İNSANLARIN EMNİYET VE HUZURUNU ANCAK İSLÀM’DAKİ UKUBAT (CEZALAR) SİSTEMİ SAĞLAR
İslam ukubat sistemini, Müslümanların dinlerine güvencelerinin hasıl olması ve bu uğurda gayret sarf etmeleri maksadıyla İslam’da her konunun şeri bir delili mutlaka vardır. Bizler burada sizlerin bu delilleri kendi gayretlerinizle bulmanız için delilleri göstermeden özet halinde sunuyoruz.
1. İslam’daki cezalar; hem insanları caydırır hem de günahı siler. Suçu işlemek isteyen kimseyi caydırır. Çünkü ceza onu korkutur. Suçu işleyen kimse, dünyada cezalandırılınca, onun günahı silinir ve Kıyamet gününde Allah tarafından affedilir. Çünkü dünyada cezasını gördü ve bu ceza da Allah tarafından vahyedildi.
2. Suç; çirkin ameli işlemektir. Çirkinin ne olduğunu tayin eden, insan değil şeriattır. Şeriatın çirkin gördüğü amel çirkin, güzel gördüğü amel de güzeldir. Buna göre ceza verilir.
3. Suç işlemek; yaratılıştan meydana gelmez, irsi değil ve babadan oğula geçmez. Bir hastalık ta değildir. Bu; ancak insanın iradesiyle gerçekleştirilebilen bir husustur. İnsan; isterse suç işler, istemezse bundan vazgeçer.
4. Cezalar; sadece halife veya halifenin kendi yerine tayin ettiği yetkili kişiler tarafından uygulanır. Başka bir kimse tarafından uygulanmaz.
5. Cezalar uygulanmadan önce İslam’daki yönetim, iktisat, öğretim, içtima vs. nizamlarını uygulamak gerekir. Çünkü cezalar İslam nizamını ve ahkâmını korumak için uygulanır.
6. Bir ceza uygulanmadan önce onun şartları ve durumları mevcut olmalıdır.
7. Şeriatın tayin ettiği çirkin amel ise; ya bir farzı terk etmek, ya bir haramı işlemek, ya da devletin şeri hükme göre çıkarttığı kararlara muhalefet etmektir. Bu üç çeşitten başka çeşit yoktur. Mendup, Sünnet, Nafile, Mubah ve Mekruh için ceza yoktur.
8. Önemli olan, cezalandırmak değildir. Önemli olan; Allah’a isyanın açıkça işlenmemesi, toplumun huzursuzluğu ve toplumda açıkça kötülüğün işlenmemesidir. Bu nedenle Resulullah (S.A.S) “Hadleri uygulamamak için şüpheleri arayın.” demiştir.
9. Devletin çıkarttığı kararlar; zarar ve maslahat bahanesiyle haramı helal ve helali haram kılmaz. Onun için haram ve helal değişmez. Devlet; ancak helal dairesinde insanların işlerini İslam’a göre yürütebilmek için düzenleme yapar, üslupları seçer ve araçları kullanır. Bunlara muhalefet etmek haramdır. Çünkü bunlar, İslam’ı uygulayabilmek için gerekli hususlardır. Misal olarak; yoldan geçmek helaldir. Çok araba ve insan o yoldan geçecektir. Herkesin ve her arabanın geçmesini sağlamak için İslam Devleti düzenleme yapar, yeşil, sarı ve kırmızı lamba gibi kurallar koyar. Buna muhalefet etmek ise haramdır. Ve halife muhalefet edeni cezalandırır. Çünkü Allah ve Resulü; emire ve ulul emre itaat etmeyi farz kıldı. Ulul emre, ancak Allah’a isyan etme hususunda itaat edilmez.
10. Asıl olan beratı zimmet (suçsuzluk) tir. İkrar olmazsa veya şahitler olmazsa, hiç bir kimse itham edilmez. İşkence yapmak yasaktır. Yapana ceza verilir. Tevkif olabilir, fakat çok kısa olmalıdır.
11. Allah’ın haklarıyla ilgili af yoktur. Misal olarak; halife, namazı kılmayanı veya içki içeni veya zina işleyeni affedemez. Kişinin hakkıyla ilgili ise, af olunabilir. Kişi kendi hakkından vazgeçerse, o hakkı yiyen kimse affedilir. Misal olarak; öldürülen kimsenin velisi, öldüreni affederse, halife o katili öldürmez. Bir organı kesilmiş olan kimse, bu organını kesen kimseyi affederse, halife onu affeder.
12. İslam’daki cezalar şu dört bölümdür: A. Hadler, B. Cezalar, C. Tazirler, D. Muhalefetlerdir.
A- Hadler. Allah’ın hakları için takdir edilip de işlenen masiyetlere verilen cezalardır. Hadler, Allah’a isyan eden kimsenin tekrar masiyeti işlemesini engellediği için bu adı taşır. Sadece Allah’ın haklarına isyanlara hadler denilir, başka isyanlara denilmez. Bunlar için af yoktur, yönetici affedemez, kendisine karşı bu isyanı işleyen kimse de affedemez.
B- Cezalar (Cinayetler). Bedeni saldırıya bu ad verilir ki, bu ya kısası gerektirir, ya para veya malı ödemeyi gerektirir, böylece cana ve organlara saldırıları kapsar. Buradaki ukubat (ceza), kulun hakkına saldırıya karşı verilir. Kulun hakkı olduğu için, kul kendisine saldıran kimseyi affedebilir.
