Gayrimüslim Bir Amerikan Askeri: Filistin Halkına Karşı Müslüman Askerlerden Daha mı Kıskanç?!
Amerikalı asker Aaron Bushnell, ülkesinin, öldürme, yaralama, yerinden etme, aç bırakma, aşağılama, işkence yapma, evleri, hastaneleri, okulları ve tarlaları yok etme gibi Gazze halkına yönelik soykırım eylemlerini sürdüren Yahudi varlığına verdiği desteği protesto etmek amacıyla 25/02/2024’te Amerika’daki Yahudi varlığının büyükelçiliği önünde kendini yaktı.
Nitekim internette şöyle dediği bir video yayınladı: “Artık soykırımın suç ortağı olmayacağım.” Askeri üniformasını giyerek üzerine yanıcı bir sıvı döktü ve “Filistin’e özgürlük” sloganı atarak kendini ateşe verdi ve saatler sonra yanıkların etkisiyle öldü.
Bu askerin protesto süreci, özellikle yanlış bilgilendirme nedeniyle genel olarak Yahudilere sempati duyan Amerika içinde olmak üzere dünyanın dikkatini çekti; yani onların dikkatlerini daha güçlü bir şekilde Yahudilerin suçlarına ve Amerika’nın soykırım yaparken Yahudi varlığıyla suç ortaklığının boyutuna çekti. Amerika’nın Yahudi varlığına verdiği destek ve ona her türlü silahı temin ettiği aleni ve resmi olup gizli değildir. Çünkü Amerika, bu varlığı kendisinden bir parça ve Ortadoğu’daki bir üssü olarak görüyor; bu yüzden 75 yıldır ona her konuda destek veriyor. Nitekim Biden 18/10/2023 tarihinde Yahudi varlığıyla dayanışma ziyareti için Tel Aviv’e geldiğinde şöyle dedi: “Eğer “İsrail” olmasaydı bir “İsrail” icat etmek zorunda kalırdık.”
28/02/2024 tarihinde medya organları, New York Post Gazetesi’nden, kendini yakan ABD Hava Kuvvetleri askeri Aaron Bushnell hakkında yeni detaylar aktardılar. Örneğin bir arkadaşının ona, “Amerikan güçlerinin sahada çok sayıda Filistinliyi öldürdüğünü” gösteren gizli bilgiler gördüğünü haber verdiğini, “Bushnell’in kendisine çok gizli ABD askeri istihbarat verilerine erişim iznine sahip olduğunu bildirdiğini” söylediği ve arkadaşının da “onun asıl işinin, bir kısmı Gazze’deki “İsrail” çatışmasıyla ilgili istihbarat verilerini işlemeyi içerdiğini” söylediğini belirttiler. “Bushnell’in onu 24 Şubat Cumartesi gecesi – yani 25 Şubat Pazar günü öğlen kendini ateşe vermeden saatler önce aradığını” ve kendisine, “Amerikan ordusunun Filistin’de devam eden soykırım operasyonlarına karıştığına dair bilgiler gördüğünü” haber verdiğini söyledi. Bana, “Sahada güçlerimizin olduğunu ve çok sayıda Filistinliyi öldürdüklerini” haber verdi ve “Bushnell, Gazze Şeridi’nde Filistinli grupların kullandığı tünellerde Amerikan askerlerinin savaştığını” söyledi.
Bu, Amerika’nın Yahudi varlığına verdiği görünür siyasi, ekonomik, askeri ve medya desteğinin yanı sıra onu karada savaşan askerlerle de desteklediğine dair Amerikan halkının bir tanıklığıdır. Dolayısıyla Yahudi askerler korkak olduğundan, Amerika’nın, Yahudi askerlerin girmeye korktuğu tünellere asker göndermesi ihtimal dışı değildir. Nitekim Allah, 7 Ekim’deki Aksa Tufanı operasyonuyla onların kalplerine korku salınca Biden, Yahudi varlığına yaptığı ziyareti sırasında şöyle bir nitelendirmede bulundu: “İsraillilerde” derin bir yara bıraktı ve bu, 11 Eylül 2001’de gerçekleşen New York’taki saldırılardan 15 kat daha büyüktür.” Amerika’nın elinde, Afganistan’da, Irak’ta ve daha önce de Vietnam’da milyonlarca masum insanı öldürme, onlara işkence yapma, insanları yerinden etme ve ülkeyi yok etme tecrübesine sahip profesyonel suçlu katiller vardır; zira Irak’ta Ebu Garib’de, Afganistan’da Bagram’da ve Küba’da Guantanamo’da kurduğu hapishaneler tüm bunlara tanıklık ediyor.
