Batı Afganistan’da yenildi!
İslam dünyasındaki dostları akıllanıp doğru yola gelir mi?!
Taliban görüşmelerin tuzağından kurtulup Hilafeti ilan eder mi?!
Amerika başta olmak üzere Batı dünyası, İslam dünyasındaki demokrat ve laik tabileri ve ajanlarının Afganistan’da uğradıkları yenilgi onları hem korkuttu hem kızdırdı. Uğradıkları rezillik ve alçaklığı beklemediler. 16/8/2021 tarihinde ABD Başkanı Biden şöyle açıklama yaptı: “Afganistan’daki vaziyet beklediğimizden daha hızlı şekilde düşüp yıkıldı. Savaşa katılmaya hazır olmayan Afgan güçleriyle beraber savaşamayız”. Şunları da ekledi: “Şimdi gördüğümüz manzara dışarıdan saldıranların mezarı olarak tanınan Afganistan’da cereyan eden olayların seyrini değiştirebilecek bir askeri gücün var olmadığını ispatlıyor. ABD Afganistan’da bir trilyon dolar harcadı, Afgan ordusunu hazırladı, bu orduya bütün ihtiyaçlarını sağladı, fakat bu ordunun askerleri Taliban önünden kaçtılar”.
Biden mesuliyeti ABD’nin tayin ettiği ve kuklası olan Afganistan Başkanı Eşref Gani’ye atmaya çalıştı. Oysa bu kişinin gücü kalmadı, tamamen efendisi olan Amerika gibi yıkılmıştır. ABD’deki Kongre bu acı yenilgiyi sorgulamak istiyor. Kongres’teki Dış ilişkileri Komisyonu Başkanı Demokrat Senatör Bop Menendez şu acıklıma da bulundu: “Son günlerde Afganistan’da meydana gelen olaylar geçen yirmi sene boyunca Cumhuriyetçi ve Demokrat yönetimlerin arka arkaya gelen hatalarının zirvesidir. İşte siyasi programların ve istihbaratların başarısızlıklarının korkunç neticesini seyrediyoruz” (Reuters 17/8/2021)
Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier Twitter sitesinde 17/8/2021’de şöyle yazdı: “Kabil havaalanında ümitsizlik manzaraları Batıdaki siyasetçiler için bir rezilliktir”. Onun Başbakanı Merkel ise Afganistan’da olayların gelişimini “pek acı, dramatik ve korkunç” olarak vasıfladı. ( DPA 17/8/2021). Onun halefi, Demokrat Hristiyan Birliği Başkanı ve Başbakanlık için Birliğin adayı Armin Lachet şöyle açıkladı: “Afganistan’dan Batı güçlerinin geri çekilmesinin şekli kuruluşundan beri NATO için en büyük felaket sayılır” ( DPA 17/8/2021).
Fransa ve Batı Afrika’daki ajanları Afganistan’da Amerika ve ajanlarının uğradıkları rezilliğe uğrayacaklarından endişe etmeye başladılar. Kudüs gazetesi Fransız Le Monde gazetesinin yayınladığı raporu yayınladı. Şunu yazdı: “Taliban zaferinin yankıları Afrika Sahil Bölgesine çarpıyor. Oradaki cihadi hareketler Taliban’ın zaferini, Amerika’nın ve müttefiklerinin yenilgisini de kutladılar. Fransa güçlerine karşı Mali kamuoyundaki düşmanlık tırmanıyor. Meçhul gelecekten korku uzak değildir”. Mali’de ünlü Avukat Şeyh Ömer Konari’nin şu sözlerini aktardı:” Afganistan’dan Amerikalılar nasıl kaçmışsa bir gün gelip Mali’de bulunan Fransızlar ve Barış Gücü Mali’den kaçacak, bizi Teröristlerle karşı karşıya yalnız bırakacaklar”. Fransa ajanı olup 18/8/2020’de darbeyle düşen Mali Cumhurbaşkanının hükümetinde Dışişleri Bakanı Tibili Dramı’nın görüşlerini aktardı: “ Mali’den yabancı güçlerinin çekilmesine çağırı yapanlar savaş emirlerinin (mücahitlerin) çağrılarını tekrarlıyorlar. Çekilme düzenli olmalıdır”. Fransız gazetesi Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un geçen 10 Haziran’da “(Mali’de) dış operasyon olarak Fransız Barkhan Operasyonunun sona erdiği, Afrika Sahil Bölgesinde