Haberlere Kısa Bir Bakış
1) Gazze halkı, Yahudilerin soykırımı sürdürmesini engellemek için Müslüman ülkelere çağrıda bulunuyorlar.
Gazze’deki hükümet medya ofisi 29/02/2024 günü, Yahudi varlığının güçlerinin, Gazze Şeridi’nin kuzeyinde bulunan Nabulsi kavşağı yakınındaki Raşid caddesinde yardım bekleyen halka karşı katliam yaptığını açıkladı. Bu da yaklaşık 140 kişinin şehit olması ve yaklaşık 700 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlandı. Ofis, işgal güçlerinin bu korkunç katliamı, Gazze Şeridi halkına yönelik soykırımın bir parçası olarak önceden planlayarak gerçekleştirdiğini belirtti; zira kurbanların yardım almak için bölgeye gittiklerini biliyordu ama onları soğukkanlılıkla öldürdü.
Aşağılık ve utanç verici bir tutumla, Ürdün ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi bazı Yahudi yanlısı rejimler havadan bazı yardımlar atmaya başladılar; oysa bu rejimler, kara yoluyla düşmana kesintisiz yardım ulaştırıyorlar. Hatta düşman, yardım beklemek için toplanan insanları bile bombalamaya başladı. Mısır, Gazze’ye geçişlerin olduğunu ve buradan yardımları girdirmeye güç yetiremediğini bildiği için havadan yardımların atılması konusunda bu ikisine katılacağını açıkladı!
Gazze’deki Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra şunları söyledi: “İşgalin son dönemde gerçekleştirdiği katliamlar, soykırım serisinde yeni bir dönüşümü teşkil ediyor.” Nabulsi kavşağı yakınındaki Raşid caddesindeki ölü sayısının artması muhtemeldir. “İşgal güçlerinin Gazze’nin kuzeyindeki 700.000 kişiyi hem hedef alarak hem de aç bırakarak sistematik katliam operasyonları işlediğini” belirtti. Gazze’deki Sağlık Bakanlığı 29/02/2024 günü, geçen 7 Ekim’deki Yahudi saldırısından bu yana şehit sayısının 30 bini aştığını belirtti.” Bu arada Yahudi güçleri, Gazze Şeridi’nin çeşitli bölgelerine şiddetli baskınlar düzenlemeye devam ediyor. Gazze Şeridi, Amerika ve Batılı ülkelerin tüm silah ve mühimmatını sağladığı düşman kuvvetlerine kıyasla çok az imkânlarla düşmana karşı direnişe devam etmesiyle birlikte neredeyse yok edilmiş bir hale geldi.
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin 29/02/2024 günü, kongre oturumu sırasında kendisine “İsrail’in” Gazze’de öldürdüğü çocuk ve kadın sayısının sorulması üzerine şöyle dedi: “25 binden fazla.” Ve şöyle ekledi: “Gazze’ye yönelik savaşın başlangıcında “İsrail’e” yaklaşık 21.000 hassas güdümlü mühimmat gönderildi.” (Reuters). Bunlar, imkânsızlıkları nedeniyle sayıları bilinmeyen enkaz altından kalan adamların dışında olanlar.
Gazze’deki hükümet ofisi, “dünyaya ve Arap ve İslam dünyasındaki ülkelere, soykırım savaşını durdurmak için derhal müdahale etme” çağrısında bulundu; ancak Müslüman ülkelerdeki devletler, onların çağrılarına icabet etmedikleri gibi yöneticileri de, Gazze’deki çocuk ve kadınlar başta olmak üzere masum insanların maruz kaldığı trajedilere ilişkin haberlerini duymak ya da resimlerini görmek istemiyorlar; bu yüzden onlara yardım etmek ve düşmanlarından intikam almak için orduları harekete geçirmediler; zira onların duyguları körelmiş olup mertlik ve adamlıklarını kaybetmişlerdir; dolayısıyla onlar, halklarının kendilerini devirmek için isyan etmemeleri amacıyla Amerika ve Batı’nın kendileri için bu savaşı durdurmalarını bekliyorlar.
————
2) Türkiye Dışişleri Bakan Yardımcısı: “İsrail’in” ihlal etmediği bir hukuk kuralı yok” dedi ama ülkesi desteklemeye devam ediyor.
