Allah’ın dinini egemen kılmak için savaşmak:

Cihadın sebepleri nedir?

Kâfirler boyun eğerlerse nasıl muamele görürler?

Cihad durdurulur mu?

وَقَاتِلُوهُمْ حَتَّى لَا تَكُونَ فِتْنَةٌ وَيَكُونَ الدِّينُ لِلَّهِ فَإِنْ انتَهَوْا فَلَا عُدْوَانَ إِلَّا عَلَى الظَّالِمِينَ

“Bir fitne kalmayıncaya ve yal­nız Allah’ın dini hâkim oluncaya kadar savaşın.  Eğer onlar (küfür, şirk ve haksızca saldırılardan) vazgeçerlerse ancak zalimlere sal­dırı gerçekleşir” (Bakara 193)

Geçen ayetlerde fitnenin öldürme veya katl işinden daha dehşetli olduğu beyan edildi. Bu nedenle kıtal veya sa­vaş Müslümanlara farz kılındı, ayrıca dini hâkim kılmak için de onlara farz kılındı. Zira din hâkim olmayınca fitne devam eder. Bu asırda din hâkim ol­madığı için Müslümanlar her gün yeni bir fitneyle karşı karşıya kalıyorlar, di­yarlarını kaybediyorlar, kâfirler tarafın­dan işgal ediliyor, diyarlarında fuhuş yayılıyor, her tür günah yapılıyor, okullarda çocuklar bozuluyor, laik öğ­renim ve eğitimle kafirleştirilmeye çalı­şılıyor, servetleri çalınıp fakir bırakılı­yor ve bunun akabinde Hıristiyan mis­yonerler tarafından fakirliği istismar edilip Hıristiyanlaştırılıyor, İslam’a da­vet edilenler hapse atılıyor, Kuran’ı ve İslam’ı öğreten okullar kapatılıyor, saha yalnız küfür akımlarına serbest bırakılıyor ve Müslümanların bu sahaya girmeleri yasaklanıyor vb. fitneler saymakla bitmez. Bundan dolayı, Allah’ın dini olan İslam hâkim olunca bütün fitneler bi­ter, Müslümanlar ve diğer insanlar ra­hat ve huzurlu olurlar.  Bunun yolu, ci­hattır.  Ayet bu gerçeği belirtiyor.

Bu ayet Müslümanları ezen ve dinlerinden döndürmeye ve onları yok etmeye çalışan Kureyş kafirleri hakkında nazil olmuştur denilebilir, fakat Kureyş gibi davranan her kafir grup hakkında uygulanır. Zira fitneyi izale etmek ve dini hâkim kılmak savaşın sebepleri olarak gösterildi. Dini hâkim kılmak ve fitneyi kaldırmaktır. Ayrıca direk bütün kâfirleri kasteden buna benzer ayet vardır. Allah şöyle buyurdu:

قُلْ لِّـلَّذِيۡنَ كَفَرُوۡۤا اِنۡ يَّنۡتَهُوۡا يُغۡفَرۡ لَهُمۡ مَّا قَدۡ سَلَفَۚ وَاِنۡ يَّعُوۡدُوۡا فَقَدۡ مَضَتۡ سُنَّتُ الۡاَوَّلِيۡنَ‏  وَقَاتِلُوۡهُمۡ حَتّٰى لَا تَكُوۡنَ فِتۡنَةٌ وَّيَكُوۡنَ الدِّيۡنُ كُلُّهٗ لِلّٰهِ‌ۚ فَاِنِ انْـتَهَوۡا فَاِنَّ اللّٰهَ بِمَا يَعۡمَلُوۡنَ بَصِيۡرٌ

“Kâfirlere deki; eğer (küfür ve fitne yapmaktan) vazgeçerlerse daha önce yaptıkları affedilir. Eğer tekrar (kâfirliklerine ve fitne yapmaya) dönerlerse daha öncekilere (kâfirlere) geçmişte ne yapıldığı bellidir. Fitne ortadan kalkıncaya kadar ve dinin tamamı Allah için oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse kuşkusuz Allah yaptıklarını görmektedir” (Enfal38-39)