Fransız askeri varlığıyla ilgili derin değişim başlıyacağını, 2021 senesinin sonuna doğru oradan çekilmenin başlayacağı, zamanı gösterilmeyen süreç içinde en az güçlerinin %40’ının çkileceği, meydanda 2500 ile 3000 arasında asker kalacağının beklendiğine” dair açıklamalarını hatırlattı. Buna rağmen 2022 senesinin başlangıcında Kuzey Mali’deki Fransız askeri üslerinin kapatılmasıyla ilgili karar endişelidir. Nitekim 2012’de Mali ordusunun bazı mevkilerini düşmana (mücahitlere) teslim ettiğini hatırlattı. Bu ordu dokuz senedir Batı güçleri tarafından eğitiliyor, silahlandırılıyor ve finans ediliyor, buna rağmen düşmanla (mücahitlerle) rekabet yapmaya (çarpışmaya) hazır olmadığı gözüküyor. Gazete şunu da ekledi: “Batı müdahalesi her seferinde aynı şekilde gerileme gösteriyor”. Gazete şunu demek istiyor: Batı başta saldırır, fakat Müslümanlar teslim olmazlar, direnirler ve batı güçlerini yenip kovarlar. Nitekim Fransa terörle savaşmak adı altında ajan Mali hükümetinden ve BM’lere bağlı Güvenlik Konseyinden sahte kararlarla Ocak 2013’te sömürgeciliğinden kurtulmak isteyen Mali Müslüman halkına düşman saldırılarını başlatmıştı. İşte Afganistan’da yandaşlarının yenilgisinden dolayı panik ve korku onları sardı. Nihayetinde her seferki gibi Allah kendisinin ve Müslümanların düşmanını alçaltır.
İslam dünyasındaki Batı dostları ve müttefikleri olan Tunus Cumhurbaşkanı Kayis Saied veya Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan veyahut diğer yöneticiler, sair siyasi kimseler, demokratlar, laikler, liberaller ve solcular Afganistan’daki hezimeti düşünüp şaşkınlıklarından döneceklerini, Amerika, Britanya, Fransa ve Rusya’yı dost edinmekten vaz geçeklerine dair niyetlerinin var olup olmadığını bilmiyoruz?!
Oysa tövbe etmek için kendilerine ölüm gelmeden önce fırsat vardır! Eğer sapıklıklarından dönmezlerse, Tağut olan Batıdan, onun fikirlerinden, anayasalarından ve kanunlarından vazgeçmezlerse, Allah’a inanıp kopmayan sağlam kulpa yapışmazlarsa ve Allah’ın ipine sarılmazlarsa akıbetleri pek çetindir. Kıyamet gününde pişmanlık duyacaklar, o gün hileleri kendileri için bir fayda sağlamayacak, o gün paniğe kapılacak ve duvara çapmış kimseler gibi yere düşecekler. Daha doğrusu o günden önce azap ta görecekler. Onların benzeri olan kimseler hakkında Allah şöyle buyurdu:
“فَذَرۡهُمۡ حَتّٰى يُلٰقُوۡا يَوۡمَهُمُ الَّذِىۡ فِيۡهِ يُصۡعَقُوۡنَۙ يَوۡمَ لَا يُغۡنِىۡ عَنۡهُمۡ كَيۡدُهُمۡ شَيۡـًٔـا وَّلَا هُمۡ يُنۡصَرُوۡنَؕ وَاِنَّ لِلَّذِيۡنَ ظَلَمُوۡا عَذَابًا دُوۡنَ ذٰلِكَ وَلٰـكِنَّ اَكۡثَرَهُمۡ لَا يَعۡلَمُوۡنَ”
“Artık dehşete kapılacakları gün ile yüz yüze gelinceye kadar onları kendi halleriyle baş başa bırak. Kurdukları plan ve hileler o gün kendilerine hiçbir fayda sağlamayacak ve kendilerine yardım eden de olmayacaktır. Şüphesiz ki o zalimlere bundan (kıyamet gününden) önce bir azap daha var. Fakat çoğu bunu bilmezler” (Tur 45-47)
İşte Afganistan’da Amerika ve Avrupa’nın iki yakasıyla Batının uğradığı askeri yenilgi pek şiddetli ve acıdır! Bu yenilgi doğudaki dostlarına ve kendilerine hayran kimseler için şiddetli bir acıdır. Yirmi yıldır Müslümanlara yönelik sürdürdükleri zalimce saldırıları ve hayli harcamalarına rağmen yenilgiye uğradılar. Onlar hakkında Allah ne kadar doğru söyledi. Nitekim ondan daha doğru söyleyen yoktur. Şöyle buyurdu:
