DOĞRU VE YERİNDE SORULAR

-75-
Yerinde ve gerekli olan sorulara örnekler. Menfaat ve zarar ölçü değil haram ve helal ölçüdür:

Allah Müslümanların içki, kumar, harcama ve yetimler hakkında sorularını yerinde göstererek onlara şöyle cevap verdi:
يسئلونك عن الخمر والميسر قل فيهما إثم كبير ومنافع للناس وإثمهما أكبر من نفعهما، ويسئلونك ماذا ينفقون قل العفو، كذلك يبين الله لكم الآيات لعلكم تتفكرون(219) في الدنيا والآخرة ويسئلونك عن اليتامى قل إصلاح لهم خير وإن تخالطوهم فاخوانكم والله يعلم المفسد من المصلح ولو شاء الله لأعنتكم إن الله عزيز حكيم
“İçki ve kuma hakkında sana sorarlar, deki; bunlarda büyük günah var ve insanlar için faydalar da var, neyi harcayacaklarını sana soruyorlar! Deki; fazla malınızdan harcayın. Böylece; Allah ayetleri açıklıyor, umulur ki dünya ve ahiretin meselelerini düşünesiniz.
Sana yetimler hakkında soruyorlar. De ki: Onları iyi yetiştirmek (yüz üstü bırakmaktan) daha hayırlıdır. Eğer onlarla birlikte yaşarsanız, (unutmayın ki) onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah, işleri bozanla düzelteni bilir. Eğer Allah dileseydi, sizi de zahmet ve meşakkate sokardı. Çünkü Allah güçlüdür, hakîmdir.” (Bakara 219-220)
Çünkü bu bir sorun ve sorun çözüm ister. İçki ve kumar hakkında soru sordular. Çünkü bundan büyük zarar geldiğini gördüler, bunlar çözüm isteyen meselelerdir.
Bir haram ayında savaş oldu, yaptıklarının doğru olup olmadığını sordular. Çünkü haram aylarda savaşmak haram idi. (Bakara 217)
Kelale’nin mirasının kimin olacağı ile ilgili soru soruldu. Bununla ilgili şu ayet indi:
يستفتونك في النساء قل الله يفتيكم في الكلالة إن إمرؤ هلك ليس له ولد وله أخت فلها نصف ما ترك وهو يرثها إن لم يكن لها ولد فإن كانتا إثنتين فلهما الثلثان مما ترك وإن كانوا إخوة رجالا ونساء فللذكر مثل حظ الأنثيين يبين الله لكم أن تضلوا والله بكل شيئ عليم
“Senden fetva isterler. De ki; “Allah, babası ve çocuğu olmayan kimsenin mirası hakkındaki hükmü şöyle açıklıyor: Eğer çocuğu olmayan bir kimse ölür de onun bir kız kardeşi bulunursa, bıraktığının yarısı onundur. Kız kardeş ölüp çocuğu olmazsa erkek kardeş de ona vâris olur. Kız kardeşler iki tane olursa (erkek kardeşlerinin) bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer erkekli kadınlı daha fazla kardeş mevcut ise erkeğin hakkı, iki kadın payı kadardır. Şaşırmamanız için Allah size açıklama yapıyor. Allah her şeyi bilmektedir.” (Nisa 176)
Bu tür soruları sormak yerindedir. Çünkü vakıa veya sorun mevcut ve çözüm ister. Allah’u Teala böyle soruların sorulmasını kabul etti. Çünkü Kur’an’da onlardan söz etti ve böyle sorulara cevap verdi. Bu tür sorular, doğru ve yerinde olan sorular konumundadır. Bunlar sorulur. İnsan, fikirleri, hükümleri ve olayları kavrayamazsa sormalıdır. Hatta bir şey şüpheli olup haram veya helal diye bilinmezse veya bir iş yapmak isteniyorsa bu işin helal olup olmadığı bilinmiyorsa sormak farzdır. Zira Şer-i kaide şöyle diyor: “Amellerde asıl olan şer-i hükümlere bağlanmaktır.” Öyleyse Şer’i hükmü bilmek gerekir. Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem şöyle buyurdu:
“Helal belli, haramda belli, ama şüpheli şeyler var, onlardan sakının.” (Buhari ve Müslim)
Eğer şüpheli şeyler varsa yapılmaz, ta ki onun hakkındaki Şer’i hüküm bilininceye kadar.
Ciddi iş yapmak isteyen ve doğru bir hedefe sahip olan kimse bu tür sorular sorar. Çalışmak istemeyen ve ciddi olmayan kimse, ya inadına, ya yalanlayarak ya da değersiz soru sorar. Derin ve ciddi sorular herkese fayda sağlar. Fikirleri vuzuha kavuşturur. Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem de soruyordu. İbrahim suresi 24. Ayette;
ألم تلا كيف ضرب الله مثلا كلمة طيبة كشجرة طيبة أصلها ثابت وفرعها ثي السماء تؤتي أكلها كل حين بإذن ربها ويضرب الله الأمثال للناس لعلهم يتذكرون
“Görmedin mi Allah nasıl bir misal getirdi: Güzel bir sözü, kökü (yerde) sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaca (benzetti).” (İbrahim 24)
Güzel söz dalları gökte, kökleri yerin derinliğinde ve her zaman pek tatlı meyve veren ağaca benzetilince Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem: “Bu ağaç hangi ağaca benzer?” diye sordu. “Hurma ağacına benzer” dediler. Halife Ömer minberde durup bir ayetin tefsirini sordu. Eşyaların ve olayların gerçeği ve ince taraflarını bilip, onlar hakkında hükmü öğrenmek için sormak doğru bir harekettir. Ama bir iş için olmalıdır. Sırf, bilgi edinmek için soru sormak doğru ve caiz değildir. Çünkü fikirler kafayı doldurmak maksadıyla değil, amel için öğrenilir. İsrailoğulları aldıkları cevaplarla amel etmediler. Allah onları kötüledi. Onlar sanki çok meraklı insanlardı. Bu nedenle Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi Ve Sellem’e aynı şekilde hareket ettiler. “Bazı konuları soracağız, cevap verirsen sana inanacağız” dediler. Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem’den doğru cevapları öğrenmelerine rağmen İslam’a girmediler. Ruh, Zülkerneyn ve Kehf ehli hakkında sordular. Gerçeği öğrendiler fakat yine de İslam’a girmediler.