Rusya ve Ukrayna’daki Çıkmazı! Onu Nükleer Silah Kullanmaya Sevk eder mi?
Rusya’nın Ukrayna’daki çıkmazının ve oradaki tehlikeli durumun en açık ifadesi, Başkan Putin’in 21/02/2024’teki şu sözüdür: “Ukrayna’nın etrafındaki durum Rusya için bir ölüm kalım meselesiyken Batı’nın pek de umurunda değil. Bizim için bu bir ölüm kalım meselesiyken onlar (Batı) için ise taktiksel pozisyonlarını geliştirme meselesidir.” Yani Batı’nın Rusya’nın durumu ve gereksinimleriyle değil, kendi durumu ve Rusya karşısında güçlenmekle ilgilendiğini söylemek istiyor.
Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Medvedev, 21/02/2024 tarihinde Rus medyasının Ukrayna’daki Rus askeri operasyonunun coğrafi sınırlarıyla ilgili bir soruya yanıt olarak şunları söyledi: “Nerede durur? Bilmiyorum, sanırım koruyucu kemer oluşturma ihtiyacı hakkında söylediklerinizi dikkate aldığımızda hâlâ çok ve ciddi şekilde çalışmamız gerekiyor. Kiev’de mi olacak? Evet, belki de Kiev’de olmalı, şimdi olmasa bile bir süre sonra, belki de bu çatışmanın gelişiminin başka bir aşamasında olacaktır.” Ve şöyle dedi: “Örneğin bir NATO ülkesinin topraklarından Ukrayna’ya tedarik edilen F-16 uçağının Rusya’ya saldırması durumunda istemeden de olsa nükleer savaş başlayabilir… Rus devletinin nükleer caydırıcılık alanındaki savunma politikasının temellerinin 19. fıkrasına göre: Rusya’ya konvansiyonel silah kullanarak saldırmak, aslında devletin varlığını tehdit eder… Rus füze fırlatma rampalarını vurmak kesinlikle meşru müdafaa değildir; ancak bu, Moskova’nın Kiev’e karşı nükleer silah kullanmasının doğrudan ve açık bir temelidir.”
Bu açıklamalar Rusya’nın durumunu ve nükleer silah kullanmaya ilişkin tutumunu netleştiriyor. Dolayısıyla bunlar sadece tehditlerden ibaret değildir; çünkü devlet başkanının da belirttiği gibi mesele, ülkesi ve hatta kendisi için hayati bir meseledir. Bu yüzden Rusya’nın yenilmesine izin vermiyor; çünkü bu, kendisinin ve beraberindeki Rus liderlerin çöküşü, yargılanması ve hapse atılması anlamına geldiği gibi ülkesinin Batı’nın hegemonyası altına girmesi, gücünün sonsuza kadar ortadan kaldırılması ve belki de parçalanması anlamına da gelmektedir.
Rusya, Ukrayna’da bir çıkmazda olduğunu ve hedeflerini gerçekleştiremediğini görünce nükleer silah kullanma tehdidinde bulunmaya başladı. Zira Putin 21/09/2022 tarihinde nükleer silah kullanma tehdidinde bulunduğu bir konuşma yaptı. Dolayısıyla İkinci Dünya Savaşı sırasında Japonya ile çıkmaza girdiğinde nükleer silah kullanan ilk ülke olan Amerika, konunun ciddiyetinin ve tehlikesinin farkındadır ve bunu ciddiye almaktadır; zira bunun hemen akabinde kendisini (Şoygu) nükleer silah kullanılmaması konusunda uyarmak için Savunma Bakanı Austin ile Rus mevkidaşı Şoygu arasında bir telefon görüşmesi gerçekleşti ve İstihbarat Direktötü Burns’ü Rus mevkidaşı Narışkin ile görüşmesi için 15/11/2022 tarihinde Ankara’ya göndererek “Rusya’nın nükleer silah kullanmasının sonuçları” konusunda uyarıda bulundu.
Rusya, Amerika’nın kendisiyle oynamak, savaşı bitirmek için nükleer silah kullanmasını engellemek ve kendisini yok edinceye kadar savaşı uzatmak istediğini fark etti. Zira Başkan Putin 25/03/2023 tarihinde Belarus’ta taktik nükleer silah (TNW) konuşlandıracağını duyurdu. Ayrıca Belarus Devlet Başkanı Lukaşenko, 26/05/2023 tarihinde Rusya’nın ülkesine nükleer silah nakletmeye başladığını açıkladı.
Amerika konunun ciddiyetini teyit etti ve Başkanı Biden 20 Temmuz 2023’te “Putin’in taktik nükleer silah kullanma tehdidi gerçektir” dedi. Ve Amerikan Savunma Bakanlığı 06/08/2023’te “Ukrayna’ya tanklara ve zırhlı araçlara karşı etkili füzeler olan seyreltilmiş uranyum içeren mühimmat tedarik edeceğini” açıkladı. Ayrıca Amerika’nın 2019 yılında, Rusya ile Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması’ndan çekildiği ve Rusya’nın da, Amerika’nın şartlarına bağlı kalmadığı için onun nükleer silahların sınırlandırılmasına ilişkin Yeni START Anlaşması’na katılımını askıya aldığı bilinmektedir. Böylece nükleer silahların kullanılması daha olası bir hale gelmiştir.
