Soru :
Doğum günü kutlamak caiz midir? Çoğunlukla ülkemizde bazı Müslüman kardeşlerimiz bu tür amelleri yapmayı batı hadaratından saymamaktadırlar. Mum yakmak, o güne özel bir dizi etkinlik meşru görülmektedir.

Cevap:

Bir şey kâfirlerin dinlerinden veya hadarat ve kültürlerinden kaynaklanıyorsa o işi yapmak haramdır.
Hadarat ise hayat hakkında mefhumların toplamıdır. Bu mefhumlar bir akideye dayalı olur. Batı hadaratı ise dini hayattan ayırma akidesine dayalıdır.
Kültür ise, bir şeyin çıkışının sebebi akide olsun, veya akide ile ilgili fikir olsun, ortaya çıkmasının buna dayalı olmasıdır.
Resulullah (sav) şöyle buyurdu:
” ومن تشبه بقوم فهو منهم” (أبو داود)
“ kim bir kavme benzerse onlardan olur” (Ebu Davut)
Bunun manası bir Müslümanın kafirlerin dinlerine, hadarat ve kültürlerine dayalı bir iş yapması veya onları beğenerek, onlar gibi olmaya özenerek bir iş yapması haramdır. Mustafa Kemal şapka inkılabı yaparken biz Avrupalı çağdaş halklar gibi olacağız dedi. Buna göre şapka takmak haram olur. Oysa Avrupa’da şapka dine veya hadarata bağlı değildir. Fakat Avrupalıları beğenerek, onlardan olacağız diyerek bir iş yapmak haramdır.
Yine İslam’a aykırı bir iş yapmak ta haramdır.
Resulullah (sav) şöyle buyurdu:
” من عمل عملا ليس عليه أمرنا فهو رد” (مسلم)
“ Kim emrimize (dinimize) aykırı bir iş yaparsa o reddedilir” (Müslim)
Eğer İslam’da bir meselenin hükmü varsa ona aykırı iş yapmak haramdır.
Eğer yeni bir mesele çıkarsa onu araştırıp şeri hükümlere göre çözmek gerekir. Zira kıyamet gününe kadar hangi mesele çıkarsa çıksın İslam onu çözer. Çünkü Şer’i deliller kapsamlıdır.
Bir insanın kendi doğum gününü kutlaması meselesine gelelim;
Bu mesele Müslümanlara batı dünyasından geçti. Eğer batılıların dinlerine veya hadarat ve kültürlerine dayalı ise veya bir kimse onları beğenerek onu yapmakta ise caiz değildir. Batılıların bunu bir dine dayalı olarak veya hadarat ve kültürlerine göre yapmadıkları gözüküyor. Fakat onlar gibi kadın erkek karışık olarak, dans ederek ve mumlar koyarak kutlamak caiz değildir.
Müslümanın sevinç günlerini kutlaması caizdir. Evlilik gibi, insan evlendiği için şer’i hükümlere göre kutlarsa, düğün yaparsa caizdir. Resulullah (sav) insanların evliliklerini kutlamasını ikrar etti. Oysa evliliği kutlamak İslam’dan önce ve bütün halklarda vardır. Ama bu kutlamada kadınların ve erkeklerin ayrı yerlerde olmasını şart koştu, erkek ve kadınların karışmasını yasakladı.
“Bir köle kadın Resulullah (sav)’a filan savaştan sağ salim dönersen senin yanında def çalacağımı ve şarkı söyleyeceğimi adadım dedi. Resulullah (sav) ona istersen yap dedi ve kadın yaptı”. (Tirmizi, İbniHanbel, İbniHabban)
Bir insan çocuğu olursa, lisede veya üniversitede başarılı olursa veya belli ticarette mal kazanırsa veya oğlu veya sevdiği insan yolculuktan dönerse veya bir işte başarılı olursa, faizsiz bir ev veya araba alırsa vb. hususları kutlarsa caizdir. Oysa kâfirler aynı şeyi yapıyorlar. Fakat bu bir dinden veya hadarat veya kültürden kaynaklanmıyor.
İşte İslam insanların sevinçli günlerini kutlamasını yasaklamadı, mubah kıldı. Fakat kutlama yaparken de İslam ahkâmını göz önünde tutmak gerekir.
Kâfirler dinlerine dayalı olarak mum yakıp koyarlarsa onu yapmak caiz değildir. Zira bazıları mumu koymayı dini bir meseleye dayandırıyorlar. Eski Yunanlılar veya Romalılar ilahlarına kek veya torte veyahut pasta yapıp, üzerine mum koyarak kutlama yapıyorlardı. Hıristiyanlarda aynı şeyi yaptılar. Bu nedenle onlar gibi yapmak caiz değildir.
Oysa aydınlatmak için mum yakmak caizdir. Eskiden Müslümanlar dâhil olmak üzere bütün insanlar aydınlanmak için mum kullanıyorlardı. Fakat bu mumu belli inançlara göre bazı yerlerde kullanmak caiz değildir.
Şu da vardır, Müslümanlar sevinçli durumlarını kutlarken hem haram yapmayacak ve hiç şımarıklık göstermeyecek, hem de Allaha teşekkür edecekler. Yoksa o kutlama bereketli ve hayırlı olmaz. Kutlarken Allah’a şükür secdesi veya namazı kılarsa, dua ederse, Kuran okursa, kurban keserse ve sadaka verirse daha bereketli ve hayırlı olur.
Zira Allah (cc) şöyle buyurdu:
وَاِذۡ تَاَذَّنَ رَبُّكُمۡ لَٮِٕنۡ شَكَرۡتُمۡ لَاَزِيۡدَنَّـكُمۡ‌ وَلَٮِٕنۡ كَفَرۡتُمۡ اِنَّ عَذَابِىۡ لَشَدِيۡدٌ‏ ﴿إبراهيم ۷﴾
“ Rabbiniz şöyle buyurdu: eğer teşekkür ederseniz size karşılığını artıracağım, eğer nankörlük ederseniz bilin ki benim azabım pek çetindir”. (İbrahim 7)

Esad Mansur