“اِنَّ الَّذِيۡنَ كَفَرُوۡا يُنۡفِقُوۡنَ اَمۡوَالَهُمۡ لِيَـصُدُّوۡا عَنۡ سَبِيۡلِ اللّٰهِ ؕ فَسَيُنۡفِقُوۡنَهَا ثُمَّ تَكُوۡنُ عَلَيۡهِمۡ حَسۡرَةً ثُمَّ يُغۡلَبُوۡنَ وَالَّذِيۡنَ كَفَرُوۡۤا اِلٰى جَهَـنَّمَ يُحۡشَرُوۡنَۙ”
“Kâfirler insanları Allah’ın yolundan saptırmak için mallarını harcarlar. Yine de bunun için mallarını harcayacaklar. Sonra bu onlara yürek acısı olacak, ondan sonra da yenilecekler. Kâfirler sonunda cehenneme sevk edilecekler” (Enfal 36)
Onlar için fikri ve siyasi bir yenilgi oldu; kendi kültürlerini yayamadılar, kendilerine bağlı olacak laik demokratik bir devlet tesis edemediler, milliyetçi laik bir ordu kuramadılar, oysa onun için yüz milyarlarca dolar harcadılar, eğitimine çok çabalar harcadılar, fakat bu ordu, kâfirlerin kendi güçlerine göre hiçe saydıkları, yırtık pırtık gördükleri mücahitler karşısında bir kaç gün dışında dayanamadı. Fakat hafife aldıkları bu Müslüman mücahitler Allah’a imanla, ya zafer ya cennet güvencesiyle silahlanan kimseler idi.
Evet, Afganistan dışarıdan zalimce saldıranların mezarı idi. Fakat bütün Müslüman memleketleri böyledir. Bu saldırganlar her hangi bir İslam memleketine girer girmez Müslümanlar onlara teslim olmazlar, hemen güçlerini toplarlar ve onları def etmek için cihat başlatırlar. Tamamen son zamanlarda Irak, Somali ve Mali’de olduğu gibidir.
Müslümanlar bir ümmet olup kurucusu ve ilk Başkanı olan Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem tarafından onlar için bir devlet kurulduktan sonra yaklaşık olarak 600 senedir rakipsiz dünyanın 1. büyük devletine sahip oldular. Haçlıların düşmanca saldırılarına teslim olmadılar ve vahşi katliamlarından korkmadılar, onları kovuncaya kadar onlarla savaştılar, onlar alçak olarak İslam memleketlerinden kaçtılar. Akabinde dehşet verici ve vahşi Moğol saldırıları geldi. Yine Müslümanlar teslim olmadılar, onlarla savaşıp yendiler. Ama ilginç olan şey, bunlar İslam’a gidiler. Tarihte böyle bir şey olmadı. (Güçlü bir halk saldırır ve saldırıya uğrayan insanların dinine girer!) Çünkü İslam fıtrata ve akla uygundur, insanlar cahili taassuplarını, batıl fikir ve dine olan körü körüne bağlılıklarını biraz bırakıp tarafsızca düşünürlerse muhakkak ki İslam’a girecekler. Fakat çoğu zaman kâfirler kendi kötü hallerini güzel görürler ve batıl inançlarını doğru bulurlar. Zira düşünmezler, saparlar ve diğerlerini saptırmaya çalışırlar.
Ancak fetihle ve kendileri üzerine İslam’ın tatbikiyle Allah’ın emri gelinceye kadar akletmeye başlar ve hidayete gelirler. Bu nedenle Allah’ın diniyle Müslümanlara hükmedecek Halifenin gölgesi altında cihadı başlatmak büyük farzdır.
Haçlıların ve Moğolların saldırılarından sonra Müslümanlar tekrar 300 sene boyunca dünyanın en büyük gücü ve hâkimi oldular. Devletleri zaafa göstermeye başlayınca 18. yüzyıldan veya bazı bölgelerde daha önce sömürgecilik yoluyla yeni haçlılar zalimce saldırılarını başlattılar. Müslümanlar teslim olmadılar, onlarla savaştılar ve onları kovdular. Fakat bu sefer kâfirler Müslümanlara karşı siyasi zafer gerçekleştirdiler. Onların devleti olan Hilafeti yıkabildiler, onların memleketlerini paramparça ettiler, bu memleketlerde kendilerine bağlı olan, kendi anayasalarını ve kanunlarını uygulayan, kendi laik demokratik fikirlerini yayan, kâfirler hesabına Müslüman halklarını ezen milliyetçi devletler kurdular.
