Soru:
Akaid kitabı almak istiyorum ama piyasada çokça kitap var hangisini tavsiye edersiniz?

Cevap:

Buna cevap verirken şu önemli noktalara dikkatinizi çekmek istiyorum:
Akide kesin delille ve kesin delaletle alınır, zira akide kesin tasdik gerektirir. Herhangi bir zan veya şüphe veyahut şek akidede asla kabul edilmez. Bu şekilde iman sarsılmaz olur.
Bu kelime Arapçadan geldi, şöyle geçti; Akide ( عَقِيْدَة ) çoğulu akaid ( عَقَائِد ). Şu fiilden kaynaklandı: (عَقَدَ) akede. Bunun manası: bağladı demektir. Bir şeye başlamaktır.
Başka manada (عَقَدَ) akede; biriyle bir sözleşme yapmaktır. Evlilik, ticaret, kira, şirket vs. sözleşmesi yapılınca “akede” fiilini kullanırız ve bir akt (sözleşme) yaptık deriz. Halife ile ümmet arasında biat akti yapılır. Buna (بيعة الانعقاد) Beyet-ul inikat (in’kat Biatı) denilir. Ümmet şeri şartlara göre bir Halife seçer, ondan sonra Allah’ın kitabı ve Resulullah (sav)’in sünnetini uygulamak üzere onunla sözleşme yapar. Misal olarak Halife Allah’ın kitabı ve Resulullah (sav)’in sünnetini uygulayacağına dair söz verir, Ümmet ise Allah’ın kitabı ve Resulullah (sav)’in sünnetini uyguladığın müddetçe sana itaat edeceğiz diyerek söz verir. Böylece Halife için biat akdi gerçekleşmiş olur.

Ama imanla ilgili (عَقَدَ) akede fiili geçerse akaitle ilgili olursa iman, itikat ve inanç manasında olur. Bu nedenle; akide kalbi bir şey üzerinde bağlamaktır şeklinde tarif edildi.
Istılahı manada şöyle tarif edildi: Vakıaya uygun kesin delil ile kesin tasdiktir.
Allah (cc)’nin varlığı, Muhammed (sav)’in peygamberliği ve Kuran-ı Kerim’in Allah’ın kelamı olduğu aklen ispatlanır. Akli deliler gösterilir.
Gayıp ile akaid kesin delille sabit olan Kuran ve mütevatir hadisle ispatlanır. Hem de delaletleri kesin olmalı, ayet veya mütevatir hadis tek kesin manayı içermelidir.
Buna göre akıl yoluyla ispatlanmayan veya kesin delil olan Kuran ve mütevatir hadiste kesin manada geçmezse akide olmaz.
Gayıpla ilgili kesin manada geçmeyen ve kesin delille de geçmeyen meseleler akait konusunda bahsedildi. İçtihatlar yapıldı, Mutezile ve Cebriyeci gruplar çıktı ve bu konularda görüş beyan etmeye başladılar. Ehli Sünnet onlara cevap vermeye başladı.
Siz bunların görüşlerini okumak istiyorsanız yukarıdaki noktalara dikkat etmeniz gerekir. Okursanız fazla istifade edemeyeceksiniz. Gayple ilgili hususları fazla düşünmeyin, nasta geçtiği gibi alın. Nitekim sahabeler onlara geçtiği gibi inandılar ve fazla incelemediler, akaitleri saf ve net kaldı. Müslümanlar Irak ve Şam’daki Hristiyanları İslam’a çağırırken onlardan Yunan felsefesini öğrendiler. Nitekim o Hristiyanlar birbirlerine karşı akait konularını tartışırken Yunan felsefesini ve bunun mantık metodunu öğrendiler. Müslümanlarda bu felsefeden ve metodundan etkilendiler, mantık yoluna ilm-i kelam (kelam ilmi) adı verdiler. Fakat Kuran ve sünnete dayanarak mantık yürütüyorlardı. Buna rağmen Müslümanların zihinleri karıştı. Çünkü mantık yürütmek zihinleri karıştırır, imanı kuvvetlendirmez. İslam’a bir şey kazandırmadı, tersine çok kargaşa meydana getirdi ve bu nedenle Müslümanlar birbirlerini tekfir etmeye başladılar.

Takiyyüddin En Nebhani’nin İslam Şahsiyeti kitabının birinci cildini okumanızı tavsiye ediyorum. Bu Müslümanlar için yeter. Bütün meseleleri vuzuha kavuşturdu.
Müslümanların kalkınması için Fıkıh, Usulü fıkıh, Tefsir, Hadis-i şerif, İslam’daki nizamlar ve siyasi konuları içeren kitapları okumanızı tavsiye ederim. Müslümanlara lazım olan bunlardır.

Allah sizin ilminizi artırsın ve imanınızı güçlendirsin.

Esat Mansur