Diyanet imamlarınin arkasında namaz kılınır mı soru cevabının vuzuha kavuşturulması.

Yorum:
Yazıda çelişki var. Üst kısımda fasık olsun fâcir olsun arkasında namaz kılınır vaciptir. Âlimler de bu görüştedir diyorsunuz. Devamında mekruhtur diyorsunuz. Nasıl anlamamız gerekiyor…?

Cevap:

“Bu soru yerindedir; ama çelişki yoktur, meseleyi iyi şekilde anlamak gerekir, yine sorunun sahibine de teşekkür ederim.
Hadiste geçtiği gibi her Müslüman ne olursa olsun arkasında cemaat namazı kılmak vaciptir: Bu; cemaat namazını kılmanın vacip olması açısındandır. Cuma namazı, bayram namazı ve her hangi bir cemaat namazına Müslüman şahit olursa imamlık yapan hangi Müslümansa arkasında kılınmalıdır, velev ki bu imam facir veya fasık olsa da. Onun yüzünden Cuma ve diğer cemaatçe kılınan namaz terk edilmez. Zira sair vakitlerde cemaatçe kılmak vacip değil, sünnettir, cemaatle kılınan namaz 27 derece daha üstündür. Müslüman devamlı cemaatçe namaz kılmaya çalışmalıdır. Ancak Cuma, bayram, cenaze, camide bulunurken vakit girerse cemaatle beraber namaz kılmak vaciptir. Bu, cemaatçe kılınması gereken namazlarla ilgilidir. Farzı eda etmiş olur, şeriatça sahihtir.
Onların arkasında mekruh olması ise: Resulullah (sav) takvalı imam arkasında kılmayı övdü, takvasız bir imam arkasında namaz kılmayı kerih gördü, mekruh olarak niteledi. Ama Müslüman takvalı bir imam bulmasa takvasız veya fasık imam arkasında vacip olan cemaat namazlarını eda eder, terk etmez. Sıhhat şartlarına göre namaz sahih olur. Bunun delili şu hadistir:
Bir fasık neredeyse Resulullah (sav)’i adaletsizlikle itham ederek “adaletli ol” deyince, Resulullah (sav) ona “vay sana! ben adaletli olmazsam kim adaletli olacaktır?! Adaletli olmazsam hüsranda olurum” dedi. O anda Ömer r.a onu öldürmeye izin ver ya Resulullah! Dedi. Resulullah (sav) şöyle dedi: “onu bırak, onun öyle arkadaşları var ki biriniz onlarla namaz kılmayı hor, kerih görüyor, onlarla oruç tutmayı hor, kerih görüyor. Kuran’ı okurlar, fakat gırtlaklarını aşmıyor (kalplerinden okumazlar)..” (Buharı ve Müslim)”.
Bu hususlar doğrultusunda aşağıda soru cevapta geçen şu hususları tekrarlmakta fayda görğyorum.
“Fakat takvalı imam arkasında kılmak daha evladır, daha iyidir. Facir veya fasık imam arkasında kılmak mekruhtur.
Ama bir hocanın laikliğe inandığını görürsen arkasında namaz kılamazsın. Zira dinin hayata karışmadığını kabul eden kişi dinden çıkar. Çünkü İslam’da dini hayattan ayırmak yoktur. O Hristiyanlıkta vardır. Çünkü Hristiyanlık dininde devlet sistemi, yönetim, iktisat, eğitim ve öğrenim nizamları, İctimai nizam, dış siyaset ve iç siyaset, yargı sistemi ve ceza kanunları yoktur. Ama bunlar İslam’da vardır.
