Soru:

Rabbimizin ayetinde buyurduğu üzere “Onlar Allah’ın ayetleri okunduğunda kalpleri titrer” bundan kasıt tam olarak nedir?

Ve ben ne zaman namaza dursam ve namazdan yüce Allah’ın beni hesaba çektiğini düşünsem tüylerim diken diken oluyor ve hava sıcak bile olsa bazen bir titreme oluyor vücudumda bu nedendir? Bu ayette kast edilen benim bu yaşadığım olay mıdır?

Cevap:

Allah (cc) müminlerin vasıflarını şöyle gösterdi:
يَسۡـــَٔلُوۡنَكَ عَنِ الۡاَنۡفَالِ‌ ؕ قُلِ الۡاَنۡفَالُ لِلّٰهِ وَالرَّسُوۡلِ‌ ۚ فَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاَصۡلِحُوۡا ذَاتَ بَيۡنِكُمۡ‌ وَاَطِيۡعُوا اللّٰهَ وَرَسُوۡلَهٗۤ اِنۡ كُنۡتُمۡ مُّؤۡمِنِيۡنَ‏
“Enfal (ganimetler) hakkında sana soruyorlar! Deki; enfal Allaha ve Resulüne aittir. Öyleyse, eğer mümin iseniz Allahtan korkun, aranızı ıslah edin, düzeltin, Allah ve Resulüne itaat edin”. (Enfal 1)
Burada bir meydan okuma veya olumlu bir kışkırtma vardır; “eğer mümin iseniz Allahtan korkun, aranızı ıslah edin, düzeltin, Allah ve Resulüne itaat edin”. Bunun manası böyle olun demektir. Arkasından müminlerin diğer vasıflarını açıklıyor:
اِنَّمَا الۡمُؤۡمِنُوۡنَ الَّذِيۡنَ اِذَا ذُكِرَ اللّٰهُ وَجِلَتۡ قُلُوۡبُهُمۡ وَاِذَا تُلِيَتۡ عَلَيۡهِمۡ اٰيٰتُهٗ زَادَتۡهُمۡ اِيۡمَانًا وَّعَلٰى رَبِّهِمۡ يَتَوَكَّلُوۡنَ ‌‌ۖ ‌ۚ‏ ﴿۲﴾ الَّذِيۡنَ يُقِيۡمُوۡنَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقۡنٰهُمۡ يُنۡفِقُوۡنَؕ‏ ﴿۳﴾ اُولٰۤٮِٕكَ هُمُ الۡمُؤۡمِنُوۡنَ حَقًّا ‌ؕ لَهُمۡ دَرَجٰتٌ عِنۡدَ رَبِّهِمۡ وَمَغۡفِرَةٌ وَّرِزۡقٌ كَرِيۡمٌ‌ۚ‏

“Müminler, onlardır ki Allah anıldığı zaman kalpleri titrer, ürperir, Allah’ın ayetleri kendilerine okunduğunda imanları artar ve Rablerine tevekkül ederler. Namazlarını kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızktan infak ederler. İşte gerçek mümin onlardır. Rableri katında yüksek dereceler, mağfiret ve değerli rızıklar vardır” (Enfal 2-3)

