Müslümanların başındaki yöneticiler
ABD’ye Sundukları Yardımla Övünüyorlar!
ABD’nin Başkanı Onlara Teşekkür Ediyor
Türkiye Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun Türkiye’nin ABD ile Bağdadi’yi öldürme hususunda yardımlaştığını övünerek Twitter hesabından İngilizce olarak 27.10.2019‘da paylaştığı bir tweette şöyle dedi:
“Dostlarımızla ve müttefiklerimizle terörizmin her biçim ve tezahürüne karşı çalışmaya devam ediyoruz”.
Türkiye Milli Savunma Bakanlığı da şu açıklamada bulundu: “ABD tarafından İdlib’e dün gece (25.10.2019) yapılan operasyon öncesinde askeri makamlar arasında bilgi alışverişi ve koordinasyonda bulunulmuştur”.
Reuters ajansına konuşan bir Türk yetkili de şöyle dedi: “Bağdadi bölgeye operasyondan 48 saat önce geldi ve Türkiye sahada ilgili taraflarla koordinasyona devam edecektir“.
28.10.2019’da Reuters ajansı kendisine iki Iraklı Emniyet kaynaklarının yaptıkları şu açıklamaları yayınladı: “Irak İstihbarat Teşkilatı İslam Devleti Örgütünün Başkanı Bağdadi’ye ulaşmak üzere değerli bilgiyi elde etti. Bu bilgileri ABD’nin İstihbarat Teşkilatı (CIA)‘ya gönderdik”.
YPG’yi de içine kapsayan ve Amerika tarafından yürütülen ve finans edilen Suriye Demokrat Güçlerinin lideri Mazlum Abdi ABD’ye Bağdadi’yi öldürme hususunda yardım ettikleriyle alakalı övünerek Twitter hesabından 27.10.2019‘da paylaştığı bir tweette şöyle dedi: “ABD ile müşterek istihbarati bir çalışma neticesinde başarılı bir operasyon idi”.
ABD Başkanı Trump ise “Bu operasyonda kendilerine yardım eden devletlere, özellikle Rusya, Türkiye, Suriye ve Irak’a teşekkür ediyorum ve bize pek önemli bilgi sunan Kürtlere teşekkür ediyorum” dedi.
İşte bölgedeki bu taraflar Amerika‘ya ve Başkanına yardım etmede yarışıp övünüyorlar. Nitekim Trump memleketinde bir çıkmazdadır, bundan çıkmak için bir fırsat kolluyor. Zira onu iktidardan indirmek için Demokrat Partisi çalışmada bulunuyor. Pek çok skandalları da vardır. Ayrıca gelecek seçimi kazanabilme imkânları arıyor. Böylece Bağdadi’yi öldürmek hususunda bir fırsat buldu. Bu taraflar onun yanında izzet ve itibar arayarak ona yardım ettiler.
Trump‘ın Suriye rejimine teşekkür etmesi dikkat çekti: Bunun manası Suriye rejimi gizlice ABD ile temas ediyor, çalışıyor ve bilgi sunuyor. Bu da Suriye rejiminin Amerika‘nın ajanı olduğunu pekiştiren yeni bir delildir. Tamamen Türkiye, Irak ve YPG, PYD gibi ABD ile çalıştıkları gibi çalışıyor. İran ve Lübnan’daki Hizbullah adlı partisi de aynı şeydir. Amerika’ya bağlı olan Suriye rejimini savundular, hayli Müslümanı öldürdüler. Rusya ise ABD tarafından Suriye rejimini kurtarmaya yollandı. 29.9.2015’te ABD eski Başkanı Obama Rusya Başkanı Putin’le görüştükten sonra bu müdahale gerçekleşti. Şimdiye kadar da ABD’ye hizmet etmeye devam ediyorlar.
Bölgede Müslümanlardan sayılan taraflarda zerre kadar hayâ ve utanma olsaydı veya izzet ve şeref sahibi olsalardı bunu yapmazlardı. Bunlar Allahtan korksalardı demeyeceğiz. Zira Şeytan onları kapsadığından dolayı onun hizbinden, partisinden oldular, onlara Allah‘ı hatırlamayı unutturdu.
