-118-

Tayyib rızkı yemek ve Allah’a teşekkür:

Harcama malın hangi kısmından olur?

Allah uğrunda harcanan mal nasıl eksilmez?

Allaha teşekkür etmenin manası nedir?

يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا كُلُوا مِنْ طَيِّبَاتِ مَا رَزَقْنَاكُمْ وَاشْكُرُوا لِلَّهِ إِنْ كُنتُمْ إِيَّاهُ تَعْبُدُونَ

“Ey iman edenler! Size verdi­ğimiz rızkların tayyip, temiz olanların­dan yiyin, eğer siz yalnız Allah’a kulluk ediyorsanız O’na şükre­din.” (Bakara 172)

Tayyib, temiz, hoş şeyler Allah’ın helal kıldığı şeylerdir. İman edenlere Allah-u Teala sesleniyor; “yalnız bunu yiyin.” Al­lah’a iman edenler bu seslenmeye nasıl göz yumabilir,  imanlarını nasıl ispat­layabilirler?! İman amel gerektirir, içerdiği ve kendisinden fışkıran fikirlere uymayı icap ettirir.

Zekat vermek istemeyen kimse­lerle Halife Ebu Bekir savaşınca, onlar; ‘mümin, iki şahadet getiriyorlar’ diye­rek itiraz edenler çıktı. Ebu Bekir şöyle cevap verdi: ‘İki şahadetin hakkı namaz kılmak zekat vermektir. Çünkü Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem şöyle buyurdu: “İn­sanlarla; ‘La ilahe ille Allah Muhammedün Resulullah’ deyinceye kadar savaşmakla emredildim. Kim bunu söylerse kanları ve mallarını benden korumuş olurlar. Ancak hakkıyla alırım.” (Buhari)

İki şahadetin (la ilahe ille Allah, Muhammedun Resulullah) hakları, Allah’ın ve Resulünün bütün emirleridir. Bu emirlere uymak Allah’a kulluk etmektir. Bu sebeple eğer O’na kulluk ediyorsanız O’na şükranda bulunun. Allah’ın bize verdiği hoş rızık için O’na şükranda bulunmalıyız. Bir insan ufak bir iyilik yapsa hemen ona teşek­kürü borç biliyoruz. Böyle olunca nasıl her nimeti veren Allah’a şükretmekten geri kalabiliriz?! Teşekkür etmeyen kimseler nan­kördür.

Şükretmek hem dille olur hem pratikte olur; bununla karşılaşmaktır, Allah’ın verdiğine karşı ona vermektir. Bunun hakkını vermektir. Bunu ise insan elde ettiği nimetten tasadduk edecektir, zekat ve sadaka verecektir.

Allah şöyle buyurdu:

يٰۤـاَيُّهَا الَّذِيۡنَ اٰمَنُوۡۤا اَنۡفِقُوۡا مِنۡ طَيِّبٰتِ مَا كَسَبۡتُمۡ وَمِمَّاۤ اَخۡرَجۡنَا لَـكُمۡ مِّنَ الۡاَرۡضِ وَلَا تَيَمَّمُوا الۡخَبِيۡثَ مِنۡهُ تُنۡفِقُوۡنَ وَلَسۡتُمۡ بِاٰخِذِيۡهِ اِلَّاۤ اَنۡ تُغۡمِضُوۡا فِيۡهِ‌ؕ وَاعۡلَمُوۡۤا اَنَّ اللّٰهَ غَنِىٌّ حَمِيۡدٌ

Ey iman edenler! Gerek kazandıklarınız gerekse yerden çıkardıklarımızın tayyiplerinden (iyilerinden) harcayın (bağışta bulunun), ve habislerinden (kötülerinden) harcamayın. Nasıl diğerlerden alacağınız olunca eksik verince kabul etmiyorsanız aynen Allah’ın hakkını eksik vermeyin! Biliniz ki (inanınki) Allah zengindir (hiç bir kimseye muhtaç değildir), hamit (çokça övülendir). (Bakara 267)

Allah’ın verdiği tayyip rızkın hakkını müminlerin vermelerini talep ediyor. Verdiği rızkın en iyi tarafından harcamaları gerekir. Hayvanları varsa en iyi koç veya en iyi koyun veyahut en iyi dana veyahut ta en iyi genç deve seçip bağışta bulunacak veya kurban kesecektir. En kötü hayvanı seçmeye çalışmasın. Her hangi bir malı, meyvesi her hangi bir şeyi varsa ondan en sevdiği tarafını bağışta bulunmalıdır. Bir kimseye hediye verecekse en iyi şeyden vermelidir. Nitekim hediyenin sadaka gibi sevabı vardır. Allah’ın hakkını eksik etmeyin. 

