Soru :
Bir Müslümanın gezmek görmek veya bilgilenmek yâda araştırmak içinde olsa kiliseye girmesi, içinde dolaşması caizimdir?

Cevap:

Hanefi ve Şafi mezhebine mensup olan bazı âlimler kiliselere girmenin haram olduğunu söylediler.
Hanefi mezhebinden “ El Bahr-ıraik” kitabında İbni Necim ve Haşiye kitabında İbni Abidin kiliseye girmenin mutlaka haram olduğunu söylediler. Bu görüşlerine de kiliselerin şeytanların barınağı olduğunu sebep olarak gösterdiler.
“Tuhfetul Muhtaç” ve “ Nihayatul Muhataç” Şafilere ait kitaplarında resimlerin, heykellerin bulunmasından dolayı kiliseye girmenin haram olduğunu söylediler.
Hanbeli mezhebinde bazı alimeler “ Büyük Fetvalar” kitabında İbni Teymiye gibi kiliselerde resimlerin, heykellerin bulunduğundan dolayı kiliseye girmenin mekruh olduğunu söylediler.
Hanbeli mezhebinde başka alimeler; El Muğni kitabında İbni Kudame ve El İnsaf kitabında El merdavi kiliseye girmek mubahtır, caizdir dediler.
Şu delilere dayalı olarak görüşlerini açıkladılar:
İbni Abbas r.a şöyle dedi (Mekke’nin fethinde) “Resulullah (sav) El Beyt’te (Kabe’de) resimleri görünce girmedi. Ancak resimler silindikten sonra girdi” (Buhari)
İbni Ömer r.a şöyle dedi: “Cebrail a.s Nebi (sav) yanına gelmek için söz verdi. Fakat gecikti.(zamanında gelmedi). Nebi (sav) pek sıkıntıya girdi. Nebi (sav) çıktı. Cebrail ile karşılaştı ve ona durumunu şikâyet etti. Cebrail a.s şöyle dedi: “Bizler (Melekler) bir evde bir resim veya bir köpek varsa giremeyiz”. (Buharı)
Zahiri mezhebinde El Muhalla kitabında İbni Hazım’ın dediği gibi kiliseye girmenin mubah, caiz olduğunu söyledi.
Malikiler Kilislere ve diğer kâfirlerin mabetlerine girmenin caiz olduğunu söylediler.
Ummu Seleme ve Ummu Habibe Habeşistan’dan hicretlerinden döndükten sonra Resulullah (sav)’e orada Marya adlı bir kiliseyi ziyaret ettiklerini söylediler, resimlerini seyrettikleri, resimlerin pek güzel olduğunu da anlattılar. Resulullah dinledikten sonra başını kaldırıp şöyle buyurdu: “Onlar ki kendilerinden buldukları salih kimse varsa onun kabri üzerinde mescit (ibadet yeri) yaparlardı. İşte kıyamet gününde en şerli mahluk (yaratık) onlardır”. (Buhari)
İkinci Raşidi Halife olan Ömer r.a Şam’a gelince (Kudüs fethinde) Hristiyanlar onun için yemek yaptılar, onu çağırdılar. Dedi ki yemek nerededir? Kilisede dediler. Gitmeyi reddetti ve (yardımcısı olan) Ali r.a’ a dedi ki: insanları oraya götür ve öğlen yemeklerini yesinler. Kiliseye Müslümanlarla beraber girip yediler. Oradaki resimlere bakmaya başladı ve şöyle dedi: Müminlerin Emiri (Ömer) girseydi ona ne olacaktı?”. (Şam Fetihlerinde İbni Aiz rivayet etti).
Ömer’in hizmetçisi Eslem şöyle rivayet etti: “Ömer r.a Şam’a gelince (Kudüs fethinde) Hristiyanların büyükleri onun için yemek yapıp onu çağırdılar. Ömer r.a dedi ki: bu resimlerden, yani heykellerden dolayı kiliselerinize girmem” (El Musannaf)
Fakat Ömer r.a Kudüs’e girdikten sonra Hristiyanlarla anlaşma yapınca “onların kiliselerine gece olsun gündüz olsun Müslümanların herhangi birinin girmesine engel olmayacaklar. Kapılarını oradan geçenlere genişletecekler. Eğer Müslümanlar oraya gelirse Müslümanları üç güne kadar yedirip ikram edecekler”. (Ahkamu Zimma kitabında İbni Elkayyım)
