-109-

Allah’ın ayetlerini gizleyenlerin durumu:

اِنَّ الَّذِيۡنَ يَكۡتُمُوۡنَ مَآ اَنۡزَلۡنَا مِنَ الۡبَيِّنٰتِ وَالۡهُدٰى مِنۡۢ بَعۡدِ مَا بَيَّنّٰهُ لِلنَّاسِ فِى الۡكِتٰبِۙ اُولٰٓٮِٕكَ يَلۡعَنُهُمُ اللّٰهُ وَيَلۡعَنُهُمُ اللّٰعِنُوۡنَۙ‏ اِلَّا الَّذِيۡنَ تَابُوۡا وَاَصۡلَحُوۡا وَبَيَّـنُوۡا فَاُولٰٓٮِٕكَ اَتُوۡبُ عَلَيۡهِمۡۚ وَاَنَا التَّوَّابُ الرَّحِيۡمُ‏

 “İndirdiğimiz açık delilleri ve ki­tapta insanlara apaçık gösterdiğimiz hidayet yolunu gizleyenlere hem Allah hem de bütün lânet ediciler lânet eder. Ancak tövbe edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar başkadır. Zira ben onların tövbelerini kabul ederim. Ben tövbeyi çokça kabul eden ve çokça esirgeye­nim.” (Bakara 159-160)

Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem şöyle buyurdu:

” بلغوا عني ولو آية” (البخاري)

 “Bir ayet dahi öğrenirseniz onu tebliğ edin.” (Buhari)

Şöyle de buyurdu:

” نضر الله عبدا سمع مقالتي فحفظها ووعاها وأداها، فرب حامل فقه غير فقيه، ورب حامل فقه إلى من هو أفقه منه”

 “Benim sözümü işitip kavrayan ve ezberleyen ondan sonra bunu ezberlediği gibi yerine ge­tirirse (diğerlerine götürürse) Allah onun yüzünü parlatsın.  Belki bir kişi fıkhı taşırken (fakih) fıkıh sahibi değil, fakat kendisinden daha fazla fıkıh sahibine fıkhı götürür” (Tirmizi,Müslim, İbni Hanbel, İbni Maceh, Beyhakı)

İslam davetini taşıyan bazı kimseler fakih veya fıkıh sahibi değiller, fakat fıkhı öğrendiler, fakihlere ve alimlere götürüyorlar ve tebliğ ediyorlar. Özellikle Hilafet, onun devleti, İslam’daki sistemler; yönetim, ekonomi, eğitim, sosyal hayat, aile, ictimai nizam, iç, dış ve harbi siyasetlerle ilgili fıkhı iyice kavradılar ve büyük âlimlere bile götürüyorlar. Resulullah sallalahu aleyhi ve sellem’in vasıfladığı kişiler bunlar gibidirler. Bunlar da belli meselelerde fıkıh ve ilim sahibi oldular, hem de siyasi kimseler oldular, zira bu fıkıhla amel ediyorlar ve insanların işlerini bu fıkıhla yürütmeye çalışıyorlar. Bunların değeri az değildir, tersine ilmiyle ve fıkhıyla amel etmeyenlerden kat kat üstündür, zira Allah’ın indirdikleri ayetlerini gizlemiyorlar, korkmadan ve her eziyete tahammül ederek açıklıyorlar. Meleklerin kanatları onların üzerinde açıldı, deniz hayvanları da onlar için mağfiret diliyor.

Zira Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

” من سلك طريقا يطلب فيه علما سلك الله به طريقا إلى الجنة، وإن الملائة تضع أجنحتها لطالب العلم رضا بما يصنع، وإنه لتستغفر له دواب البحر، حتى الحيتان في البحر، وإن فضل العالم على العابد كفضل القمر ليلة البدر على الكواكب، وإن العلماء ورثة الأنبياء، وإن الأنبياء لم يدعوا دينارا ولا درهما، ولكنهم ورثوا العلم، فمن أخذ به أخذ بحفظ وافر”  

