Soru:

Allah’ın 99 isminden başka bir isimle hitap edebilir miyiz? Mesela Allah’a emanet ol yerine tanrıya emanet ol diyebilir miyiz?

Cevap:

 Allahu Teâlâ şöyle buyurmuştur:

[وَلِلّٰهِ الۡاَسۡمَآءُ الۡحُسۡنٰى فَادۡعُوۡهُ بِهَا‌ وَذَرُوا الَّذِيۡنَ يُلۡحِدُوۡنَ فِىۡۤ اَسۡمَآٮِٕهٖ‌ؕ سَيُجۡزَوۡنَ مَا كَانُوۡا يَعۡمَلُوۡنَ‏] “Güzel isimler Allah’a aittir. Bu isimlerle ona dua edin. İsimlerini inkâr edenleri bırakın, itibar vermeyin. Onlar yaptıklarına karşı ceza alacaklardır.” [Araf Suresi 180]

[قُلِ ادۡعُوا اللّٰهَ اَوِ ادۡعُوا الرَّحۡمٰنَ‌ ؕ اَيًّا مَّا تَدۡعُوۡا فَلَهُ الۡاَسۡمَآءُ الۡحُسۡنٰى ‌ۚ] “De ki: İsterseniz Allah’a dua edin veya isterseniz Rahman’a dua edin, hangisiyle dua ederseniz güzel isimler onundur.” [İsra Suresi 110]

Allah’ın güzel isimlerinin manası onun sıfatlarıdır. Kâfirler Allah’ın sıfatlarını inkâr ettiklerinde bu ayetler indirilmiştir.

Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın sıfatları sayıldı. 99 isim veya 99 sıfat tespit edildi. Allah kastedilerek bu isimlerle dua edilir.

Müslüman dua edecekse veya Allah’a seslenecekse ve bir şey yapacaksa O’nun isimlerini kullanır, besmele çekerek Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla işe başlar veya karar alır.

Laik Batı’da gördüğümüz gibi kâfirler ve dünyanın her yerinde onların tebaaları “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” diyerek mahkemelerde veya millet meclislerinde halkın veya milletin adıyla başlarlar, karar alırlar veya başka ilahlarının adıyla başlar veya karar alırlar. Allah’ı ağızlarına almamaya çalışırlar.

Tanrı sözcüğünün manası Allah demek değildir. Onun manası ilahtır. Fakat bu ilahın kim olduğu belli değildir! Belirlemek gerekir.

İlaha İngilizcede “God” ve Almancada “Got” derler ama bunlar Allah yerine geçmez. Nitekim onlar bununla çoğu zaman İsa Aleyhi’s Selam’ı kastetmektedirler. Şamanizm de ise tanrı denince, gök tanrı, güneş, yer, su, ataların ruhları, ocak ve ateş kütleleri kastedilir. Çin ve Orta Asya’da birçok halk ve bunlardan eski Türk Moğol halkları tanrı kelimesini kullandılar. Tanrı kelimesi ile göğü, güneşi vs. kastediyorlardı. Doğadaki şeylere tapıyorlar, ilahlaştırıyorlar ve Allah’ı tanımıyorlardı.

Cahiliyedeki Araplar putlarını birer ilah veya tanrı sayıyorlardı. Onlara tapıyorlardı. Allah’a ulaşmak için bir vasıta kılıyorlardı.

Allah’tan başka ilah, tanrı, god veya got yoktur diyebilirsin. Ancak Allah bu kelimelerin yerine geçmez. İlahın manası tapınılandır. Müslümanlar sadece Allah’a taparlar. Allah’ın manası ise tek ilah, tek tapınılandır.

Arapça’da ilaha emanet olun denmez. Zira ilah tayin edilmemiş olur. Bu nedenle “la ilahe illAllah” Allah’tan başka ilah yoktur demektir.

Allah’ı direk kastetmeden mutlak şekilde Kur’an’da ilah kelimesi hiçbir şekilde kullanılmamıştır.

Kürsi ayetinin başında Allah Celle Celâlehû şöyle buyurmuştur:

[اللّٰهُ لَاۤ اِلٰهَ اِلَّا هُوَ الۡحَـىُّ الۡقَيُّوۡمُ] “Allah, odur ki kendisinden başka ilah yoktur, diri olan ve daima kaim olan ta kendisidir.” [Bakara Suresi 255]

Allah Celle Celâlehû şöyle buyurmuştur:

[وَهُوَ الَّذِىۡ فِى السَّمَآءِ اِلٰـهٌ وَّفِى الۡاَرۡضِ اِلٰـهٌ‌ ؕ وَهُوَ الۡحَكِيۡمُ الۡعَلِيۡمُ‏] “O’dur ki gökte ilahtır, yeryüzünde de ilahtır. Hakim (hikmet sahibi) ve Âlim (ilim sahibi) O’dur.” [Zuhruf Suresi 84]

Bunun manası gökte ve yeryüzünde tapınılan Allah’tır.

Ayetlerde geçtiği gibi O’nun güzel isimleri veya sıfatları kullanılırken bir işaretle, bir zamirle veya direk Allah kelimesini kullanmak gerekir ki Allah’ın kastedildiği anlaşılsın. Çünkü bu sıfatlar belli dereceye kadar insana verilebilir. Falanca insan hâkim, âlim, rahim (rahmet sahibi), zengin, kuvvetli, kadir (kudret sahibi) vs. denilebilir. Fakat insandaki hikmet, ilim, rahmet, zenginlik, kuvvet, kudret ve sair sıfatlar sınırlıdır. Allah’ın sıfatları ise sınırsız.

Tek tanrı veya tek ilah olan Allah’a emanet olun denilirse kabul edilebilir. Sadece tanrıya emanet olun veya ilaha emanet olun demek doğru değildir. Zira o tanrı veya ilah kimdir? Kim kastediliyor? 

Ayrıca İslâm’la savaşan Kemalistler ısrarla Allah’ın adını kullanmamak için tanrı kelimesini kullanmaya çalıştılar. Onların maksadı Müslümanlara İslâmi terimleri unutturmaktır. Zira İslâm’la savaşırken Arapçayla savaştılar. Çünkü İslâm ancak Arapçayla anlaşılır ve içtihat yapılabilir. Bu şekilde Mustafa Kemal İslâm’la savaşırken Hilâfet’i yıktı, harf inkılabı yaptı ve Arapça kelimeleri Türkçe’den kaldırmak için bir kurum tesis etti.

Doğru olan ise İslâmi terimleri kullanmak üzerinde ısrarlı olmaktır. Müslümanlar bu terimlerle İslâm’ı daha iyi anlarlar ve Allah’a ibadet ederler.

Esad Mansur