Türkiye Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmed Yıldız 27/02/2024’te, İsviçre’nin Cenevre kentinde düzenlenen İnsan Hakları Konseyi’nin 55. oturumunda yaptığı konuşmada şunları söyledi: “İsrail’in” ihlal etmediği bir hukuk kuralı yok. Ahlaki bir kural da yok maalesef.” Ve şöyle dedi: “İsrail’in” Gazze’ye yönelik devam eden gelişi güzel ve barbarca saldırıları, uluslararası toplumun kanunlara dayalı uluslararası sisteme olan güvenini sarstı.” Ve şöyle dedi: “Türkiye ayrımcılık, Müslüman karşıtlığı (İslamofobi) ve antisemitizm gibi insan haklarına ilişin birçok toplantıya katıldı, birçok haktan, kuraldan bahsediliyor ama “İsrail’e” geldiğinde maalesef bunlar çok geçerli olmuyor ya da uygulatılamıyor.” (AA)
Buna rağmen Türkiye devleti Batı ile ittifak kurmakta, NATO saflarında savaşmakta, Yahudi varlığını desteklemeye devam etmekte ve saldırganlığını sürdürmesi için ona her gün ihtiyaç duyduğu her şeyi sağlamaktadır. Tıpkı Türkiye Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu’nun 11/01/2024 tarihinde itiraf ettiği gibi, Yahudi varlığını desteklemek için 7 Ekim-31 Aralık 2023 tarihleri arasında Türk limanlarından “İsrail’e” yaklaşık 701 gemi sefer yapmakta, yani günde ortalama yaklaşık 8 gemi gitmektedir. (El-Cezire, 11/1/2024). Bu gemilerin Yahudi ordusunu beslemeyip giydirmek için yiyecek ve giyecek taşıdığını, savaş sanayisi için hammadde sağlamak üzere demir ve çelik taşıdığını ve Yahudi tanklarını finanse etmek için Azerbaycan’dan gelen petrolü taşıdığını açıkladı. Hakeza Türkiye rejimi Yahudilerin saldırılarına ve Gazze halkına yönelik soykırıma ortak oluyor ve pratik olarak yaptığı her şeyi onaylıyor.
———–
3) Eski Yahudi Başbakanı: “İsrail’in” çıkarı bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasına izin veriyor.
Yahudi varlığının eski Başbakanı Ehud Olmert, 28/02/2024’te Amerikan Bloomberg ağına şunları söyledi: “İsrail’in” Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah’a yönelik olası bir kara saldırısı, ABD tarafından sürdürülemez olarak görülüyor. Ancak “İsrail” için çok daha tehlikeli olan, komşu Mısır’ın Yahudi devletiyle yaptığı 45 yıllık diplomatik anlaşmayı iptal edebilmesidir. Bu, “İsrail” ile Mısır arasındaki barış anlaşmasının çökmesine yol açabilir. Bu ise göze alamayacağımız bir risktir.” Mısır’ın henüz böyle bir tehditte bulunmadığını da belirtti. Ve şöyle dedi: “Sonunda bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasına izin vermek “İsrail’in” çıkarınadır. “İsrail” çok uzun bir süredir işgal nedeniyle dünya çapında birçok insanın nefretini kazanmıştır; çünkü bizler, uzun yıllardır Filistinlilerle makul bir anlaşmaya varmaya yönelik her türlü girişimi reddettik. Kendi kaderlerini tayin etme haklarını kullanabilecekleri ortamın oluşturulmasına yardımcı olmadık.” Olmert’in 2006-2009 yılları arasında Yahudi varlığının hükümetine başkanlık ettiği ve 2008 yılının sonu ile 2009 yılının başında Gazze’ye yönelik bir savaş başlattığı bilinmelidir.
Yahudiler Mısır’daki durumun değişeceğinden korkuyorlar ve onlar şimdi Amerika’ya bağlı Sisi’ye güveniyorlar; ancak durum kökten değişebilir ve 2011 yılındaki gibi olmayabilir. Dolayısıyla onlar, bir Filistin devleti kurulmasının kendi çıkarlarına olduğunun farkındalar; çünkü mevcut Filistin otoritesi onlara hizmet ettiği gibi o da onlara hizmet edecek ve bazıları da Filistin melesinin çözüldüğü vehmine kapılacaktır.
———–
4) Türkiye, Amerikan planı kapsamında Somali’de savunma iş birliği anlaşması imzaladı.