C- Tazirler. Hadler ve cinayetler dışında olup kefareti olmayan suçlardır. Fakat haramları işlemeye karşı verilir. Kefareti varsa, insan bu kefareti yerine getirmelidir. Hadler ve cinayetler için cezalar, şeriat tarafından direk tayin edilmiştir. Onun için eksik ve fazlalık olmadan verilir. Tazirlerde, durumdan duruma farklı olduğu gibi kişiden kişiye de farklı olur. Kişiler, sabıkasız veya değerli insanlar veya dürüst olanlardan iseler onlar affedilebilir. Şeriat, bunların takdirini halifeye ve hâkime bırakır. Onlar da kıyasla takdir eder.
D- Muhalefetler. Halifenin veya tayin ettiği yetkililerin emirlerine muhalefettir. Bu muhalefetler, helal dairesinde düzenlemeler, üslup ve araçlara karşı işlenir. Yukarıda belirttiğimiz gibi halife veya diğer yetkililer, haramı helal kılamadıkları gibi helalı da haram kılamazlar. Sünneti veya mubahı farz yapamazlar. Mekruhu da haram yapamazlar. Maslahat ve zarar bahane edilmez. Sadece şeri delil düşünülür.
13. Şeriat; tazirler ve muhalefetlerin cezalarının takdirini halife ve tayin ettiği yetkililere vermişse de, yetkililer işlenen suçun büyüklüğünden daha büyük ceza veremezler. Kıyas yaparak ona göre ceza vermeye çalışırlar. Küçük suça büyük cezayı veremezler.
14. Hadler şu yedi kısımdır: (a).Zina, (b).Homoseksüellik, (c).İftira atmak, (d).İçki içmek, (e).Hırsızlık, (f).Mürtetlik, (g).Bağilik.
(a). Zina. Zina eden bekârın cezası yüz (100) kırbaç, evlenmiş olan zina edenin cezası ölüme kadar taşlamaktır. Zina için beyineler (deliller) üç çeşittir: 1-İkrar, 2-Dört şahit, 3-Hamile olmak.
(b). Homoseksüellik. Erkek ile erkek veya kadın ile kadın arasında cinsel ilişki kurmanın haddi ölümdür. Bekâr olsun, evlin olsun fark etmez.
(c). İftira atmak. Bunun cezası seksen (80) kırbaçtır. İftira atmak, muhsanlara karşı olunca bu ceza uygulanır. Muhsan’ın sıfatı beştir: Müslüman olmak, hür olmak, iffetli olmak, akil olmak ve baliğ olmak veya kız ise onunla cima yapabilen olmaktır.
İşte kim bu beş sıfata sahip olursa muhsan olur. Ona iftira atmak günahtır ve iftira atana seksen (80) kırbaç vurulur. İftira atanın sıfatları; akil ve baliğ olmaktır.
(d). İçki içmek. İçki içenin cezası, kırk (40) kırbaçtan seksen (80)’e kadardır. Fakat kırk (40) kırbaçtan aşağı olmaz ve seksenden (80) de yukarı olmaz.
(e). Hırsızlık. Hırsızın eli kesilir. Fakat şu şartlarda olur ve bunlar yedi (7) şarttır:
1. şart: Hırsızlık tarifine uymalıdır. Bunun manası; malı gizlice almaktır. Malı kaçırmak veya ihtilas yapmak veya hainlik yapmak için el kesilmez. Fakat bunlar için başka ceza verilir ki o tazir cezasıdır. Ödüncü (borcu) inkâr eden veya cepten çalan kimsenin eli kesilir.
2. şart: Çalınan malın miktarı, çeyrek dinardan itibaren başlar. Bir dinar 4.25 gr. altındır. Çeyrek dinar ise 1.0625 gr. altındır. Bu değer (1.0625 gr. altın) ve bundan yüksek değerde çalan kimsenin eli kesilir. Bundan daha az ise tazir cezası verilir.
3. şart: Çalınan mal helal olmalıdır. İçki, domuz ve uyuşturucu madde gibi haram mallar için el kesilmez. Bunlara tazir cezası verilir. Fakat bu haram maddeler için kullanılan kaplar, bıçaklar vs. gibileri çalınırsa el kesilir. Çünkü bu aletler helal maldır. Kur’an veya ilim kitapları için el kesilir.
4. şart: Kapalı veya kilitli yerden çalınırsa el kesilir. Açık yerde veya öyle bırakılmışsa bunun için el kesilmez. Buna tazir cezası verilir.
5. şart: Çalınan mal hakkında şüphe olunmayacaktır. Yani o malda onun hakkı varsa veya ondan alabiliyorsa el kesilmez. Misal olarak; çocuk babasının malından veya baba çocuğun malından çalarsa veya kendi şirketinden çalarsa el kesilmez. Beyt-ül maldan çalarsa da el kesilmez. Kamu mülkiyetinden çalarsa da el kesilmez. Çünkü herkes bunda kendisine ait bir pay var olduğunu iddia edebilir. Fakat tazir cezaları verilir. Şüpheler varsa had uygulanmaz. Sadece tazir cezası verilir.
6. şart: Hırsız, baliğ ve akil olmalıdır. İster Müslüman olsun, ister gayri Müslim olsun fark etmez. Çocuk veya deli ise eli kesilmez.
