Soru:

SelamunAleykum
Bankada vadeli hesap bulundurmak haram olduğundan dolayı Mobil internet bankacılığı üzerinden alışveriş yapmak faturaları yatırmak gibi hizmetlerden yararlanmak adına bankada vadesiz olarak hem TL hesabı, hem de dolar /euru cinsinden DÖVİZ hesabı açtım. Banka, müşterisi olanlara yani bankasında vadeli yada vadesiz hesabı olanlara internet üzerinden TL karşılığında döviz satın alma veya döviz karşılığında TL satın alma hizmetini vermektedir. Haliyle Türkiye’de döviz açısından istikrarlı bir durum olmadığı için döviz bir yükseliyor bir iniyor.

Ben Mobil internet bankacılığı üzerinden dövizin (DOLAR, EURU) fiyatı yükseldiğinde vadesiz hesabımdaki döviz hesabımdaki dövizler TL karşılığında bankaya satmak ve Dövizin fiyatı düştüğünde ise bankadaki TL hesabımdan döviz almak istiyorum. Ve ben bu işlemi gerçekleştirirken işlem peşin olarak gerçekleşiyor. Yani mobil internet bankacılığı üzerinden Dövizi TL karşılığında bozdurduğumda hemen aynı anda hiç zaman kaybetmeksizin anlık olarak TL hesabıma bozduğum miktarınca TL aktarılıyor veya TL karşılığında döviz satın almak istediğim zamanda ise yine aynı şekilde hiç zaman kaybetmeksizin aynı anda anlık olarak Döviz hesabıma döviz aldığım miktarınca Döviz aktarılıyor. Yani bu her iki işlemde hiç zaman kaybetmeksizin peşin olarak gerçekleşiyor.
Size bu soruyu sormamın sebeplerinden biriside şu hadisi şeriftir Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu): “…Buğdayla buğday, arpayla arpa, hurmayla hurma ve tuz ile tuzu misli misline ve elden ele alınıp verilmesi caizdir. Herkim artırır veya fazla almak isterse, mutlaka faiz yapmış olur! Bunda alan da veren de eşittir” diye buyurdu. (Müslim 1584/82, Nesei 4579, İbnu’l-Carud 648, Ebu Yağla 1217, Ahmed 3/49, 50, Albânîİrva 5/189)
Şimdi Rasulullah (sav) hadiste geçen “ELDEN ELE” demesindeki kasıt Döviz alım ve satım işleminde PEŞİN alışverişimi kastediyor?. Yoksa hadiste geçen “ELDEN ELE” lafzı hem peşin hem de bizatihi bu işlemin ELDEN ELE yapılmasını mı şart koşuyor?

İşte mobil internet bankacılık üzerinden bu işlemi yapmak caiz midir?

Cevap:

Ve aleykümüsselam ve rehmetullah ve berekatüh
Evet, Resulullah (sav) şöyle buyurdu:
” الذهب بالذهب، والفضة بالفضة، والبر بالبر، والشعير بالشعير، والتمر بالتمر، والملح بالملح مثلا بمثل، سواء بسواء، يدا بيد، فمن ذاد أو ازداد فقد أربى”.
“Altınla altın, gümüşle gümüş, buğdayla buğday, arpayla arpa, hurmayla hurma ve tuz ile tuzu misli misline ve elden ele alınıp verilmesi caizdir. Herkim artırır veya fazla almak isterse, mutlaka faiz yapmış olur! Bunda alan da veren de eşittir” (Müslim, Nisai vb)
Resulullah (sav) şöyle de buyurdu:
” بيعوا الذهب بالفضة كيف شئتم يدا بيد”
“ Altınla gümüşü elden ele istediğiniz şekilde satın”. (Tirmizi)
Resulullah (sav) şöyle buyurdu:
” الذهب بالفضة ربا إلا هاء وهاء”
“ Altınla gümüşü (satış) riba (faizdir) olur, ancak al ver olursa (hemen karşı taraftan altın veya gümüşü alırsa ve hemen karşı tarafa altını ve gümüşü verirse) müstesnadır”. (Buharı)
İşte bu hadislerde geçen “elden ele” veya “ al ver” Resulullah (sav)’in demesindeki kasıt Döviz alım ve satım işleminde PEŞİN alışverişi kastediyor, alış veriş yapan kişinin bizatihi bu işlemini ELDEN ELE yapması şart değildir. Kendi yerine bir vekil gönderebilir. Eğer parası başka birinde ise o kişiye benim yerime paramı başka parayla değiştir derse caizdir. Önemli olan o paraların aynı anda bir arada bulunmasıdır, al ver manasının gerçekleşmesidir.

