap görür.

Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

[لعن الله آكل الربا وموكله وشاهده وكاتبه]

“Allah riba/faizi yiyen, yediren, ona (sözleşmesine) şahitlik yapan ve bunu yazanı lanetledi.”[Müslim]

Bir kişi faizi helal kılarsa lanetli kâfir olur, helal kılmadan, faizin haram olduğuna inanarak yerse, yedirirse, bankada çalışıp şahitlik ve kâtiplik yaparsa ona lanetli fasık denir. 

[لعن الله الخمر وشاربها وساقيها وبائعها ومبتاعها وعاصرها ومعتصرها وحاملها والمحمولة إليه وآكل ثمنها]

“Allah içkiye, onu içeni, servisini yapanı, satanı, satın alanı, sıkanı (üreteni), sıktıran (onun üretilmesini isteyeni), taşıyanı, kendisine taşıtanı ve onun parasını yiyeni (ücretini alanı) lanetledi.”[Tirmizi]

İçkiyi helal kılarsa lanetli kâfir olur, helal kılmayıp haram olduğuna inandığı hâlde bu kişilerden olursa lanetli fasık olur.

Esad Mansur