Soru:

İşyerinden çıkışımız verildiğinde tazminat almak yahut talep etmediğimiz hâlde kanunlar gereği iş yerinin bize verdiği tazminatı almak caiz midir?

Cevap:

İşverenin kendiliğinden verdiği zaman tazminatı almak caizdir. İş sözleşmesinde çıkış verdiği zaman tazminat vermekle ilgili bir şart varsa işveren vermeli ve bu işçinin hakkıdır, işçi de onu talep edebilir. Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

[وَالْمُسْلِمُونَ عَلَى شُرُوطِهِمْ إِلاَّ شَرْطًا حَرَّمَ حَلاَلاً أَوْ أَحَلَّ حَرَامًا]

“Müslümanlar şartlarına bağlı olurlar (olmalılar). Ancak bir şart haramı helal kılarsa veya bir helali haram kılarsa müstesnadır (o şarta bağlı olunmaz).” [Tirmizi]

İşverene uygulanan kanunlar işçilerin haklarını korumak üzere işçiye çıkış verdiğinde tazminat vermesini gerektiriyorsa işçinin tazminat alma hakkı vardır, işveren vermezse o hakkı elde etmek için işçi talep edebilir ve mücadele edebilir. Zira bu kanun işverene koşulan bir şart mesabesinde olur. İşçi işe girerken buna göre sözleşme yapar. Herhangi bir işçiye çıkış verildiğinde ona tazminat verme zorunluluğu getirilmişse işverene bir şart koşulmuş olur ve işçi işe girdiğinde açık veya içerik olarak sözleşmede mevcut kabul edilir ve bu işçinin hakkı olur.

Ayrıca mevcut sistemlerde işçilere hakkıyla ücret verilmemektedir. Asgari ücret ölçüsü vardır ve ücretler ona göre verilir. Uzun seneler çalışıldığında kıdeminin artması ile belli bir miktar ücretlerde artış olur. Bu şekilde çalışan işçi hakkını almış değildir. Kapitalist sistemdeki asgari ücret ölçüsü batıldır. Memleketlerde asgari yaşam standartları hesaplanmakta, eşyaların fiyatlarına bağlanmaktadır. Bu da batıldır. İşçi, bu şekilde ücretini tam almış sayılmaz, mağdur olur. İşçi tazminat aldığında bu tazminatı kendisine verilmeyen kesintiden almış olur. Tazminatla ilgili kanunlar bu nedenle çıkarılmıştır.

İslâm’da, işçinin ücreti hesaplanır; işçi kendi menfaatine veya yaptığı işin menfaatine göre ücret alır. Bu ölçü şer’î bir ölçüdür. İşçi işini ne kadar güzel yaparsa ücreti buna göre olur, yaptığı işin değeri ne kadar yüksekse o kadar ücreti olur. Zira ücret menfaati sunma karşılığında alınan miktardır. Bu nedenle işçi ücreti tam alır. İhtilaf olunca uzmanlar bu ölçüye göre takdir ederler. Mahkemeye ulaşırsa hâkim uzmanları çağırır, onlar ücretleri belirler ve hâkim buna göre karar alır. Bu nedenle İslâm’da işçiler haklarını tam olarak alırlar, ücretlerini de tam olarak alırlar. İslâm Hilâfet Devleti işçinin ücretinden vergi, sigorta ve emeklilik için kesinti yapmaz. İşçinin kazandığı miktar kendisine tastamam verilir. Bu şekilde devlet kapitalist devlet anlayışında olduğu gibi halkın sırtında bir kambur olmaz. Aynı zamanda da halkını bu şekilde sömürmez.

Esad Manssur