Bunlar hayâ, izzet ve şeref sahibi olsalardı şöyle derlerdi: Bizim iç düşmanımızı öldürtmeye yabancı bir tarafı çağırmayız ve saldırtmayız, biz bu işi yaparız. Hem de bu yabancı taraf normal bir güç değildir, vahşi ve sömürgeci bir taraftır. Kendisinden yardım isteyenlere yardım ettikten sonra veya kendisine yardım edenlerden istediğini aldıktan sonra Atlantik Okyanusu arkasına tekrar dönmez, onların göğüsleri üzerine çöker, onları ezmeye ve yemeye başlar. Her şeyi çalar götürür ve onları istediği şekilde kullanmaya başlar.
1991’de Kuveyt Saddam’a karşı ABD’den yardım isteyince ABD oraya geldi, Saddam’ı kovduktan sonra artık oradan çıkmaz, Kuveyt‘te büyük üsler kurdu ve oturdu, Kuveyt’e askerlerinin masraflarını ödetti.
1950’lerin başında Türkiye Sovyetler ve komünist blokuna karşı ABD’den yardım istedi. ABD geldi ve Türkiye’de büyük üsler kurdu ve artık oradan çıkmaz, yerleşti. Bu üslerden hareket ederek İslam dünyasına saldırmak ve kendisine karşı gelen veya direniş gösteren Müslümanlarla savaşıyor ve istediğini öldürüyor.
Irak’taki Saddam‘a muhalefet edenlerden bir kısım, özellikle İran’a bağlı olanlar ABD’den yardım istediler, ABD geldi Irak’ı işgal etti ve tahrip etti. 2014’te ABD’nin Irak’ta kurduğu rejim İslam Devleti Örgütüne karşı yardım istedi. ABD geldi, Musul, Ramadi ve Felluce şehirlerini ahalisi üzerine yıktı. Irak‘a askerlerini yerleştirdi ve üslerini güçlendirdi.
Trump “Biz Suudi rejimine yardım etmeseydik iki hafta ayakta duramazdı” sözlerini defalarca tekrarladı. Onlara minneti gösteriyor ve memleketin servetlerini çalıyor. Şimdi ise oraya İran’ı saldırttıktan sonra Aramco şirketini korumak için Suudi rejimine 3 bin asker gönderiyor. Hem de bu rejim bunların bütün masraflarını ödeyeceğini Trump’a ilan etti.
İşte ABD’den yardım isteyen veya ona yardım isteyenlerin geleceği budur. ABD kimseye boşuna yardım etmez, sırf kendi çıkarı için yardım eder ve orada egemen olur. Nitekim “önce Amerika” sloganı attı. Bu bir vahşi müstemlekecidir ve yardım dileyenleri ayakları altında ezer.
Müslümanlardan sayılan bu taraflar kâfirleri ve düşmanları müttefik ve dost edinmekten çekinmiyorlar. Hayâ sahibi olmayan kimse her türlü kötülük ve hainliği yapar. Ayrıca güzel yaptığını sanır, onu savunan saf veya cahil veyahut çıkarcı kimseler çıkar ve bu rejim ve yöneticileri için sürekli bahaneleri uydururlar.
Resulullah (sav) Allah’ın vahyi ile şöyle buyurdu: “Eğer utanmıyorsan istediğin şey yap”. (Buharı)
Bunun manası bir kimse hayâ sahibi değilse, utanmıyorsa kötülük yapmaktan utanmaz, her hainliği ve kötülüğü yapabilir.
