Soru:

 Nisan ayında Endonezya merkezli Blossom Finance firması, Bitcoin’in İslâmi Finans veya Şeriat Kanunları ile uyumlu olduğunu açıklayan 22 sayfalık bir çalışma raporu yayınladı. Zaman zaman Müslümanların ve din adamlarının büyük bir çoğunluğunun Bitcoin’in İslâmi finans kurallarına uygun olup olmadığını ve yatırım yapılmasının caiz olup olmadığını sorguladıkları görülüyor. İslâmimikrofinans şirketi olan Blossom Finance’a göre, kripto para birimleri yerel hükümet tarafından yasaklanmadıkça İslâmi para olarak nitelendirilebilir. Son birkaç yıldır pek çok Müslüman Bitcoin’in İslâmi Finans veya Şeriat Kanunlarına göre uygun olup olmadığını tartıştı. İslâmi Finans, iş yaparken insanların uyması gereken belirli kurallara sahip; tefecilik yapmamak ya da faize bulaşmamak gibi. Kripto para birimi Bitcoin’in İslâm’a uygun olup olmadığını daha iyi anlamak için Blossom Finance’ın müftüsü Muhammed Abu-Bakar ‘Çalışırken Bitcoin, Kripto Paralar ve Blockchain’in Şeriat Analizi’ başlıklı bir makale hazırladı. Bitcoin Helal mi Bitcoin Haram mı? Blossom Finance’in kurucusu Matthew J. Martin, yakın tarihli bir basın açıklamasında birçok kişinin ‘Bitcoin helal mi yoksa haram mı?’ diye sorduğunu dile getirdi. Martin, en dürüst cevabın Bitcoin’in hem işlem hem de ödeme ağı olduğu için helal veya haram olup olmadığı cevabının duruma göre değiştiği şeklinde olacağını söylüyor. Ancak şirketin 22 sayfalık makalesinde ‘Bitcoin’in yaşanılan devlet tarafından yasaklandığı durumlar dışında İslâmi para olarak nitelendirilebileceği’ belirtiliyor. Müftü Muhammed Abu-Bakar, çalışmada üç düzenleyici yargı yetkisinin bulunduğunu şu şekilde açıklıyor:

1- Kripto para biriminin kullanımının yasak olduğu ve açıkça yasaklandığı bölgeler.

2- Düzenleyicilerin sessiz olduğu, açıkça kabul etmedikleri veya kripto para birimini izin verilen para olarak ilan ettiği yargı bölgeleri. Genellikle bu yargı bölgelerinde, düzenleyiciler sadece halkı dikkatli davranmaya ve söz konusu risklerin farkında olmaya davet ederler.

3- Düzenleyicilerin kripto para birimini ya bir finansal varlık olarak ya da alternatif para birimi olarak kabul ettikleri ve halkın kripto para birimini kullanmasına izin veren özel bir mevzuatı yürürlüğe koyduğu yargı bölgeleri.

Muhammed Abu-Bakar’ın çıkarımlarına bakarak ‘Şeriat açısından bakıldığında son iki bölgede Bitcoin ve diğer nitelikli kripto para birimleri helaldir. Ancak, kişisel servetin korunması Şeriat’ın temel hedeflerinden biridir. Bu nedenle kripto paralarla ilgilenen insanların ilgili risklere dikkat etmeleri gerekmektedir.’ çıkarımında bulunuluyor. Bitcoin ve diğer kripto para birimlerinin ‘geleneksel para’ olarak kabul edilebildiklerinden ve sadece yasaların dijital varlıkların izin verilebilirliğinin yerine geçebileceğinden Şeriat Kanunlar’ı kapsamında yeterli olarak görülüyorlar. Örneğin, bazı ülkelerde Bitcoin bölgenin mali yasalarına göre izin verilen bir para birimi veya maldır. Bu ülkelerde Bitcoin İslâmi Finans ile uyumlu bir dijital para birimidir. Ülkemizde Bitcoin veya diğer kripto para birimleri yasak değil ve yetkililer insanları dikkatli olmaları konusunda uyarıyorlar.

