Rusya’nın Husilere Nitelikli Silah Sağlamaktan Vazgeçmesinin Sırrı!
Amerikan Wall Street Gazetesi 19/07/2024 tarihinde ABD istihbarat kaynaklarına dayandırdığı haberinde, Rusya’nın Yemen’deki İran destekli Husilere gelişmiş gemi-savar füzeleri sağlamaya hazırlandığını ve bunun Rusya’nın Batı’ya karşı bir tırmanışı anlamına geldiğini belirtti. Gazete, ABD’nin Moskova’yı bundan vazgeçirmek için gizli bir kampanya başlattığını ve adı açıklanmayan üçüncü bir ülke aracılığıyla Putin’i bundan vazgeçmeye ikna etmek için diplomatik çaba sarf ettiğini bildirdi. Husilerin gemilere saldırmak için insansız hava araçları, insansız botlar, İran tarafından tedarik edilen balistik ve kanatlı füzeler de dâhil olmak üzere çeşitli silah cephaneliğine sahip olduğunu söyledi. Ancak gelişmiş Rus füzeleri elde etmeleri yeni bir tehdit oluşturuyor.
İngiliz Middle East Eye internet sitesi 27/06/2024 tarihinde Rusya’nın Husilere seyir füzeleri sağlamayı düşündüğünü ancak Suudilerin Rusya’yı bunu yapmamaya ikna ettiğini bildirdi. Bu ise Amerika’nın Ukraynalılara gelişmiş silahlar sağlamasına bir cevaptı.
Amerikan CNN sitesinin 03/08/2024 tarihinde iki kaynağa dayandırdığı haberine göre ABD, Rusların Husilere füze tedarik etmesini engellemek için çeşitli diplomatik çabalara katılmış ve ayrıca Suudilerden Moskova’yı ikna etmesine yardımcı olmalarını istemiştir. Hem ABD hem de Suudi Arabistan’ın perde arkasından yürüttüğü diplomatik çabalarının ardından Rusya’nın geçen Temmuz ayı sonunda Husilere füze tedarik etmekten son anda vazgeçtiğini söyledi. Rusya, Husilere danışmanlık yapmak üzere sadece bazı askerleri konuşlandırdı.
Buradan hareketle Rusya’nın Batı’nın Ukraynalılara verdiği desteğe bir cevap olarak onları bundan vazgeçirmek amacıyla Husilere gelişmiş silahlar tedarik etmek istediği açıktır; zira Rusya Devlet Başkanı Putin 05/06/2024 tarihinde şöyle diyerek tehdit etmişti: “Rusya, dünyanın dört bir yanındaki Batılı ülkelerin düşmanlarına, Batı’nın Ukrayna’ya sağladığına benzer gelişmiş uzun menzilli silahlar sağlamayı düşünüyor.” (Reuters) Ancak yukarıda da belirtildiği üzere, ABD ve Suudi Arabistan’ın diplomatik çabaları sayesinde bundan vazgeçmiştir.
Bu da Rusların ve Başkanları Putin’in iradesinin, zengin petrol yatakları nedeniyle başkalarını tehdit etme ya da onları ayartma konusunda bir Amerikan aracı olarak kabul edilen Suudi Arabistan’daki çıkarlarını vurmakla tehdit eden Amerika’ya meydan okumak için çok zayıf olduğunu kanıtlıyor; zira Amerika, Suudi Arabistan’ı Ruslarla ilişkilerini geliştirmeye sevk ederek Suudi Arabistan’ın aracılığıyla Rusları, bilmedikleri bir yerden Demokles’in kılıcı haline gelen OPEC Plus’a (OPEC+) girmesini sağlayarak aldattı. Zira Suudi Arabistan’ın petrol fiyatlarını düşürmesi halinde, bu Rusların kârlarını olumsuz etkileyecek olup sert Batı yaptırımlarının gölgesinde onların petrol ve doğalgaz ithalatlarına büyük ölçüde bağımlı hale geleceklerdir; çünkü Ruslar, Çin’in ya da Batı’nın uzun süredir yaptığı gibi sivil sanayilerini küresel olarak cazip bir hale getiremediler.
Aynı zamanda Rusya, ihracat ve ithalat yapmadığı takdirde etkilenmemek için kendi kendine yeterlilik politikasını benimsememiş, Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra Batı dünyasının bir parçası haline geleceğini ve Batı’nın dostu olacağını zannetmiş, dolayısıyla genişleyen bir devlet olarak varlığının, kendi bölgesindeki, özellikle Doğu Avrupa, Orta Asya ve Kafkasya’daki nüfuzunun veya büyük bir devlet olarak uluslararası konumdaki yerinin ortadan kaldırılmasını planlamamıştı. Dolayısıyla Rusya, ciddi siyasi aptallığı nedeniyle bu samimiyetsiz dostluğa bel bağlamıştır. Oysa Amerikan liderliğindeki Batı’nın kendisini birçok kez aldattığı bilinmektedir; zira Batı, Berlin duvarının yıkılması ve Doğu Avrupa’dan çekilmeyi kabul etmesi ve Ukrayna’daki nüfuz paylaşımını kabul etmesi hususunda onu aldatmıştır; nitekim Ukrayna’daki Sovyet nükleer füzeleri söküldüğünde Amerika’nın Ukrayna’nın güvenliğinin garantörü olarak yanında olacağını kabul ederek Ukrayna’daki amansız siyasi faaliyeti sayesinde Ukrayna sokağını Rusya’ya karşı harekete geçirmeyi ve 2014 yılında ajanı Yanukoviç’i devirmeyi başaran, Zelenski gibi ajanlarını iktidara getirene kadar ajanlar kazanan, ardından onu güçlerini tüketen ve kaderini ve uluslararası konumunu tehdit eden bir savaşa dâhil eden Amerika’ya kapısını açmıştır. Ayrıca Rusya, Varşova Paktı’nın dağıtılması ve çok daha fazlası karşılığında NATO’nun Doğu’ya doğru genişlemeyeceği sözünü verdiğinde de Amerika’nın samimi olduğuna inanmıştır.
