Soru:

 Mümin ve Müslüman arasında nasıl bir ayrım vardır?

Cevap:

Her Müslüman mümindir ve her mümin Müslüman’dır. Aksi takdirde kâfirdir.

Allah CelleCelâlehû şöyle buyurmuştur:

 [قَالَتِ الۡاَعۡرَابُ اٰمَنَّا‌ ؕ قُلْ لَّمۡ تُؤۡمِنُوۡا وَلٰـكِنۡ قُوۡلُوۡۤا اَسۡلَمۡنَا وَلَمَّا يَدۡخُلِ الۡاِيۡمَانُ فِىۡ قُلُوۡبِكُمۡ‌ ۚ وَاِنۡ تُطِيۡعُوا اللّٰهَ وَرَسُوۡلَهٗ لَا يَلِتۡكُمۡ مِّنۡ اَعۡمَالِكُمۡ شَيۡـًٔــا‌ ؕ اِنَّ اللّٰهَ غَفُوۡرٌ رَّحِيۡمٌ]‏

Bedevîler iman ettik, inandık dediler. De ki: Siz iman etmediniz ama teslim olduk deyin.  İman kalplerinize girince (Müslüman olduk diyebilirsiniz). Eğer Allah’a ve Rasulüne itaat ederseniz, Allah (bu itaate göre) yaptığınız işlerden hiçbir şeyi eksiltmez (sevabı verir). Çünkü Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.”[Hucurat Suresi 14]

Bu bedeviler lafta Müslüman olduk deyince Allahu Teâlâ onlara “Siz henüz Müslüman olmadınız!” dedi. “Siz sadece teslim oldunuz. İman kalplerinize girerse Müslüman olursunuz.” Zira iman, kalbin üzerinde bağlandığı kesin inançtır. Kalp bunun üzerinde bağlanmazsa itikat ve iman olmaz. Allahu Teâlâ bu tür kişilerin ne olduklarını bildiği için hem gerçeklerini ortaya çıkarmış hem de imanın ve İslâm’ın ne olduğunu gösterip öğretmiştir.

İman kalplerine girerse Müslüman olurlar, eğer İslâm Devleti’nin gücünden ve cezasından korkarak Müslüman olduklarını söylerlerse mümin olmazlar. Korkmadan hakikaten imana dayalı Allah’a ve Rasulü’ne itaat ederlerse ve salih amel işlerlerse eksiksiz sevap alırlar ve günahları silinir. Bu durumda Allahu Teâlâ bağışlayıcı ve merhametli olur. İman etmez iseler Allahu Teâlâ’nın azabı şiddetli ve çetin olur, iman etmeyenler için merhamet ve mağfiret yoktur.

Bir sonraki ayette ise imanın ne olduğu ve neyi gerektirdiği pekiştirilerek açıklanmaktadır:

[اِنَّمَا الۡمُؤۡمِنُوۡنَ الَّذِيۡنَ اٰمَنُوۡا بِاللّٰهِ وَرَسُوۡلِهٖ ثُمَّ لَمۡ يَرۡتَابُوۡا وَجَاهَدُوۡا بِاَمۡوَالِهِمۡ وَاَنۡفُسِهِمۡ فِىۡ سَبِيۡلِ اللّٰهِ‌ ؕ اُولٰٓٮِٕكَ هُمُ الصّٰدِقُوۡنَ‏]

“Muhakkak müminler onlardır ki Allah’a ve Rasulü’ne iman ettiler ve kalplerine hiçbir şüphe veya şek girmedi. Ondan sonra (imandan sonra) Allah uğrunda mallarıyla ve canlarıyla cihat ettiler. Onlar sadık olanların ta kendileridir.”[HucuratSuresi 15] Gerçek mümin ve Müslüman olanlar bunlardır.

İman şeksiz ve şüphesiz Allah ve Rasulü’ne inanmak, kesin şekilde tasdik etmektir. Ondan sonra bu imana dayalı Allah uğrunda malla ve canla savaşmaktır. Ayette zikredilenler ise ganimet için savaşmak istemişlerdi.