7. şart: Hırsızlık, ya ikrarla olur ya da udul (fasık olmayan) iki adamın veya bir adam ve bir kadının şahitliği gerekir. İkrar olunca, çalınan malın vasıflarına çalma ahvaline uygun olmalıdır. Aynı şekilde şahitler, şahitlik yaparken bütün vasıflar, ahval ve durumlar doğru olmalıdır. Bir şahit, filan saatte gördüm derse, diğer şahit başka saatte gördüğünü söylerse şahitlik bozulur ve hırsızın eli kesilmez.
Şu durumlarda el kesilmez:
– Açlık olunca veya insan aç olunca çalarsa eli kesilmez.
– Ağaçtaki meyveyi koparmada el kesilmez.
– Yemeğe hazırlanan yemek çalınırsa el kesilmez.
– Fidanları çalmada veya biri bir başkasının toprağından fidanları çıkartıp kendi toprağına dikerse eli kesilmez.
Bu hususlar, o şartlara eklenebilir.
El kesmekle ilgili şu hususlar da vardır:
a- El, bilekten kesilir.
b- Sağ el kesilir.
c- İşkencesiz ve eziyet çektirmeden en hızlı ve kolay yolla kesilir.
d- El, hemen kaynayan yağa batırılır veya herhangi bir ilaca batırılır. Bu, kanın kesilmesini sağlamak içindir.
e- Eli kesik olan kimse çalarsa ikinci eli kesilmez.
f- Daha önceki hırsızlıktan dolayı eli kesilmişse yine de ikinci eli kesilmez. Bu haldeki hırsız hapsedilir.
g- Hamile kadının eli kesilmez. Çocuğunu doğurduktan sonra da kesilmez.
h- Hasta olanın eli kesilmez.
i- Tutuklanmadan önce bir çok defa çalarsa, sadece bir eli kesilir.
k- Malın sahibi hırsızı affetse bile onun eli kesilir.
(f). Mürtetlik. İslam Dininden dönen erkek olsun, kadın olsun üç gün tövbeye davet edilir. Kendisiyle münakaşa edilir, tövbe etmezse öldürülür. Baliğ değilse veya mecnun ise öldürülmez. Bir daha mürtet olursa, tövbe ettirilmeden öldürülür.
Müslüman’ın şu dört hususta kâfirliğine hüküm verilir ve mürtet sayılır:
1- İslam akidesi dışında bir şeye inanırsa mürtet olur. Misal olarak; Allah’a şirk koşarsa veya Kuran’ın Allah’ın kelamı olmadığına inanırsa kâfir olur. Yine dinden kesin şekilde olan hususu inkâr etmekle kâfir ve mürtet olur. Misal olarak; cihadı ve Allah’ın indirdikleriyle hükmetmeyi veya hırsızın elini kesme hükmü gibi hususları inkâr etmektir.
2- İslam’ın herhangi bir itikadından veya inancından şüphelenmek ve kalbe şek girerse veya kesin bir hüküm hakkında şüphe olursa kâfir ve mürtetlik olur.
3- Tevile kabil olmayan sözü söylemekle kâfir ve mürtet olunur. Misal olarak; Mesih’in Allah’ın oğlu olduğunu söylerse veya İslam’ın Muhammed’e kendi zatından geldiğini ve benzerlerini söylerse kafir olur.
4- Puta secde etmek ve kilisede Hıristiyanların ibadetlerini yapmak gibi fiillerin sahibi mürtet olur.
– İki udul adam veya bir adam iki kadın şahitlik yaparlarsa, o kişinin mürtetliği ispatlanır.
– Mürtetin malı, onun üzerindeki bütün haklar ödendikten sonra Beyt-ül mala gider.
– Tövbe etmezse af yoktur, kesin şekilde öldürülür.
(g). Bağilik (isyan etme). Bunlar iki çeşittir: 1-Dinde tevil yapıp İslam Devletine isyan edenler, 2-Dünya için isyan yapanlara baği denilir.
1- Dinde tevil yapıp İslam Devletine isyan edenler. Halife, onlarla temas eder veya onlara adamlar gönderir ve onlarla görüşür. Eğer zulüme uğradıklarını iddia ederlerse onu giderir, bir şüpheye binaen hareket ederlerse onu ortaya çıkartır ve yok eder veya herhangi bir şeyi iddia ederlerse onlara hakikati gösterip onları ikna etmeye çalışır. Eğer kani olurlarsa ve isyandan vazgeçerlerse onları bırakır. Eğer isyanlarında ısrar edip silahlarını terk etmezlerse onları boyun eğdirinceye kadar onlarla savaşır. Onlardan tutuklanan kimse esir sayılmaz, hapsedilir. Malı ganimet olarak alınmaz, karısı ve çocukları köleleştirilmez ve onlara dokunulmaz. Onlarla savaşmak cihad sayılmaz.
2- Dünya için isyan edenler. Bunlar yol kesicidirler. Mal almazlarsa ve tedhiş yapmazlarsa ve kan dökmezlerse ve tövbe ederlerse serbest bırakılırlar. Fakat böyle suçları işlerlerse cezalandırılırlar. Bunlar Müslüman olsunlar veya olmasınlar fark etmez. Bunlar işledikleri suça göre cezalandırılırlar. Eğer mal almışlarsa sağ eli ile sol ayağı çapraz şekilde kesilir. Ayak topuktan kesilir. Yalnız tedhiç ederler veya korkutma yaparlarsa sürgüne gönderilirler. Bir kimseyi öldürmüşlerse öldürülürler. Eğer öldürür ve malı alırlarsa, öldürülürler ve çarmığa gerilirler. Önce öldürülür ve sonra da çarmığa gerilirler.