Yine Rusya, dünyanın ikinci ülkesi olacağını zannederek Amerika’nın birçok ülkede kendisini kullanmasına izin verdi; zira Amerika’nın ajanı tiran Beşar Esad ve onun suçlu rejimini korumak için 2015 yılından bu yana Amerika’nın izniyle Suriye’ye müdahale etti, aynı şekilde Amerika’nın ajanı Hafter’i desteklemek için Libya’ya müdahale etti ve yine Mali ve başka yerlerdeki Amerikan ajanlarını desteklemek için Wagner güçlerini gönderdi; böylece Rusya, kırılgan sütunlarına dayanarak bu bölgelerdeki çıkarlarını gerçekleştireceğini ve nüfuz sahibi olacağını zannetti.
Şimdi de sadece Ukrayna’nın doğusunda değil, Rusya’nın içinde de bazı yerleri vuran Ukraynalıları destekleyen Amerika ve Batı’ya misilleme yapmak amacıyla Husilere gelişmiş silahlar sağlamak isteyip Amerika ile rekabet eden büyük ve etkili bir ülke olduğunu kanıtlamak istediğinde, özellikle OPEC+ bölgesinde ve ekonomisinden faydalanmak ve Suudi Arabistan ile 1971’de Doları tamamen altından ayırdığında Dolarını Suudi Arabistan’ın petrolüyle güçlendiren Amerika arasındaki Petro-Dolar (ABD’nin Suudilere askeri yardımda bulunması ve bunun karşılığında da petrol ihracatından elde edilen dolarların Amerikan tahvillerine yatırılması konusunda varılan bir mutabakat) anlaşmalarının düşmesi için Dolarla rekabet eden bir BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti) para birimi çıkarma planını uygulamada desteğini almak için BRICS’e girmesini istediği Suudi Arabistan ile çıkarlarının risk altında olduğunu görünce geri çekildi.
Artık Rusya’nın, Amerika’nın Hadi liderliğindeki İngiliz ajanlarını BM temsilcisi Cemal Benomar aracılığıyla kandırarak Husilerin 2014 yılında Amerika tarafından iktidara getirildiklerinin, 2015 yılında Suudi ajanına Yemen’e müdahale etme talimatı verdiğinde Husileri koruduğunun, Husileri destekleyen İran’ın Amerika’nın yörüngesinde döndüğünün, onların kendisiyle birlikte olmalarının garantisi olmadığının ve onların, gerek Amerika ve Batı’nın çıkarlarını tehdit etme gerekse kendi merkezlerine acı verici darbeler indiren ve onlar tarafından ciddi bir tepki görmeyen Yahudi varlığını tehdit etme konusunda ciddi ve samimi olmadıklarının farkında olması gerekir. Bu şekilde Rusya mayınlarla dolu siyasi bir sahada ilerlemektedir.
Biz ona nasıl hareket etmesi gerektiğini öğretmek istemiyoruz; zira ne o, ne Amerika, ne de Batı sağlam bir şekilde dönmesin, hepsi de batsın.! Dolayısıyla Rusya ve onlar, bizim can düşmanlarımızdır; Allah’tan, onların hepsini kaybedenler olarak önümüze atmasını, bizlere onlara karşı yardım etmesini ve bizleri galip gelenlerden kılmasını niyaz ediyoruz.
Ancak bizi üzen şey, ben Müslümanım diyen birinin, kendi bazı çıkarlarını elde etmek karşılığında Amerika’nın çıkarlarını gerçekleştirmek ve onun bölgedeki nüfuzunu pekiştirmek için Amerika ile birlikte hareket ettiğini görmektir; oysa ben Müslümanım diyen kişi, şayet İslam’ı düşüncesinin temel taşı, anayasasının kaynağı ve fikirlerini üzerine inşa ettiği fikri bir kaide olarak almış olsa; diğer Müslümanlarla birlik için çalışsa ve ülkesini, Batılı ve Doğulu yabancıların ve Yahudi varlığının varlığına son verecek olan Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet Devleti’ni kurmak için irtikaz noktası yapmış olsa, Amerika olmadan da şeriatın kendisine mubah kıldığı tüm maslahatlarını gerçekleştirmeye muktedirdir. Hilafet, Subhanehu’nun onun için samimi bir şekilde çalışanlara lütfu sayesinde Allah’ın izniyle yakında kurulacaktır.
Esad Mansur