Nitekim ayette şöyle geçmektedir:

[سَيَقُولُ الْمُخَلَّفُونَ اِذَا انْطَلَقْتُمْ اِلٰى مَغَانِمَ لِتَأْخُذُوهَا ذَرُونَا نَتَّبِعْكُمْۚ]

“Cihada gitmeyen bedeviler şöyle dediler: Eğer ganimet elde etmek için savaşa giderseniz bizi sizinle beraber götürün.”[Fetih Suresi 15]

Hucurat Suresi’nde Allah Celle Celâlehû İslâm’a giren kişinin mümin olduğunu belirgin şekilde şöyle göstermiştir:

[قُلۡ اَتُعَلِّمُوۡنَ اللّٰهَ بِدِيۡـنِكُمۡ ؕ وَاللّٰهُ يَعۡلَمُ مَا فِى السَّمٰوٰتِ وَمَا فِى الۡاَرۡضِ‌ؕ وَاللّٰهُ بِكُلِّ شَىۡءٍعَلِيۡمٌ‏ يَمُنُّوۡنَ عَلَيۡكَ اَنۡ اَسۡلَمُوۡا‌ ؕ قُلْ لَّا تَمُنُّوۡا عَلَىَّ اِسۡلَامَكُمۡ‌ ۚ بَلِ اللّٰهُ يَمُنُّ عَلَيۡكُمۡ اَنۡ هَدٰٮكُمۡ لِلۡاِيۡمَانِ اِنۡ كُنۡـتُمۡ صٰدِقِيۡنَ‏]“Deki, Allah’a dininizi bilgilendirmek mi istiyorsunuz? Oysa Allah göklerde ve yerde ne varsa her şeyi biliyor. Allah her şeyi bilendir. İslâm’a girdiklerini senin üzerine minnet gösteriyorlar! Deki İslâm’a girişinizi benim üzerimde minnet göstermeyin. Daha doğrusu sizi imana, hidayete erdiren Allah sizin üzerinize minnet gösterir, eğer gerçek iman etmiş olursanız.” [HucuratSuresi 16-17]

Bu ayetlerde İslâm’a giren kimsenin imana girdiği ve mümin olduğu pekiştirilmektedir.

Şu var ki, İslâm imandan daha kapsamlıdır. İslâm hem imanı hem şeriatı ve onun metodunu kapsar. İman kesin delile binaen, kalple kesin tasdiktir. İslâm’ın temeli budur; Allah’a, meleklerine, Rasulü’ne, daha önceki Rasul ve nebilere, indirdiği Kur’an’a ve daha önce indirilen kitaplara, ahirete, kaza ve kaderin hayrının ve şerrinin Allah’tan olduğuna, Kur’an’da ne geçerse kesin olarak tasdik etmektir. Cennet, cehennem, cin, şeytanlar vs…

Kur’an’da ve Sünnet’te şeriat ve metot gösterilmiştir. Buna inanmak ve uygulamak gerekir.

Müminlere Müslüman adını veren İbrahim Aleyhi’s Selam’dır. Allah Celle Celâlehû şöyle buyurmuştur:

[يٰۤـاَيُّهَا الَّذِيۡنَ اٰمَنُوۡا ارۡكَعُوۡا وَاسۡجُدُوۡا وَ اعۡبُدُوۡا رَبَّكُمۡ وَافۡعَلُوۡا الۡخَيۡرَ لَعَلَّكُمۡ تُفۡلِحُوۡنَ وَجَاهِدُوۡا فِى اللّٰهِ حَقَّ جِهَادِهٖ‌ؕ هُوَ اجۡتَبٰٮكُمۡ وَمَا جَعَلَ عَلَيۡكُمۡ فِى الدِّيۡنِ مِنۡ حَرَجٍ‌ؕ مِلَّةَ اَبِيۡكُمۡ اِبۡرٰهِيۡمَ‌ؕ هُوَ سَمّٰٮكُمُ الۡمُسۡلِمِيۡنَ مِنۡ قَبۡلُ وَفِىۡ هٰذَا لِيَكُوۡنَ الرَّسُوۡلُ شَهِيۡدًا عَلَيۡكُمۡ وَتَكُوۡنُوۡا شُهَدَآءَ عَلَى النَّاسِ‌‌ۖ فَاَقِيۡمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاعۡتَصِمُوۡا بِاللّٰهِؕ هُوَ مَوۡلٰٮكُمۡ‌ۚ فَنِعۡمَ الۡمَوۡلٰى وَنِعۡمَ النَّصِيۡرُ]

