Boşanan kadını zarara uğratmamak:
Birinci ve ikinci talak olursa ricat nasıl olur?
Allah’ın ayetleriyle nasıl oynuyorlardı?
Hikmet Kuran gibi indirildi mi?
وَإِذَا طَلَّقْتُمُ النَّسَاء فَبَلَغْنَ أَجَلَهُنَّ فَأَمْسِكُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ أَوْ سَرِّحُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ وَلاَ تُمْسِكُوهُنَّ ضِرَارًا لَّتَعْتَدُواْ وَمَن يَفْعَلْ ذَلِكَ فَقَدْ ظَلَمَ نَفْسَهُ وَلاَ تَتَّخِذُوَاْ آيَاتِ اللّهِ هُزُوًا وَاذْكُرُواْ نِعْمَتَ اللّهِ عَلَيْكُمْ وَمَا أَنزَلَ عَلَيْكُمْ مِّنَ الْكِتَابِ وَالْحِكْمَةِ يَعِظُكُم بِهِ وَاتَّقُواْ اللّهَ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
“Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit ya onları marufa (bilinen haklarına) göre tutun yahut marufa (bilinen haklarına) göre bırakın.. Fakat haksızlık ederek ve zarar vermek için onları nikâh altında tutmayın. Kim bunu yaparsa muhakkak kendine kötülük etmiş olur. Allah’ın ayetlerini eğlenceye almayın. Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini, (size verdiği hidayeti), size öğüt vermek üzere indirdiği Kitab’ı ve hikmeti hatırlayın. Allah’tan korkun. Bilesiniz ki Allah, her şeyi bilir.” ( Bakara 231)
Eğer bir kişi hanımını birinci defada boşamışsa onun karısı sayılır, yanında kalır onunla ilişki kurar. Fakat ona dokunmazsa üç ay hayızlık müddeti (iddeti) bekler. Bu müddet dolmak üzereyken ya onu iyilikle yanında tutup geçinir, ya da onu iyilikle serbest bırakır.
Bu müddetten sonra bu kadın artık nikâhlı sayılmaz, istediği adamla evlenebilir. İyilikle derken, ona hiç kötülük yapmadan, incitici söz söylemeden ve uygun olmayan davranışta bulunmadan onunla muamele yapar, ister onu yanında tutarken isterse onu tam serbest bırakırken ona karşı güzel davranışta bulunur. Onun hakkına tecavüz edip ona zarar vermek için tutamaz. Bunu şöyle açıklayabiliriz: Kadın başka adamla evlenmesin diye koca birinci boşamada kadının iddeti (üç hayızlık müddeti) dolmak üzereyken yanında kalırken iyilikle onunla geçinmeye çalışmıyor, ilişkide bulunmuyor, askıda bırakıyor, bu şekilde ona eziyet ediyordu. Tekrar boşuyor, aynı şekilde davranıyor, iddeti sona ermek üzere iken tekrar aynı şekilde davranıyor ve bu şekilde kadın ne evli ne boşanmış oluyordu. Cahiliye döneminde de boşanma üç defayla sınırlandırılmıyordu. Ömür boyunca kadın süründürülüyordu.
İslam bunu üç boşamakla/talakla sınırlandırdı. Birinci defada iddet bekler, tekrar yanına almayıp karısı olarak saymadığı takdirde, iddet dolduktan sonra kadın istediği adamla evlenebilir. Eğer iddet bitmeden iyilikle, hakkını vererek yanına alırsa ve ilişki kurarsa karısı kalır. İkinci defa boşarsa yine de karısı sayılır. Ve iddet bekler; eğer kendi yanında bırakmazsa ve iddet geçerse başka adamla evlenebilir.
Bu iddet geçerse ve kocası onu döndürmek istiyorsa, yeni mehirle yeni nikâh yapmalıdır. Yine de; ikinci defa boşarsa, kendi karısı sayılır. İddet geçerse ve onu yanına getirmek istiyorsa yeni mehirle yeni evlilik sözleşmesi yapmalıdır. Üçüncü boşama olursa, artık onu geri getiremez ve hemen evlenemez. Boşadığı kadın başka erkekle evlenecek ve bu erkek onu boşarsa birinci adama tekrar yeni mehir yeni evlilik sözleşmesiyle dönebilir. İşte, bunu önceki ayette açıkladık ve burada tekrarladık ki; kadına zarar meselesi anlaşılsın.
Kadını eziyet veya ona zarar getirmek maksadıyla askıya alıp boşuyor tekrar alıyor tekrar boşuyor, bunu yapanlar zalim olurlar. Zira Allah’ın emrine muhalefet etmiş olurlar. İslam’da zulüm yapmak günahtır, dünya da cezası vardır, ahirette de cezası vardır. Şeriat yönetimiyle yürütülen devlet, Şer’i mahkemeler de bu adamı cezalandırır. Kadın Şer’i mahkemeye başvurur ve şikâyette bulunur, mahkeme bunu araştırır, adamı bu davranıştan vazgeçirir. Vazgeçmezse ona uygun ceza uygular ve kadın ondan kurtulup boşanmak istiyorsa erkeğe zorla onu boşatır. Şu anda, Hilafet devleti olmadığı için birçok kadın kocasının zulmünden çekiniyor, çare bulamıyor. Laik devletlerin laik mahkemelerinde süründürülüyor, bazen mahkemeler senelerce devam ediyor.