“Kim ilmi tahsil etmek için bir yol edinirse cennete götüren bir yol edinmiş oldu, Melekler ilmi talep edenlerden razı olduklarından dolayı onların üzerine kanatalarını açmışlar, onlar için denizde yunus balıkları dâhil olmak üzere bütün deniz hayvanları mağfiret diler. İbadet edene (yalnız kendini ibadete verene) âlimin üstünlüğü, bedir gecesinin (ondört gecelik) ayının diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir. Âlimler nebilerin mirasçılarıdır. Nebiler ne bir dinar ne de bir dirhem miras bırakmadılar, fakat ilmi miras olarak bıraktılar, kim buna sahip olursa büyük şey elde etmiş olur ” (İbni Asaker, İbni hanbel, Ebu Davud, Tirmizi, İbni Maceh)

Nebiler Allahtan ilmi aldılarve insanlara tebliğ ettiler, buna karşılık ne ücret, ne şöhret istediler. Korkmadan tebliğ ettiler ve zalimlere karşı dikildiler. İlimden hiç bir şey gizlemediler, Allah kendilerine ne vahyettiyse açıkladılar. Gerçek âlim böyledir, bunu yapan da gerçek âlimdir, velev ki her şeyi öğrenmemiş olsa da. Daveti taşıyanlar nebilerin mirasçılarıdır. İlmini gizleyen ve ilmi tahrif eden ve saptıran nebilerin mirasçısı değil ayette gösterildiği gibi lanetlidir, cehennemliktir.

Bu nedenle, insanlara ayetleri ve hadisleri göstermek ve açık­lamak farzdır, hem de en büyük farzdır, pek büyük sevap sahibidir. Bunun tersi ayetleri ve hadisleri ketmetmek/gizlemek büyük ha­ramdır ve bunları gizleyen kimse Allah tarafın­dan lanetlenir ve her lanetleyen onu lanet­ler. Yani, her şey onun için azap diler.  Ketmetmenin manası: Gizlemek, açıklamamak ve ağzı açmamaktır veya kapatmaktır. Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem şöyle buyurdu:

” من كتم علما ألجمه الله يوم القيامة بلجام من نار” ” من كتم علما ألجمه الله يوم القيامة بلجام من نار”

“ Kim ilmi ketmederse Kıyamet gününde ateşten bir gemle ağzı gemlenir” başka rivayette:“ Eğer bir kimse bir ilimden soru­lursa ve bunu ketmederse Kıyamet gü­nünde ateşten bir gemle ağzı gemle­nir.” (İbni Hanbel, İbni Habban, Beyhakı, Elhakim, Tirmizi, Ebu davut)

Ayrıca, daveti yüklenmek, marufu emretmek münkerden nehyetmek Kur’an’ı ve hadisleri anlatmakla ilgili farzı beyan eden deliller çoktur. En büyük haramlardan biri Allah­’ın indirdiğini gizlemektir, açıklamamaktır.  Bu kişiler lanetli kimselerdir. Lanetlenmek; rahmetten çıkmak ve azap vermektir. Öyleyse lanetlenenler Allah’ın rahmetinden uzak olup azaba uğ­rarlar ve herkes onları lanetler, onlar için azap diler.

Zira Allah’ın indirdiklerini, Resulüne vahyettiği ayet ve hadisleri gizlemek İslam’a ve Müslümanlara büyük zarar getirir. Küfrü yerleştir ve Müslümanları cahil bırakır ve haram işlemelerine ve farzları terk etmelerine götürür. Bunun için ilmi gizleyenler bu durumun tehlikesini düşünmeliler. Bu nedenle bu asırda bir çok Müslüman haram işliyor, farzları yerine getirmiyor, küfrü uygulayan  zalim yöneticilere oy ve destek veriyorlar, onlara itaat ediyorlar, bilmeden küfrü yerleştiriyorlar ve dinleriyle, İslam’la savaşıyorlar. Zira güvendikleri âlimler veya rejim âlimleri onlara Allah’ın indirdiklerini ve hidayetini açıklamıyorlar, en fazla imanı, ahlakı ve ibadetleri açıklıyorlar.

