-86-
Kıyamet gününü hatırlatmak:

İsrailoğulları’na bu hakikatleri açıkladık¬tan sonra onlara şöyle hitap ediyor:
وَاتَّقُواْ يَوْماً لاَّ تَجْزِي نَفْسٌ عَن نَّفْسٍ شَيْئاً وَلاَ يُقْبَلُ مِنْهَا عَدْلٌ وَلاَ تَنفَعُهَا شَفَاعَةٌ وَلاَ هُمْ يُنصَرُونَ
“Ve öyle bir günden sakının ki, o günde hiç kimse başkası namına bir şey ödeyemez, kimseden fidye kabul edilmez, hiç kimseye şefaat fayda vermez. Onlar hiçbir yardım da görmezler.” (Bakara 123)
Öyle ise; ey İsrailoğulları! Tekrar kıya¬met gününe inanıp, o günün hesabından kor¬kun, takvalı olun. Zira insan, kıyamet günü¬nün hesabını düşünüp ondan çekinirse tak¬valı olur. Siz, ey İsrailoğulları! Bir gün sizi üstün kılmıştım. Fakat takva sahibi olmazsanız hiç değeriniz kalmaz. Nitekim kıyamet gününde de bir kimse başka kimsenin günahlarını üstlenemez ve çekemez. Fidye, para ve mal ceza yerine geçerli olmaz. Çünkü Allah zen¬gindir, buna muhtaç değildir. Nitekim bun¬ları yaratan da odur. Dünyada bir insan para vererek cezadan kurtulabilir, zenginler tor¬pille işlerini yürütebilir, fakat ahirette bunu yapamazlar. O mahkeme dünya mahkeme¬leri gibi değildir. Onun sahibi parayı ve her şeyi yaratan Allah’tır, insanlara verdiği paraya muhtaç değildir. Orada insan mümin ve takva sahibi değilse hiçbir şefaatçi bulamaz.
Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi Ve Sellem’in şefaati ise; üm¬metinden günah işleyen müminlere ancak faydası dokunur. Kafirler hiç bir şekilde yar¬dım bulamayacaklardır. Çünkü o gün, Al¬lah’ın gücünden başka bir güç kalmayacak¬tır. İnsanlar her şeyden yoksun, çıplak bir şekilde haşrolunacaktır.
Dünyada Allah’ın verdiği imkânları kullanarak insanlar birbirine yardım edebilir¬ler. Fakat ahirette böyle bir fırsat ken¬dilerine sunulmayacaktır. İnsan ölünce malı, mülkü, gücü dünyada kalır, bunlar ya¬nında olmadan bir kefenle defnedilir. İnsan bu konumunu düşündükçe Allah’tan korkar, Allah’ın emir ve nehiylerini yerine getirerek takva sahibi olur. İsrailoğulları gibi dünyayı sever, kıyamet gününü (hesap gününü) unu¬tur, benim yerime başkası ceza çeker anlayı¬şına sahip olur, para-rüşvet karşılığı kurtulu¬rum, şefaatçi veya bir yardım eden bulurum, haramlar içerisinde boğulurken; “Allah beni affeder” düşüncesine kapılarak sürekli günah işleme eğiliminde ısrar ederse hüsrana uğra¬yanlardan olur. Allah’u Teala bu konuda İsrailoğulları’nı uyardığı gibi bizleri de uyar¬maktadır. Mümin olup takvalı olmazsak on¬lar gibi oluruz ve onların uğradığı hüsrana, yani onlar gibi bizler de cehenneme gireriz. (Allah korusun.)
Allah’u Teala şu ayetle İbrahim Aleyhisselam ör¬neğini gösteriyor. İbrahim Aleyhisselam kendi neslin¬den gelen herkesin iyi ve üstün olma¬sını dili¬yor. Fakat Allah Celle Celaluhu onlar içerisinde zalim ve isyankâr olanların hallerinin kabul edilme¬yeceğini bildiriyor. Ayrıca bu ayette (Bakara 124) meselenin; ırk meselesi olmadı¬ğını, asıl üzerinde durulması gereken konunun iman ve takva olduğunu gösteriyor: