Amerika Borç Tavanını 32.9 Trilyon Dolara Yükseltti
Ve Küresel Bir Mali Krize Neden Olma Konusunda da Uyarıda Bulundu
Amerikan Temsilciler Meclisi 27/04/2023 günü, federal harcamaların sınırlandırılması şartıyla Amerika‘nın borç tavanını Mart 2024‘e kadar 32,9 trilyon dolara çıkaracak bir yasa tasarısını onayladı ve yasalaşması için Senato‘nun onayına ihtiyaç vardır. ABD yönetimi yeni borç tavanına haftalar içinde ulaşmayı bekliyor; bu da dünyanın en büyük ekonomisinin temerrüde düşmesi ve finansal piyasaları yeniden vuracak küresel bir mali krize neden olma olasılığını artırıyor.
Nitekim yasa tasarısı, Cumhuriyetçilerin kontrolündeki Temsilciler Meclisi’nde 215‘e karşı 217‘lik küçük bir çoğunlukla oylandı. Zira Cumhuriyetçiler harcamaları sınırlamakta ısrar ederken Demokratlar ise Başkan Biden‘ın programında ısrar ediyorlar. Bu nedenle şayet Senato‘yu kontrol eden Demokratlar reddederse, bunun yasaya dönüşmesi zor olacaktır. Zira tasarı, öğrenci borçlarının kaldırılması ve harcamaları azaltmak için iklim değişikliği ile mücadele etmek gibi Biden‘ın programlarının önemli bir kısmını ortadan kaldırıyor.
Nitekim 23/01/2023 günü, Amerika’nın toplam borcunun 31,4 trilyon Dolara ulaştığı ve bu rakamın GSYİH’sının %125’ine tekabül ettiği açıklandı. Bu da; Amerika’nın gerçek bir açığının olduğu ve en kötüye doğru gittiği anlamına geliyor; çünkü toplam iç borç, Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın (GSYİH) bir buçuk katıdır. Nitekim ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, 23/01/2023 günü şunları söyledi: “ABD’nin temerrüde düşmesi (bir borçlunun, borçlanmasına dair yükümlülüklerinin birini, birkaçını veya tamamını zamanında yerine getirmemesi), hane halkları ipotek, araba kredileri ve kredi kartları için daha fazla ödeme yapacaklarından dolayı iş kayıplarına yol açacaktır.” Ve şöyle ekledi: “Borç tavanının yükseltilmemesi durumunda ABD şirketleri de finansal piyasalarda bozulmayla karşı karşıya kalacaktır. Ayrıca hükümetin, esas olarak sosyal güvenliğe bağımlı olan ailelere ve emekli askeri personele ödeme yapamayacak olması da muhtemeldir.” Yani Amerikan gerçekliği çok kötüdür; zira borca dayalı olduğu için giderleri gelirlerinden daha fazladır; bu yüzden şayet Dolar küresel konumunu kaybederse Amerika kontrolünü kaybedebilir, kötüleşebilir ve ardından da paramparça olabilir.
Borç tavanının anlamı, federal hükümetin ABD Hazine tahvilleri ve tasarruf bonoları yoluyla borçlanmasına izin verilen toplam miktarın en üst sınırıdır. Borçlanmanın nedeni bütçe açığının varlığıdır; bu nedenle ABD yönetimi mali yükümlülüklerini ve faturalarını ödemeye devam etmek için borçlanmaktan başka çare bulamıyor. Böylece borçlanmanın şişmesi ve Amerika’nın bunu ödemekten aciz kalması, mali krizini şiddetlendiriyor.
Biden, harcamaları kısıtlamak şartıyla olan bu artışı reddediyor; zira barınmak ve ihtiyaçlarını kredi kartıyla satın almak için her zaman krediye bel bağlayan öğrenciler, yaşlılar ve dar gelirliler için ilgisini göstermek yoluyla oy kazanmak için harcamaları azaltmaksızın borçlanmanın artması çağrısında bulunuyor. Böylece bu kişiler, borca giriyorlar ve faizle kat kat olan bir borçlu haline geliyorlar! Amerika‘da bir başkan ve partisi, bir projeyi onayladıklarında ya da karşı çıktıklarında, ülkelerinin ve halklarının çıkarlarını düşünmekten daha çok başkanlık ya da kongre seçimlerini kazanmayı düşünüyorlar. Aynı şekilde rakip parti de halkın ve ülkenin çıkarına olsun ya da olmasın başkanın projesine ve partisine karşı çıkıyor. Bu da demokrasideki yozlaşmanın boyutlarını ve kurdun Amerika’nın tüm eklemlerini yiyip bitirdiğini ve onun da kendini aşındırıp yıprattığını hissetmediğini gösteriyor; çünkü o kendisini, herkesten üstün, her alanda başarılı, en güçlü, en ilerici ve öncü, dünyanın kendisini taklit ve takip ettiği ve krizlerle başa çıkabilen bir ülke olarak görüyor; çünkü Amerika, kendini kurtarmak için dünyayı etrafında toplar ya da 2008 krizinde olduğu gibi o ve dünya ciddi krizlere sürüklenir.