 Bu asırdaki âlimler, hocalar ve az veya çok dini bilenlerin bir kısmı Kur’an­’ın ve hadislerin birçok kısmını gizler, İslam yönetimi ve Hilafeti tesis etmekle ilgili ayetler ve hadisleri anlat­maz, Küfür sistemlerini yıkmak ve Allah­’ın indirdikleriyle hükmetmeyenlerin düşü­rülmesinin farziyetini gösteren ayetleri ve hadisleri de anlatmazlar. Bu kişiler Allah’tan korksun, tövbe edip yaptıkları hataları düzeltsin ve açıklamadıkları ayetleri ve hadisleri açıklasınlar, yoksa Allah’ın laneti ve azabı kendilerine dokunur.

Ayette; “ıslah ederlerse” ifadesi ge­çiyor; açıklamamaya dair yaptıkları hatayı düzeltirlerse, bunun manası;  düzeltmeye çalışsınlar.  Hatayı düzeltmek, gizlediklerini açıklamakla olacağı gibi, açıklamamaktan dolayı mey­dana gelen hususları düzeltmeyi de kapsar.  Misal olarak; laik rejime itaat etmeyin ve onu değiştirmeye çalışın dememekten do­layı birçok insan bu rejime boyun eğdi, uydu hatta hizmet sundu. Bu sebeple âlimler, hocalar ve şeyhler birde bu konuyu bilenlerden bunu açıklamayanlar ümmeti koydukları yerden kurtarmaya çalışsın ve onlara açıklasınlar. O zaman tövbesi kabul edilir ve Allah onları affeder. O zaman töv­beyi kabul eden rahmet sahibi olan Allah onları affeder ve rahmetine kavuşturur.

İşte, Allah’ın indirdiği kitaptaki beyyineler, deliller her konuyla ilgili delil ve hidayeti açıklamamaktan veya gizlemekten vazgeçmek, bundan dolayı yaptıkları hata­ları düzeltmek ve beyyineleri açıklamak tövbenin yoludur. Âlimler, ilim sahipleri, bilenler, hocalar ve şeyhler bu ayeti iyi dü­şünsünler.  Tövbe kapısı her zaman açıktır.

Bu ayet daveti yüklenmenin farz ol­masını da gösterir. Çünkü kitapta indirile­nin saklanmamasını talep ediyor. Bunu saklayan lanetli oluyor. Açıklamaya davet ediyor. Açıklamayanları tövbe edip açıkla­maya çağırıyor. O zaman Allah onları affeder.

 Açıklamak ise; Allah’ın Kitabında indirdiği her şeyi açıklamaktır, bir şey açıklamak bir şeyi gizlemek haramdır. Ayette tam harfi harfine şöyle geçti:

  اِنَّ الَّذِيۡنَ يَكۡتُمُوۡنَ مَآ اَنۡزَلۡنَا مِنَ الۡبَيِّنٰتِ وَالۡهُدٰى مِنۡۢ بَعۡدِ مَا بَيَّنّٰهُ لِلنَّاسِ فِى الۡكِتٰبِۙ

“ Kitap’ta insanlara açıkladıktan sonra beyyinelerden ve hidayetten indirdiğimizi ketmedenler, gizliyenler..”

Bazı kişiler sadece akait, ibadet ve ahlakla ilgili Allah’ın indirdiklerini açıklıyorlar, fakat Hilafet, İslam devleti, sistemlerini ve siyasetleriyle Allah’ın Resulüne vahyettiği ayetleri ve hadisleri, hatta Resulün devlet reisi olması ve ordu başkomutanı olmasını hiç açıklamazlar, gizlerler. Bunlar lanetlidir. Var olan laik ve demokratik rejimin İslam’a aykırı olduğunu da açıklamazlar, laik ve demokratik kanunlarını uygulayanlarına karşı gelip Allah’ın Resulüne vahyettiği ayetleri ve hadisleri açıklamıyorlar, bunlar da lanetlidir.

Allah onlardan hemen tövbe etmeleri ve yaptıkları hataları düzeltip açıklamalarını istedi, yoksa alınları üzerinde lanet damgasıyla ölürler. Zalimlerden korku onların ecellerini kısmaz, onlardan aldıkları maaş az bir şeydir, yöneticiler onları görevinden kovsalar da Allah rezzaktır, onlara daha hayırlı rızk kapısın açar. Zira dünya fanidir, ahiret bakidir. Dünya nimetleri kesilir ve azdır, ahiret nimetleri kesilmez boldur.