Afganistan’da Amerika’nın yenilgisi kendi tabutuna çakılan yeni bir çividir. Zira Amerika aşağıya yuvarlanmaya başlamıştı. Birçok krizle, yenilgi ve başarısızlıklarla karşı karşıya kaldı. Hepsi ABD’nin tahtını salladı. Her hangi bir imparatorluk Afganistan’da yenilirse ondan sonra devletlerarası sahadaki mevkiinden düşer. Galiba, Britanya ve Sovyetler Birliğinden sonra Amerika’da bu gelecekle karşı karşıya kalacaktır. Zira diğer Batı devletleri, kokuşmuş ve yıpranmıştır, onun yerine geçemeye pek güçleri yoktur. Çin ve Rusya değişik nedenlerden dolayı onun yerine geçmeye ehil değiller.
Ancak Raşidi Hilafet devleti buna ehildir. Allah’ın izniyle kurulacaktır. Müslümanların değişik yerlerde gerçekleştirdikleri cüzi zaferler onun kuruluşuna birer ön adımlarlar sayılır. Müminler sevinsin, onun kuruluşunun şerefine nail olmak üzere bütün güçleriyle mücadele etsinler. Bu gerçeği idrak etmek için Taliban’ın yeterli fikri ve siyasi uyanıklığa sahip olmadığı gözüküyor! Zira yıkılan düşmanla görüşmeler içinde boğulmaktadır. Bu düşman meydanda askeri zaferi gerçekleştiremeyince görüşmelerle Masada dondurma yerken bir damla kan kaybetmeden siyasi zaferi gerçekleştirmeye çalışıyor.
Taliban bu görüşmeleri reddetmelidir. Bir kaç seneden beri düşmanın yenildiği ve sallandığını görürken bu görüşmelere katılmak niye?! Bazı tavizler gösterdi, böyle devam ederse Hilafeti ilan etmeye yaklaştığı söylenilemez.
Batı ve ajanları Taliban’ın Hilafeti ilan etmekten sakındırdı. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas şöyle dedi: “Her sene Afganistan’a 430 milyon Euro veriyoruz. Eğer Taliban Afganistan’a egemen olup Şeriatı uygularsa ve Hilafeti kurarsa onlara bir kuruş dahi vermeyeceğiz”. ( ZDF Almanya resmi Televizyonu 12/8/2021). BM’lerde düşen Afganistan yönetiminin temsilcisi Gulam İza akzay Güvenlik Konseyinin 16/8/2021’de yaptığı olağanüstü oturumunda “ Taliban’ın Hilafeti ilan etmesini” engellemeye çağırdı. (Aljazeera canlı yayın 16/8/2021)
Batı ve ajanları Hilafetin kuruluşundan çok endişelidirler, bu meselenin onları çokça korkuttuğu gözüküyor, her an onun kuruluşunu bekliyorlar. Zira orada Hizb-ut Tahrir’in çalışmasını ve tesirini takip ettikleri de gözüküyor. Zira bu hizip bu düşünceyi yaydı. Artık Hilafetin muhtemel kuruluşu dünya devletlerinden beklenen bir şey oldu. Nitekim bu düşünce yayıldı, kökleşmeye başladı, daha doğrusu 70 senedir onu yaymaya çalışan Hizb-ut Tahrir bunu tam kavradı ve diğer Müslümanlara kavratmaya çalışmaktadır. Bu Allah’ın yardımı ve muvaffakiyetidir.
Eğer Taliban Hilafeti ilan etmezse Allah bunu yapmak üzere başkalarına devredecektir. Zira Allah kullarına imkân verip ne yapacaklarını bekliyor. Onlarca seneden beri bu güne kadar durmadan yılmadan tam sebatla çalışan samimi kimseler vardır. Bunlar görüşmelerle veya küfür yönetimine katılımla veya tedricilik hikâyesiyle aldanmadılar. Ancak ilelebet onların lideri ve örneği olan Muhammed Sallallahu Aleyhi Vesellem’in yolunu izlerler ve onun sözünü tekrarlayarak onun tutumunu takınırlar:
” لو وضعوا الشمس في يميني والقمر في يساري على أن أترك هذا الأمر حتى يظهره الله أو أهلك فيه ما تركته”.
“Sağ elime güneş, sol elime ayı koysalar bu emri bırakmam, ya Allah onu yükseltir ya da onun uğrunda helak olurum” (İbni İshak)
Esad Mansur