Siyasi uyanıklığı sağlamanın iki yolu vardır:
- Yol: Siyasi uyanıklık, İslam akidesi açısından bütün dünya olaylarını izleyip değerlendirmektir. Müslüman sadece yerel olayları değil bütün dünya olaylarını sürekli izlemelidir. İslam akidesi ve ondan fışkıran fikirlerle değerlendirip siyasi görüş beyan eder. Bu şekilde siyasi uyanıklık ve tecrübe gerçekleşir.
- Yol: İslami fikirleri olaylara bağlamaktır. Müslüman Kuran ve Sünnetten fışkıran İslami fikirleri olaylara indirir. Ayet ve hadisleri akademik olarak veya sırf ilim edinmek için öğrenmez. Öğrendiği ayeti ve hadisi vakıaya indirir. Misal olarak: “Ey iman edenler! Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin. Kim onları dost edinirse onlardan olur” (Maide 50) ayetini okurken olaylara indirir: Bu şekilde NATO’ya üye olmak, ABD ve Avrupa’yı dost ve müttefik edinmenin haram olduğunu anlar, onları kesinlikle dost edinmez ve müttefik edinenlere karşı mücadele eder.
Birinci yol ile ikinci yol arasındaki fark:
Birincisinde; siyasi uyanıklığa sahip olan kimse siyasi tecrübeyi kazanır, devleti yönetebilir. Zira olayları sürekli izlerken sömürgeci devletlerin oyunları, entrikaları ve üsluplarını keşfeder. Bu şekilde İslam devletinde yönetici olunca kolayca bu devletlerin hilelerini suya düşürür ve onları yenilgiye uğratır. Siyasi olarak ustalaşmış olur.
İkincisinde; Sürekli olayları izlemekle İslam’a zıt her hangi bir şeyi kabul etmez. Müslümanların geneli böyle olunca genel siyasi uyanıklık gerçekleşir. Ama bu kişiler fazla siyasi tecrübeye sahip olmayabilir. Sömürgeci devletleri nasıl yeneceklerini tam bilmeyebilir ve devleti yönetemeyebilir. Ama ayetleri ve hadisleri olaylara bağladığından dolayı siyasi uyanıklığa sahip olur.
Âlim, şeyh, hoca veya her hangi bir Müslüman ayetleri ve hadisleri öğretirken olaylara bağlamazsa günahkâr olur.
Biri Müslümanım diye iddia ettiği halde İslam’a zıt olan laiklik, demokrasi, temel hürriyetler, insan hakları, milliyetçilik, vatancılık, maslahat ve menfaat gibi fikirler açısından olaylara bakarsa sapar ve kâfir güçlere mağlup olur. Zira onların bakışlarıyla bakar. Allahu teala şöyle buyurdu: “Ey iman edenler! Kâfirlere uyarsanız sizi gerisin geri döndürürler ve böylece hüsrana uğrayanlardan olursunuz”. (Al-i İmran 149)
Esad Mansur