İmanı güçlendirmenin yolları:
- Her şeyi düşünüp Allah’ın varlığını idrak etmek: Yaratılışımızı düşünürüz; bizi nasıl bir su damlasından yaratıp böyle bir varlık haline getirdi! Öyle bir vücut bahşetti, organlar, sistemler, gözler ve kulaklara sahip olduk! Ağaçlar nasıl ufak bir çekirdekten böyle büyüyüp meyve verir hale geldi! İşte her şeyi nasıl yarattığını ve düzenlediğini düşünmektir.
- Her şeyi yarattığına ve düzenlediğine göre her şeye kadirdir, güç sahibidir, her gücü yenebilir, yok edebilir: Bu nedenle ona tam tevekkül etmek, sadece ondan yardım istemektir: Müslüman her zaman sanki Allah’ı görür gibi bir hal içinde bulunur, arkamda O duruyor, kâinatı ve her şeyi O yürütüyor diye düşünerek hareket eder.
- Allah’ı devamlı anmak, sanki onu görüyor gibi düşünmek: Ona emirleriyle ve nehiyleriyle bağlanmaktır. Herhangi bir işi yaparken onun emrini ve nehyini hatırlamaktır. Onun azabı pek çetindir, ondan şiddetlice korkmaktır. Bizi hep görüyor, işitiyor bunu zihinde canlı tutmaktır.
- Öleceğimizi ve dirilip hesaba çekileceğimizi sürekli hatırlamak: Ne kazansak kazanalım hepsini burada bırakacağız, niye dünyaya düşkün olayım, yaşamı normal şekilde sürdürmek için rızkımı kazanmaya çalışayım, illa ev, apartman, lüks araba ve eşya, ne şekilde olursa olsun da elde edeceğim diyerek hiç düşünmemektir! Zaten öleceğiz, her an ölüm bizi yaklar, genç yaşlı hasta sağlıklı fark etmez, ecel gelince hemen gideceğim, korkulu günler bizi bekliyor, elde ettiğimizi bu dünyada başkalarına bırakacağız!
- Asıl hayatın ahiret hayatı olduğunu düşünmek: Dünya hayatı çok kısadır. Allah bizi bu dünyaya kısa bir zaman için getirdi, dünya cennetini verdi, bununla bizi düşündürdü: sizi bu dünyaya getirdim ve cenneti verdim, tekrar sizi diriltemeye, dünya cennetinden daha güzel cenneti takva sahibine vermeye, kâfirleri cehenneme atmaya kadir değil miyim? Elbet kadirdir. İşte hep ahireti düşünmek ve istemek gerekir.
- Herhangi bir musibet başımıza gelirse Allah’ı, kaza ve kaderini hatırlamak: Bu musibet ya işlediğimiz bir suça kefaret olur, ya da bir imtihandır, buna karşı bize sevap verilecektir. Bu şekilde sabırlı ve güçlü mümin oluruz.
- Herhangi bir iyilik bize dokunduğunda bunun da, Allah’ın bir imtihanı olduğunu idrak etmek: Bu halde kibirlenip şımarmaktan ve haram işlemekten sakınmak gerekir. Kıyamet günü bundan sorulup hesabını vereceğimizi aklımızda tutmalıyız.
- Kuran’ı anlayarak okumak: Her ayeti derin derin düşünmek gerekir. Zira Kuran bize dünyayla ilgili her hususu hatırlattığı gibi hep ahireti hatırlatıyor, cenneti ve nimetleri sevdiriyor, cehennemden ve azabından korkutuyor.
- İmani atmosferde bulunmak: Allah’ı daima hatırlayıp onun emrine uyan ve nehyedenlerin çevresinde bulunmak, özellikle daveti taşıyanlarla beraber olmaktır. Zira onlar Allah’a davet ettiklerinden dolayı sürekli O’nu zikredip hatırlatırlar. Aynı anda hep dünyayı düşünen ve günah işleyenlerin çevresinden uzak durmaktır.
- Özellikle Hilafeti, İslam hâkimiyetini tesis etmek için zalimlere karşı mücadele edip zarar gören, hapse düşüp orada sebatlık gösteren ve hapisten çıktıktan sonra mücadelesini sürdüren kimselerle beraber olmak: Zira en güçlü imana sahip olanlar bunlardır. Allah’ın gerçek velileri, evliyaları bunlardır.
Son olarak şu ayet-i kerimeyi hatırlatalım:
وَاصۡبِرۡ نَـفۡسَكَ مَعَ الَّذِيۡنَ يَدۡعُوۡنَ رَبَّهُمۡ بِالۡغَدٰوةِ وَالۡعَشِىِّ يُرِيۡدُوۡنَ وَجۡهَهٗ وَلَا تَعۡدُ عَيۡنٰكَ عَنۡهُمۡ ۚ تُرِيۡدُ زِيۡنَةَ الۡحَيٰوةِ الدُّنۡيَا ۚ وَلَا تُطِعۡ مَنۡ اَغۡفَلۡنَا قَلۡبَهٗ عَنۡ ذِكۡرِنَا وَاتَّبَعَ هَوٰٮهُ وَكَانَ اَمۡرُهٗ فُرُطًا
“ Sabah, akşam Rablerinin rızasını dileyerek O’na dua ve kulluk edenlerle beraber sabret! Dünya hayatının güzelliklerini isteyerek gözlerini o kimselerden ayırma! Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, heva ve hevesine uyan, onun işinde aşırılığa giden (Allah’ın sınırlarını aşan) kimselere uyma”. (Kehf 28)
Esad Mansur