Hilale göre oruç tutmak ve bozmak, bayram yapmak farz mıdır? Neden hesaba göre oruç tutulmaz ve bozulmaz?

شهر رمضان الذي أنزل فيه القرآن هدى للناس وبينات من الهدى والفرقان، فَمَنْ شَهِدَ مِنْكُمْ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ وَمَنْ كَانَ مَرِيضًا أَوْ عَلَى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِنْ أَيَّامٍ أُخَرَ يُرِيدُ اللَّهُ بِكُمْ الْيُسْرَ وَلَا يُرِيدُ بِكُمْ الْعُسْرَ وَلِتُكْمِلُوا الْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُوا اللَّهَ عَلَى مَا هَدَاكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
“Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden kim ramazan ayına şahit olursa onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah’ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir.” (Bakara 185)
Ayette şöyle geçti:
فَمَنْ شَهِدَ مِنْكُمْ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ
“Öyle ise sizden kim ramazan ayına şahit olursa onda oruç tutsun.”

Arapçada شهد (şahit) fiilinin manası gördü demektir. Bu nedenle mahkemede şahit istenince bunun manası gören kimsedir. Araplar bir şeyi görmek veya izlemek için bu fiili kullanıyorlar. Şahit olan: gören kimse veya olayda bulunan kimsedir. Ondan bir şeyin doğruluğunu kabul etmek için bu fiili kullanmaya başladılar. Bu nedenle iki şehadeti söylüyoruz.
Bakara suresinde Allah (cc) borçlanmada iki erkek şahit getirilmesini emretti:
وَاسۡتَشۡهِدُوۡا شَهِيۡدَيۡنِ مِنۡ رِّجَالِكُمۡ‌ۚ
“ sizden iki erkek şahit tutun” (Bakara 282)
لَوۡلَا جَآءُوۡ عَلَيۡهِ بِاَرۡبَعَةِ شُهَدَآءَ‌ ۚ فَاِذۡ لَمۡ يَاۡتُوۡا بِالشُّهَدَآءِ فَاُولٰٓٮِٕكَ عِنۡدَ اللّٰهِ هُمُ الۡـكٰذِبُوۡنَ‏ ﴿۱۳﴾
“Bu olay (zina olayıyla ilgili iftira) için keşke dört şahit getirselerdi. Eğer şahitleri getirmezlerse onlar (zina iftirası yayanlar) Allah katında yalancı olarak sayılacaktır” (Nur 13)
İşte bu ayetlerin nassıyla şahidin manasının gören kimse olduğu gösteriliyor. Eğer yüzde yüz görmezse yalancı sayılır ve 80 değnek vurulur.
Bakara suresinde 185. Ayette Kuranın nassıyla hilali görmenin şartı gösterildi.

Bir kişi hilali görürse yeterlidir. Herkesin görmesi şart değildir. Bir Müslüman görürse bütün Müslümanlar için geçerli olup tutmalıdırlar. Resulullah (sav) bir Müslüman hilali görünce bütün Müslümanların oruç tutmasına emir verdi. “Bir Bedevi Resulullah (sav) yanına gelip şöyle dedi: Hilali gördüm. Resulullah (sav) ona şöyle dedi: Allahtan başka ilahın bulunmadığına şahitlik ediyor musun? Bedevi evet dedi. Resulullah (sav) ona da şöyle dedi: Muhammedin Allah’ın resulü olduğuna şahitlik ediyor musun? Bedevi evet dedi. Resulullah (sav) şöyle dedi: Ey Bilal kalk ve insanlara yarın oruç tutmalarını bildir” (Tirmizi, Ebu Davut, Nesai ve İbni Maceh)
Başka bir hadiste Resulullah (sav) şöyle buyurdu:
” إذا رأيتم الهلال فصوموا، وإذا رأيتموه فافطروا، فإن غم عليكم فصوموا ثلاثين يوما” (ابن ماجه)
“Hilali görürseniz oruç tutun, onu görürseniz bozun, ay bir bulutla örtünürse otuz gün tutun”. (İbni Maceh)
Başka rivayette şöyle buyurdu:
“الشهر هكذا وهكذا وهكذا ثلاث مرات بيديه، ثم قبض في الثالثة ابهامه، فإن غم عليكم فأتموا ثلاثين” (البيهقي)
“ Ay böyledir, böyledir, böyledir, Resulullah üç defa eliyle işaret yaptı. Üçüncü defada büyük parmağını kapattı. Eğer ay bir bulutla örtünürse otuz güne tamamlayın”. (Beyhaki)
Başka rivayette şöyle buyurdu:

