Soru:

Zilhicce hilalini gördüğünüzde, Biriniz kurban kesmek isterse, (Vücudunun) kıllarından ve tırnaklarından almasın (Müslim 1977)

Bu konuda nasıl amel edeceğiz?

Cevap:

Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:

“إذا رأيتم هلال ذي الحجة وأراد أحدكم أن يضحي فليمسك شعره وأظافره”

“Zilhicce hilalini gördüğünüzde, Biriniz kurban kesmek isterse, (Vücudunun) kıllarından ve tırnaklarından almasın (Müslim)

Şöyle de buyurdu:

” إذا دخلت العشر وأراد أحدكم أن يضحي فلا يمس من شعره وبشره شيئا”

“Zilhicce ayının ilk on günü başlayınca, biriniz kurban kesmek isterse, kıllarından ve vücudundan hiçbir şey almasın” (Müslim)

Bu hadislere binaen âlimler şöyle farklı içtihatlar yaptılar:

Hanbeli mezhebi ve bir kısım Şafiler kurban kesmek isteyen kimsenin Zilhicce’nin ilk gününden itibaren kendi kıllarından, tırnaklarından ve vücudundan herhangi bir şeyi almasını haram olarak gördü.

Tabiilerden İmam Said bin Museyyeb, Malikiler ve bir kısım Şafiler müstehab, sünnet olarak gördü. Tırnakları ve saçları keserse günahkâr olmaz, vücudundan bir şey alırsa ancak mekruh olur.

Hanefiler ne haram ne mekruh ne de sünnet dediler. Kurban kesmek isteyen kimse vücudundan bir şey alırsa, saçları ve kılları keserse veya bir koku sürerse günah veya mekruh işlemiş sayılmaz. Zira kendi ihrama girmiş kimse değildir.

Bu hadislerde kurban kesmek isteyen kimsenin kendi kıllarından, tırnaklarından ve vücudundan her hangi bir şeyi alması hakkında bir nehiy vardır. Fakat nehyin kesin olup olmadığını belirleyen karine çok önemlidir. Karine ise bağlantı olup emrin veya nehyin ne olduğunu açıklayan ifadedir.

Hz. Aişe r.a’den şu rivayet vardır: “Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’in keseceği kurbanın boynuna takılan kıladelerin örgüsünü elimle yaptım. Kendisi taktı ve kurbanın cildini çizip işaretledi, sonra eve gönderdi ve Medine’de kaldı. Kendisine helal olan bir şeyi haram kılmadı” başka rivayette “ Babam Ebu Bekir’e gönderdi”. (Buhari, Müslim ve Malik)

Hicri 9. senede İslam Devleti Başkanı olarak Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem kendisi Medine’de kalıp, hac işlerini yürütmek ve Müslümanlara imamlık yapmak üzere kendi yerine muavini olan Ebu Bekir’i gönderdi. Orada kendi kurbanını kestirmek için Ebu Bekir’e verdi.

Yukarıdaki iki rivayet ile bu rivayet bir araya getirilirse nehyin karinesinin kesin olmadığı anlaşılır. Bu durumda Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’in nehyi mekruh sayılır. Zira hactaki ihramlı kimselere benzeme meselesi vardır. Buna göre kurban kesmek isteyen kimsenin vücudundan bir şey almaması mustehab, sünnet olur.

Esad Mansur