Nebi’ye Saygı ve Değer

Allah’ın, Nebi Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e verdiği değer ve gösterdiği saygının anlamı nedir?

Kur’an-ı Kerim’de hiçbir ayette, “Ey Muhammed!” şeklinde bir seslenme, bir çağırma ya da hitap kullanılmamıştır.
Allah, onun adıyla ona hitap etmek istediğinde, ona saygı ve tazim göstererek şu şekilde hitap etmiştir:
“Ey Nebi!”, “Ey Rasul!”

Muhammed ismiyle söz etmek istediği durumlarda ise ona saygı göstererek, “Rasulullah”, “Rasul”, “Nebi” ya da “kendisine indirilen hak” gibi ifadelerle göstermiştir.

Şöyle ki:

وَمَا مُحَمَّدٌ اِلَّا رَسُوۡلٌ 

“Muhammed ancak bir Rasuldür” (Al-i İmran 144)

مَا كَانَ مُحَمَّدٌ اَبَآ اَحَدٍ مِّنۡ رِّجَالِكُمۡ وَلٰـكِنۡ رَّسُوۡلَ اللّٰهِ وَخَاتَمَ النَّبِيّٖنَ 

 “Muhammed sizin adamlarınızdan hiçbirisinin babası değildir. Fakat o Rasulullahtır, Allah’ın Resulüdür ve nebilerin sonuncusudur” (Ahzap 40)

وَالَّذِيۡنَ اٰمَنُوۡا وَعَمِلُوا الصّٰلِحٰتِ وَاٰمَنُوۡا بِمَا نُزِّلَ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَّهُوَ الۡحَقُّ مِنۡ رَّبِّهِمۡ‌ۙ كَفَّرَ عَنۡهُمۡ سَيِّاٰتِهِمۡ وَاَصۡلَحَ بَالَهُمۡ‏

“İman edip salih amel yapanlar ve Muhammed’e indirilene inananlar, nitekim rablerinden gelen hak sadece odur, onların günahlarını silmiştir ve hallerini düzeltmiştir” (Muhammed 2)

مُحَمَّدٌ رَّسُوۡلُ اللّٰهِ‌ ؕ وَالَّذِيۡنَ مَعَهٗۤ اَشِدَّآءُ عَلَى الۡكُفَّارِ رُحَمَآءُ بَيۡنَهُمۡ ‌

“Muhammed Rasulullahtır, Allah’ın Rasulüdür. Onunla birlikte olanlar kâfirlere karşı güçlüdür, birbirlerine karşı merhametlidir” (Fetih 29)

Fakat diğer nebi ve rasullere hep adlarıyla hitap edilmiştir. Bu durum, Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in onlar üzerindeki üstünlüğünü göstermektedir.

Hatta diğer rasullerin lisanıyla, “Ey Muhammed!” şeklinde bir seslenme geçmemiştir.
Allah, Müslümanlardan da bunu talep ederek, ona hitap ederken “EyNebi!”, “Ey Rasul!” veya “Ya Rasulullah” gibi ifadelerle seslenmelerini istemiş, onun karşısında saygılı olmalarını ve seslerini alçaltmalarını emretmiştir.

Kaba bedeviler, “Ey Muhammed!” şeklinde seslenince Allah onları azarlamış ve ona hitap ederken, “Ey Rasulullah!” ya da “Ey Nebi!” demelerini istemiştir.

(Ey İman edenler!)  Rasulü, kendi aranızda birbirinizi çağırır gibi çağırmayın. İçinizden birini siper edinerek sıvışıp gidenleri muhakkak ki Allah bilmektedir. Bu nedenle onun (Rasul’ün) emrine muhalefet edenler, başlarına bir bela gelmesinden veya acılı bir azabın isabet etmesinden sakınsınlar.”
(Nur Suresi, 63)

“Ey iman edenler! Allah’ın ve Rasulü’nün önüne geçmeyin. Allah’tan korkun. Şüphesiz ki Allah işiten ve bilendir. Ey iman edenler! Seslerinizi Nebi’nin sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi ona, Nebi’ye bağırmayın. Yoksa farkına varmadan amelleriniz boşa gidiverir. Allah’ın Rasulü’nün huzurunda seslerini alçaltanlar, Allah’ın kalplerini takva hususunda imtihan ettiği kimselerdir. Onlar için mağfiret ve büyük bir sevap vardır.”
(Hucurat Suresi, 1-3)

Diğer nebiler ve rasullere ise isimleriyle hitap edilmiştir; insanlar da onlara isimleriyle seslenmiştir. Bu durum şöyledir:

Bakara Suresi, 33 ve 35. Ayetler; Araf Suresi, 19. Ayet; Taha Suresi, 117 ve 120. Ayetlerde Allah, “Ey Âdem!” diye hitap etmiştir.

Taha Suresi, 11, 17, 19, 36, 40, 83. Ayetler; Neml Suresi, 9 ve 10. Ayetler; Kasas Suresi, 30 ve 31. Ayetlerde Allah, “Ey Musa!” diyerek seslenmiştir.

Bakara Suresi, 55 ve 61. Ayetler; Maide Suresi, 22 ve 24. Ayetler; Araf Suresi, 115, 134 ve 138. Ayetler; İsra Suresi, 101. Ayet ve Kasas suresi 19. Ve 20. Ayetlerde İsrailoğulları veya Firavun, “Ey Musa!” diyerek hitap etmişlerdir.

Al-i İmran Suresi, 55. Ayet; Maide Suresi, 110 ve 116. Ayetlerde Allah, “Ey İsa!” diyerek seslenmiştir.

Maide Suresi, 112. Ayette Havariler, “Ey İsa!” diyerek hitap etmişlerdir.

Meryem Suresi, 7 ve 12. Ayetlerde Allah, “Ey Zekeriya!”, “Ey Yahya!” şeklinde seslenmiştir.

Araf Suresi, 88. Ayet; Hud Suresi, 87 ve 91. Ayetlerde kâfirler, “Ey Şuayip!” diyerek hitap etmişlerdir.

Diğer nebîlere ve rasûllere tabi olmamız emredilmedi; sadece onların kıssalarından ibret ve ders almamız gerektiği bildirildi. Din uğruna sebat etmek ve ona davet ederken sabırlı olmak hususunda onların inançları, tutumları ve dirayetleri bizlere örnek olarak gösterildi.

İşte Allah katında Muhammed Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in değerinin ne kadar yüksek olduğu apaçık ortadadır. Allah bir kişiye bu kadar saygı gösterir ve değer verirse, bu durum dikkat çeker ve o kişiye olan güveni sağlamlaştırmaya yönelik bir anlam taşır. Birçok muhkem ayette ifade edildiği gibi, her konuda ona uymak ve kesinlikle muhalefet etmemek elzem ve farz kılınmıştır. Bu hususta muhkem ayetleri daha önce dile getirmiştik.

Ancak, kendisine has bir mesele veya şahsî adetlerinden ise bu durum müstesna tutulmuştur.

Bununla birlikte, kâfirler ve münafıklar her zaman Muhammed Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in değerini düşürmeye, ona olan güveni sarsmaya ve ona saygı göstermemeye çalışırlar. İşte bu nedenle sünneti inkâr ederler.

اِنَّ اللّٰهَ جَامِعُ ‌‌‌الۡمُنٰفِقِيۡنَ وَالۡكٰفِرِيۡنَ فِىۡ جَهَـنَّمَ جَمِيۡعَاۨ  

 “Şüphesiz ki Allah, münafıkların ve kâfirlerin hepsini cehennemde toplayacaktır.” (Nisâ, 140)

Esad Mansur