Cihat işlerini yürüten devlettir. Devlet, düş­manı korkutacak gücü hazırlar, dava işlerini düzenler ve bütün siyasi üslup­ları kullanır. Zira cihadı başlatan devlettir. Usuldeki kurala göre İktiza delaleti gereğince cihadı ilan edecek bir devletin var olması gerekir. İslam Hilafet devletinin kurulması için çalışmak ta farz oldu. Usuldeki kurala göre, bir vacibi yerine getirmek için ne lazımsa vacip olur. Ama düşman İslam memleke­tini işgal ederse, daveti yaymak için cihat oradaki Müslümanlara ve yeter­sizse oraya yakın Müslümanlara düşer. Ta ki düşman oradan kovuluncaya kadar cihat devam eder, hatta kadınlar koca­sının izni olmadan ve çocuklar velileri­nin izni olmadan cihada başvururlar. Bu durum özeldir, yoksa cihat işleri devamlı İslam Devleti tarafından yü­rütülür.  Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem devlet başkanı olarak cihat işlerini yürütüyordu, on­dan sonra Raşid-i Halifeler aynı siya­seti izlediler.  Kur’an’ı Kerim’de yüzlerce ayette cihat, kıtal ve savaş emri verildi. Uygulaması Sünnet’te beyan edildi, hem sözle hem pratikte açık­landı. Bu nedenle, cihatla ilgili detayları ve metodu Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem’in sözlü ve ameli sünnetten anlarız.

Ayette; “…Onlar vazgeçerlerse…” ifadesi geçiyor.  Burada ne kastediliyor denilirse; Müslümanları diyarlarından çıkartmak, dinlerin­den vazgeçirmek ve dinin hâkimiyetini kabul etmemek ve kâfirlikleri veya küfrün hâkimiyeti üzerine ısrar edil­mesi ve İslam’la savaşmaktır. Bu ne­denle onlar zalim sayılırlar. Çünkü hak­sızlık yapıyorlar, İslam’a ve Müslümanlara saldırıyorlar. Buna göre kâfirler bu ko­nulardan vazgeçerlerse artık onlara saldırı yoktur, çünkü bu halde İslam’a boyun eğmiş oldular. Saldırı yalnız zalimlere olur, bunlar vazgeçmeyenlerdir. İşte bu ifadeyle kâfirler, İslam’la ve Müslümanlarla sa­vaştıkça, egemen oldukça ve fitne yaptıkça savaş devam eder.

Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem bir seriye başına bir adamı tayin edince belli tavsiyelerde bulunuyordu sonra şöyle derdi:

” إذا لقيت عدوك فادعهم إلى إحدى ثلاث خصال فأيتهن أجابوك فاقبل منهم وكف عنهم، ادعهم إلى الإسلام فإن أجابوك فاقبل منهم وكف عنهم. ثم ادعهم إلى التحول من دارهم إلى دار المهاجرين وأخبرهم إن فعلوا ذلك أن لهم ما للمهاجرين وعليهم ماعلى المهاجرين. فإن أبوا فأخبرهم أنهم يكونون كأعراب المسلمين يجري عليهم حكم الله الذي يجري على المؤمنين ولا يكون لهم في الفيء والغنيمة شيء إلا أن يجاهدوا مع المسلمين، فإن أبو أن يدخلوا في الإسلام فسلهم إعطاء الجزية فإن فعلوا فاقبل منهم وكف عنهم فإن هم أبوا فاستعن بالله عليهم وقاتلهم” (مسلم والترمذي وابن ماجه والنسائي وأحمد) 

