Soru:

Eşler boşandıkları zaman kazanılmış mal, para, ev, arsa, gibi malların paylaşımı hakkındaki şeri hüküm nedir?

Cevap:

Mal, para, ev, arsa gibi malların kime ait olduğunu tespit etmek gerekir. Eğer erkeğe ait ise boşandıktan sonra erkeğin olur. Erkek boşadığı kadına iddet esnasında 3 ay küsür nafaka verir. Mihir vermemişse mihri verir.

Eğer kadın boşanmak istemişse, hulu’ denilen şey istemişse mihir almışsa mihri erkeğe iade eder. Nafakası da yoktur.

Eğer kadın kendisine ait mal varsa, kendi parasıyla bir arsa, bir araba veya her hangi bir eşya almışsa veya babasından annesinden miras almışsa bu mal kendisine aittir, kocası ondan bir şey alamaz.

Eğer ortakça mal almışlarsa herkes payını alır.  Beraber bir daire almışlarsa herkes ne kadar ödemişse payını alır. Paylaşma gününde daire değerlendirilir, fiyatı biçilir, herkesin ne kadar oranı varsa o kadar alır. Misal olarak, eğer daireyi 100 bin TL ile almışlarsa boşanma gününde daire fiyatı değerlendirilir. Fiyatı 120 bin TL ile değerlendirilirse ve herkesin oranı %50 ise herkes 60 bin TL alır. Ya bu daire satılır, bu şekilde herkes payını alır, ya da biri daireyi alır, alan kişi diğerine 60 bin TL öder. 

Hediye edilen eşyalar ise, eğer kadına hediye edilmişse kadının hakkıdır. Erkeğe hediye edilmişse erkeğe aittir. Eğer ikisine, evlerine hediye edilmişse eşitçe arasında paylaşırlar.

Boşanma olduktan sonra birbirlerine mirasçı olmazlar. Sadece hayatta iken ayrılmışlarsa yukarıda gösterdiğimiz gibi paylaşırlar. Herkes hakkını alır. Erkek karısına hediye ettiği malı geri alamaz, onundur. Tersi de aynı şekildedir. Kadın kocasına hediye etmişse geri alamaz, onundur. Hediye etmek mülk edindirmektir. Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:

” ليس لنا مثل السوء، الذي يعود في هبته كالكلب يرجع في قيئه” (البخاري)

“Bizim için kötü örnek olan bize ait değildir.  Kötü örnek ise hibesinden veya hediyesinden vazgeçip geri alan kimsedir. Onun misali kustuğunu geri yalayan köpeğin misali gibidir.” (Buhari)

Evli iken nafaka erkek üzerindedir. Kadının eve harcaması farz değildir, parası varsa onundur, eğer eve harcamışsa sevabını almış oldu.

 اَلرِّجَالُ قَوَّامُوۡنَ عَلَى النِّسَآءِ بِمَا فَضَّلَ اللّٰهُ بَعۡضَهُمۡ عَلٰى بَعۡضٍ وَّبِمَاۤ اَنۡفَقُوۡا مِنۡ اَمۡوَالِهِمۡ‌ؕ

“Allah’ın (insanların) bir kısmını bir kısmına üstün kılması ve erkeklerin mallarından harcama yapmalarından dolayı erkekler kadınlardan sorumlu oldular”. (Nisa 34)

وَلَهُنَّ مِثۡلُ الَّذِىۡ عَلَيۡهِنَّ بِالۡمَعۡرُوۡفِ‌ وَلِلرِّجَالِ عَلَيۡهِنَّ دَرَجَةٌؕ

“Marufa göre kadınlar kendileri üzerlerine kocalarının ne hakkı varsa onların kocaları üzerlerine de hakları vardır. Ancak erkekler onlar üzerlerine daha üstün bir dereceye sahiptirler”. (Bakara 228)

Bu “daha üstün bir derece” ise erkeklerin kadınlardan sorumlu olması ve onlara nafaka vermesidir. Marufa göre onları geçindirmelidir ve bir meskende oturtmalıdır.