Amerika, kendi yerini alabilecek güçlü bir küresel rakip görmüyor; Çin‘in buna uygun yeteneklere sahip olduğunu görse de iradesi, cesareti, fikri ve siyasi tecrübesi ve öngörüsü olmadığından dolayı onu çeşitli şekillerde kontrol altına almak için çalışıyor. Aynı durum kendisi için tehlikeli bir rakip olan Avrupa için de geçerlidir; zira şayet Avrupa’nın parçalanmışlığı ve ortak karar alamaması olmasaydı, onun için güçlü bir rakip olacaktı. Bu yüzden Avrupa’yı Ukrayna krizine bulaştırdı, dolayısıyla bu krize karşı farklı duruşları ve kendisiyle güçlendiği Rusya’dan uzaklaşması nedeniyle parçalanması daha da arttı. Rakip olması muhtemel Müslüman ülkelerine gelince; ister çeşitli alanlardaki ajanlar, rejimler ve onların ümmetin çalışan evlatlarını ezmek için besleyip destekledikleri baskıcı kukla aygıtlarıyla olsun, ister doğrudan müdahale etmek yoluyla olsun, ister fikri ve siyasi saptırma yoluyla olsun, ister ümmeti fakirleştirmek, servetini yağmalamak ve ümmetin evlatlarını sadece geçim peşinde koşturmak ve bunun için dâhili ve bölgesel siyasi krizler oluşturmak yoluyla olsun İslam ümmetinin kalkınmasını, devletini kurmasını, saflarını ve ülkesini birleştirmesini engellemek için ona karşı birçok tedbir aldı.
Amerika sürekli olarak krizlerin içinde boğulmaktadır; zira en büyük bankalarından biri olan Silikon Vadisi’nin iflas ettiğini ve ardından da iki büyük bankanın iflas ettiğini duyurdu. Neredeyse en büyük bankalarından biri olan First Republic Bank da iflasını ilan edecekti; zira şayet onu geçici olarak kurtaran diğer bankalar aracılığıyla devletin müdahalesi olmasaydı, onun da çöküşünün sesini işitecektik. Buna rağmen çöküşe maruz kalabilir; zira 26/04/2023 tarihinde bir günde hissesinin değerinin %50’den fazlasını kaybettiğini, mali krizinin devam ettiğini ve ağırlaştığını açıkladı.
Amerika’nın herhangi bir Dolar rezervi yoktur ve altın ve gümüş karşılığı olmaksızın dolar basmakta, sonra onu dünyaya ihraç etmekte ve onunla istediğini almakta, bilakis onunla dünyanın zenginliklerini yağmalamakta, bunun da ötesinde diğer ülkeler bile dolar rezervlerine sahip olmayı arzulamaktadır. Nitekim ABD Hazine Bakanı, bunun “küresel bir mali krize neden olabileceğini ve doların rezerv para birimi rolünü baltalayabileceğini” belirtti. Yani dünya ülkeleri onu terk ediyor ve bir alternatif arıyor, bu da Amerika’nın küresel egemen bir ülke rolünü baltalıyor demektir. Zira şayet başlangıçta dolar düşerse, bu küresel bir mali krize yol açacaktır; çünkü ülkeler, ister ithalatta ister ihracatta olsun tedavül için küresel bir para birimi ve kendileri için bir rezerv olarak Dolara bağımlıdırlar. Belki de bu ülkeler düşebilir veya ağır krizlere girebilir ancak sonunda dünya Amerikan hegemonyasından kurtulacak ve yeni bir sistemle kendini kurtaracak birini aramaya başlayacaktır.
Amerika‘nın yaklaşık 8133 ton altın rezervi vardır; ancak uluslararası olarak basılan ve dijital olarak hesaplarda dolaşan dolarlar bu rezervi yüzlerce kat aşmıştır. Dolayısıyla Amerika hesapsız bir şekilde dolar basıyor ama küresel hâkimiyeti nedeniyle basıldığı mürekkebin karşılığı olmayan kâğıt para birimi ile ithal edebilme, yani dünyanın zenginliğini yağmalayabilme gücü, kronik hastalıkların acısını çeken ancak henüz zamanı gelmediği için ölmeyen biri gibi içindeki derin krizlerin varlığına rağmen onun ayakta kalmasını sağlıyor.
Amerika borçlarına ödeyememe risklerine rağmen borç almaya devam ediyor; bu da uzun vadede sorunlara neden olacaktır. İkinci Dünya Savaşının sona ermesinden, yani 1944 yılında Bretton Woods Anlaşması‘nın imzalanmasından bu yana kurduğu Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası gibi küresel finans kurumlarının yanı sıra para birimi aracılığıyla kendisiyle ilişki kuran dünya için de aynı şey geçerlidir. Yine aynı durum, 1995 yılında kurulan, şirketleri dünya ülkelerine nüfuz eden ve küreselleşme aracılığıyla onun ve finansal piyasalar üzerinde hâkimiyetini kuran Dünya Ticaret Örgütü için de geçerlidir.
Küresel liderliği devrilinceye kadar durum daha da kötüleşecektir. Zira tüm dünya halkları tarafından nefret edilir bir hale gelmiştir; bu yüzden dünya halkları, onun hegemonyasından kurtulmak istemekte ve kendilerini iyiliğe yönlendirecek, adaleti tesis edecek ve sorunlarını sahih bir şekilde çözecek sahih bir ideolojiye sahip sadık bir devleti aramaktadır. Buna ehil olan ise Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet Devleti’nden başkası değildir. Bu devleti kurmak için samimi ve muhlis bir şekilde çalışanlara ne mutlu; zira onlar, insanların en hayırlıları, Allah Subhanehu’nun sevgili kulları ve Kerim Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in havzasının başındaki arkadaşlarıdır.
Esad Mansur