Bu ayetler mümin kimselerin vasıflarını vurguluyor ve tekit ediyor. Allah müminlerin böyle olmasını talep ediyor. Ama müminlerin vasıfları sadece bunlar değildir. 1. Ayette müminler Allahtan korkarlar, azabından sakınırlar, bu nedenle günah işlememeye gayret ederler ve emirlerini yerine getirmeye çalışırlar. Aralarında ihtilaf olunca Şeriat ahkâmına göre aralarında sulh yaparlar, Allaha itaat ederler; Kitabını uygularlar, Resulüne itaat ederler; Kuranın açıklaması olan Sünneti uygularlar.
Allah (cc) eğer gerçek mümin iseniz böyle yapın ve olun diyor. Arkasından 2. Ayet ve 3. Ayet geliyor, müminlerin diğer vasıflarını sergiliyor.
Mümin bu vasıfları tamamlamaya çalışır: Allah anıldığı zaman Allah korkusunu kendi kalbinde canlandırmalıdır, o zaman kalbi huşu ve korkudan dolayı titrer. Kuran ayetleri okununca imanı artar, Allaha bağlılığı artar. Bu imanın alametlerindendir.
İnsan bir şeyden korkarsa kalbi titrer veya ürper. Her şeyden güçlü ve büyük olan Allahtan korkmak mümin için normaldir. Zira Allah’ın azabının ne olduğunu anlıyor ve buna tam şekilde inanıyor. İnsan nasıl ki normal ateşe atılmaktan korkar ise Allah’ın ateşinden de öyle veya daha fazla korkmalıdır. Tam inanan kimse bundan gerçekten korkar. İnanmayanlar korkmazlar ve kalpleri titremez.
Zira kafir veya münafık kimselerin Allah (cc) anıldığı zaman Allahtan, Resulünden, İslam ve Müslümanlardan yana nefreti artar, Allah’ın ayetleri okununca kafirliği ve azgınlığı artar.
Bu nedenle Maide suresi 64. Ayette ve 68. Ayetlerinde Allah(cc) onların durumlarını şöyle bildirdi: “And olsun ki Rabbinden sana indirilen (Kuran) onlardan (kâfirlerin) çoğunun azgınlığı ve kâfirliğini artırır”.
İşte Allah’ın ayetleri okununca kafirlerin kinleri artar ve daha fazla azgın olurlar, Müslümanlara saldırmaya teşebbüs ederler. Çoğu İslam’ın bir izini veya bir görünüşünü bile görmeye tahammül edemezler.
Allah (cc) bunların durumlarını Maide suresi 57. ve 59. ayetlerinde gösteriyor: “Bizim dininizle alay ederler ve onu eğlenceye alırlar. Namaza çağırdığınız zaman ezanı alaya ve eğlenceye alırlar. Sırf Allaha, daha önce indirdiği kitaplara ve bize indirdiği kitap (Kuran)a inandığımız için bizi çekemiyorlar ve bizden intikam almaya çalışıyorlar”.
İşte bu tipleri Türkiye’de de gördük; ezan okunduğu zaman ıslık çaldılar ve gürültü yaptılar, başörtüyü yasakladılar, başörtülülerle alay ettiler, saldırdılar, Allah’ın ayetlerini uygulayanlara karşı kalplerini çok kin ve nefretle doldurdular. İslam’ın görünüşlerinden tiksindiler. Yeni Zelanda’da olduğu gibi Namaz kılanları silahla taradılar. Çin’de Müslümanları deli sayarak hapse attılar, domuz eti yedirdiler, oruçlarını zorla bozdurdular, namaz kılmayı yasakladılar ve birçok camiyi yıktılar, başörtüyü ve sakal bırakmayı yasakladılar.
Al-i İmran suresinde 118. Ayette gösterildiği gibi: “Bize karşı ağızlarında nefret ve buğuz açıkça belli oldu. Kalplerinde bize karşı sakladıkları daha büyüktür”.
Zümer suresi 45. Ayette gösterildiği gibi; “Yalnız Allah anılınca ahirete inanmayanlar (kâfirler) kalpleri nefret ve tiksinmekle çarpar. Allah dışında taptıkları ve yücelttikleri anılınca sevinirler”. Kâfir ve münafıkların vasıfları bunlardır.
İşte bir kişi Allah anılınca ondan korkarak kalbi titrerse, haram işlemekten korkarsa, Allah’ın ayetlerini duyunca Allaha bağlılığı artarsa; onun emirlerini yerine getiriyorsa ve onun nehiylerinden vazgeçiyorsa mümin olduğuna şahit oluruz. İnşallah soran kardeş bunlardandır. Allah onun ve bizim imanımızı artırsın, kâfirlere ve münafıklara bizi galip getirsin.

Esad Mansur.