Suriye üzerinde ABD ve Türkiye anlaşması
ABD Başkan yardımcısı Pence ve yanında Dışişleri Bakanı Pompeo 17.10.2019’da Ankara’ya gelip Suriye’ye Türkiye’nin operasyonu, güvenli bölgesinin tesisi ve YPG, PYD gibi Kürt gruplarının oradan çekilmesi üzerinde TC Başkanı Erdoğan’la bir anlaşma sağladılar.
Bu anlaşmanın gereği geçen senede ABD Başkanı Trump’ın önerdiği Türkiye sınırlarına Suriye’de 20 Mile, 32 km derinliğinde ve 440 km uzunluğunda güvenli bölge kurmak üzere anlaştılar. YPG ve PYD’nin oradan çekilmelerini sağlamak için Türkiye’nin operasyonu anlaşmanın imzalandığı günün gecesinin ortasından itibaren 120 saat kadar durdurdu.
Anlaşma gereği, Türkiye güvenli bölge tesis etme işini üstlenecektir. Bu şekilde Amerika o bölgede Suriye rejimine muhalif olanları Türkiye’nin egemenliği altına sokacaktır.
6.10.2019’da Trump Erdoğan’la telefon görüşmesi yaptı. Bunun arkasından Trump şu açıklamayı yaptı: “Uzun zamandan beri düşünülmüş olan planı uygulamak üzere Ankara’nın yapacağı operasyonun başlamasıyla ABD bir kenarda duracaktır. ABD güçleri bu operasyonu desteklemeyeceği gibi ona katılmayacak ve Daeş’in bölgesel Hilafetini yendikten sonra operasyon yerine yakın bir bölgede bulunmayacaktır“.
7.10.2019’da Reuters ajansı bir ABD sorumlusunun şu açıklamasını aktardı: “Pazartesi gününün sabah vaktinde (7.10.2019) ABD Kürtlerin (YPG) yürüttükleri Demokratik Suriye Güçlerinin (DSG) komutanına; ABD güçlerinin Türkiye karşısında herhangi bir yerde onları savunmayacağını bildirdi“. Şöyle de ekledi: “Türkiye – Suriye sınırlarında güvenli bölge tesis etmek üzere ABD ile Türkiye çalışması devam ederken Trump’ın Erdoğan’la telefon görüşmesi gerçekleşti”.
Bunun manası Türkiye’nin barış pınarı adı altında yaptığı operasyon ABD’nin izniyle oldu.
ABD’deki demokrat partisinden gelen muhalefetle beraber cumhuriyet partisinden bir kısım milletvekillerinin karşı gelmesiyle, 16.10.2019’da büyük çoğunlukla Kongres’te aleyhte bir karar çıkıp ajanları olan YPG’yi Trump’ın sattığı yaygarasını da çıkarınca Trump çok öfkelendi ve ne yapacağını düşündü. Hemen kendi yardımcısını kendi dostu ve müttefiki olan Erdoğan’ın yanına Ankara’ya gönderdi. Operasyonu resmileştirdi. Fakat 5 güne kadar durdurulmasını istedi. ABD ajanları olan YPG güçlerinin oradan çekilmesini sağlayacaktır. Kürt güçleri hemen bunu kabul etti. Zira bu güçler ABD’nin kurduğu, finans ettiği ve yürüttüğü güçlerdir. Yine amaç Suriye’de laik rejimin düşmemesi ve yerine İslami sistemin kurulmamasıdır. 2013’te Suriye devriminin ilk senelerinde PYD’nin eski Başkanı Salih Müslim Türkiye ve İran’la bu hususta anlaştığını söylemişti. O zaman Türkiye ile alakası iyi idi.
Pence ateşkes sağlanınca ABD’nin kendi güçlerini bölgeden geri çekmeye devam edeceğini açıkladı. Zira Türk güçleri ABD güçleri yerine vekâleten ABD’nin siyasi çözümünü kabul etmeyen İslami gruplarla savaşı devam ettirecektir.
ABD hala ekonomi krizinden kurtulmuş değildir, kahraman Müslümanların direnişine karşı Irak ve Afganistan savaşlarında çok zarar gördü ve hiç karlı çıkmadı. Bunu Trump 7.10.2019’da Twitter’de şöyle açıkladı:
“Boşuna girdiğimiz savaşlardan ABD’yi çıkarmak için seçildim. Bizim muhteşem ordumuz Amerika’yı sevmeyen halk için polis rolünü oynuyor. Rusya ve Çin bizim bir bataklıkta battığımızı görmek istiyorlar”
Yine 7.10.2019’da Twitter’de şöyle açıkladı:
“Orta Doğuya gitmemizle ilgili karar memleketimin tarihindeki en kötü karar idi. Batıl, sahte bir bahaneyle savaşa girdik. Bu sahte bahane ise imha edici silahtır. Bu bahane çürütüldü. Muhteşem askerlerimizi vatana acelecilik yapmadan ve incelenmiş şeklinde iade edeceğiz. Bu savaşlarda 2,5 Trilyon dolar harcadık ve binlerce Amerikan askerlerimizi kaybettirdik. Orta doğu savaşlarında 8 Trilyon dolar zarar gördük”.
Bu nedenle ABD direk savaşmak istemiyor, Rusya, İran; Şia grupları ve özellikle Lübnan’daki onun partisi, (o Allah’ın hizbi değildir) YPG, PYD, PKK gibi Kürt güçleri, yine Türkiye ve Suudi Arabistan gibi güçleri yerine Müslümanlarla savaştırıyor. Eskisi gibi artık Irak ve Afganistan’da olduğu gibi yüzbinlerce askerini göndermeyecektir. Böyle savaşlar zararlıdır. Suriye’ye bu güçler müdahale etmeseydi ve yalnız ABD savaşsaydı kesinlikle büyük yenilgiye uğrayacaktı. Irak ve Afganistan savaşından daha zararlı çıkacaktı. Şimdi Türkiye, Erdoğan onu kurtarıyor.
