-126-

Duanın kabulü:

Niçin dua edilir?

Dua zaman kabul edilir?

Allah bunun karşılığında ne istiyor ve ne veriyor?

وَإِذَا سَأَلَكَ عِبَادِي عَنِّي فَإِنِّي قَرِيبٌ أُجِيبُ دَعْوَةَ الدَّاعِي إِذَا دَعَانِي فَلْيَسْتَجِيبُوا لِي وَلْيُؤْمِنُوا بِي لَعَلَّهُمْ يَرْشُدُونَ

“Kullarım sana, beni sorduğunda (söyle onlara): Ben çok yakınım. Bana dua ettiği vakit dua edenin dileğine karşılık veririm. O halde (kullarım da) benim davetime uysunlar ve bana inansınlar ki doğru yolu bulalar.”(Bakara 186)

Bu ayetin nüzul sebebi şöyledir: Bir Bedevi Resulullah’a gelip şöyle sordu: Rabbimiz yakın mı ona yalvarayım, yoksa uzak mı onu çağırayım? Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem bu soruya karşı sustu. Allah-u Teala bu ayeti indirdi. Allah insanların sorularına cevap vermek isteyince çok zaman Resullullah’a  ” قل “:”de ki” ifadesi kullanıyordu. Ama burada hiç kullanmadı, sanki Allah-u Teala direk sorana cevap veriyor. Allah-u Teala bu hareketle insana yakınlığı gösteriyor ve cevap veriyor. Aynı zamanda sözle cevap veriyor. Kullarına uzak değil, pek yakındır. Yeter ki, kullar Allah’a icabet etsinler ve inansınlar. Hem de bunların lehlerine. Çünkü Allah’a icabet ederlerse doğru yolu bulurlar. Allah’a icabet etmek; onun emirlerine uymak ve nehiylerinden kaçınmaktır.

Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem şöyle buyurdu:

” يقول الله تعالى: أنا عند ظن عبدي بي، وأنا معه إذا ذكرني..”

“Allah-u Teala şöyle buyuruyor; Kulum benim hakkımda nasıl zannediyorsa ona karşı öyle olurum, beni hatırladıkça onunla beraber olurum..” (Buharı) Bu hadisi kutsidir.

Bu icabet ya hemen ya da geç dünyada gerçekleşir veya ahirette onun sevabını verir veyahut bir kötülüğü ondan uzaklaştırır. Çünkü insanın iradesi dışında hâsıl olacak şey Allah’ın elindedir, Levh-i Mahfuz’da insana bir musibet olacağına dair yazı varsa bütün dualara rağmen gerçekleşir. Ancak, insan bunun sevabını alır veya başka bir musibeti ondan def eder.

Buna göre Müslüman demesin ki niye dua edeyim? Dua etmek bir ibadettir, hem de büyük bir ibadettir. Duası dünyada gerçekleşmezse ahirette gerçekleşir. Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem şöyle buyurdu:

” لا يزال يستجاب للعبد ما لم يدع بإثم أو قطيعة رحم ما لم يستعجل” (مسلم)

“ Kul günah şey ve sila-ı rahim kesmek için dua etmedikçe ve acele etmedikçe onun duası kabul edilir” (Müslim)

Şöyle de buyurdu:

 ” يستجاب لأحدكم ما لم يعجل : يقول قد دعوت ربي فلم يستجب لي ” (البخاري ومسلم)

“Biriniz (dua ederse) acele etmedikçe ona icabet edilir. Şöyle der: Rabbime dua ettim benim duama icabet etmedi” (Buharı ve Müslim)

“ما على الأرض من مسلم يدعو الله تعالى بدعوة إلا أتاه الله إياها، أو صرف عنه من السوء مثلها، أو يدّخر له من الأجر مثلها، ما لم يدعو بإثم أو قطيعة رحم” (الحاكم)

“Her hangi bir yerde bir Müslüman günahla ve Silet-i Rahim’le alakayı kesmekle ilgili dualar haricinde Allah’a dua ederse, Allah ona şu üç husustan birini verir: Ya duasını hemen gerçekleştirir, ya da o dua kadar ondan bir kötülük uzaklaştırır veyahut ahirette onun sevabını verir.” (Elhakim)

Kâfir insan kendi eliyle sıkıntısını gidermezse ve isteklerini gerçekleştirmezse Allaha dua eder, normal halde dua etmez, o tam menfaatçidir.

