Erdoğan İslami bakış ve çözümü benimsemediğini Amerika’da pekiştiriyor
Erdoğan BM toplantılarına katılmak üzere New York’tayken Amerika’ya ve değerlerine ne kadar bağlı olduğunu vurgulayarak şöyle dedi: “Türkiye ve ABD ilişkileri itibarıyla ortak değerlere, ortak çıkarlara köklü bir geçmişe dayanan iki dost ve müttefik ülkedir. Bazı konularda dönem dönem görüş ayrılıkları yaşasak da birçok bölgesel meselelerde, benzer tutum ve çıkarlara sahibiz”. Amerika’nın benimsediği değerler İslam’a zıt olan laiklik, demokrasi, temel Hürriyetler ve bunlardan kaynaklanan fikirlerdir. Bu şekilde Erdoğan bu değerleri benimsediğini vurguluyor. Ortak çıkarlara gelince, Bunun manası Erdoğan liderliğindeki Türkiye kendi çıkarlarını gerçekleştirmek için sömürgeci Amerikan’ın çıkarlarını gerçekleştirmeye çalışıyor, siyasetini uyguluyor. Bu şekilde Türkiye ABD’nin yörüngesine yürüdüğünü açıklıyor. Bu nedenle adım attığı her memlekette üç beş kuruş karşılığında ABD’nin siyasetini uyguluyor, bu nedenle Müslümanları her tarafta sattı.
21/01/2021’deki BM’lerde konuşmasında bunu vurguladı: Filistin’le ilgili ABD’nin iki devletli çözümünü gecikmeden uygulamaya çağırdı. Bunun manası Filistin’in %80’ini gasp eden Yahudi devletinin yasallığını tanıdığı gibi bunun devamını arzuluyor demektir. Oysa Filistin’in tamamı İslam’ın toprağıdır, sadece Müslümanlara aittir, üzerinde gayri Müslümlere ait bir karış devleti dahi tanımak büyük ihanettir.
Kıbrıs’la ilgili ABD’nin iki devlet çözümünü uygulamaya çağırdı. Rum Güney Kıbrıs devletini tanındığı gibi Türk Kuzey Kıbrıs devletinin tanınmasının gerekliğini vurguladı. Bunun manası Rumların Kıbrıs’tan gasp ettikleri %70’in onların olduğunu tanıyor ve meşrulaştırıyor. Oysa Kıbrıs’ın tümü İslami bir topraktır, onu kurtarıp Türkiye’ye ilhak etmek gerekir.
Müslüman Uygurlara karşı kâfir ve gaddar Çin’in yanında durdu ve Doğu Türkistan’ın işgalini de tanıdı. Çin topraklarının birliğinden bahsedip, Uygurların temel haklarını korumaya çağırdı. Oysa Doğu Türkistan Müslüman toprağıdır, Çin bu toprakları işgal etti, halkını ezdi, hala ezmektedir. Bu nedenle o toprağı ve Müslüman halkını kurtarmak gerekir. Ama Erdoğan bir kaç milyar dolar karşısında onları sattı.
Hindistan’ın işgal ettiği Keşmir hakkında BM’ler kararları çerçevesinde alakadar tarafların diyalog kurmak yoluyla çözüm bulmasını savundu. Oysa Keşmir İslami bir topraktır, Pakistan’a ilhak edilmelidir. İngilizlerin entrikasıyla Hindistan’a bağlandı. BM’ler Keşmir’in kurtuluşu için en ufak bir çaba dahi sarf etmedi. Hindistan 05/08/2019 da oradaki özerkliğe son verip tam şekilde Yeni Delhi bölgesinin yönetimine ilhak ettiğini ilan edince, BM’ler Hindistan’a karşı hiç bir icraatta bulunmadı. Ondan sonra Erdoğan BM’lerin hiç bir şey yapmayacağını bildiği halde odan bir şey beklediğini gösteriyor!
Suriye ile ilgili açıklamalarında insanın haysiyetini kurtardığını iddia etti! Oysa Rusya, ABD ve İran’la beraber olup Suriye halkına karşı entrika arkasına entrika çevirdi ve onu bu hale getirdiler. Gaddar ve cani Beşşar Esad’ın rejimini korudular, düşmesini engellediler.
İşte bu açıklamalar ve niceleriyle Erdoğan kendisinin İslam bakışıyla olaylara hiç bakmadığını ve hiç bir İslami çözümü benimsemediğini vurguladı. Tamamen İslam’a aykırı fikir ve siyaset benimsediğini pekiştirdiği gibi en büyük İslam düşmanı olan Amerika’nın dostu ve müttefiki, daha doğrusu çıkarlarını gerçekleştirmesiyle onun hizmetçisi olduğunu tekit etmiştir. İşte onu destekleyen onun ortağı olur. Ona karşı susup onu hesaba çekmeyen ve bundan vazgeçirmeye çalışmayan ve İslami çözümlere çağırmayanalar Allah’ın karşısına çıkınca kendilerini nasıl savunacaklar?!
Esad Mansur