Soru: Kadınlarla ilgili şu hadisler hakkında ne diyorsunuz?

 1-“Kadında, atta ve evde uğursuzluk vardır!”

2– “Namazın önünden kadın, eşek, siyah köpek, Yahudi veya domuz geçerse namaz bozulur!”

Cevap:

Şu nokta önemlidir: İslâm düşmanları hadisleri çarpıtarak göstermeye çalışırlar. Bir kısmını gösterip diğer kısmını göstermezler. Hadislerin ne münasebetle söylendiğini göstermezler. Aynı konudaki başka hadisleri de göstermezler. Kötü maksatlarına hizmet edecek şekilde gösterirler. Kur’an’da da aynı şeyi yaptılar. Bir konuda bir ayeti gösterirken aynı konudaki başka ayeti göstermezler veya ayetin bir kısmını örterler.

Misal olarak Hıristiyan bir misyonerle tanıştığımda bana şöyle dedi:

Bizi öldürmek istiyorsunuz, Kur’an’da şöyle geçiyor:

[وَاقْتُلُوهُمْ حَيْثُ ثَقِفْتُمُوهُمْ]

“Onları (size karşı savaşanları) yakaladığınız yerde öldürün.”[Bakara Suresi 191]

Dedim ki bu ayet Müslümanlara “Sizinle savaşanlarla nerede bulursanız öldürün!” ama “Ahdiniz (anlaşmanız) varsa ahde vefakârlık gösterin!” şeklindedir!

Niye diğer ayetlere bakmıyorsunuz?! “Eğer anlaşma varsa savaşmayın, ahde vefakârlık gösterin. Onlar anlaşmayı bozmazlarsa siz de bozmayın!” diyen ayetlerini görmüyor musunuz? Dediğimde hemen sesini kesti.

Ayetler şöyledir:

[فَمَا اسۡتَقَامُوۡا لَـكُمۡ فَاسۡتَقِيۡمُوۡا لَهُمۡ‌ؕ]

“Onlar ahde (yapılan anlaşmalara) sadakat gösterirlerse siz de gösterin!”[Tevbe Suresi 7]

[وَاِنۡ نَّكَثُوۡۤا اَيۡمَانَهُمۡ مِّنۡۢ بَعۡدِ عَهۡدِهِمۡ وَطَعَنُوۡا فِىۡ دِيۡـنِكُمۡ فَقَاتِلُوۡۤا اَٮِٕمَّةَ الۡـكُفۡرِ‌ۙ اِنَّهُمۡ لَاۤ اَيۡمَانَ لَهُمۡ لَعَلَّهُمۡ يَنۡتَهُوۡنَ]

“Onlarla yaptığınız ahde (anlaşmaya) bağlanmak üzere verdikleri söz ve yeminleri bozarlarsa ve dinlerinize saldırırlarsa kâfirlerin önderleriyle savaşın. Oysa bunlar hiç sözleri ve yeminlerini tutmazlar. Umulur ki (bu savaşla sözlerini tutup dinle savaşmaktan) vazgeçerler!”[TevbeSuresi 12]

Buna benzer birçok ayetler vardır. Buna benzer birçok tartışmalar yaşadım. Onlar bir ayet veya bir hadis gösterirken diğer ayet ve hadisleri görmezden gelirler.

Kâfirlerle tartışırken şöyle dediler: “Kur’an’da ‘Kadınları dövün!’ emri geçiyor.” Bunun yerini ve sebebini örterken kadınlara iyi muamele yapan ayetlerden söz etmezler. Allahu Teâlâ şöyle buyurdu:

[فَالصّٰلِحٰتُ قٰنِتٰتٌ حٰفِظٰتٌ لِّلۡغَيۡبِ بِمَا حَفِظَ اللّٰهُ‌ ؕ وَالّٰتِىۡ تَخَافُوۡنَ نُشُوۡزَهُنَّ فَعِظُوۡهُنَّ وَاهۡجُرُوۡهُنَّ فِى الۡمَضَاجِعِ وَاضۡرِبُوۡهُنَّ‌ ۚ فَاِنۡ اَطَعۡنَكُمۡ فَلَا تَبۡغُوۡا عَلَيۡهِنَّ سَبِيۡلًا‌ؕ]