Allahu Teala, kendi emirlerine uymayanları uyararak; وَلاَ تَتَّخِذُوَاْ آيَاتِ اللّهِ هُزُوًا “…Allah’ın âyetlerini eğlenceye almayın…” buyurdu. Allah’ın bu emrine ve herhangi bir emre uymayanlar veya uymak istemeyenler Allah’ın ayetleriyle alay etmiş ve eğlenmiş olurlar. Allah’ın emri, diriltenin ve öldürenin emridir. Herkesin canı elinde olup, her şeye ve herkese egemen olanın emridir.
Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem döneminde birisi hanımını boşayınca; “şaka olarak veya oynamak istedim” deyince, bu ayet nazil oldu; وَلاَ تَتَّخِذُوَاْ آيَاتِ اللّهِ هُزُوًا “…Allah’ın âyetlerini eğlenceye almayın…”
Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem bu boşamayı boşanma saydı ve şöyle buyurdu:
” ثَلاَثٌ جَدهن جد وهزلهن جد: النكاح والطلاق والرجعة”
“Üç şey vardır ki onların ciddisi de ciddi, şakası da ciddidir. Bunlar: Nikâh, boşama, Ric’at (boşadıktan sonra tekrar eşini döndürmek)tir.” (Ebu Dâvud\, Tirmiz, İbn, İbni Maceh)
Alibin Ebi Talip, İbni Mesut ve Ebi Derda’ın şunu söyledikleri rivayet edildi:
” ثَلاَثٌ من قالهن لاعبا أو غير لاعب فهن جائزات عليه: النكاح والطلاق والعتق”
“Üç husus vardır ki; adam oynayarak veya oynamayarak onları söylesin; vuku da bulunur; boşamak, azad etmek ve evlenmektir.” (Tirmizi)
Bu üç sahabe kişi şakayla söylese de vuku bulmuş olur dediler.
Burada Allah ve Resulü bu hususlarla insanları oynamamaları hususunda şiddetlice uyarmaktadır. Talak veya kadını geri döndürme meselesi hafife alınmaz. Müslüman şakacı olmamalı, daima ciddi olmalıdır. Bunun manası asık suratlı olsun demek değildir. Daha doğrusu konuşursa konuştuğunu uygular, uygulamak için konuşur veya söz verir. Özellikle bu şekilde karısıyla oynamak: Seni boşadım veya seni alıyorum, ondan sonra hayır ben seninle oynamak istedim, şaka yapmak istedim der! Bu davranış kadına çok eziyet getirir. Başka görüşe göre talak vuku olmasa da günah işlemiş olur. Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem bunu vurgulamak istedi. Zira talak ciddi bir kararla alınmalıdır:
وَإِنْ عَزَمُوا الطَّلَاقَ فَإِنَّ اللَّهَ سَمِيعٌ عَلِيمٌ
Eğer boşamaya karar alırlarsa Allah onları (işiten) işitir ve (bilen) bilir.” (Bakara 227)
Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem in hadisi bu hususun ciddiyetini vurgulamak istedi, erkek böyle oynarsa günahkâr olur. Zira Allah kendi emir ve nehiyleriyle oynamayı haram kılmaktadır, Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem ise bunu vurguluyor. İslam Hilafet devleti bu adamı cezalandırır Ya kadını iyilikle boşaması ya da iyilikle döndürmesi için sıkıştırır. Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem devlet reisi iken bunu uyguladı.
Boşama konusunda kadının rızası şart değildir. Fakat evlilik hususunda kadının rızası şarttır. Fakat bunu diyen kimsenin sözü ciddiye alınır ve ondan sonra şaka olarak söylediği anlaşılırsa onun hesabı vardır.
Allah Müslümanlara şunu hatırlattı:
وَاذْكُرُواْ نِعْمَتَ اللّهِ عَلَيْكُمْ وَمَا أَنزَلَ عَلَيْكُمْ مِّنَ الْكِتَابِ وَالْحِكْمَةِ يَعِظُكُم بِهِ
“…Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini, size öğüt vermek üzere indirdiği Kitab’ı ve hikmeti hatırlayın…”. Allah’ın nimeti, İslam’dır. Bu hidayet ve nurdur. İnsan bu nimet için Allah’a şükretsin. Bu şükür hem lafızla hem uygulamakla hem de diğerlerine anlatmakla gerçekleştirilir.
Allah’ın nimetlerinden lafızla söz etmek; insanlara bu nimetin ne kadar büyük olduğunu ve insanı ne kadar mutlu kılacağını anlatmaktır. Zira bütün sorunları köklü ve doğru şekilde çözer. Misal olarak; boşanma meselesidir. Cahiliyede adam karısına eziyet vererek onu askıda bırakıyordu, ona hakkını vermiyordu, iyilikle onu yanında tutmuyordu ve iyilikle boşamıyordu. Gayri ciddi bir şekilde “şaka söyledim” diyerek karısını boşuyordu veya geri alıyorum diyordu, ama gerçek almıyordu, sırf ona zarar vermek için yapıyordu. İslam bunu yasakladı, bu şekilde erkek ve kadın arasındaki ilişki güzel bir şekilde düzenlendi. Kadın erkeğin elinde bir emanettir, bu emanete ihanet etmek büyük günahtır.