İsyan edenlerin şartları şunlardır:
1. İsyanları şehirler dışında olunca yol kesici sayılırlar.
2. Öldürücü silah taşımış olacaklar. Kılıç, bıçak, tabanca, tüfek vs. Sopa, kırbaç ve benzerlerini taşırlarsa yol kesici sayılmazlar.
3. Açıkça hareket edip, mala el koyup bir yerde yerleşmiş olacaklar.
Zımmiler İslam Devleti’ne isyan ederlerse ve onunla (İslam Devleti ile) savaşırlarsa, zımmilik anlaşmasını bozmuş olurlar. O zaman onlarla fiili savaş yapılır.
15. Cinayetler. Lügatte cinayetin manası; “Bedene veya mala veya ırza saldırmaktır.” Istılahta ise; “Kısası ve mali cezayı gerektirip bedence saldırmaktır.”
1-.. En büyük cinayet öldürmektir. Öldürmek ise şu dört şekilde olur:
a-) Kasten öldürmek. Hangi vesile ile olursa olsun bunun cezası ölümdür. Ancak öldürülenin velisi affederse katil öldürülmez ve veli diyeti alır.
b-) Bir Müslüman veya bir zımmi, fiili muharip kâfiri veya gayri fiili muharip kâfiri öldürürse onlara ölüm cezası verilmez. Fakat gayri fiili muharip kâfir için bir şey yoktur.
c-) Bir Müslüman, bir zımmiyi veya bir sığınmacıyı (İslam Devleti’nin ahdini kazanan) kişiyi öldürürse öldürülür.
d-) Baba veya anne veya dede, çocuğunu veya torunlarını öldürürlerse, cezaları ölüm değildir. Fakat çocuk, babasını veya annesini veya dedesini öldürürse cezası ölümdür.
e-) Kasten olmayan bir öldürmenin cezası ölüm değil diyettir. Çünkü öldürmek istemedi. Fakat onu dövmek veya susturmak istedi.
f-) Hatalı öldürmenin iki çeşidi vardır. Birincisi; bir araba kazası veya av yaparken ağaçlar arasında bilmediği bir adama isabet edip öldürmesi gibi olaylarda diyet vardır. Ayrıca bir köleyi kurtarmak, köleyi bulamazsa iki ay arka arkaya oruç tutar.
İkincisi ise; Dar-ül küfürde yaşayıp ta Müslümanlığını gizleyen bir Müslümanı öldürmek, onun Müslümanlığını bilmediği halde öldürmektir. Bunun kefareti vardır. Ya bir köleyi kurtarır ya da iki ay arka arkaya oruç tutar. Diyet yoktur.
g-) Öldürmek için deliller, ya ikrar ya da iki şahittir. Ya bir adam iki kadın ya da dört kadındır.
h-) Bir kaç kişi öldürme işine katılırsa hepsi öldürülürler.
i-) Katil herhangi bir vesile ile öldürülür. Fakat işkencesiz en güzel şekilde öldürülür. Fakat hemen öldürülmez bekletilir. Belki veliler diyeti kabul ederler. Eğer ondan ümitsizlik olursa öldürülürler.
j-) Diyetin miktarı, yüz deve veya bin dinar (her dinar 4.25 gr. altın) veya 12 bin dirhem (her dirhem 2.97 gr. gümüş)tür.
k-) Diyeti ödeyen mirasçıdır. Eğer onlarda hiç yoksa Beyt-ül mal öder. Caninin öldürülmesinin diyeti 10 devedir.
2-.. Organların cinayetine karşı diyet vardır. a-) Vücutta tek bir şey varsa onun diyeti tamdır. 1000 dinar. b-) Organın bir kaç kısmı varsa ona göre hesaplanır. İki gözün diyeti 1000 dinar, bir gözün diyeti 500 dinar, 10 parmağın diyeti 1000 dinar, bir parmağın diyeti 1000/10’dur. Ve böyle hesaplanır.
3-.. Yaralar. Bir kimse bir kimseyi kasıtlı olarak yaralarsa onun için kısas vardır ve aynı şekilde yaralanır. Eğer kasıtlı değilse, yara bir çukur açarsa diyetin üçte birisi, büyük çukur açarsa diyetin üçte ikisi ödenir.
16. Tazir cezaları: Lügatte tazirin manası; “Önlemektir.” Istılahta ise; “Tertip etmek ve cezalandırmaktır.” Şeriat, tazir cezalarının takdirini halifeye veya tayin ettiği yetkiliye bıraktı. Direk cezası gösterilmeyen masiyetin cezasıdır ki o; ya bir haramı işlemek ya da bir farzı terk etmenin cezasıdır. Kıyasla ve içtihatla halife veya onun yetkilisi onu tayin eder. Fakat masiyetin büyüklüğüne göre olur daha büyük olmaz.