اَسۡكِنُوۡهُنَّ مِنۡ حَيۡثُ سَكَنۡـتُمۡ مِّنۡ وُّجۡدِكُمۡ وَلَا تُضَآرُّوۡهُنَّ لِتُضَيِّقُوۡاعَلَيۡهِنَّ‌ؕ وَاِنۡ كُنَّ اُولَاتِ حَمۡلٍ فَاَنۡفِقُواعَلَيۡهِنَّ حَتّٰى يَضَعۡنَ حَمۡلَهُنَّ‌‌ ۚ فَاِنۡ اَرۡضَعۡنَ لَـكُمۡ فَاٰتُوۡهُنَّ اُجُوۡرَهُنَّ‌ۚ

(boşadığınız kadınları) gücünüze göre oturduğunuz meskende oturtun. Onları sıkıntıya sokmak için onlara zarar vermeye çalışmayın. Eğer hamile iseler doğum yapıncaya kadar onlara nafaka verin. Eğer çocuklarınızı emzirirlerse onlara emzirme ücretini verin”. (Talak 6)

Boşandıktan sonra iddet esnasında erkek boşadığı kadının meskeni ve nafakasını temin etmelidir. Hamile ise doğum yapıncaya kadar nafaka vermelidir. Çocuğu emzirirse ücret hak eder, zira onun karısı değildir.

İşte kadına ait mal neyse verilir, hakkıdır. Ortakça malları varsa paylaşıp ayrılırlar, artık boşanmadan ve iddet bittikten sonra birbirlerine yabancı olurlar.

Talak kötü bir şeydir, esas ise eşlerin birbirleriyle anlaşmasıdır, herkes hakkını, vacibini, görevini bilsin, eda etsin, ne kadar birbirlerine küserlerse de anlaşmaya çalışsın. Birbirlerine karşı sabretsin, kibirlenmesin ve inatlaşmasınlar.

Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem şöyle buyurdu:

” إذا صلت المرأة خمسها وصامت شهرها وحفظت فرجها وأطاعت زوجها قيل لها ادخلي الجنة من أي أبواب الجنة”

“Kadın beş vakit kılarsa, Ramazan ayını tutarsa, fercini (ırzını) korursa ve kocasına itaat ederse cennetin hangi kapısından girmek istiyorsa serbesttir.” (İbni Hanbel ve İbni Habban)

Resulullah’ın hanımı olan Ümmü Seleme Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem’in şöyle dediğini işittim dedi:

”  أيما امرأة ماتت وزوجها عنها راض دخلت الجنة”

“Hangi kadın kocası kendisinden razı olarak ölürse cennete girer.” (El Hakim, Tirmizi)

Karısından sevmediği şey görürse sabretsin, afetsin kadın da aynı şeyi yapsın.

وَعَاشِرُوۡهُنَّ بِالۡمَعۡرُوۡفِ‌ ۚ فَاِنۡ كَرِهۡتُمُوۡهُنَّ فَعَسٰۤى اَنۡ تَكۡرَهُوۡا شَيۡــًٔـا وَّيَجۡعَلَ اللّٰهُ فِيۡهِ خَيۡرًا كَثِيۡرًا

“Onlarla (kadınlarınızla)  marufla (tanındığı gibi) güzellikle geçinin. Eğer onlardan nefret ederseniz; umulur ki nefret ettiğiniz şeyde Allah birçok hayır takdir eder”. ( Nisa 19)

Anlaşamazlarsa hayırlı Müslümanlar onlar arasında sulh yapmaya çalışmalıdır. Allah şöyle buyurdu:

وَاِنۡ خِفۡتُمۡ شِقَاقَ بَيۡنِهِمَا فَابۡعَثُوۡا حَكَمًا مِّنۡ اَهۡلِهٖ وَحَكَمًا مِّنۡ اَهۡلِهَا‌ ۚ اِنۡ يُّرِيۡدَاۤ اِصۡلَاحًا يُّوَفِّـقِ اللّٰهُ بَيۡنَهُمَا‌ ؕ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ عَلِيۡمًا خَبِيۡرًا‏  

“Karı koca arasında bir ayrılıktan korkarsanız kocanın ailesinden bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem getirin. Eğer aralarını düzeltmek isterlerse Allah da onların arasını bulmaya muvaffak kılar. Şüphesiz ki Allah bilendir ve her şeyden haberdardır” (Nisa35)  

Hilafet devleti olunca hâkime müracaat edince arasında hallufasl yapar, herkese hakkını verir.

Esad Mansur