Yine, Allah’ın kitabını ve hikmetini anlatmamız gerekir. Kitap; Kuran’ı Kerim’dir, hikmet ise; Sünnettir.
Burada Allah hikmeti kendisinin Resulüne indirdiğini açıkça vurgulamaktadır. Bunun manası sünnet Allah’tandır. Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem’in açıklaması, uygulaması ve bir şeye karşı susması vahiydir, Allah’tandır. Necim suresinde ilk ayetlerde geçtiği gibi
وَالنَّجۡمِ اِذَا هَوٰىۙ مَا ضَلَّ صَاحِبُكُمۡ وَمَا غَوٰىۚ وَمَا يَنۡطِقُ عَنِ الۡهَوٰىؕ اِنۡ هُوَ اِلَّا وَحۡىٌ يُّوۡحٰىۙ
“Battığı zaman yıldıza and olsun ki; arkadaşınız (Muhammed) sapmadı ve batıla inanmadı. O arzusuna göre konuşmaz, konuştuğu şey ancak kendisine vahyedilen bir vahiydir.”[Necm Suresi 1-4]
İşte, Allah’u Teala bu ayette hem kitabı indirdiğini bildirdi hem de hikmetten bahsetti. Burada hikmetten kasıt; Sünnettir. Kitabı ve onun açıklaması olan sünneti Resulüne vahyetmiştir. Çünkü kitabın açıklanması o kadar mühimdir ki bu açıklama olmadan kesinlikle Kur’an doğru şekilde anlaşılmaz ve uygulanamaz.
Zira Allah şöyle buyurdu:
وَاَنۡزَلۡنَاۤ اِلَيۡكَ الذِّكۡرَ لِتُبَيِّنَ لِلنَّاسِ مَا نُزِّلَ اِلَيۡهِمۡ وَلَعَلَّهُمۡ يَتَفَكَّرُوۡنَ
“Sana bu zikri indirdik ki, insanlara indirileni açıklayasın, umulur ki düşünürler.”[Nahl Suresi 44]
Herkes aklına göre Kur’an’ı uygulamaya çalışacak, hayırlı detaylar hiç anlaşılmayacak, hayatın birçok meselesinin çözümü de bilinmeyecektir. Birçok ayette Allahu Teala’nın Resulüne veya sünnete uymakla ilgili uyarısı vardır.
Burada; “…Allah’ın âyetlerini eğlenceye almayın…” sözünü Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem’in bunu nasıl açıkladığını ve yürürlüğe koyduğunu gösterdik. Adam şaka olarak; “karımı boşadım” deyince Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem bu ayetin açıklaması olarak bunu gösterdi. Adamı ciddi karar almaya sıkıştırıyordu, ciddi olmasını istiyordu. Ayrıca şu açıklamada bulundu; “Üç şey vardır ki onların ciddisi de ciddi, şakası da ciddidir. Bunlar: 1- Nikâh, 2- Boşama, 3- Ric’at.” . Bu şekilde adam karısıyla oynamasını yasakladı.
Allah’ın emirleri aynı anda öğüt olur, insanlara güzel söz olarak verildiği kabul edilir. Bu Allahu Teala’dan güzel söz olarak geldi. Bu, Allah’ın insanlara lütfundan ve şefkatinden ileri gelir. Müminler hiç cezadan korkmadan ve Allah daha cezayla korkutmadan ona uysunlar. Nitekim mümin cezadan korkmadan Allah’ın emrini uygular. Çünkü mümin Allah’a inanıyor, Onu seviyor, seve seve O’nun emrini yerine getiriyor.
Ayetin sonunda, Allah’u Teala öğüt verdikten sonra onları uyararak; “…Allah’tan korkun…” diye bir sert ifade kullandı. Öğüt dinlemeyen Allah’ın azabından korksun.
“Allah’ın her şeyi bildiği ve her şeyden haberi olduğunu bilin” ifadesi ayetin sonunda geçti. “Bilin veya bilesiniz” den kasıt kesin şekilde inanın demektir. Kur’an da “ilim edin”, “ilminiz var mı”, “ancak zanna uyarlar” “hiç ilimleri yoktur” gibi ifadeler kesin şekilde inanmak veya kesin delil göstermektir. İnsan kendisinin ne konuştuğunu ve içinde ne gizlediğini Allah’ın bildiğine inanırsa Allah’tan korkar. Bu nedenle, birçok ayetin sonunda; “Allah her şeyden haberdar,” “her şeyi işitir,” “görür,” “bilir” veya “buna inanın” ifadeleri geçmektedir. Mümin buna kesin şekilde inanırsa Allah’tan korkar, O’nun emrini yerine getirir ve nehyinden vazgeçer.