Tazir cezaları:
a-) Ölüm. Eğer çok büyük suç olursa.
b-) Kırbaçlama. Fakat en fazla on kırbaç vurulur.
c-) Hapis cezası. Fakat ölüme kadar hapis cezası değil. Tövbe edince hapis cezası yoktur.
d-) Sürgün. Bu ancak İslam Devleti içerisinde olur, dışında olmaz.
e-) Suçlu olanla ilişki kurmamak ve konuşmamak.
f-) Öldürüldükten sonra çarmıha germek.
g-) Para cezası.
h-) Malı çöpe atmak.
i-) Malın şeklini değiştirmek veya bozmak.
j-) Ciddi şekilde tehdit etmek.
k-) Vaaz etmek.
l-) Mahrum etmek.
m-) Azarlamak.
n-) Teşhir etmek.
17. Tazir durumlarının çeşitleri yedi çeşittir:
a- Irza saldırmak.
b- İnsanın haysiyetine saldırmak.
c- Akla eziyetle dokunmak.
d- Mala saldırmak.
e- Emniyeti bozmak.
f- İslam Devleti’nin istikrarını ve selametini bozmak.
g- Dine dokunmak.
h- İnsanı korumamak.
a–) Irza saldırmak konusuna şu noktalar girmektedir:
A-) Hayaya aykırı olan fiiller:
1.. Zina veya Homoseksüellik yapmak için teşebbüs.
2.. Malla veya evlilik veya başka şeyle kandırmak. Zina olmadan başka şeyi yapmak.
3.. Tehdit ederek kandırmak.
4.. Fısk, fücur veya fesat yapmaya diğerlerini teşvik etmek.
5.. Zina veya homoseksüelliği yapmak için kolaylık sağlamak.
6.. Kadının yabancı erkeği veya erkeğin yabancı kadını barındırması.
7.. İki kişinin anormal bir şekilde beraber bulunması.
8.. Daha ilişki olmadan bir kızı veya erkeği okşamak veya uyutmak veya uyuşturmak.
9.. Fuhuş veya fücura teşvik ederek bir kadının dans yapması ve bu işi hazırlayan da cezalandırılır.
10.. Dışarıda şehveti teşhir edici hareket yapmak.
11.. Bir hayvanla ilişki kurmak.
Bunların cezaları ise değişik şekilde hapis cezalarıdır. 6 aydan 10 seneye kadar değişir. Hâkim bunu takdir eder.
B-) Kaçırmak ise, bunun iki çeşidi vardır:
1.- Aldatmak veya zorlamak yoluyla kaçırmak için değişik şekilde hapis, kırbaçlama ve sürgüne gönderme cezaları verilir.
2.- Evlenmek maksadıyla kaçırmak. Rızayla gerçekleşmişse ve onunla evlenirse en fazla altı ay hapis cezası verilir. Fakat aynı maksatla zorla kaçırırsa, beş seneye kadar ceza verilir. Zina olursa, zina edenin cezası verilir.
C-) Edep bozan fiiller:
1-. Sarkıntılık yapmak veya bir kıza takılmak.
2-. Kadınların yerlerine girmek için kadın elbisesi giymek.
3-. Kadın resmi veya ahlak bozacak her resmi veya neşriyatı veya kasetleri basmak veya satmak veya göstermek.
4-. İnsanlar önünde çıplak olarak duş yapmak.
5-. Hayaya aykırı hareket etmek.
6-. Avret yerini göstermek. Kadının yüzü ve elleri dışında bir yerini göstermesi.
7-. Anormal hareket yapmak veya anormal elbise giymek veya başka cinse ait elbise giymek.
8-. Başka kimsenin evine bakmak veya bir delikten başka kimsenin odasına bakmak.
Bunların cezaları değişik hapis ve kırbaçlama olur.
D-.) Evlilikle ilgili muhalefetler:
1. Şeriata aykırı bir evlilik yapmak. Misal olarak bir Mecusi kadınla evlenmek veya Müslüman kadının bir kâfirle evlenmesi veya beş kadınla evlenmek ve benzerleri.
2. Yalan veya hile yaparak evlilik yapmak.
3. Bir kadını boşayıp onunla ilişki kurmak.
4. Geçici olarak bir mahremle evlenmek. Karısıyla birlikte karısının kız kardeşiyle veya halasıyla veya teyzesiyle evlenmek.
Bunların cezaları; 3 seneden 10 seneye kadar ceza verilir. Ayrıca kırbaçlanır.
b— İnsan haysiyetine saldırmak şu üç ana şekilde olur:
1- Bir kişiyi bir şeye nispet ederek kötülemek.
2- Bir kişiyi itham etmek.
3- Herhangi bir şekilde bir kişiyi horlamak.
Bunların cezaları 6 aydan iki seneye kadar ulaşabilir. Ayrıca kırbaçlama vardır.
Horlama ve kötüleme şöyle olur:
a-) Kişi karşısında açık şekilde veya diğerleri önünde veya ayrı ayrı kişiler önünde olabilir.
b-) Yazılı şekilde veya resim çizerek.
c-) Neşriyat, gazete vs. gibi radyo ve televizyon gibi araçlarla olması.
c—) Akla eziyetle dokunmak. Akla eziyeti getiren fiiller özetle şunlardır:
1.. Uyuşturucu maddeyi kullanmak,
2.. Uyuşturucu maddeyi imal etmek ve götürmek.
3.. İçkiyi satmak, imal etmek ve götürmek.
4.. İçki yapmak için üzüm gibi meyveleri içkinin imalını yapanlara satmak.
5.. İçkiyi satmak için gizli veya açık yer açmak.
6.. Uyuşturucu maddeyi satmak için gizli veya açık yer açmak.
