Soru:

Son zamanlarda aşağıdaki iki hadis sosyal medya da çok yer alıyor, bu hadisler sahih midir?

Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:


Ramazan ayının 15’inde Cuma günü kuşluk vaktinde bir sayha (gökten bir ses) olur. Bu olay Ramazan’ın ilk gününün Cumaya denk geldiği ayda olur. Uyuyanı uyandıran bir hidde (çöküş, yıkılış) olur. Cuma gününün gecesinde esir kadınlar odalarından çıkar, hür olurlar.
O sene depremler ve nezlenin çok olduğu bir senedir. Ramazan ayı o senenin Cuma gecesine denk geldiğinde, sizler Ramazan’ın 15’inde Cuma günü sabah namazını kıldığınızda evinize girin, pencerelerinizi kapatın, bedeninizi koruyun, kulaklarınızı kapayın, Sayha (gökten gelen sesi) duyduğunuzda Allah’a secde edin ve şöyle deyin:
SubhanelKuddüs, SubhanelKuddüs, Rabbunal Kuddüs
(Ey Rabbimiz Sen Kusursuzsun, Sen Yücesin). Kim böyle yaparsa kurtulur, kim yapmazsa helak olur.”

(Nuaym bin Hammad, Fiten, s.151)

Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:


Ramazan ayında bir ses olur. Dediler ki Ya Rasulallah! Başında mı, ortasında mı, sonunda mı olur? Buyurdu ki:
Ayın ortasında olur. Ramazan’ın 15’i Cuma günü gece yarısında bu ses olur. 70 bin kişi (yani, birçok kişi) bayılır (şoka girer), birçok bakirenin bakireliği gider, birçok kişi kör olur. Dediler ki, Ya Rasulallah! Bundan kim kurtulur? Buyurdu ki:
Evinde kalan, secde yaparak Allah’a sığınan ve O’nun büyüklüğünü söyleyen kurtulur. Bu sesi diğer bir ses takip eder.
İlk ses Cebrail’in sesi, ikinci ses ise şeytanların sesidir. Ramazan’da ses, Şevval’de kargaşa, Zilkade’de kabileler ayrışır, Zilhicce’de hacılara saldırı olur. Muharrem ayının başında belalar olur sonunda da ümmetimin Mehdi ile Fereci (kurtuluşu) olur.”

(Taberani, Mucemül Kebir, 18. Cild, s. 332)

Cevap:

“Talhis” kitabında Ezzehebi,

 “Elmenar Elmunif” kitabında İbn-il Keyyım,

 “Keşf-il hefa ve Muzil-il elbas” kitabında Elhafız Elacluni,

“ Edufa elkebir” kitabında Elakili,

Bu iki hadisin mevdu (uydurulmuş) olduğunu söylediler.

Elhakim ise “bu hadisin metni acayiptir. Bu, hüccet olmaz” dedi. Bu Hadislerin sıhhatini kabul eden âlim pek yoktur.

Bu nedenle bu hadisler kabul edilmez ve amel edilmez.

Bu hadislerin konusu gayıpla ilgilidir. Bir haber-i ahad hadis sahih olunca akide olmaz, sadece tasdik edilir. Ama bu iki hadis sahih olmadığından dolayı tasdik edilmez ve amel edilmez.

Bir hadis mütevatir olunca kesin olur, itikat edilir. Kuran’da gayıpla ilgili akait olduğu gibi hadislerde vardır.

Şu varki, Mütevatir hadis dışında haber-i ahad hadislerde Resulullah (sav)’in gayıpla ilgili birçok müjdesi ve haberi vardır, İstanbul fethi gibi; ta sahabelerden beri Müslümanlar bunu tasdik ettiler, bunu gerçekleştirmek için yarıştılar. Nihayet İstanbul’u fethettiler ve ondan sonra 400 sene kadar Hilafet devletinin başkenti yaptılar.

Bir kısım müjdeler henüz gerçekleşmedi, onu gerçekleştirecekleri bekliyor, nübüvvet metodu üzerinde Hilafet, Yani Raşidi hilafetin kurulması gibi. Bu hadisler sahih hadistir, onunla amel edilir. Daha doğrusu amel etmek farzdır. Çünkü Allah’ın indirdikleriyle hükmetmek farzdır. Bu da ancak hilafet devletiyle olur.  

Zira Allah’ın indirdikleriyle hükmetmekle ilgili birçok ayet ve hadis vardır. Hem de Resulullah (sav), peygamber, resul ve elçi olmasına rağmen İslam’ı uygulamak için devlet kurdu. Sahabeler bunun üzerinde icma ettiler ve devletin bekasını sürdürdüler, güçlendirdiler ve genişlettiler. Ondan sonra gelen Müslümanlar da bu delillere dayanarak bu devletin bekasını sürdürdüler, güçlendirdiler ve genişlettiler, hemen hemen eski dünyanın çoğuna hâkim oldular. 1342 sene onu hayatta yaşattılar. Ama Mustafa Kemal gibi dinden sapmış bir İngiliz ajanı gelip 03 Mart 1924’te bu hilafeti, bu şanlı tarihi yıktı! Ancak Müslümanlar bu haine karşı mücadeleyi kanlarının son damlasına kadar sürdürmediler?! Zira bu ölüm kalım meselesidir, Müslümanların şerefi ve namusudur, mal, can ve ırzdan önce gelir!  İşte Müslümanlar bunu hissetmeli ve bu hakikati idrak edip tekrar bunu kurmakla meşgul olmalılar, dişlerini sıkarak son çabalarını sarf etmeliler, onun uğrunda her şeyi feda etmeliler. Bununla ilgili hadisleri öğrenmek ve yaymakla meşgul olmalılar.  Sahih olmayan hadislerle hiç meşgul olmasınlar, sadece sahih ve önemli hadislerle meşgul olsunlar ve onları uygulamaya yönelik ciddi çalışma yapsınlar.

Esad Mansur.