“Düşmanlarla karşılaştığın zaman onları üç şeye çağır. Birine icabet ederlerse onlardan kabul et ve onların üzerinden elini kaldır (savaşma). Önce onları İslam’a çağır, eğer buna icabet ederlerse onlardan kabul et ve onların üzerinden elini kaldır. (icabet etmezlerse) onları darlarından (dar-ul küfürden) dar-ul muhacirine (dar-ul İslam’a) dönmeye onları çağır. Şunu da onlara bildir: eğer bunu yaparlarsa mühacirlerin lehine ne varsa onların lehine olur, aleyine ne varsa onların aleyhine olur. Eğer reddederlerse onlara şunu bildir: onlar (çöldeki yaşayan) Müslüman bedeviler gibi olurlar. Müminler üzerine ne uygulanıyorsa onların üzerlerine uygulanacaktır. Fakat fey’ ve ganimetlerde payları yoktur, ta Müslümanlarla beraber cihad edinceye kadar. Eğer İslam’a girmeyi reddederlerse cizye vermelerini iste. Eğer bunu yaparlarsa onlardan kabul et ve onların üzerlerinden elini kaldır. Eğer reddederlerse onlara karşı Allahtan yardım dile ve savaş” (Müslim, Tirmizi, İbni maceh, Nesai ve İbni Hanbel)

Fakat fitne ve küfür kalkarsa, kâfirler İslam hükmüne boyun eğerse ve Allah’ın dini hâkim olursa cihat durdurulmaz. Zira kâfirler veya münafıklar her fırsatı kolluyorlar, Müslümanların cihada hazırlığı durdurduklarını görürlerse hemen fitneyi çıkarırlar ve küfür hortlar. Osmanlılar Viyana’dan döndükten ve cihat hamleleri durdurunca hemen kâfir güçler İslam memleketlerine saldırmaya başladılar, içerdeki münafıklar ve zimmi kâfirler hareket etmeye başladılar. İstanbul işgal edinceye ve ajanları vasıtasıyla Hilafeti ilga edinceye ve şeriatı yürürlükten kaldırıncaya ve kendi sistemleri olan cumhuriyeti kurulunca, laiklik ve demokrasiyi getirinceye kadar savaştılar ve başardılar.

Bu nedenle Allah şöyle buyurdu:

وَاَعِدُّوۡا لَهُمۡ مَّا اسۡتَطَعۡتُمۡ مِّنۡ قُوَّةٍ وَّمِنۡ رِّبَاطِ الۡخَـيۡلِ تُرۡهِبُوۡنَ بِهٖ عَدُوَّ اللّٰهِ وَعَدُوَّكُمۡ وَاٰخَرِيۡنَ مِنۡ دُوۡنِهِمۡ‌ ۚ لَا تَعۡلَمُوۡنَهُمُ‌ ۚ اَللّٰهُ يَعۡلَمُهُمۡ‌ؕ وَمَا تُـنۡفِقُوۡا مِنۡ شَىۡءٍ فِىۡ سَبِيۡلِ اللّٰهِ يُوَفَّ اِلَيۡكُمۡ وَاَنۡـتُمۡ لَا تُظۡلَمُوۡنَ

Allah’ın düşmanları, sizin düşmanlarınız, Allah’ın bilip sizin bilmediğiniz düşmanları (münafıkları) korkutmak üzere gücünüzden ne gelirse ve savaşa eğitilmiş atları hazırlayın. Allah uğrunda (cihad için) ne harcarsınız haksızlığa uğramadan bunun karşılığını (sevabı) alacaksınız” (Enfal 60)

O zaman en korkutucu silah savaşa eğitilmiş atlardı. Allah gücü hazırlama konusunda bunu bir misal olarak verdi. Bu asırda başka korkutucu husus ve silah icat edildi. İslam Hilafet devleti onu hazırlayacaktır. Cihada devamlı hazır olacaktır. Resulullah  Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:

” الجهاد ماض منذ بعثني الله تعالى إلى أن يقاتل آخر أمتي الدجال” (المبسوط)

“Allah beni gönderdiği zamandan beri ümmetimin sonu Deccalla savaşıncaya kadar cihat geçerlidir” (Mebsut)