7.. İlaç maksadıyla ancak eczacı yoluyla bunlar satılır.
Bunların cezaları, 6 aydan 15 seneye kadar ulaşabilir. Ayrıca kırbaçlama ve para cezası vardır. Hâkim, bunları inceleyip takdir eder.
d—) Mala saldırmak.
A-) Menkul mallarla ilgili suçlar:
1- El kesebilmek için şartlara sahip olmayan hırsızlık, açık yerden çalmak veya Beytül maldan çalmak ve çeyrek dinardan aşağı çalmak gibi.
2- Çalmak maksadıyla gizlice veya açıkça bir eve veya bir yere girmek.
3- İhtisas, yağma yaparak çalmak ve cepten çalmak, gasp yapmak.
4- İhtisasla veya herhangi bir şekilde çalınmış malı bilerek satın almak.
5- Bilerek ihtisası yapan bir kimseyi veya bir hırsızı barındırmak.
6- Çalana ait bir malı bilerek korumak veya saklamak.
7- Kasten diğerlerinin mallarını bozmak veya mallarına zarar verrmek
8- Başkaları hesabına bir şeyi gasp etmek.
9- Başkalarının mallarına zarar vermek maksadıyla başkalarının mallarını haksızca kullanmak.
10- İhtikâr veya stokçuluk yapmak.
11- Bilerek batıl bir sözleşmeyle malı mülk edinmek.
12- Şeri sözleşmelere muhalefet etmek veya aykırı bir şeyi yapmak.
13- Faizle herhangi bir muamele yapmak veya şahit veya kâtip gibi o muamelede taraftar olmak.
Bunların cezaları 6 aydan 15 seneye kadar ulaşabilir. Ayrıca para cezası ve kırbaçlama vardır.
B-) Hile ve aldatmakla ilgili hususlar şöyledir:
1-. Hile yaparak başkalarının mallarını ele geçirmek.
2-. Çocuk veya anormal veya akli dengesi yerinde olmayan kimseleri bir imzayla, bir senetle veya herhangi bir şekilde kullanarak mal elde etmek.
3-. Parası yatırılmamış veya karşılıksız bir çek vermek.
4-. Mal evraklarında veya para kâğıtlarında veya çek ve senetlerde sahte iş yapmak veya sahte imza atmak.
5-. İslam Devleti’nin veya yabancı devletlerin sahte paralarını yapmak veya bilerek kullanmak.
6-. Ödememek maksadıyla borçlanmak veya malı satın almak.
7-. Alacaklıları aldatmak maksadıyla başkalarına bir hibe veya rehin vermek gibi hususlar yapmak veya onun hakkında para ödemek kararı çıktıktan sonra malını başka yere götürürse veya herhangi bir şekilde kaybettirirse veya satarsa.
8-. İhtilaf olunca satın alan veya rehin verenden bir belgeyi saklamak veya anlaşmayla ilgili bir şeyi değiştirmek veya sahte iş yapmak.
Bu tür suçları işleyene 6 aydan 25 seneye kadar ceza verilir. Ayrıca kırbaçlama ve para cezası verilir.
C-) Malın emanetine ihanet yapmak:
1- Bir kişiye emanet verilirse veya bir mal üzerine emin olarak tayin edilirse ve bu emaneti korumayı ihmal ederse.
2- Emanete ihanet ederse. İster vasi olsun, ister vâkıfa bakan veya ücretli kimse olsun.
3- Bildiğini gizlemek veya kasten kaybettirirse veya bir senedi veya bir belgeyi yırtmak.
Hâkim böyle kimselere iki seneden beş seneye kadar ceza verebilir. Ayrıca onlara kırbaçlama cezası verilir.
D-) Muamelelerde hile yapmak:
1- İslam Devleti tarafından kabul edilmeyen veya içinde sahte iş bulunan ölçü, tartı, terazi vs. şeyleri kullanan kimseler.
2- Satıcı, sattığı şeyin miktarında veya mahiyetinde hile yaparsa.
3- Bilerek öbür tarafı maddenin oluşumuyla veya sıfatıyla veya faydalı unsurlarıyla kandırma işi yaparsa.
4- Başkalarına ait bir şeyin satılmasını veya kiralanmasını ve bir sözleşmenin gerçekleşmesini ve benzerlerini engellemek için çalışmak.
5- Hile ile malların fiyatını düşürmek veya yükseltmek.
Bunların cezası 6 aydan iki seneye kadar hapis cezasıyla birlikte kırbaçlama ve para cezasıdır.
E-) İflas etmekle ilgili cezalar:
1- Hile yaparak iflas edenler.
2- İhmal ve kusur göstererek iflas edenler.
3- Haram yolda malı harcayıp iflas edenler.
4- Herhangi bir şekilde alacakların hakkını kaybettirerek iflas edenler.
Bunlara iki seneden beş seneye kadar ceza verilir ve ayrıca kırbaçlama cezası verilir.
F-) Gaspla ilgili cezalar:
1- Şiddete başvurmadan gasp etmek.
2- Şiddete başvurmadan malı gasp edip bozmak.
3- Tehdit ederek gasp etmek.
4- Kamu mülkiyetinden yalnız kendisine ayırıp diğerlerini engellemek, gasp etmek sayılır.
Bunların cezaları altı aydan beş seneye kadar ulaşır. Ayrıca mal kendisinden alınır ve sahibine iade edilir.
