Ukrayna ve Gazze Savaşları Hakkındaki Gerçekler!
Gazze savaşı patlak verdiğinde Batılıların dikkati, gerek öneminden gerekse Yahudi varlığının vahşetine ve erkeklerden önce çocukları ve kadınları katletmesi konusunda tanık oldukları dehşetten dolayı bu savaşa yöneldi; dolayısıyla onların genelinin, Batı’nın bu vahşeti destekleyen ve şayet insanların görmesini sağlayan elektronik iletişim araçları olmasa bunları örtbas etmeye çalışan tutumlarına rağmen bu vahşete karşı oldukları ortaya çıktı. Bu yüzden davet taşıyıcılarının, bu araçların önemini anlamaları ve onları en iyi şekilde kullanmaları gerekir.
Nitekim Batılıların, özellikle 08/06/2023 tarihinden bu yana devam eden Ukrayna’nın Rus karşıtı saldırısından, sağladıkları devasa silahlara ve yüksek düzeyde uzmanlıklara rağmen kayda değer bir sonuç alınamamasından dolayı Ukrayna savaşına olan ilgileri azaldı. Hatta Rusya’nın Ukrayna’nın diğer bölgelerine ilerlememe ve işgal ettiği ve kendisinin bir parçası olarak gördüğü bölgelerle yetinme politikası izlediği görülüyor; zira şayet biraz ilerlese bu bölgeleri savunmak için olacak ve bir saldırıya uğradığında da yenilgi sayılmasın diye geri çekilmeye hazırlanacak ki zaten hedefi de bu değildir; çünkü savaş onu yıprattığı gibi bu savaştaki hedeflerini de gerçekleştirmedi, aksine kendine karşı Ukrayna cephesinin üç katı uzunluğundaki Finlandiya cephesini açtı; zira İsveç bir yana Finlandiya’nın NATO’ya katılmasını hiç beklemiyordu.
Nitekim aralarındaki (Rusya-Finlandiya) gerilim, Finlandiya’nın 18/11/2023 günü Rusya ile olan dört geçiş noktasına engel koyduğunu açıklamasıyla daha da şiddetlendi ve bu Rusya’yı öfkelendirdi; zira Rusya, Kremlin Sözcüsü Peskov aracılığıyla şunları söyledi: “Rusya, tarihte Finlandiya’yı hiçbir zaman tehdit etmedi ve bizim herhangi bir çatışma için herhangi bir nedenimiz de olmadı. Şimdi onlar bu yolu tercih ettiler. Bize göre bu, büyük bir hatadır.” Ve onu, “ikili ilişkileri bozmakla” suçladı. (TASS-Rus Haber Ajansı). Dolayısıyla Amerika’nın liderliğindeki Batı, Rusya’yı hezimete uğratabilmek için Ukrayna savaşını sürdürmesinin yanı sıra Rusya’nın güçlerini başka cephelere dağıtmak istiyor.
Ukraynalılar hayal kırıklığına uğradı; bu yüzden ABD Savunma Bakanı Austin onları ziyaret etti ve Başkanları Zelenski’ye şunları söyledi: “Ukrayna için elimizde sihirli bir değnek yok” ancak “desteğimizin devam edeceği konusunda sizi temin ederiz.” Yani sabırlı olun ve tahammül edin, zira savaş uzun demek istemiştir. ABD yönetimi, Ukrayna’yı, Yahudi varlığını, Tayvan’ı ve sınır güvenliğini desteklemek için 106 milyar Dolar değerinde ortak yardım paketi hazırladığını ve bunun 2025 yılının başında Kongre tarafından onaylanmayı beklediğini duyurdu. Ayrıca NATO Lojistik Komutanı Alexander Solfrank, NATO kuvvetlerinin, Rusya’ya karşı koymak için Avrupa çapında serbestçe hareket etmesine olanak sağlayacak bir askeri Schengen bölgesi kurma planını açıkladı. Peskov da, 24/11/2023 günü Rusya’nın bu konudaki endişesini ifade etti. (Reuters).
Cumhuriyetçi aday Trump’ın iktidara gelmesi halinde, Amerika’nın hedeflerini gerçekleştirmeden savaşı durdurması pek mümkün görünmüyor; çünkü bu bir devlet politikası olup ihtilaf ise üsluplardadır; bu yüzden o, tüm yükü Amerika’ya yüklemek yerine şantajları, açık tehditleri ve başkalarını kullanmayı benimsemişti. Zira bunu şu sözlerle dile getirmiştir: “Avrupa’nın daha fazla para vermesini istiyorum, bizi aptal sanıyorlar, 170 milyar Doları uzak topraklara harcıyoruz, onlar da o toprakların hemen yanı başındalar. Bunun böyle devam edeceğini sanmıyorum.” (Şarkul Avsat). Nitekim Avrupa, Trump’ın kazanması durumunda, savaşı desteklemeye devam etmesi halinde onu hoşnut etmek amacıyla bu masrafları karşılamak için Kanada ile görüşmelere bile başladı. Ama Avrupa’nın Ukrayna’da yaşanan durumu kabullenip Amerika’nın kendisini içine bulaştırdığı ve Rusya’nın kendisine karşı konumunu güçlendirecek ve kendi uykularını kaçıracak emri vakiye teslim olması zordur.