“Saliha kadınlar ise (kocalarına) itaat ederler. Allah’ın kendilerini koruduğu gibi kocalarının gıyabında onların ırzlarını korurlar. (Kadınların) isyanlarından korktuğunuz zaman onlara öğüt verin, (dinlemezlerse) yatakta onlardan uzak durun, (sonunda) onları dövün. Eğer size itaat ederlerse onların aleyhine yol aramayın (bir ceza vermeyin).”[Nisa Suresi 34]

Nitekim Allahu Teâlâ şöyle buyurdu:

[وَإِذَا طَلَّقْتُمُ النَّسَاء فَبَلَغْنَ أَجَلَهُنَّ فَأَمْسِكُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ أَوْ سَرِّحُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ وَلاَ تُمْسِكُوهُنَّ ضِرَارًا لَّتَعْتَدُواْ وَمَن يَفْعَلْ ذَلِكَ فَقَدْ ظَلَمَ نَفْسَهُ]

“Kadınları boşadığınız ve onlar da iddetlerini, bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit ya onları marufa (bilinen haklarına) göre tutun yahut marufa (bilinen haklarına) göre bırakın. Fakat haksızlık ederek ve zarar vermek için onları nikâh altında tutmayın. Kim bunu yaparsa muhakkak kendine kötülük etmiş olur.”[Bakara Suresi 231]

Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellemsalih kadını şöyle tarif etti: “Mümin Allah’ın takvasını kazandıktan sonra (dünyadan) kazandığı en faydalı şey salih kadından başkası değildir. Bu kadına emir verirse kendisine itaat eder, ona bakarsa kendisini sevindirir, yemin ettirirse doğru söyler, gıyabında onun ırzını ve malını korur.”[İbniMace]

Erkek, karısını bir yerde çalışmaya zorlayamaz, zorlarsa kadının ona itaat etmesi zorunlu değildir. Eğer ona itaat ederse kazancı kadının kendisine aittir. İsterse kocasına az veya çok verir istemezse hiçbir şey vermez. Zira kadının geçimini temin etmek erkek üzerinde şer’î bir yükümlülüktür. Kadının çalışması ne farz ne de sünnettir. Ayrıca kadının başka bir yerden geliri varsa veya mirastan malı olursa kendisine (kadına) aittir. İsterse evine ve çocuklarına harcar, istemezse harcamaz.

Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: “Müslüman (sorumluya) sevdiği ve sevmediği hususlarda itaat eder, ancak masiyet (günah işlemeyle) emredilirse işitmez ve itaat etmez.”[Müslim] Sorumlu olan; devlet yöneticisi ya da müdürü olsun, baba olsun, koca olsun, Allah’ın emirlerine muhalif şeylerde onlara itaat edilmez. Bu nedenle yöneticilerin İslâm’a aykırı kanunlarına ve emirlerine itaat edilmez. Koca, karısını günah işlemeye çağırırsa ona itaat etmez. Ona başörtü takma veya cilbab giyme derse onu işitmez ve ona itaat etmez. Anormal ilişki emrederse ona itaat etmez. İslâm davetini yüklenmekten vazgeçirmeye çalışırsa ona itaat etmez. Zira daveti yüklenmek erkeğe ve kadına farzdır. Ama koca şöyle derse filan kimsenin evine girme veya şu veya bu toplantıya gitme kadın ona itaat eder. Dışarıda “İslâm davetini yüklenme!” derse ona itaat eder ama evinde ve çevresinde mümkün olduğu kadar daveti yüklenmeye çalışır. Zira İslâm davetini yüklenmek erkeğe ve kadına farzdır.

Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle demiştir: “Erkekler, kadınlarla ilgili hususlarda Allah’tan korksunlar.”

Yine Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: “En hayırlı olanınız ailesi için en hayırlı olandır ve ben ailesi için en hayırlı olanınızım.”[Tirmizi]

Kur’an’da mirasta kadın erkek eşit değildir ayetiyle yani “Erkek kadının iki katı alır.”[Nisa Suresi 11]ayetiyle İslâm’a saldırdılar!

Hâlbuki evin ihtiyaçları için harcama yapmanın ve kadının nafakasını temin etmenin erkek üzerine bir sorumluluk olduğunu unutuyorlar.