فَاِذَا رَكِبُوۡا فِى الۡفُلۡكِ دَعَوُا اللّٰهَ مُخۡلِصِيۡنَ لَـهُ الدِّيۡنَۚ فَلَمَّا نَجّٰٮهُمۡ اِلَى الۡبَـرِّ اِذَا هُمۡ يُشۡرِكُوۡنَۙ‏  

“Eğer gemilere binerlerse Allaha ibadeti halis kılarak dua ederler. Onları karaya kurtarıp ulaştırınca şirk koşmaya başlarlar” (Ankebut 65)

Mümin ise Allaha kulluk ederek daima dua eder, ihtiyacını ve acziyetini göstererek te dua eder.

اِنَّ رَبَّكُمُ اللّٰهُ الَّذِىۡ خَلَقَ السَّمٰوٰتِ وَالۡاَرۡضَ فِىۡ سِتَّةِ اَيَّامٍ ثُمَّ اسۡتَوٰى عَلَى الۡعَرۡشِ يُغۡشِى الَّيۡلَ النَّهَارَ يَطۡلُبُهٗ حَثِيۡثًا ۙ وَّالشَّمۡسَ وَالۡقَمَرَ وَالنُّجُوۡمَ مُسَخَّرٰتٍۢ بِاَمۡرِهٖ ؕ اَلَا لَـهُ الۡخَـلۡقُ وَالۡاَمۡرُ‌ ؕ تَبٰرَكَ اللّٰهُ رَبُّ الۡعٰلَمِيۡنَ‏ اُدۡعُوۡا رَبَّكُمۡ تَضَرُّعًا وَّخُفۡيَةً‌ ؕ اِنَّهٗ لَا يُحِبُّ الۡمُعۡتَدِيۡنَ‌ۚ‏ وَلَا تُفۡسِدُوۡا فِى الۡاَرۡضِ بَعۡدَ اِصۡلَاحِهَا وَادۡعُوۡهُ خَوۡفًا وَّطَمَعًا‌ ؕ اِنَّ رَحۡمَتَ اللّٰهِ قَرِيۡبٌ مِّنَ الۡمُحۡسِنِيۡنَ‏

“ Şüphesiz ki Rabbiniz Allah’tır, O; altı gün içerisinde gökleri ve yeri yarattı. Ondan sonra Arş’a istiva etti. Geceyle gündüzü örter, yavaş yavaş onu çeker. Güneş, ay ve yıldızlar kendi emrine boyun eğdi ve yürür. Yaratılış ve emir yalnız ona aittir. Âlemlerin rabbi olan Allah mübarek olsun. İşte Rabbinize zillet gösterip yalvararak dua edin, gizlice de dua edin. Allah haddi (kendi emirlerini) aşanları hiç sevmez. Yeryüzünde ıslah edildikten sonra ifsat, bozgunculuk yapmayın. Korkarak ve temah ederek (ihtiyacınızı isteyerek) dua edin. Allah’ın rahmeti ihsan sahiplerine çok yakındır” (Araf 54-56)

İnsan günah işleyerek değil, Allah’ın emrine uyarak dua etmelidir. Onun rububiyetini tanıyarak dua etmelidir. Yaratılış ona ait olduğu gibi emir de ona aittir. Emir sahibi odur. Her şeye emir verdi her şey bu emre boyun eğdi. İnsana emir verdi, indirdiği Kitap ve bu kitabın açıklaması olan sünnet onun emridir, buna uyarak dua etmelidir. Bu şekilde Allaha icabet etmiş olur ve Allah ona icabet eder ve doğru yolda gitmiş olur. Küfür olan laik sistemi uygularken veya bu siteme sahip çıkıp ta seve seve tabi olarak dua ederse Allah icabet etmez, ona hiç sevap vermez. Tersine ona cehennemi hazırladı. Dünyadan nasibi alır ama ahirette hiç nasibi yoktur. Ayrıca dünyayı kazansa da huzursuz ve sıkıntılı hayat yaşar.