Nitekim Resulullah (sav) peygamberliği yanında bizatihi 10 sene kadar devlet başkanlığı yaptı bu nizamları kurdu ve uyguladı. Raşidi Halifeler bunu devam ettirdiler. 1300 sene boyunca Müslümanlar Hilafet devleti ve Halifeler emrinde bunları uyguladılar. Mustafa Kemal laikliği benimseyerek Osmanlı Hilafet devletini yıkıncaya kadar Allah’ın hükmü yürürlükte devam etti. Dini laikleştirmek için Diyanet İşleri Başkanlığını kurdu. Dinle ve samimi âlimlerle savaştı. Birçok âlimi öldürdü. Böylece İslami yönetimi korumak uğrunda şehit oldular.
Ama sırf maaş karşılığında memurluk yapmak üzere birçok kişi çalışıyor, hocalık yapıyor, laikliğe inanmadıklarını söylüyorlar. Fakat bunların çoğu hakkı söylemiyorlar, laikliği çürütmüyorlar, İslam nizamlarının ve siyasetlerinin uygulanmasının ve Hilafetin kurulmasının farziyetini anlatmıyorlar. Bunların günahı büyüktür. Bunun delili ise şu ayetlerdir:
Allah (c.c) şöyle buyurdu:
اِنَّ الَّذِيۡنَ يَكۡتُمُوۡنَ مَآ اَنۡزَلۡنَا مِنَ الۡبَيِّنٰتِ وَالۡهُدٰى مِنۡۢ بَعۡدِ مَا بَيَّنّٰهُ لِلنَّاسِ فِى الۡكِتٰبِۙ اُولٰٓٮِٕكَ يَلۡعَنُهُمُ اللّٰهُ وَ يَلۡعَنُهُمُ اللّٰعِنُوۡنَۙ‏ اِلَّا الَّذِيۡنَ تَابُوۡا وَاَصۡلَحُوۡا وَبَيَّـنُوۡا فَاُولٰٓٮِٕكَ اَ تُوۡبُ عَلَيۡهِمۡۚ وَاَنَا التَّوَّابُ الرَّحِيۡمُ‏
“İndirdiğimiz açık delileri ve hidayeti (doğru yolu) Kitapta insanlara açıkladıktan sonra onu gizleyenleri Allah lanetler, lanetleyenler de onları lanetlerler. Ancak tövbe edenler, hallerini düzeltenler ve onu açıklayanlar hariçtir. (Allah) Onların tövbelerini Kabul ederim. Tövbeleri Kabul eden ve bağışlayan benimdir. (Bakara 159-160)
Şöyle de buyurdu:
اِنَّ الَّذِيۡنَ يَكۡتُمُوۡنَ مَآ اَنۡزَلَ اللّٰهُ مِنَ الۡکِتٰبِ وَ يَشۡتَرُوۡنَ بِهٖ ثَمَنًا قَلِيۡلًا ۙ اُولٰٓٮِٕكَ مَا يَاۡكُلُوۡنَ فِىۡ بُطُوۡنِهِمۡ اِلَّا النَّارَ وَلَا يُکَلِّمُهُمُ اللّٰهُ يَوۡمَ الۡقِيٰمَةِ وَلَا يُزَکِّيۡهِمۡ ۖ وَلَهُمۡ عَذَابٌ اَلِيۡمٌ‏ اُولٰٓٮِٕكَ الَّذِيۡنَ اشۡتَرَوُا الضَّلٰلَةَ بِالۡهُدٰى وَالۡعَذَابَ بِالۡمَغۡفِرَةِ‌ فَمَآ اَصۡبَرَهُمۡ عَلَى النَّارِ‏
“ Allah’ın indirdiği Kitaptan bir şey gizleyip onu az bir pahaya (mal, para, maaş) satanlar, işte onlar karınlarına ateşten başka bir şey doldurmuyorlar. Allah onlarla konuşmaz, onları temize çıkartmaz. Onlar için acı bir azap vardır. Onlar hidayeti (doğru yolu) bırakıp dalaleti (sapıklığı), mağfireti bırakıp azabı satın aldılar. Bunalar ateşe ne kadar sabırlıdırlar!” (Bakara 174-175)
Bu nedenle diyanette çalışan hocalar olsun, başka yerlerde çalışan hocalar, her âlim ve her Müslüman kesinlikle Allah’ın ayetlerini gizleyemez, gizlerse lanetli olur, cehennemlik olur. Allah onunla konuşmaz ve temize çıkartmaz. Hocalar az çok ilim sahibi oldukları için görevi daha büyüktür. Ölüm kendilerine gelmeden çabuk tövbe etsinler, hallerini düzeltsinler. Laikliği çürütmeye ve İslam nizamlarını anlatmaya başlasınlar. Özellikle Hilafete davet etsinler ki Müslümanlar onlar arkasında rahatça namaz kılsınlar.
Esad Mansur.