” صوموا لرؤيته وافطروا لرؤيته فإن غم عليكم فأكملوا العدة” (مسلم)
“Ay görülürse tutun, ay görülürse bozun, ay bir bulutla örtünürse (ayı göremediğiniz zaman) iddeti (ayın günlerinin sayısı olan otuza) tamamlayın.” (Müslim)
” لا تصوموا قبل رمضان، صوموا لرؤيته وافطروا لرؤيته فإن حالت دونه غيابة فأكملوا ثلاثين يوما” (الترمذي)
“ Ramazandan önce oruç tutmayın. Ay görülürse tuttun, ay görülürse bozun. Onu görmekten bir bulut engel olursa otuza tamamlayın”. (Tirmizi)
Başka rivayette şöyle buyurdu:

” صوموا لرؤيته وافطروا لرؤيته فإن غم عليكم فاقدروا له” (البخاري ومسلم)
“Ay görülürse tutun, ay görülürse bozun, ay bir bulutla örtünürse (göremediğiniz zaman) onu takdir edin”. (Buharı ve Müslim)
Takdir etmek hesap yapmak değildir. Arapçada taktir etmek: hazırlamak, vaktine göre bir hazırlık yapmak, yürütmek, itibar Verdi, kıyas yaptı, hüküm Verdi, daralttı, kaderini veya kıymetini, değerini, miktarı göstermektir.
Bu hadiste takdir etmenin manası normal olarak ayın sayısının miktarını göstermektir. Bu ise otuz gündür. Bu nedenle Resulullah (sav) diğer rivayette şöyle buyurdu:
” صوموا لرؤيته وافطروا لرؤيته فإن غم عليكم فاقدروا ثلاثين” (مسلم)
“Ay görülürse tutun, ay görülürse bozun, ay bir bulutla örtünürse (ayı göremediğiniz zaman) onu otuz (gün)la takdir edin”. (Müslim)
Hesaba göre oruç tutmak ve bozmak yasaklandı. İbni Ömer Resulullah (sav)’in şöyle dediğini rivayet etti:
” إنا أمة أمية لا نكتب ولا نحسب، الشهر هكذا وهكذا، يعني مرة تسعة وعشرين ومرة ثلاثين” ( البخاري ومسلم، أبو داود)
“ Biz ümmi bir ümmetiz, yazmayız, hesap yapmayız. Ay şöyledir, böyledir. Yani; bir sefer yirmi dokuz, bir sefer otuz gündür” (Buharı, Müslim ve Ebu Davut)
Bunun manası ayın başlangıcını ve bitimini hesaba göre yapmıyoruz. Yukarıdaki hadislerle beraber toplanırsa hilalin görülmesine göre ayları takdir ediyoruz; Yani, ay ya 29 gün gelir ya da 30 gün olur. Hilali görmediğimiz zaman 30 güne tamamlamak gerekir.
Resulullah (sav) bu hadisinde hesap yapmayı yasaklamak için bu ifadeyi kullandı, yoksa hadisi rivayet eden İbni Ömer, babası Ömer ve bir çok Sahabe hesabı, kitabı ve yazmayı biliyorlardı.
Hesaba göre caiz olsaydı, Resulullah (sav) bunun hesabını öğrenmek için ümmete veya bazı kişilere emir verirdi. Nitekim Bedir esirlerini serbest bırakmak için parası olmayan esir fidye vermek yerine 10 çocuğa okuma yazmayı öğretmesini emretti. O kadar ilme ehemmiyet verdi. İlim paradan daha önemlidir.
Allah ve Resulü okuma, yazma, bilim, ilim ve her şeyi öğrenmeyi birçok ayette ve hadiste talep ettiler. Cahil kalmayı nehyettiler.
Yahudilerin ayları kameridir, şemsi değildir. Aya göre ibadetlerini yapıyorlar. Hilale göre hareket ediyorlardı, ondan sonra bunu bozdular, hesaba göre yapmaya başladılar. Zaten dinlerini hep bozuyorlardı, tahrif ediyorlardı. Bunlardan Medine’de ve etrafında yaşayanlar vardı. Hesaba göre ayları tespit etmek caiz olsaydı, Resulullah (sav) Yahudilerden öğrenmeyi talep ederdi. Tersine bundan haberi vardı, bunun için bu hadisi söyledi. Zira bu hadis bir sorunun cevabı mahiyetinde, şeklindedir. Sanki bir kişi bunu sordu, Resulullah (sav) o cevabı verdi. Veya Resulullah (sav) hesap yapanları gördü veya onlardan haberdar oldu ve bunun için bu hadisi söyledi.
Arapların çoğu okuma yazma bilmedikleri için ümmiler denildi. Ama ondan sonra Resulullah (sav) devlet başkanı olarak her çocuğa okuma yazmayı öğretmek için siyaset çizdi. Raşidi Halifeler onu izlediler ve ondan sonraki halifeler ta İslam ümmeti ilim ve bilimde bütün ümmetleri aşıp zirveye ulaştı. Felek ilmini (Astronomiyi) çok geliştirdiler. Güneş, Ay ve yıldızların hareketiyle ve hesabıyla hayli ilerleme gerçekleştirdiler. Dünyaca meşhur oldular. Batı bu ilmi onlardan öğrendi. Buna rağmen Müslümanlar hiç bir zaman hesaba göre oruç tutmadılar ve bozmadılar. 13 asırdan fazla devam eden İslam devleti hiç bir zaman hesaba göre oruç tutmadılar ve bozmadılar.