Ayrıca şu hususlar da vardır:
1- Düşmanla bilerek direk veya in direk ticaret yapanlar.
2- Heykeltıraşlık veya insan veya hayvanın resmini çizmek.
3- Yalan veya sahte mali beyanlar gösterenler.
Bunlara altı aydan beş seneye kadar hapis cezası verilir.
e-) Emniyeti bozmak şu hususları içeriyor:
1- Otoriteyi veya devletin yönetimini ele geçirmek.
2- Uzaklaştırma kararı çıktığı halde devletin otoritesini veya yönetimi elde tutmak.
3- İç savaş veya fitne ve kargaşa çıkartmak amacıyla saldırı yapmak.
4- Asayişi bozmak, insanların düzenini bozmak, işleri karıştırmak amacıyla anarşist olayları yapmak.
Bu suçlara iki seneden yirmi seneye kadar ceza verilir. Hatta ölüm cezasına da çarptırılabilirler. Kırbaçlama ve ölümden sonra çarmığa germe cezası da verilir. Bu yapılan suçun büyüklüğüne göre olur.
f-) İslam Devleti’nin istikrarını ve selametini bozmak. Genel hatlar şunlardır:
A. Yazı, neşriyat ve iletişim araçları.
1- Şeri hükümleri veya İslam nizamının elverişliliği hakkında kısmen de olsa şüpheler meydana getirmek suretiyle yazı yazma, neşriyat yapmak ve diğer iletişim araçlarıyla yaymak ve konuşma yapmak.
2- Milliyetçiliği, vatancılığı ve bölgeciliği kışkırtmak maksadıyla konuşma, yayın, neşriyat ve iletişim araçlarını kullanarak çalışmak.
3- Müslümanların İslam Devleti’ne veya ümmetin varlığına güvenlerini sarsıtmak veya gayri Müslimlere (zımmiler) karşı onları tahrik etmek veya gayri Müslimleri Müslümanlara karşı tahrik etmek.
4- Vergi tahsil etmek istenince muktedir olan şeri mazeret olmaksızın bir aydan fazla vergiyi vermemek veya haracı ödememek veya cizyeyi vermemek.
Bu tür suçlara mali, kırbaçlama, iki seneden on beş seneye kadar hapis cezası, hatta bunlardan bazı suçlar için ölüm cezası verilir.
B. Teşkilatlarla ilgili ise şöyledir:
1- Laiklik veya demokrasi veya sosyalizm gibi İslam’a aykırı bir temele dayanarak teşkilat veya parti kurmak ve buna mensup olmak.
2- Milliyetçilik veya vatancılık veya bölgecilik gibi İslam’a aykırı bozuk rabıtalara dayalı teşkilat veya parti kurmak. İslam nizamını benimsese dahi.
3- Halifeyi veya diğer yöneticileri veya İslam rejimini değiştirmek maksadıyla bir teşkilat kurmak.
4- İslam’a dayalı gizli bir teşkilat kurmak.
5- Bir teşkilatın yabancı devletle ilişki kurması.
Bu suçlulara iki seneden on beş seneye kadar hapis ve bazılarına da ölüm cezası verilir.
C. Casuslukla ilgili hususlar:
1- Bir yabancı kişinin İslam Devleti aleyhine casusluk yapması.
2- Bir zımminin yabancı devlet hesabına casusluk yapması.
3- Bir Müslüman’ın yabancı devlet hesabına casusluk yapması.
Bu hususta kâfir öldürülür. Müslüman ise 5 seneden 25 seneye kadar hapsedilir.
D. Ajanlarla ilgili husus:
a- Bir veya bir kaç devlet hesabına siyasi olarak çalışmak.
b- Yabancı devletlerin yöneticileriyle veya siyasetçileriyle veya bir askeriyle şahsi arkadaşlık yapmak.
c- Yabancılar için propaganda veya onlardan yardım almak için teşvik etmek.
Bu suçların cezaları, 5 seneden 25 seneye kadar ulaşabilir.
E. Desiselerle ilgili husus:
1- İslam Devleti veya yöneticileri aleyhine yabancı devletlerin hesabına desiseleri sokmak.
2- İslam Devleti’nin heybetini veya makamını düşürmek için desiseler sokmak.
3- İslam Devleti aleyhine diğer devletleri tahrik etmek için desiseler sokmak.
4- Devlete eziyet getirecek herhangi bir sırrı açıklamak.
Bunların cezaları, 5 seneden 15 seneye kadar hapistir. Hatta ölüme kadar ulaşabilir.
g-) Dine dokunmak.
1- Küfür bir ideolojiyi veya dini veya fikri yaymak.
2- İslam ideolojisine dokunacak veya akide hakkında şüpheyi meydana getirmek.
3- Küfür fikirleri için propaganda veya teşvik yapmak.
4- Zannı akidelere davet etmek ve Müslümanları karıştıracak ve onların kızgınlığını tahrik edecek fikirlere çağırmak.
5- Namazı tamamen kılmamak veya bazı vakitleri kılmamak.
6- Oruç tutmamak veya bazı günleri tutmamak veya açıkça Ramazan hürmetine aykırı hareket etmek ve orucu bozmak.
7- Zamanında zekâtı ödememek.
Bu tür suçlara altı aydan on beş seneye kadar hapis cezası verilir. Bazılarına da ölüm cezası verilir.
h-) İnsanı korumak için çalışmamak.