Amerika, şu anda onları Rusya’ya ve aynı şekilde Avrupalılara karşı savaşına sürüklediğinde yaptığı gibi Ukraynalıları feda etmeye hazırdır; bu yüzden şayet Rusya savaşı sona erdirmek, Ukrayna’nın teslim olmasını sağlamak ve Batı’yı kendi lehine olan müzakerelere boyun eğdirmek için Ukrayna’nın bazı şehirlerini nükleer silahlarla vurursa, o zaman Rusya’nın ayağa kalkıp onlara cevap verene ve Amerikan şehirlerini vurana kadar Amerika’nın kendini feda etmesi ve Rus şehirlerine saldırması pek olası değildir.
Avrupa, Amerika’nın değil Rusya’nın komşusu olması ve Fransa ve İngiltere’nin sahip olduğu birkaç nükleer silah dışında caydırıcı nükleer silahlara sahip olmaması nedeniyle bu konuda korkudan titremektedir; böylece Ukrayna’daki savaş onun için hayati bir mesele haline geldi ve bu yüzden onu kendi adına konvansiyonel silahlarla sona erdirmek istiyor. Nitekim 13/01/2024 tarihinde İngiltere ve 16/02/2024 tarihinde de Almanya ve Fransa, Ukrayna ile Avrupa adına savaşabilmesi için çeşitli silahlar sağlamak üzere 10 yıllık savunma anlaşmaları imzaladı. Bunun üzerine NATO, yaklaşık 360 bin askeri kuvvetlerini Rusya-Belarus sınırı yakınına seferber etmeye ve NATO’ya üye olan ve Rusya ile en uzun sınırı olan Polonya ve Finlandiya’daki varlığını güçlendirmeye başladı. Dolayısıyla NATO geçen yılki katılımıyla ve İsveç’in de bu yılki katılımıyla güçlendi.
Almanya ise 14/06/2023’te İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra tarihinin ilk ulusal güvenlik stratejisini ve askeri harcamalarını 100 milyar Euro’ya çıkaracağını duyurdu. Ayrıca Genelkurmay Başkanı 11/02/2024’te “Savaşa hazırlık süremiz 5 ila 8 yıl arasındadır” dedi.
Fransa, Cumhurbaşkanı Macron aracılığıyla Ukrayna’ya kuvvet göndermeye hazır olduğunu duyurdu, savaşı hayati olarak değerlendirdi ve 15/03/2024 tarihinde şunları söyledi: “Eğer Rusya kazanırsa artık güvenliğimiz kalmayacak; Çünkü Putin liderliğindeki Rus rejimi Ukrayna sınırlarında durmayacaktır… Moskova’nın gerilimi karşısında yanıt vermeye hazır olduğumuzu söylememiz gerekir.”
Gerginlikler, Rusya’nın kritik bir durumda olduğunu, Batı’nın güçlerini seferber ettiğini, iki yıldır hareketsiz duran ve kontrol ettiği bölgelerde saldırıya uğrayan, hatta kendi topraklarında bile saldırıya uğradığı bir savaşın kendi adına konvansiyonel silahlarla çözmenin zor olduğunu gösteriyor; dolayısıyla Nükleer silahların kullanılması uzak olmayan bir durum olarak kalıyor. Dolayısıyla da ilk kurban olanlar, çok şey kaybeden ve daha da fazlasını kaybedecek olan Rusların kardeşleri Ukraynalı Ortodoks Slavlar olacaktır.
Amerika, Rusya’yı uluslararası konumundan düşürmek, sonra başkanı Putin’i devirmek ve bu hegemonyanın altından çıkamayan ve bu savaşa odaklanan Avrupa ülkeleri gibi onu kendi liderliği veya kendi hegemonyası altında hareket etmesini sağlamak için Rusya’ya karşı Ukraynalıları feda ettiği şiddetli bir savaş yürütüyor. Aynı zamanda Çin’i Tayvan’ı ilhak etmekten caydırıyor ve onun bölgesindeki güçlerini, kabiliyetlerini ve hegemonyasını sınırlamaya çalışıyor.
Bunların hepsi, İslam gelip onları yok edinceye, hayrı ve hidayeti yayıncaya, kan dökülmesini önleyinceye ve bâtıl savaşlarla malların heder olmasını durduruncaya kadar tıpkı birbirleriyle çatışan Persler ve Romalılar gibi ulusal egemenlik ve nüfuz için savaşan şeytani güçlerdir. Yine aynı şekilde olacak; zira İslam, ilk siretine geri dönmek için devletinin geri dönüşüyle birlikte yeniden başını kaldıracak ve Allah’ın izniyle dünyayı şer güçlerden kurtaracak, adaleti tesis edecek, insanların güvenliğini sağlayacak, onları selamet yollarına iletecek ve onları karanlıklardan aydınlığa çıkaracaktır.
Esad Mansur