Bu Amerikan askeri, ülkesinin Yahudi varlığıyla birlikte uyguladığı soykırımı taşıyamadı ve bunun sorumluluğunu üstlenmek istemedi; zira internette şöyle dediği bir video yayınladı: “Artık soykırımın suç ortağı olmayacağım.” Askeri üniformasını giyerek üzerine yanıcı bir sıvı döktü ve Filistin halkına destek sloganı olan “Filistin’e özgürlük” sloganı atarak kendini ateşe verdi.
Bu Amerikalı asker, özellikle Yahudi olmasa da kendisini Siyonist olarak tanımlayan Biden’ın liderliğindeki Amerikan liderleri olmak üzere Yahudilerin suçlarını ve onları destekleyenleri protesto etmek için onu bu eylemi yapmaya iten güçlü bir duyguya ve hisse sahiptir. Peki din ve diyar olarak Filistin’den uzak olan bu gayrimüslimin ihsası, Filistin sınırında veya yakınındaki kışlalarda konuşlanan ve rejimlerin harekete geçmelerini engellediği murabıt Müslüman askerlerin ve subaylarının ihsasından daha mı güçlü?! O halde kendilerini bağlayan zincirleri kırıp yozlaşmış rejimleri ateşe vererek duyguları körelmiş ve Yahudi akranlarının kalpleri gibi kalpleri taş kesmiş hain yöneticileri kaldırıp atmayacaklar mı?! Prangaları kırıp aslanlar gibi kükreyerek beldelerinin incisi Filistin’e doğru yola çıkarak burayı özgürleştirip oradaki kardeşlerini Yahudilerin ve onların Batılı ve Amerikalı destekçilerinin baskı ve zulmünden kurtarmayacaklar mı?! 7 Ekim 2023’te Gazze halkından olan kardeşlerinin harekete geçtiği gibi harekete geçip Yahudilerin kalplerine korku salarak bu sefer onları şayet yapabilirlerse ya New York’a, ya Berlin’e, ya Londra’ya, ya da Paris’e kaçmaya zorlamayacaklar mı?!
Ümmetin muhlis askerleri ve subayları bilsinler ki, yöneticilerinde hiçbir umut yoktur; bu yüzden Filistin’e doğru yola çıkmak için onların kendilerine emir vermelerini beklemesinler; zira şayet yöneticilerde zerre kadar ihsas ve duygu olmuş olsaydı, aylar öncesinden harekete geçerler ve sizlere emir verirlerdi! Oysa Yahudilerin katliamları ve onların iğrenç eylemleri, gayrimüslim bir Amerikan askerinin, tüm Müslümanların ve dünyanın dört bir tarafındaki birçok gayrimüslimin duygularını harekete geçirdi! Ama sizin yöneticilerinizin yapabileceği en büyük şey, kendilerini ve ayıplarını daha çok ifşa eden ve onları gelecekleri konusunda endişeye sevk eden savaşı durdurması için yanında izzet aradıkları Amerika’ya yalvarmak olacaktır; zira bu yöneticilerin halkları gece gündüz onlara lanet etmekte ve üstlerine fırlayıp onları paramparça etmek için fırsat kollamaktadırlar. Bu yöneticiler, başkanlar, krallar ve emirlerden oluşan seleflerinin akıbetinden hiç ders almadılar.
نَسُوا اللهَ فَأَنسَاهُمْ أَنفُسَهُمْ أُوْلَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ
“(Onlar) Allah’ı unuttular, bu yüzden Allah’ın da onlara kendilerini unutturdu; onlar yoldan çıkan kimselerdir.” [Haşr 19]
Zira onlar helak olup kabre gireceklerini, sonra diriltileceklerini ve Gazze’deki kardeşlerini ve tüm Filistin’i terk etmelerinden, kâfirleri dost edinmelerinden ve din ile hükmetmeyi terk etmelerinden dolayı âlemlerin Rabbinin huzurundan hesaba çekileceklerini unuttular.
إِنَّ اللهَ جَامِعُ الْمُنَافِقِينَ وَالْكَافِرِينَ فِي جَهَنَّمَ جَمِيعاً
“Elbette Allah, münafıkları ve kâfirleri cehennemde bir araya getirecektir.” [Nisa 140]
Esad Mansur