Heykeller ve elle çizilen resimlerin bulunduğu yere Resulullah (sav) girmedi. Ama diğer Müslümanların girmesini yasaklamadı. Nitekim girdiler ve onları temizlediler. Cebrail a.s girmedi, ama Resulullah (sav) ordaydı, ancak oradan çıkınca Cebrail a.s Resulullah’la buluştu. Bunun manası heykellerin bulunduğu yere girmek mekruhtur. Çünkü Cebrail a.s ve ondan sonra Resulullah (sav) böyle yerlere girmeyi haram kılmadan girmediler. Resulullah (sav) seyretmek üzere Ummu Seleme ve Ummu Habibe’nin Habeşistan’da iken kiliseye girmelerini zemmetmedi, kötülemedi, ancak iyi kişileri için onun kabri üzerine mabet yaptıklarını ve buna dâhil olmak üzere resim çizdikleri ve heykel dikmelerini zemmetti ve bunun büyük günah olduğunu gösterdi. Ömer r.a da kiliseye girmeyi reddetti, ama Müslümanların girmesine müsaade etti. Bu nedenle kiliseyi görmek veya araştırmak için girilebilir.
Fakat, öyle yerlere veya kiliselere, heykellerin veya putların bulunduğu yere girmemek daha efdaldir, ancak İslami bir hedef için girmekte sakınca yoktur, ya orayı heykellerden ve resimlerden temizlemek veya fetihten sonra o insanların bize boyun eğdiklerini ispatlamak üzere yemek davetlerine icabet etmek, yada onları İslam’a çağırmak için olabilir. Kiliseyi satın alıp camiye çevirmek için de girilir. Ama onların ibadetlerine ve ayinlerine katılmak veya saygı göstermek için girmek asla caiz değildir.
Allah c.c şöyle buyurdu:
وَقَدۡ نَزَّلَ عَلَيۡكُمۡ فِى الۡـكِتٰبِ اَنۡ اِذَا سَمِعۡتُمۡ اٰيٰتِ اللّٰهِ يُكۡفَرُ بِهَا وَيُسۡتَهۡزَاُبِهَا فَلَا تَقۡعُدُوۡا مَعَهُمۡ حَتّٰى يَخُوۡضُوۡا فِىۡ حَدِيۡثٍ غَيۡرِهٖۤ‌ ‌اِنَّكُمۡ اِذًا مِّثۡلُهُمۡ‌ؕ اِنَّ اللّٰهَ جَامِعُ‌‌‌الۡمُنٰفِقِيۡنَ وَالۡكٰفِرِيۡنَ فِىۡ جَهَـنَّمَ جَمِيۡعَاۨ ۙ‏
“ Size kitapta şunlar indirildi: eğer Allah’ın ayetlerinin inkâr edildiğini ve bu ayetlerle alay edildiğini işitirseniz onlar başka konuşmaya girinceye kadar onlarla oturmayın, yoksa onlar gibi olursunuz. Şüphesiz ki Allah kâfirleri ve münafıkları beraber cehennemde toplayacaktır” (Nisa 140)
İsa’nın Allah’ın oğlu veyahut da kendisinin Allah olduğunu veya teslisi (Allah, Ruhul kudüs ve İsa’nın bir olduklarını) söylemek Allah’ın ayetlerini inkâr etmektir. Bunu çürütmeden böyle oturup dinlemek haramdır. Allah (cc) Müslümanlara “onlar gibi olursunuz” diye büyük bir azapla tehdit etti. Buna inanarak dinlemek küfürdür.
Kilise olsun başka mabet olsun kâfirlerin bayramlarında ve dini münasebetlerinde oraya girmek caiz değildir. Ömer r.a şöyle dedi: “Bayramlarında kiliselerine girmeyin. O gün Allah’ın kızgınlığı onlara indirilir”. (Beyhaki) Sahabeler buna itiraz etmediler. Bu icma-i sahabedir. Zira o günlerde küfür inançlarından söz etmeye başlarlar. Yine o günlerde onlarla oynamak ve eğlenmek caiz değildir. Çünkü bunu yaparken inançlarına binaen yaparlar.
Bir grup Hristiyan Müslüman olunca onlardan bir heyet Resullah’ın yanına gelip bir manastırlarının var olduğunu söyleyip onun abdest suyundan bir kısım istediler. Resulullah (sav) abdest aldı, ağzını çalkaladı ve bu suyu bir kaba koydu onlara verdi ve şöyle dedi: “Memleketinize varınca namaz kılma yerinizi kırın (heykellerin var olduğu yerleri) onun yerini su serpeleyin orayı mescide çevirin” (İbni Şeybe)
Böylece Müslümanlar kâfirleri İslam’a çağıracaklar. Böylece Müslüman olunca mabetlerini heykeller ve resimlerden temizlerler, mihrabı kurarlar ve orada namaz kılmaya başlarlar.

Esad Mansur.