“Ey iman edenler rükû edin, secde edin, Rabbinize kulluk edin ve hayırlı işleri yapın. Umulur ki felaha kavuşursunuz (Allah’ın rızasını ve cenneti kazanırsınız). Allah uğrunda hakkıyla cihad edin, o sizi (İslâm’a girmek ve davetini yüklenmek için) seçti, dinde size zorluk ve sıkıntı getirmedi (bu din kolaydır, herkes onu uygulayabilir, uygulayamadığı hâllerde ruhsat vardır, gücü kadar uygulasın). Bu İbrahim milleti (dini)dir, siz ona tabisiniz. Daha önce size Müslüman adı veren odur. Bu şekilde Rasul (size tebliğ ettiğine dair) size şahit olsun, sizde insanlara (bu dini tebliğ ettiğinize dair) şahit olasınız. Öyleyse namazı ikame edin, zekâtı verin ve Allah’a bağlanın ve sığının. Yardımcınız O’dur. O ne güzel dost ve ne güzel yardımcıdır.” [Hac Suresi 77-78]

Melekler önce İbrahim Aleyhi’s Selam’a uğradılar, Lut kavmine azap vermek üzere geldiklerini bildirmişlerdir. Allah Celle Celâlehû şöyle buyurmuştur:

[فَاَخۡرَجۡنَا مَنۡ كَانَ فِيۡهَا مِنَ الۡمُؤۡمِنِيۡنَ‌ۚ‏ فَمَا وَجَدۡنَا فِيۡهَاغَيۡرَ بَيۡتٍ مِّنَ الۡمُسۡلِمِيۡنَ‌ۚ‏]

“İçinde müminlerden kim varsa (azap görmesinler diye) oradan onları çıkardık. Fakat Müslümanlardan tek bir evden başka bir Müslüman evi bulamadık.”[ZariyatSuresi 35-36]

[قُلۡ اٰمَنَّا بِاللّٰهِ وَمَاۤ اُنۡزِلَ عَلَيۡنَا وَمَاۤ اُنۡزِلَ عَلٰٓى اِبۡرٰهِيۡمَ وَاِسۡمٰعِيۡلَ وَاِسۡحٰقَ وَيَعۡقُوۡبَ وَالۡاَسۡبَاطِ وَمَاۤ اُوۡتِىَ مُوۡسٰى وَ عِيۡسٰى وَالنَّبِيُّوۡنَ مِنۡ رَّبِّهِمۡ لَا نُفَرِّقُ بَيۡنَ اَحَدٍ مِّنۡهُمۡ وَنَحۡنُ لَهٗ مُسۡلِمُوۡنَ‏  وَمَنۡ يَّبۡتَغِ غَيۡرَ الۡاِسۡلَامِ دِيۡنًا فَلَنۡ يُّقۡبَلَ مِنۡهُ‌ۚ وَهُوَ فِى الۡاٰخِرَةِ مِنَ الۡخٰسِرِيۡنَ]‏

“Deki Allah’a, bize indirilene (Kur’an’a), İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve Asbat’a (İbrahim’in torunlarına) indirilene, Musa, İsa ve nebilere Rableri’nden verilene iman ettik, aralarında fark kılmıyoruz ve biz ona Müslüman olduk. Kim İslâm’dan başka din edinirse ondan kabul edilmeyecektir ve o kişi ahirette hüsrana uğrayanlardandır.”[Al-i İmran Suresi 84-85]

Ayette “iman ettik” dedikten sonra “Müslüman olduk” dedi. Bunun manası kim iman ederse Müslüman olur, demektir. İslâm’dan başka din edinenler hüsrana uğrayanlardır. Bunun manası iman İslâm’ın esasıdır, kim İslam’a inanırsa mümin olur, demektir.

Dolayısıyla mümin olan sadece Müslümanlardır. Asrımızda dinler arası diyalog yapanlardan bazıları sapık olan Yahudi ve Hristiyanları mümin diye nitelemeye başladılar. Onlar Kur’an’ı tekzip ediyorlar. Her şeyi bilen Allah birçok ayette Yahudi ve Hristiyanların kâfir olduklarını pekiştirerek açıklamıştır. Nitekim onlar Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in peygamberliğine ve Kur’an’a inanmamaktadırlar ve şirk koşmaktadırlar.

Her Müslüman mümindir ve ancak Müslüman olan mümin olur. Bu, İbrahim Aleyhi’s Selam’ın tevhit akidesine ve müjdesi olan Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e ve getirdiğine imanla olur.

Esad Mansur