Soru:  “Fakirlik kâfirliğin başlangıcıdır” diye bir ayet var mıdır?

Veya ayetlerin tevilinden bu anlaşılabilir mi?

Cevap:

Böyle bir ayet yoktur. Hiçbir ayetten böyle bir şey anlaşılmaz. Bu İslâm’ın mefhumuna terstir. Fakirlik zenginlik gibi Allah’ın imtihanıdır. Birçok insan zengin olunca ya kâfir ya facir yada fasık olur. Nitekim kâfir olan zenginlerin büyük bir kısmı imana yaklaşmaz, zenginlik ve dünya onları aldatır. Kendinin kimseye muhtaç olmadığını hisseder, böylece kibirlenir. İşte Kureyş’in liderleri zenginlikleri kendilerini aldatmıştı yetim ve fakir olan Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e tabi olmayı ve Bilal, Ammar, İbni Mesud gibi birçok fakir sahabe arasında da bulunmayı hazmedemediler, oysa hakikati idrak ettiler. Bu konuda asrımızda da birçok misal vardır. Muhacirler Allah ve Resulü için hicreti zenginliğe tercih ettiler. Mekke’de mallarını terk ederek fakir olarak hicret ettiler. Kâfirliğin başlangıcı değildi, imanları daha fazla güçlendi. Hâlbuki açlıktan dolayı karınlarına taş bağlıyorlardı ve cihat ediyorlardı.

[لِلۡفُقَرَآءِالۡمُهٰجِرِيۡنَ الَّذِيۡنَ اُخۡرِجُوۡا مِنۡ دِيَارِهِمۡ وَاَمۡوَالِهِمۡ يَبۡتَغُوۡنَ فَضۡلًا مِّنَ اللّٰهِ وَرِضۡوَانًا وَّيَنۡصُرُوۡنَ اللّٰهَ وَرَسُوۡلَهٗ‌ؕ اُولٰٓٮِٕكَ هُمُ الصّٰدِقُوۡنَ‌ۚ‏]

“Yurtlarından ve mallarından olan fakir mühacirlere (ganimetten) verin. Onlar Allah’tan fadl ve rıza isterler. Allah ve Resulüne yardım ederler. Sadık olanlar ta kendileridir.” [HaşrSuresi 8]

Nitekim AllahuTeâlâ şöyle buyurdu:

[كَلَّاۤ اِنَّ الۡاِنۡسَانَ لَيَطۡغٰٓىۙ‏ اَنۡ رَّاٰهُ اسۡتَغۡنٰىؕ‏]

“Hayır! Gerçek şu ki insan kendinin zengin olduğunu görünce azgın olur (Allah’ın sınırlarını aşar).”[AlakSuresi 6-7]

Kehf Suresi 32-44. ayetlerinde biri zengin olmuş biri fakir kalmış iki arkadaşın tartışmasını sergiliyor. Zengin olan kâfir oldu. Fakir ise dinine bağlılığını vurguladı.

İnsanın asıl huyu budur, zengin olursa kibirlenir, azgın olur, Allah’ın emir ve nehiylerine riayet etmez.

Fakir kimseler iman etmeye daha çabuk yanaşırlar. Buna rağmen Allah fakirleri zengin etmeye Müslümanlar ve İslâm Hilâfet Devleti üzerine birtakım vacibeler kıldı, devlet fakirliği kaldırmak ve herkesi zengin etmeye yönelik çalışacaktır. İslâm’da İktisadi Nizam, Hilâfet Devleti’nde Maliye ve İslâm Anayasası kitaplarında gösterildiği gibi birçok icraat yapacaktır.

 Şu ayet vardır:

[يٰۤـاَيُّهَا الَّذِيۡنَ اٰمَنُوۡۤا اَنۡفِقُوۡا مِنۡ طَيِّبٰتِ مَا كَسَبۡتُمۡ وَمِمَّاۤ اَخۡرَجۡنَا لَـكُمۡ مِّنَ الۡاَرۡضِ وَلَا تَيَمَّمُوا الۡخَبِيۡثَ مِنۡهُ تُنۡفِقُوۡنَ وَلَسۡتُمۡ بِاٰخِذِيۡهِ اِلَّاۤ اَنۡ تُغۡمِضُوۡا فِيۡهِ‌ؕ وَاعۡلَمُوۡۤا اَنَّ اللّٰهَ غَنِىٌّ حَمِيۡدٌ‏]

“Ey iman edenler! Gerek kazandıklarınız gerekse yerden çıkardıklarımızın tayyiplerinden/iyilerinden harcayın (bağışta bulunun) ve habislerinden (kötülerinden) harcamayın. Nasıl ki alacağınız olup eksik verilince kabul etmiyorsanız aynen Allah’ın hakkını eksik vermeyin! Biliniz ki (inanınki) Allah zengindir, hamid (çokça övülendir).”[Bakara Suresi 267]

Allah bu ayette fakirlere yardım etmek ve devlette ihtiyaçları kapatmak üzere müminlerden talepte bulundu. Bazı kimseler mallarının eksileceğinden korkup cimrilik edince bunun şeytandan olduğunu belirleyerek şu ayeti indirdi:

[اَلشَّيۡطٰنُ يَعِدُكُمُ الۡـفَقۡرَ وَيَاۡمُرُكُمۡ بِالۡفَحۡشَآءِ‌ ۚ وَاللّٰهُ يَعِدُكُمۡ مَّغۡفِرَةً مِّنۡهُ وَفَضۡلًا ؕ وَاللّٰهُ وَاسِعٌ عَلِيۡمٌۚ]

“Şeytan size fakirliği vaat eder (fakir olacağınızla korkutur) ve size çirkin şeyleri yapmayı emreder. Allah ise size kendi tarafından mağfiret ve fazlalığı vaat etmektedir. Allah pek geniş ve alimdir.”[Bakara Suresi 268]

İşte fakirlik şeytanın işi değil, küfür değil, Allah uğrunda harcamamak için şeytan insanları fakirlikle korkutuyor, “harcarsan fakir olursun” diye vesvese yapar. Aynı anda kötülük yapmak üzere harcamaya teşvik eder. Bu nedenle birçok zengin kötülük işlemek ve şehvetlerini tatmin etmek için çok para harcar ama fakirlere pek yardım etmez, yardım ederse de gösteriş için yapar, Allah uğrunda harcamaya yanaşmaz. Ama takva sahibi olan zenginler müstesnadır.

Şu iki zayıf hadis geçti:

“Neredeyse fakirlik küfür olacaktır.”

“Allah’ım! Kâfirlik ve fakirlikten sana sığınırım.”

 Bu hadisler zayıftır, itibar edilmez. Fakat bunların manası şöyledir:

İnsan sıkılınca ve muhtaç kalınca, zenginlere haset etmeye başlar, haset etmek ise haramdır, sevapları yok eder. Yine fakir olunca diğer insanlara karşı zelil olur, kendi haysiyetini bozar ve değerini düşürür. Bazıları da Allah’a isyan ederler, O’nun rızkı taksimine itiraz ederler vs. böyle kötü durumlar olabilir.

Mesele zenginlik veya fakirlik değildir, mesele imandır. İnsanın imanı güçlü değilse ve takvası yoksa zengin olsun fakir olsun kötülük işler ya azgın olur ya da isyankâr olur. İmanı ve takvası güçlü kimse iki hâlde de hep Allah’tan korkar, sabreder, Allah’ın emir ve nehiylerine riayet eder.

Esad Mansur