Ukrayna savaşı uzundur; çünkü Rusya’yı yenmek kolay olmadığı gibi Rusya da kendisinin düşmesini istemeyen büyük bir ülke ve öldürücü silahlara sahiptir ki Amerika da bunun farkındadır. Bu yüzden Amerika, savaş sürecini günlerce ve aylarca değil, yıllarca uzatarak Rusya’nın gücünü tüketmek istiyor. Zaten Ukraynalılar da sadece Batı’nın desteğiyle ayakta kalabilirler. Batı, 2014 yılında siyasi oyunlarla kandırıp tarihinde ilk kez Ukrayna’nın Rusya’dan koparılmasını başarmasının ardından Rusya’nın yeniden Ukrayna üzerindeki hegemonyasını kabul etmiyor.
Avrupa savaşları her zaman uzun olur; çünkü bu savaşlar büyük ve bağımsız güçler arasında meydana gelmektedir. Bu yüzden bir taraf diğer tarafa üstün gelene kadar bu savaşları durdurmak kolay değildir. Ukraynalılar bu savaşın yakıtı ve kurbanı oldukları gibi Amerika ve Batı ise kendi çıkarlarını gerçekleştirmek için bunu hiç umursamıyorlar.
Gazze savaşı ise sınırlı olup Ukrayna’daki savaş uzun olduğundan Batı’nın Ukrayna’ya olan ilgisini tamamen zayıflatmaz.
Nitekim Gazze savaşı ve Ortadoğu’daki savaşlar her zaman kısa olur; çünkü bu savaşların etrafında döndüğü eksen, Ortadoğu’nun 100 yıldan fazla bir süre önce Batı’nın hegemonyası altına girmesinden bu yana bölgedeki Yahudi varlığının pekiştirilmesidir. Zaten bu varlık, Batı’nın İslam dünyasının kalbindeki gelişmiş bir üssü olsun diye kurulmuştur ki bu sayede İslam’a, Müslümanlara ve onların kalkınmalarına karşı savaşabilsin. Çünkü Yahudi varlığı uzun savaşlara tahammül edemez; bu yüzden savaş haftalar veya aylarca süreceği için onu hızlı bir şekilde bitirmek istiyor. Çünkü bunlar, askeri değil siyasi savaşlardır. Zira bölgesel güçler büyük güçlere tabi olup onların emirlerine uymaktadırlar. Dolayısıyla savaşın durdurulmasını emrettiğinde, siyasi hedeflerinin gerçekleştiğini veya haddi aşıp zarar verebileceğini gördüğünde bir şekilde durdurur. Nitekim ümmet ile sömürgeci güçler arasındaki savaş daha henüz başlamadı; zira ajan rejimler hala halklarının kaderini kontrol etmeye devam ediyorlar.
Ortadoğu, Batı hegemonyasının kaderini belirleyen küresel bir statüye sahiptir. Bu nedenle Gazze savaşı patlak verdiğinde tüm dikkatler ona çevrildi. Çünkü onlar, Yahudi varlığının çökmesini engellemek istiyorlar. Şayet ümmet kendi başına bırakılsaydı, Amerika’nın burnunun toprağa sürtündüğü Afganistan savaşı gibi savaş uzun sürecek ve savaşın uzunluğu ve ümmetin savaştaki yiğitliği sayesinde Yahudi varlığı paramparça olacak, savaşın kapsamı tüm ümmetin halklarını kapsayacak şekilde genişleyecek ve böylece sömürgeci ülkeler ve ajan rejimler özellikle Filistin’deki mücahitleri şeytanlaştırmayı başaramayacaktı; çünkü Filistin’in Müslümanların kalplerinde özel bir yeri vardır ve bu savaşın, arkasında sömürgeci düşmanların durduğu gâsıp düşmanla olduğu açığa çıkmıştır.
Dolayısıyla onlar (Batılı güçler), ümmetin inisiyatif almasını engellemek için bölgedeki ajanlarını kullanarak tüm güçleri, kurnazlıkları ve kötülükleriyle çalışıyorlar; bu yüzden ümmet, hükmen var olan ve geriye sadece kurulduğunun ilan edilmesi kalan Hilafetinin kurulması engellendiği için onlarla olan mücadelesini sürdürüyor. Zira ümmetin, Allah’ın yardımıyla 70 yıldır tohumlarını ekmeyi başaran ve kökleri yerin derinliklerine kadar uzanan ideolojik siyasi bir partisi vardır. Dolayısıyla onun köklerini sökmeyi başaramazlar, bu yüzden sadece dallanıp budaklanarak yemyeşil dallarını aşağıya sarkıtacak, insanlara gölge olacak ve onları meyve ve yemişiyle besleyecek olan gövdesinin ortaya çıkmasını geciktirmeye çalışıyorlar. Zira bu ümmet, asla teslim olmayan azim ve sabırlı bir ümmettir; bu yüzden ne zaman fırsatını bulsa azametini gösterir ve dinini ve varlığını savunmak için kendi canını feda eder; aha işte Haşim Gazze’de, düşmanın sahip olduklarına kıyasla çok az bir teçhizata sahip olan ümmetin içinden küçük bir grup, Batı’nın tüm ölümcül silahları temin ettiği ve bu silahları, intikam almak ve esirlerini karşılıksız olarak kurtarmak amacıyla çocukları, kadınları ve savunmasız erkekleri öldürmek için kullanan düşmanın vahşetine karşı direnmiştir; dolayısıyla düşman, sefil bir şekilde başarısız olmuş ve ateşkesi kabul ederek esirlerini Müslüman esirlerle takas emek zorunda kalmıştır.
وَلَيَنصُرَنَّ اللَّهُ مَن يَنصُرُهُ “
Allah (Kendi dinine) yardım edenlere muhakkak yardım edecektir.” [Hac 40]
Esad Mansur