هُوَ الَّذِىۡ جَعَلَ الشَّمۡسَ ضِيَآءً وَّالۡقَمَرَ نُوۡرًا وَّقَدَّرَهٗ مَنَازِلَ لِتَعۡلَمُوۡا عَدَدَ السِّنِيۡنَ وَالۡحِسَابَ‌ؕ مَا خَلَقَ اللّٰهُ ذٰلِكَ اِلَّا بِالۡحَـقِّ‌ۚ يُفَصِّلُ الۡاٰيٰتِ لِقَوۡمٍ يَّعۡلَمُوۡنَ
“ Güneşi ışık, ayı aydınlık kılan, yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için aya menziller olarak takdir eden O’dur. Allah bunları ancak hakla yarattı (boşuna yaratmadı). Böylece bilen kimseler için ayetlerini açıklıyor” (Yunus 5)
Bu ayetin manası seneler ve günlerin sayısını bilmektir. Ama ayın başlangıcı nasıl olur? Bakara suresinde 185. Ayette ve yukarıda gösterdiğimiz hadislere göre olur. Çıplak gözle görmekle olur.

İslam tarihinde bazı kişiler hilal görülmezse ay bulut altında ise bir takdir yapılabileceği ve bazıları da hesapla tespit edilebileceğini söylediler. Ama bu görüşe itibar edilmedi ve reddedildi. Cumhurul ulama, alimlerin çoğu, büyük müçtehitler hilale göre oruç tutmanın ve bozmanın farziyeti üzerinde birleştiler.

Müslümanlar tek bir ümmettir. Onun tekliği, birliği ve vahdeti aynı günde hepsinin tutması ve aynı günde hepsinin bayram etmesidir. Bu nedenle Resulullah (sav)’in yaptığı gibi bir Müslüman hilali görünce bütün Müslümanların oruç tutmaları veya bozmalarını emrederdi. Raşidi halifeler bunu izlediler. Resulllah (sav)’in müjdelediği gibi Allah’ın izniyle yakında ikinci Raşidi Hilafet devleti kurulunca hilale göre olacaktır ve böylece bütün Müslümanlar birleşecekler. Hepsi beraber tutacak ve bozacaklar, bayram yapacaklar.
Şimdiden Müslümanların bayramlarını tebrik ediyoruz. Özelliklede bu sayfayı izleyenlerin bayramlarını tebrik ediyoruz. Allah sizleri bu bayramda ve sair günlerde mutlu etsin. Gelecek bayramı bir Raşdi Halifenin emrinde kutlamayı nasip etsin.

Esad Mansur.