-99-

Ehl-i Kitab’ın kafirlik üzerinde ısrarlı kalması:

وَلَئِنْ أَتَيْتَ الَّذِينَ أُوْتُواْ الْكِتَابَ بِكُلِّ آيَةٍ مَّا تَبِعُواْ قِبْلَتَكَ وَمَا أَنتَ بِتَابِعٍ قِبْلَتَهُمْ وَمَا بَعْضُهُم بِتَابِعٍ قِبْلَةَ بَعْضٍ وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ أَهْوَاءهُم مِّن بَعْدِ مَا جَاءكَ مِنَ الْعِلْمِ إِنَّكَ إِذَاً لَّمِنَ الظَّالِمِينَ

“Yemin olsun ki (habibim!) sen ehl-i kitaba her türlü âyeti (mucizeyi) getirsen yine de onlar senin kıblene dönmezler. Sen de onların kıblesine dönecek değilsin. Onlar da birbirlerinin kıblesine dönmezler. Sana gelen ilimden sonra eğer onların arzularına uyacak olursan, işte o zaman sen hakkı çiğneyenlerden olursun.” (Bakara 145)

Ehl-i Kitab’ın kendi küfürleri üzerine ısrar ve inat ettikleri için Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem, onlara ne kadar delil ve hüccet gösterirse göstersin, hiç inanmayacaklarına dair Allah’ın bildirisi gelmiştir. İnsan kaybı bilmediği için hep diğerlerini ikna etmek için çalışır. Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem, Yahudileri ve Hıristiyanları ikna etmek için delil arkasına delil getiriyor ama hiç kani olmuyorlar. Çünkü onlar kani olmak istemiyorlar.

Allah sanki Resulüne; ‘bırak artık bunları’ diyor, ‘fazla onlarla tartışma’, ‘hiç ikna olmayacak, içerik olarak neredeyse onlara uyacaksın, ama onlar sana uymazlar.’ Çünkü ayette şöyle geçti (Bakara 145): “Sana ilim geldikten sonra onların heva ve heveslerine uyarsan şüphesiz ki, zalimlerden biri olursun, o zaman sakın, sebatlık göster, onlara uyma, kafire uyarsan saparsın. Çünkü değişik yollarla seni imandan çıkartıp kendisine benzer bir kişi haline getirmeye çalışmaktadır. Kıble artık imanın ve akidenin sembolüdür.”

Allah, onların Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem‘in kıblesine uymayacaklarını haber verirken, İslam dinine girmeyeceklerini duyuruyor. Onların kendilerinin kıblelerine uymayacaklar deyince kendilerinin inançlarını kabul etmeyeceklerini söylüyor. Nitekim hepsi Kudüs’e doğru yöneliyorlar. Öyleyse buradaki kastedilen kıble, inanç ve akidedir. Yahudi grupların ve Hıristiyan grupların inançları farklıdır, kendilerini kafir yapıyorlar. Buna göre, Allah Resulüne; ‘sen akiden üzerinde ısrarlı kal, hiç onlara tabi olma, oysa sana ilim geldi, nasıl onlara kanarsın?’ demektedir. İlim; burada kesin delil manasına geldi.

Ehl-i kitabın inançları için kesin delil yoktur. Heva ve heveslerine göre sapık dinler oluşturdular. Allah’ın gerçek dinini gizleyip sahte inançlar ortaya çıkarttılar. Allah kendi Resulüne hitap ederken bu, Resulün ümmetine bir hitap olur. Buna göre ümmet, çok ciddi bir tutum takınmalı, akidesi üzerine ısrarlı olmalı ve Ehl-i Kitabın tuzaklarına düşmemelidir. Ama ne yazık ki, ümmetten bazı kişiler bu ayeti ve diğer ayetleri unuttular. Ehl-i Kitab’ın tuzağına düşüp dinlerarası diyalog hikâyesine inandılar.