Somali hükümeti 21/02/2024 günü, Türkiye ile savunma iş birliği anlaşmasını onayladı; zira Somali Enformasyon Bakanı Davud Aveys Jama, X sosyal medya hesabından şunları söyledi: “Kabine, NATO üyesi ve Somali’nin yakın müttefiki Türkiye ile imzalanan savunma iş birliği anlaşmasını onayladı. Bu dönüm noktası niteliğindeki 10 yıllık anlaşma, Somali hükümetinin egemenliğini koruma çabalarını önemli ölçüde güçlendirecektir.” Ve anlaşmayı “çok önemli” bir adım olarak nitelendirdi.
Türkiye, 08/02/2024’te, Somali ile savunma ve ekonomik iş birliğine yönelik bir çerçeve anlaşması imzaladı. Nitekim Somali Başbakanı Hamza Abdi Barre, ofisi tarafından yayınlanan bir video kaydında bakanları önünde şunları söyledi: “Anlaşma, Somali’nin terörizm, korsanlık ve Somali sularına atık atılması korkusuna son verecek ve Somali kıyılarındaki dış tehditleri ve ihlalleri önleyecektir.” Ve Türkiye’yi “değerli ve güvenilir bir dost” olarak nitelendirdi. Somali Devlet Başkanı Hasan Şeyh Mahmud, başkent Mogadişu’daki başkanlık sarayında düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Anlaşma herhangi bir üçüncü tarafı hedef almıyor ve Somali Donanması kurmayı, Somali sularındaki doğal kaynaklardan yararlanmayı ve bunları korsanlardan, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ve terörizm gibi yasa dışı faaliyetlerden korumayı hedefliyor. Anlaşma bir çerçeve anlaşması olup uygulanması için on yıllık protokol ve anlaşmaları içermektedir… Türkiye, Somali’nin karasularını korumasına, kaynaklarını kullanmasına ve Somali’nin donanmasını rehabilite etmesine yardım etmeye hazır olduğunu ifade eden tek ülkedir.” (AA 22/2/2024)
Amerika’nın Somali’de nüfuzunun olduğu ve Erdoğan Türkiye’sine rejimi koruma ve destekleme rolü verdiği bilinmelidir. Bu yüzden Türkiye, Amerika’nın kendisi için çizdiği planlara göre her yerde hareket ediyor. Buna binaen Amerika liderliğindeki NATO kapsamında Suriye, Irak, Libya, Azerbaycan ve daha önce de Afganistan’a kuvvetler göndermişti. Ama Gazze halkını korumak için herhangi bir asker ya da herhangi bir silah parçası göndermiyor, aksine Yahudi varlığını destekliyor. Nitekim ona yönelik Amerikan emirleri verilmedi, dolayısıyla ertesi günü yani soykırımdan sonraki günü bekliyor; çünkü tıpkı barışın korunması için Güvenlik Konseyi kararlarının uygulanması adı altında Yahudi varlığını korumak için UNIFIL güçleri kapsamında Lübnan’a kuvvetler gönderildiği gibi Yahudi varlığını korumak için de kuvvetler gönderecektir.
———–
5) Fransa, ajanı Kays Said’e güvenlik programları finansmanında destek veriyor.
El-Cezire, Fransız dergisi Jeune Afrique’den 29/02/2024 tarihinde, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’in, Tunus Ulusal Güvenlik Genel Müdürlüğü’ne dijital tanıma, kimlik tespiti ve suça yönelik modern bir sistem sağlamaya hazırlandığını aktardı. Hem de ülkenin tanık olduğu boğucu ekonomik krize rağmen.
Dergi, bu otomatik biyometrik tanımlama sistemi programının Idema kurumu tarafından tasarlandığını belirtti; bu kurum ise, kimlik güvenliği hizmetleri sağlayan, özel şirketlere ve hükümetlere yüz tanıma ve diğer kimlik belirleme ürünleri ve yazılımları satan Fransa merkezli çok uluslu bir teknoloji şirketidir.
MBIS olarak adlandırılan programın maliyeti, Fransa İçişleri Bakanlığı Civipol Teknik İşbirliği Departmanı tarafından yaklaşık 6 milyon Euroya ulaşıyor. Bu programın hedefleri arasında, Tunus’un yeni suç ve terör biçimleriyle mücadele etmek için kara ve deniz sınırlarının güvenliğine katkıda bulunan devlet kurumlarının teknik ve operasyonel yeteneklerini yeniden yapılandırmasına ve güçlendirmesine yardımcı olmak yer alıyor.
Böylece Fransa, Suç ve terörle mücadele adı altında Kays Said’in rejimine ve onun nüfuzuna karşı çıkanlarla savaşmak için ajanı Kays Said’e yardım etmeye çalışıyor.
Esad Mansur