-160-

Boşanan kadının tekrar kendisini boşayan kimseyle evlenmesi:

Kadın kendisini boşayan erkekle tekrar evlenebilir mi?

Kadının evlenmesi için velinin izni gerekir mi?

Veli kadının istediği Müslümanın erkek ile evlenmesini eğeleyebilir mi?

وَإِذَا طَلَّقْتُمُ النِّسَاء فَبَلَغْنَ أَجَلَهُنَّ فَلاَ تَعْضُلُوهُنَّ أَن يَنكِحْنَ أَزْوَاجَهُنَّ إِذَا تَرَاضَوْاْ بَيْنَهُم بِالْمَعْرُوفِ ذَلِكَ يُوعَظُ بِهِ مَن كَانَ مِنكُمْ يُؤْمِنُ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ ذَلِكُمْ أَزْكَى لَكُمْ وَأَطْهَرُ وَاللّهُ يَعْلَمُ وَأَنتُمْ لاَ تَعْلَمُون

“Kadınları boşadığınız ve onlar da iddetlerini (bekleme müddetlerini) bitirdikleri vakit, aralarında iyilikle anlaştıkları takdirde, onların (eski) kocalarıyla evlenmelerine engel olmayın. İşte bununla içinizden Allah’a ve ahiret gününe inanan kimselere öğüt verilmektedir. Bu öğüdü tutmanız kendiniz için en iyisi ve en temizidir. Allah bilir, siz bilmezsiniz.”(Bakara 232)

Ayetin nüzul sebebi; Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem’in döneminde Ma’kel bin Yasar adlı Sahabe kız kardeşini amcasının oğluyla evlendirmişti. Bir müddet sonra bu adam Ma’kel bin Yasar’ın kız kardeşini boşadı. Fakat iddeti bitti ve onu yanına geri getirmedi. Bu adam ve kadın tekrar birbirlerini sevip, bir birlerine dönüp evlenmek istediler. Adam, tekrar eski karısıyla evlenmek için erkek kardeşi olan Ma’kel bin Yasar’dan onu istedi. Ma’kel bin Yasar bu adama şöyle dedi: “Hey! Sen alçaksın! Sana değer vererek kız kardeşimi seninle evlendirdim, ondan sonra onu boşadın! Allah’a yemin ederim ki tekrar sana dönmeyecektir.” Bunun üzerine Allah’u Teala bu ayeti indirdi. Ma’kel bin Yasar bu ayet nazil olunca şöyle dedi: “Rabbimi dinliyorum ve ona itaat ediyorum” diyerek adamı çağırıp; “seninle kız kardeşimi evlendiriyorum ve bu şekilde sana ikram ediyorum.”Dedi.

“Ma’kel bin Yasar Allah’ın rızası için yemini yerine getirmeyince kefaret verdi.” (Buhari, Tirmizi, Ebu Davud, İbni Maceh, İbni Cerir, İbni Abi hatem ve İbni Mardeveyh )

Bu ayetten kadının kendi kendini evlendiremeyeceği anlaşılmaktadır. Muhakkak onun velisinden istenir ve ancak onun velisi onu evlendirir. Eğer boşanmış kadınlar tekrar evlenmek istedikleri zaman böyle ise, hiç evlenmeyen kızların durumu daha evladır. Başka ifadeyle velilerinin iznini almaları gerekir ve bu sıhhat şartlarından sayılır. Eğer bu şart olmadan evlilik gerçekleşirse kadın günahkâr olur, fakat zinakar kadın sayılmaz. Bu konuyla ilgili birçok sahih hadis geçti. Hz. Ayşe Radiyallahu Anh  Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem’in şöyle dediğini rivayet etti:

” أيّما امرأة نكحت بغير إذن وليها فنكاحها باطل، فنطاحها باطل، فنكاحها باطل”

“Hangi kadın velisinin izni olmadan evlenirse onun nikahı batıldır, batıldır, batıldır:” (El Hakim) Yine başka Hadis’te şöyle buyurdu:

” لا تزوج المرأة المرأة، ولا تزوج المرأة نفسها، فإن الزانية هي التي تزوج نفسها”

“Kadın başka kadını evlendiremez, kadın kendi kendini evlendirmez. Nitekim zina eden kadın kendi kendini evlendirir.” (Tirmizi ve İbni Cerir)

 Bu hadislerin manası kadının velisinin izni olmadan kendi kendini evlendirmesi haramdır. Bunun karinesi Resulullah’ın onun öyle evlenmesi hakkında üç defa batıl demesi ve zina eden kadının yaptığına benzetmesidir.