Bütün bu güçlerin ortak hedefi Suriye laik rejimini korumak ve yerine İslami yönetimin, Hilafetin kurulmasını engellemektir. 8.8.2014 eski ABD Başkanı Obama diliyle Amerikanlar ve 31.1.2014’te Rusya Dışişleri Bakanı Ruslar ve Suriye Rejiminin Dış işleri Bakanı Velid Muallim açıkça dile getirdiler. Eylül 2011’de Erdoğan İslam sistemi isteyen Mısır halkına ve diğer Arap halklarına en iyi sistemin laik sistem olduğunu açıkça ifade etti. Türkiye eski Meclis Başkanı halkın dininin anayasada olmasını isteyince Erdoğan bunu asla Kabul etmeyiz, onun şahsi görüşüdür, bizi temsil etmez, biz laik sistemden vazgeçmeyiz dedi. Mısır’a gidince bundan söz ettim ve İhvan-ı Müslim Cemaatinin mürşidi olan Muhammed Akif’i bununla ikna ettim dedi.
İşte bu şer güçler 8 senedir beraber çalışıyorlar. Bu sebeple Erdoğan Suriye rejimini direk destekleyen ve savunun Rusya ve İran’la Astana ve Soçi anlaşmalarını sağladı. Suriye silahlı örgütlerini kandırıp Halep’ten ve değişik bölgelerden çıkardı, Rusya ve Suriye rejimine teslim etti. ABD direk İslam’ı isteyen gruplarla savaşıyordu. Kürt grupları karadan savaştırıyordu, kendisi havadan saldırıyordu. Erdoğan daha önce bu hedefle Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonları başlatmıştı. Rusya ve İran Erdoğan’ın hareketlerini desteklediler.
Rusya Başkanı Putin Erdoğan’la telefon görüşmesi yaptıktan sonra Türkiye Başkanlık kaynaklarından biri şöyle açıkladı: “Bu görüşme esnasında Fırat’ın doğusuna yapılacak askeri hareket Suriye’ye barış ve istikrarı sağlayacak ve siyasi çözümü sağlayacaktır”. (Euronews 9.10.2019)
Hatta Suriye rejimini indirek destekledi. Zira her seferki gibi Türküye Dışişleri bakanının açıklamasına göre Suriye hükümeti dâhil olmak üzere bütün alakadar taraflara bildirdiğini açıkladı. Zira hala Türkiye Beşer Esad’ın rejimini tanıyor ve İstanbul’da Rejimin Genel Konsolosluğu açıktır.
Ayrıca bu harekâttan ABD ve Erdoğan’ın başka amacı vardır. Türkiye içinde Erdoğan’ın durumunu düzeltmektir. Ekonomik sorunları büyüktür ve büyümektedir: dış borçlar 453 milyardan fazla, Türk lirası düşüyor, eski durumuna getiremedi ve getiremez, enflasyon oranı, faiz oranı ve işsizlik oranı da çok yüksektir. Bu nedenle Trump ne kadar tehdit savursa da Erdoğan’ın durumunun daha kötüye düşmemesi için ekonomik müeyyideleri koymak istemiyor. Zira bu adam Amerika’ya sadıktır, Suriye’de onun hesabına çok şeyler yaptı. Bu nedenle onu düşürmek istemiyor. Son yerel seçimi kaybetti, daha fazla kaybedebilir. Partisinde muhalefet vardır, Davutoğlu başka bir parti kurmak üzere çalışmaları sürdürüyor. Müslümanları sevmeyen ırkçılar son dönemde Türklerin kardeşleri olan Suriye Müslümanlarına karşı hamle yürüttüler. Erdoğan bunlara göz yumdu, tersine bir şekilde destekledi. Güvenli bölgenin kurulmasının gerekliliğini göstermek istedi. Şimdi bunları memnun etmeye çalışıyor, bunları güvenli bölgeye göndereceğim, sıkıştıracağım diye.
Bu şer güçleri Müslümanlara kötü hile ve tuzak kurdular, kuruyorlar. Fakat sonunda Allah’ın tuzağı daha güçlüdür, onları düşürecektir ve İslam’ı uygulayacak Peygamberlik üzerinde Hilafet devletini kurmak için çalışan ihlaslı uyanık kullarına zafer verecektir.
اۨسۡتِكۡبَارًا فِى الۡاَرۡضِ وَمَكۡرَالسَّيّیٴِؕ وَلَا يَحِيۡقُ الۡمَكۡرُ السَّيِّـئُ اِلَّا بِاَهۡلِهٖ ؕ فَهَلۡ يَنۡظُرُوۡنَ اِلَّا سُنَّتَ الۡاَوَّلِيۡنَ ۚ فَلَنۡ تَجِدَ لِسُنَّتِ اللّٰهِ تَبۡدِيۡلًاۚ وَلَنۡ تَجِدَ لِسُنَّتِ اللّٰهِ تَحۡوِيۡلًا
“Bunlar (şer güçleri) yeryüzünde kibirlilik gösterdiler ve kötü hile, tuzak kurdular. Oysa kötü hile sahibini dolaşacaktır. İlk olanların yollarını ve başlarına gelenleri görmezler mi? (ne yaptılar ondan sonra ne hale geldiler, nasıl cezalandırıldılar). Allah’ın uyguladığı metodu değiştireni göremezsin, Allah’ın metodunu çevireni göremezsin (aynı şekilde şimdiki şer güçlerini cezalandıracaktır)“. (Fatır 43)
Esad Mansur