Allah (cc) ile olan bağımız

-77-

İbadetin Allah’la olan alakayı pekiştirmesi:

وأقيموا الصلاة وآتوا الزكاة وما تقدموا لأنفسكم من خير تجدوه عند الله، إن الله بما تعملون بصير
“Namazı kılın, zekâtı verin, önceden kendiniz için yaptığınız her iyiliği Allah’ın katında bulacaksınız. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı noksansız görür.” (Bakara 110)

İbadet çok önemlidir, ibadeti yapmayan kimselerden İslam’ın diğer ahkamını uygulaması beklenmez. İnsan ibadeti yaparsa Allah’la bağ kurup pekiştirir ve diğer hükümleri kolayca uygular. Nitekim namaz Müslümanın sabırlı olmasına, münker ve kötülükten uzak kalmasına götürür. Çünkü namaz kıldıkça Allah’ı ve ahireti hatırlar. Kura’an’da namaz kılmanın hikmeti böyle gösterilmiştir. Zekat verince diğer insanlara karşı merhametli olur. Çünkü en sevdiği şeylerden biri mal ve mülktür, bunun bir kısmını diğerlerine veriyor. Netice olarak diğer insanlara karşı şefkatli ve merhametli olur. Cimri olan ve zekâtı vermeyenlerin katı ve merhametsiz olduklarını görüyoruz. Yahudiler bu nedenle katı ve şefkatsiz oldular. Malı ve parayı çok sevdiler ve hiç fakirlere bir kuruş dahi vermek istemezler, pek bencil ve cimri oldular, hatta diğer insanları soyarlar ve mallarını değişik hilelerle elde ederler. Kapitalistler da aynı şekildedirler.
Sabretmek ve kötülükten uzak kalmak, namaz kılmaktan bir netice olarak doğabileceği gibi zekât vermekle de merhamet doğabilir. Namaz ve zekâtın illetleri bunlar değildir. Sadece birer neticelerdir. Namazı uzatan ve fazla namaz kılan kimselerin daha sabırlı olduklarını görüyoruz. İnsan namaz kılar veya zekât verirse kendi kendine hayır ve iyilik yapmış olur. Bunu Allah indinde görecektir. Allah insandan bir şey kazanmaz, insan Allah için bir şey yaparsa kendisine iyilik yapmış olur. Hem dünyada mutlu olur, hem de ahirette kurtulur, cennete girer ve azaptan kurtulur. Nitekim Allah yaptıklarımızı görür ve buna göre bizi ödüllendirir. İbadet yaparken de bu şekilde düşünmeliyiz.