Kadın boşanır ve iddetini (üç hayızlık süresini) doldurursa, kendisini boşayan eski kocasıyla evlenmek istiyorsa, hem kendisi hem eski kocası razı iseler evlenmeleri önlenmez. Zira birinci talak için üç hayızlık müddeti içerisinde hala karı koca sayılırlar. Yine de, ikinci talak için bu müddet vardır, iki taraf evli sayılırlar. Eğer bu müddet sona ererse artık karı koca sayılmazlar, kadın başka erkekle evlenebilir, direk eski kocasıyla da yeni sözleşme ve yeni mehirle evlenebilir. Öyleyse, kendisini boşayan erkekle tekrar evlenmesine bir mani yoktur.

Ancak üçünçü talaktan sonra direk eski kocasıyla evlenemez. Başka bir erkekle evlenecek ve bu erkek onu boşarsa veya ölürse eski kocasıyla yeni sözleşmeyle ve yeni mehirle evlenebilir. Bunu önceki ayetlerde, Bakara suresinin 230. Ayetinde açıkladık.

Allaha ve ahirete iman eden kimse Allah’ın emri kendisine zor gelse dahi “Allah’ı dinledim ve onu işittim” diyerek onu yerine getirir. Bunu Ma’kel bin Yasar adlı sahabe’de gördük. Bu nedenle; “…İşte bununla içinizden Allah’a ve ahiret gününe inanan kimselere öğüt verilmektedir…” dedi. Allah ve ahiret gününe inanmayan kimseler Allah’ın emrini dinlemezler. Yine; Allaha ve ahiret gününe imanı pek kavramayan kimse sanki inanmamış gibi davranıyor, Allah’ın emrini yerine getirmiyor ve ona isyan ediyor! Böyle kimseler ancak cezayla yola gelirler. İslam Hilafet devleti Allah’ın öğütlerine, yani emirlerine uymayanları cezalandırır. Bunun için bu devletin varlığı pek elzemdir, büyük bir farzdır.

Allah’ın emri izzeti nefisten ve çıkardan daha üstün gelir. O sahabe izzeti nefsi terk edip hiç inat etmeden Allah’ın emrini yerine getirdi. Razı olduğu halde kadının eski kocasına dönmesinin daha güzel ve daha temiz olduğuna, Allahu Teala’nın açıklamasının şüphesiz ki tam isabetli ve tam yerinde olduğuna inandı. Nitekim ikisi birbirlerini tanımış, hatalarını bilmiş ve gizli taraflarını örtmüştür. Bu halde, tekrar güzel bir aile oluşturulabilir.

Bu ayetten şu da anlaşılır; kadın veya kızı istediği Müslüman erkekle evlenmekten veliler engelleyemezler, engellerse günahkar olurlar. Ancak, veliler kadın ve kızlara kendilerine kimin daha uygun olduğunu göstererek ve ikna etmeye çalışarak nasihat verirler. Razı olmadıkları erkeklerle zorla da evlendiremezler. Hatta razı olmadığı halde zorla evlendirirse boşamayı isteyebilir. İbni Abbas Radiyallahu Anh  şöyle rivayet etti: Resulullah’a bir bakire kız gelip kendi babasının biriyle zorla kendisini evlendirdiğini söyledi. Resulullah ona evliliği devam ettirmede ve boşanmada seçenekleri gösterdi.” (Ebu Davud) 

İnsan ne kadar bilgili ve akıllı olursa olsun, insanı yaratan, gizliliği ve geleceği bilen Allah insandan daha fazla bilir. Onun Şeriatı, indirdiği hüküm, verdiği emir ve nehyettiği şey yegane isabetli ve doğru kanundur. Bütün Meclislerin ve Hükümetlerin çıkarttıkları kanunlar ve kararlar Allah’ın kanununa ters gelirse reddedilir. Sadece ve sadece Allah’ın emrine uyulur. Zira insanlar geleceği ve hayırlı olanı bilmezler sadece Allah bilir. Onlara doğrusunu ve hayırlısını seçip Resulü yoluyla insanlara bildirdi. Kuran ve Sünnetle vahyetti.