Fakat bu banka Müslümanlara ait ise bu ticareti yapmak caiz değildir. Çünkü Müslümanlar faize dayalı bir kuruluş yaparlarsa batıl olur ve münkerdir. Onlarla muamele caiz değildir. Yine anonim şirketi olursa batıl bir sözleşmeye dayalı olan bir kuruluş olur. Müslümanlar batıl anlaşmalar veya faizli işler yaparlarsa münkeri işlemiş olurlar, bu münkeri kaldırmak, reddetmek ve onu işleyenlerden uzak durmak farzdır.
Resulullah (sav) şöyle buyurdu:
” من رأى منكم منكرا فليغيره بيده، فإن لم يستطع فبلسانه، فإن لم يستطع فبقلبه، وذلك أضعف الإيمان”
“ Kim bir münkeri görürse onu eliyle değiştirsin, yapamazsa diliyle değiştirsin, yapamazsa kalbiyle değiştirsin (buğuz etsin). İşte İmanın en zayıf noktası budur”. (Müslim)
Kalbiyle değiştirmek, münkeri işleyenden nefret etmek, ondan uzak durmak ve onunla beraber olmamaktır.
Öyleyse faizle uğraşan kişi veya kuruluşla muamele yapmak caiz değildir.
Allah (cc) İsrail oğullarından münkeri işleyerek küfre girenleri birbirlerinden dolayı lanetledi. Şöyle buyurdu:
لُعِنَ الَّذِيۡنَ كَفَرُوۡا مِنۡۢ بَنِىۡۤ اِسۡرَآءِيۡلَ عَلٰى لِسَانِ دَاوٗدَ وَعِيۡسَى ابۡنِ مَرۡيَمَ‌ ؕ ذٰ لِكَ بِمَا عَصَوْا وَّكَانُوۡا يَعۡتَدُوۡنَ‏ كَانُوۡا لَا يَتَـنَاهَوۡنَ عَنۡ مُّنۡكَرٍ فَعَلُوۡهُ ‌ؕ لَبِئۡسَ مَا كَانُوۡا يَفۡعَلُوۡنَ‏
“ İsrail oğullarından küfre girenler Davut ve Meryem oğlu İsa’nın diliyle lanetlendiler. İsyan ettiklerinden, Allah’ın sınırlarını aştıklarından ve işledikleri münkerden birbirlerini nehyetmediklerinden dolayıdır”. ( Maide 78-79)
Bu ayet nazil olunca Resulullah (sav) şöyle buyurdu:
“ İsrail oğulları günah işlemeye başlayınca onların âlimleri bundan nehyettiler, fakat vazgeçmediler. Buna rağmen âlimleri onlarla beraber oturdular, alışveriş yaptılar, yediler ve içtiler. O anda Allah kalplerini birbirine çarptırarak Davut ve Meryem oğlu İsa’nın diliyle onları lanetledi”. Resulullah o anda bir şeye dayanıyordu, hemen oturuşunu düzeltti ve (Müslümanlara hitap ederek) şöyle dedi: “Hayır, canımı elinde tutan Allaha yemin ederim ki ta onları hakka getirinceye ve bağlayıncaya kadar (münkerle mücadele edeceksiniz)”. ( İbni Hanbel)
Başka bir rivayette Resulullah (sav) şöyle buyurdu:
“ İsrail oğullarına giren ilk noksan (eksiklik) şudur: bir adam (münkeri işleyen) adamla karşılaşıp şöyle derdi: ey filan! Allahtan kork ve yaptığın (münkeri) bırak, sana helal olmaz. Fakat ertesi gün aynı adamla oturmak, yemek yemekten ve içmekte sakınca görmüyordu. Bunu yapınca Allah onların kalplerini birbirine çarptırdı. Sonra Resulullah (sav) yukarıdaki ayeti okudu. Ondan sonra şöyle dedi: “Hayır, Allaha yemin ederim ki kesin olarak marufu emredeceksiniz, münkeri nehyedeceksiniz, zalimin elini zulümden kaldıracaksınız ve onu hakka getireceksiniz ve bağlayacaksınız” (Ebu Davut, Tirmizi ve İbni Maceh)

İbni Ebi Hatem rivayetinde buna ek olarak “Yoksa Allah sizin kalplerinizi birbirlerine çarptıracak ve onları lanetlediği gibi sizi de lanetleyecektir”.
Resulullah (sav) şöyle buyurdu: “Hayır, canımı elinde tutan Allaha yemin ederimki kesin olarak marufu emredeceksiniz, münkeri nehyedeceksiniz, yoksa Allah kendi tarafından sizin üzerinize bir ceza (azap, musibet) indirecektir. Sonra ona dua edeceksiniz ve sizin duanızı kabul etmeyecektir”. (İbni Hanbel)
İşte bu ayete ve hadislere göre münkeri, günahı işleyen kimse o münker veya o günah işlemeye devam ederken ondan uzak durmak gerekir, onunla muamele yapmak caiz değildir, lanet gelir, azap ta gelir.
Kâfirler ise imana çağırılır, onları münkerden nehyetmiyoruz, onlara içki içmeyin, domuz etini yemeyin ve batıl sözleşmeler yapmayın demiyoruz, Allaha, Resulüne ve Kitabına inanmaya çağırıyoruz. Bu nedenle Müslüman faiz işlemeden kâfirlerin bankaları üzerinde bu ticareti yaparsa caizdir.
Esad Mansur