1- Kim bir insanın ölüm tehlikesine maruz olduğunu görürse veya ölümden kurtulmak için kendisinden yardım istenirse ve yardım etmeye veya kurtarmaya gücü varsa ve yardım etmeye veya kurtarmaya çalışmazsa hapis cezası ve kırbaçlama gibi ceza görür.
2- Kendisi ölüme veya tehlikeye maruz kalmadan bir cinayeti engelleyebiliyorsa bu engellemeye çalışmazsa hapis ve kırbaçlama cezası görür.
3- Açık ve genel bir yerde münkeri işleyen kimseyi kim görürse, ölüme veya başka bir tehlikeye maruz kalmadan o kimsenin münkeri işlemesini engellemeye çalışmazsa hapis ve kırbaçlama cezası görür.
4- Bir hür insanı köleleştirmek veya bir insanı rehin almak gibi suçlar için ağır hapis cezaları verilir.
Hülasa:
İşte genel olarak tazir cezasına çarptırılan suçlar bunlardır. Fakat yeni suçlar çıkabilir. Hâkim bunları inceler, tazirle ilgili ana suçların cezalarına kıyas yapar ve hüküm çıkartır. Misal olarak bugün kumarların değişik şekilleri çıktı. Milli piyango, Lota, Toto, vs. bu tür kâğıtları çıkartmak, satmak ve organizesini yapmak gibi hususlar vardır. Televizyon ve telefon yoluyla kumar çeşitleri vardır. İşte hâkim bunları inceler ve kumar ve içki içmek, satmak, vs. gibi cezalara kıyas yapar. Böylece tazir cezası belirlenir. Çünkü hayat şekilleri değişir, araç ve üsluplar da değişir. Fakat hayatın mahiyeti ve özü değişmez. Kumarın şekilleri, üslupları ve araçları değiştiği gibidir. Fakat şeriat bunun hakkında hüküm verdi ve ona kıyas yapılarak hüküm verilir.
18. Muhalefetler.
Halifenin tayin ettiği yetkililerin emirlerine muhalefet etmek caiz değildir. Çünkü Allah ve Resulü bunlara, helal dairesinde itaat etmeyi farz kıldı. Bunlar da bir helali haram ve bir haramı da helal kılmazlar. Sadece Allah’ın emrine göre insanların işlerini yürütürler. Bunun için düzenleme yaparlar, bir üslup seçerler ve bir araç kullanırlar. Bunlar mubahtır ki işleri İslam’a göre yürütebilmek için gereklidir. Bu nedenle İslam Devleti’ne itaat etmek farzdır. Bu hususlarda İslam Devleti’nin emirlerine muhalefet etmeye muhalefet denilir. Bu muhalefetlerin çeşitleri çoktur. Muhtesip bunlara bakar, onları gördüğü zaman hemen cezayı verir. Onun için davacıya ve şahitlere ihtiyaç yoktur. Bunlar ise; trafik, pazar, yol gibi suçlardır. Muhtesip, kamuya zarar veren veya devletin düzenlemelerine aykırı hareket eden kimselere ceza veren bir hâkimdir.
19. Bir haramı işlemeye veya bir muhalefeti yapmaya zorlanan kimse cezalandırılmaz.
20. Halife yardımcıları, valiler, ümmet vekilleri ve diğer görevliler için dokunulmazlık diye bir kanun yoktur. Bunlardan kim suçlu bulunursa anında cezalandırılır.
21. Yabancı büyükelçiler, kendi devletleriyle İslam Devleti’nin yaptığı anlaşmaya göre cezalandırılırlar. Çünkü asılda büyükelçilere dokunulmazlık vardır. Diğer yabancılar, İslam Devleti’ne girip suç işlerlerse cezalandırılırlar.
22. Herkes kendini savunmak için vekil tayin edebilir. Çünkü hemen ceza verilmez. Dava iyi bir şekilde incelenir, şüpheler aranır. Şüphe varsa ceza uygulanmaz.
İşte Ukubat Nizamı ve Müeyyidelerin Sistemi budur. Bu nizam, huzuru ve emniyeti gerçekleştirir. Çünkü insanın mutluluğu için en önemli unsurlar, emniyetli hayatı sağlamaktır. İslam’daki cezalar uygulandığı zaman bu emniyet sağlanır, insanlar mutlu ve huzurlu olur.
Amerika ve Avrupa’ya baktığımız zaman, insanlar korku içerisinde yaşıyorlar. Çünkü uyguladıkları cezalar caydırıcı değil ve insanlar sadece devletin cezasından korkarlar. İslam Devleti’nde insanlar Allah’tan korkarlar ve bir suç işlememeye çalışırlar. Allah’tan korkmayan da, devletin caydırıcı cezalarından korkar. Ayrıca Müslümanlar ve hizipleri, insanları bir suç işlemekten alıkoymaya çalışırlar. Bu nedenle İslam Devleti tarihinde (Resulullah (S.A.S) döneminden Osmanlıların son dönemlerine kadar) suçlar çok azdı. Devlet hem adaleti sağlardı ve hem de herkesin ihtiyacını temin ederdi. O zaman suçluluk çok az olurdu.
İşte bu Ukubat Sistemini uygulayacak İslam Devleti’nin kurulması gerekir. Ki insanlar emniyetli ve huzurlu olsunlar ve cezasını gören insan da Ahiret azabından kurtulsun.
Esad Mansur.