Bu açıklamalar ışığında Bitcoin caiz mi?

Cevap:

İnsanlar aralarında menfaatleri mübadele etmek maksadıyla bir ölçü buldular. Buna para dediler ve bunu sürekli kullandılar. Önce mal ile mal mübadelesi yapıyorlardı ve hizmet karşısında mal alıyorlardı. Bu hizmet, ceht ve emek sarf etmekle gerçekleşir. Bir insan diğer insana mal veya menfaat temin etmeye karşı ceht veya çaba sarf eder ve buna mukabil ücret olarak bir mal alır. Hizmete karşı hizmet sağlanır ve bu şekilde insanların mal ve emeklerinin karşılığı korunmuş olur. Zira kıymetli mala karşı kıymetli mal alınır, kıymetli cehde karşı kıymetli mal veya ceht sağlanır.

Misal olarak bir kişi buğdaya sahip olurken bunun karşılığında hurma alır. Aralarında anlaşarak mübadele veya takas yaparlar. Buğday kıymetliydi, hurma da. Bu şekildeki bir alışverişte hiç kimse mağdur olmaz.

Bir kişi başka bir kişinin yanında buğday mahsulünü toplamada çalışır. Toplayan kişi cehdine karşı her gün bir ya da iki ölçek buğday alır. Aralarında anlaşırlar. Böylece bir ceht veya çaba karşılığında kıymetli bir şey elde eder. Nitekim ceht kıymetli bir şeydir, menfaat bununla temin edilir. Bir kişi sana okuma yazma öğretirim, bunun karşılığında evi temizlersin der. Bu, hizmete karşı hizmettir. Herkes diğerine emek sarf edecektir. Bu şekilde herkes diğerine menfaat sağlamış olur. Zira Bedir esirleri her biri kendini feda etmek üzere on Müslüman çocuğa okuma yazmayı öğretti. Erkek mihir vermek üzere evleneceği kadına Kur’an’dan öğrendiğini öğretti.  

İslâm bu muameleleri ikrar etmiş, bunlarla ilgili hükümler göstermiş ve çıkan sorunları çözmüştür.

Bunun yanında insanlar, mallar ve hizmetlerin mübadelesini sağlamak için bir ölçü buldular. Bu ise kıymetli altın ve gümüştür. Malların mübadelesinde ve ceht karşısında birer ölçü olarak onları seçtiler. İslâm Kur’an nassıyla ve Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in sözlü ve ameli Sünneti ile bunu ikrar etti ve bununla ilgili hükümleri açıkladı. Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem kurduğu İslâm Devleti’nde altın ve gümüşü birer para birimi olarak kullandı.

Bu nedenle para birimi değerli olmalıdır. Böylece insanlar, değerli malları ve emekleri karşısında değerli bir şey alacaklardır. Onların hakkıdır. Allah Celle Celâlehû şöyle buyurmuştur:

[فَاَوۡفُوا الۡكَيۡلَ وَالۡمِيۡزَانَ وَلَا تَبۡخَسُوا النَّاسَ اَشۡيَآءَهُمۡ وَلَا تُفۡسِدُوۡا فِى الۡاَرۡضِ بَعۡدَ اِصۡلَاحِهَا‌] “Ölçü, tartı ve teraziye hakkı verin, insanların eşyalarını (mal ve hizmetlerini) değersiz hâle getirmeyin, ıslahtan sonra yeryüzünde ifsat ve bozgunculuk yapmayın.”[Araf Suresi 85]

Buna göre herkes hakkını tam alacaktır. Onun mal ve hizmeti heder edilmeyecek, haksızlık yapılmayacaktır. Bunun manası, para malların ve hizmetlerin karşısında eşit olmalıdır. Bu şekilde bir ölçü olur.

Ayrıca, mal, emek ve çaba karşılığında insanın hakkı mahfuz olmalıdır. Bu hakkı sağlamak ve korumak için belli bir otoritenin varlığı kaçınılmazdır. Bu şekilde insan paranın karşılığını ve bedelini elde eder. Para bir otorite tarafından çıkarılmalıdır eğer paranın arkasında malum bir güç olmazsa parayı çıkaran kimseler onunla oynamaya başlarlar. İnsanların mal ve hizmetlerinin karşılığını veya paralarını kaybetmemek için güvenilir bir gücün bulunması elzemdir.