Allahu teala şöyle buyurdu:

لَنۡ تَنَالُوا الۡبِرَّ حَتّٰى تُنۡفِقُوۡا مِمَّا تُحِبُّوۡنَ وَمَا تُنۡفِقُوۡا مِنۡ شَىۡءٍ فَاِنَّ اللّٰهَ بِهٖ عَلِيۡمٌ‏

“Sevdiğiniz şeyden harcamadıkça iyiliği göremezsiniz, nitekim neyi harcarsanız Allah onu biliyor”  (Al-i İmran 92)  iyiliğin manası sevaptır.

İnsan sevmediği maldan harcarsa sevabı yoktur, zira istemediği şeyi veriyor.

Eğer Müslüman hem sözde hem pratikte Allaha teşekkür ederse Allah daha çok sevap ve mal da verecektir. Şöyle buyurdu:

وَاِذۡ تَاَذَّنَ رَبُّكُمۡ لَٮِٕنۡ شَكَرۡتُمۡ لَاَزِيۡدَنَّـكُمۡ‌ وَلَٮِٕنۡ كَفَرۡتُمۡ اِنَّ عَذَابِىۡ لَشَدِيۡدٌ

“ Rabbiniz şunu bildirmiştir: Eğer teşekkür ederseniz size daha çok vereceğim. Eğer nankörlük ederseniz bilin ki benim azabım pek şiddetlidir” (İbrahim 7)

Müslüman Allah için ne verdiyse Allah ona daha fazla rızık verecek ve malı bereketli olacaktır. Nankörlük, teşekkür etmemek ve hakkı vermemektir. Eğer cimrilik gösterecekse kendisine şiddetli bir azap hazırlandı. Cimrilik ise Allah uğrunda harcamamaktır, herkesin hakkını vermemektir. Zenginliğine göre Allah uğrunda harcamazsa veya marufa göre ailesine harcamazsa veyahut misafirine ikram etmezse veyahut ta muhtaç akrabalarına vermez ise cimri sayılır. 

Resulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:

” ما نقص مال عبد من صدقة” (الترمذي)

“Kulun malı sadakadan dolayı hiç eksik olmaz” (Tirmizi)

Allah için verilen sadaka, zekât, harcama, hediye ve herhangi bir yardımda bulunursa Müslümanın malı eksilmez. Allah onu bereketli kılar, malının çok olduğunu hissedip bütün ihtiyaçlarını karşılar ve muhtaç kalmaz. Ayrıca onun yerine Allah ilerde verir. İnsan çok zaman malı eksik olacak veya muhtaç kalacağından korkarak cimrilik gösterir. Fedakarlık göstermez. Bu imanın zayıflığından kaynaklanır. Müslüman bu meseleyi iyice kavramalıdır.

Zira cimrilik ve korkaklık mümine hiç yakışmaz, onun sıfatlarından değildir. İslam’ın tersi olan kapitalist, hürriyetçi ve demokrat sistem nankörlük, bencilik ve cimriliğe çağırıyor, insan sadece kendine bakacak, yalnız kendini ve çıkarını düşünecek, başkalarına hiç bakmayacaktır. Hayatını yaşayacak ve malıyla istediği şekilde şehvetleri ve zevklerine harcayacaktır. Bu sistem İslam memleketlerinde uygulandığından dolayı Müslümanları bozmaya çalışıyor, İslam mefhumlarından uzaklaştırmaya çalışıyor. Buna karşı mücadele verip İslam sistemi ve devletini tesis etmek İslam nimetine karşı Allaha teşekkürden bir parçadır. Zira en büyük nimet İslam’dır. Onu insanlara anlatıp çağırmak gerekir. Allahu teala şöyle buyurdu:

وَاَمَّا بِنِعۡمَةِ رَبِّكَ فَحَدِّثۡ

“ Rabbinin nimetine gelince onu anlat” (Duha 11)