Onlar haddi ve sınırı aştılar, açıkça düşman kâfirleri dost edinmekle, müttefik olmakla ve onlara yaptıkları yardım ile açıkça övünüyorlar. Medine’deki münafıkları aştılar. O münafıklar iman kılıfıyla örtünerek gizlice kâfirleri dost edindiler. Kuran onları ifşa etti ve Allah o münafıkların ve sair müminlerin kâfirleri dost edinmeleri, müttefik olmaları, onlara ortak olmaları ve yardım etmeleri hususunu şiddetli bir şekilde uyardı, böyle yapanların o kâfirlerle beraber ve zalim olduklarını duyurdu. Şöyle buyurdu:
“يٰۤـاَيُّهَا الَّذِيۡنَ اٰمَنُوۡا لَا تَتَّخِذُوا الۡيَهُوۡدَ وَالنَّصٰرٰۤى اَوۡلِيَآءَ ؔ بَعۡضُهُمۡ اَوۡلِيَآءُ بَعۡضٍؕ وَمَنۡ يَّتَوَلَّهُمۡ مِّنۡكُمۡ فَاِنَّهٗ مِنۡهُمۡؕ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهۡدِى الۡقَوۡمَ الظّٰلِمِيۡنَ”.
“Ey İman edenler! Yahudileri ve Hristiyanları dost ve müttefik edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostu ve müttefikidirler. Kim sizden onları dost ve müttefik edinirse onlardan olur. Muhakkak ki Allah zalim olanları hidayete erdirmez”. (Maide 51)
Allah (cc) bunların kalplerinin ve nefislerinin hasta olduğunu ve ancak kendi çıkarlarını gerçekleştirmeye çalıştıklarını ve yaptıklarına pişman olacaklarını bildirdiği gibi kâfirlere ve münafıklara rağmen müminlere yardım edeceğini ve zaferi gerçekleştireceğini de müjdeledi. Şöyle buyurdu:
“فَتَـرَى الَّذِيۡنَ فِىۡ قُلُوۡبِهِمۡ مَّرَضٌ يُّسَارِعُوۡنَ فِيۡهِمۡ يَقُوۡلُوۡنَ نَخۡشٰٓى اَنۡ تُصِيۡبَـنَا دَآٮِٕرَةٌ ؕ فَعَسَى اللّٰهُ اَنۡ يَّاۡتِىَ بِالۡفَتۡحِ اَوۡ اَمۡرٍ مِّنۡ عِنۡدِهٖ فَيُصۡبِحُوۡا عَلٰى مَاۤ اَسَرُّوۡا فِىۡۤ اَنۡفُسِهِمۡ نٰدِمِيۡنَ ؕ”
“Kalplerinde hastalık olanların kâfirleri dost edinmek ve müttefik olmak için koştuklarını görürsün. Bunu yaparken şöyle derler: Bize bir felaket gelmesinden korkuyoruz. (onlara cevaben) umulur ki Allah (müminlere) bir fetih, zafer sağlar veya katından bir emir getirir de içlerinden gizlediklerine pişman olurlar” (Maide 52)
Münafıklar Amerika’ya ve diğer İslam düşmanlarına yağ çekerler, yakınlık gösterirler ve her türlü yardımı sunmaya hazır olurlar. Bu kâfirler yanında izzet arıyorlar, oysa onlar zelildirler. Allah onlar hakkında şöyle buyurdu:
“بَشِّرِ الۡمُنٰفِقِيۡنَ بِاَنَّ لَهُمۡ عَذَابًا اَلِيۡمًاۙ الَّذِيۡنَ يَتَّخِذُوۡنَ الۡـكٰفِرِيۡنَ اَوۡلِيَآءَ مِنۡ دُوۡنِ الۡمُؤۡمِنِيۡنَ ؕ اَيَبۡتَغُوۡنَ عِنۡدَهُمُ الۡعِزَّةَ فَاِنَّ الۡعِزَّةَ لِلّٰهِ جَمِيۡعًا ؕ”.
“ Münafıklara acıklı bir azabın hazırlandığını müjdele. Onlar ki müminleri bırakıp kâfirleri dost ve müttefik edinirler. Onlar yanında izzeti mi arıyorlar? Oysa izzetin tümü Allaha aittir”. (Nisa 138-139)
Esad Mansur