İnsanlar para ile her alışverişi yapabilmeliler ve para sadece belli ellerde dolaşmamalıdır. Herkes bu parayı kullanabilmelidir aksi hâlde paraya itibar edilmez.

Allah Celle Celâlehû şöyle buyurmuştur:

[كَىۡ لَا يَكُوۡنَ دُوۡلَةًۢ بَيۡنَ الۡاَغۡنِيَآءِ مِنۡكُمۡ‌]

“(Para ve mal) sadece sizden zengin olan kimseler arasında dolaşmasın.”[HaşrSuresi 7]

İktisadi denge sağlamak için; zengin ile fakir arasındaki uçurumu kapatmak, herkesin para ve mal sahibi olmasının gerekli olmasından hareketle o herkesin alışveriş yapacağı şey olmalıdır.

Allahu Teâlâ şöyle de buyurmuştur:

[وَالَّذِيۡنَ يَكۡنِزُوۡنَ الذَّهَبَ وَالۡفِضَّةَ وَلَا يُنۡفِقُوۡنَهَا فِىۡ سَبِيۡلِ اللّٰهِۙ فَبَشِّرۡهُمۡ بِعَذَابٍ اَلِيۡمٍۙ‏]

“Altın ve gümüşü kenz edip (hedefsiz yığıp birikenler) ve bunu Allah uğrunda harcamayanları acılı azapla müjdele.”[TevbeSuresi 34]

Parayı hedefsiz olarak saklamak caiz olmaz, kişinin birikmiş fazla parası varsa Allah uğrunda harcamalıdır. Para olarak belirlenen meta ile herkes alışveriş yapabilmelidir. Aynı zamanda o herkesin eline geçebilmelidir.

Bu ayetlerden ve diğerlerinden çıkan mefhuma göre para olarak kabul edilen şey herkesin onunla alışveriş yapabileceği ve hizmetlerinin karşılığını elde edebileceği bir şeydir. Paralar herkesin eline geçmelidir. Belli ellerde dolaşmamalı ve saklanmamalıdır. İşaret delaletinden çıkan mefhuma göre her insan parayı kullanabilmeli ve her şeyi satın alabilmelidir. Rasulullah ve Râşid Halifeler döneminde var olan parayı, yani dinar ve dirhemi herkes kullanabiliyordu. Kullanılmasına imkân sağlanıyordu.

Bu minvalde Bitcoin ve benzerleri para sayılmazlar. Bunlar sanal, hayali bir paranın ismidir.  Onları herkes elde edememekte ve onunla alışveriş yapamamaktadır. Bir altın, bir gümüş veya bir mal değildir. Kapalı ve meçhul bir şeydir. Bu nedenle meçhul bir şeyle alışveriş yapmak caiz değildir.

İslâm meçhul, belirsiz ve ortada bulunmayan bir şeyle alışveriş yapmayı yasaklamıştır.

Nitekim “Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem hasa satışından nehyettiği gibi ğarar satışından da nehyetti.”[Müslim ve Tirmizi]

“Hasa” (taş) satışı, bir kişi diğer kişiye şöyle der attığım taşlar elbise üzerinde nereye düştüyse şu fiyata karşı sana sattım. Arazi satışında da aynı şeyi yaparlar, belli fiyata göre satıcı bir taş atar nereye varırsa bu fiyata göre sana sattım der. Satılacak şeyin miktarı meçhul, belirsiz olduğu için Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem bu satışı ve alışverişi yasakladı.

“Ğarar” satışı ise malum olmayan, meçhuldür. Çok suda balığı satmak, hayvan memesinde sütü satmak, hayvanın karnındaki yavrusunu satmak ve benzeri belirsiz şeyleri satmak ve alışverişini yapmak yasaklanmıştır.

Para olarak Bitcoin de benzeri “hasa” ve “ğarar” adlı satışlardandır. Bu nedenle bunları almak ve satmak caiz değildir.

Esad Mansur