[اَلرِّجَالُ قَوَّامُوۡنَ عَلَى النِّسَآءِ بِمَا فَضَّلَ اللّٰهُ بَعۡضَهُمۡ عَلٰى بَعۡضٍ وَّبِمَاۤ اَنۡفَقُوۡا مِنۡ اَمۡوَالِهِمۡ‌ؕ]

“Allah’ın (insanların) bir kısmını bir kısmına üstün kılması ve erkeklerin mallarından harcama yapmalarından dolayı erkekler kadınlardan sorumludurlar.”[Nisa Suresi 34]

Buna benzer birçok ayet bulunmaktadır. İslâm düşmanları işlerine göre vahyin bir kısmını örterler ve bir kısmını da çarpıtarak gösterirler. Aynı şeyleri hadis-i şeriflerde de yapıyorlar. Bu İslâm düşmanlarının yeni modası “Kur’an’la yetinelim.” sözüdür. Onların asıl maksadı ise Kur’an’ı yıkmaktır.

Soruda geçen kadınlarla ilgili onların çaptırdıkları hadislere gelelim:

1-“Kadında, atta ve evde uğursuzluk vardır!” [Buhari ve Müslim Ebu Hureyre’den rivayet ettiler.]

İslâm düşmanları bu hadisi yayınlarken onunla ilgili diğer hadisleri örterler! Maksatları hakkı görmek değil İslâm’la ve Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’le savaşmaktır.

Ebu Hureyre RadiyAllahuAnh’dan Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellemşöyle demiştir:

[لا عدوى ولا طيرة ولا هامة ولا صفر]

“Bulaştırmak yoktur! Uğursuzluk yoktur! Uğursuzluk getiren hame (bir çeşit kuş) yoktur! Safer ayında uğursuzluk yoktur!”[Buhari ve Müslim]

Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem hasta olunca insanın bunu başka insanlara bulaştırmasını yasaklıyor, uğursuzluğu nehyediyor, yasaklıyor, kuşların uğursuzluk getireceğini reddediyor, bu tür inançları kaldırıyor, Safer ayında evliliğin uğursuzluk olduğunu da reddediyor. Zira cahiliyede insanlar bu şeylerin uğursuz olduklarına inanıyorlardı.

Aynı ravi (Ebu Hureyre) ve aynı kaynaklarda yani Buhari ve Müslüm’de bu iki hadis de vardır. İslâm düşmanları işlerine gelen bir hadis alıyorlar öbürünü ise örtüyorlar!

Oysa hadisin değişik rivayetleri vardır ve uğursuzluğu nehyediyor, yasaklıyor.

Cahiliyede insanlar bu üç şeyde, kadında, atta ve evde uğursuzluk görüyorlardı, Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem bunu reddedip nehyediyor. Hz. Aişe RadiyAllahuAnhâ’ya iki adam bu hadisi sorunca onlara şöyle dedi: “Furkan’ı (Kur’an’ı) indiren Allah’a yemin ederim ki Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem bunu derken cahiliye ehli bunlarda uğursuzluk görüyorlardı.”[İbniHanbel]

Hatta Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

[لا شؤم، وقد يكون اليمن في ثلاثة: في المرأة والفرس، والدار]

“Uğursuzluk yoktur, daha doğrusu uğurluluk şu üç şeyde bulunabilir: kadında, atta ve evde!”[İbniHibban] Dolayısıyla saliha kadın uğurludur. Kötü ve isyankâr kadında da uğursuzluk söz konusu değildir. Çünkü uğursuzluktan nehyedildi. Fakat ondan uzak durmak gerekir, onunla evlenmekten kaçınmak daha doğrudur.

Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

[ما استفاد المؤمن بعد تقوى الله عز وجل خيرا له من زوجة صالحة إن أمرها أطاعته، وإن نظر إليها سرته، وإن أقسم عليها أبرته، وإن غاب عنها نصحته في نفسه وماله]

“Mümin Allah’ın takvasını kazandıktan sonra (dünyadan) kazandığı en faydalı şey saliha kadından başkası değildir. Bu kadına emir verirse kendisine itaat eder, ona bakarsa kendisini sevindirir, yemin ettirirse doğru söyler, gıyabında onun ırzını ve malını korur.”[İbniMace]

Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem uğursuzluğu nehyediyor, hep müjdeliyordu, müjdelemeye ve uğurluluğa çağırıyordu:

[بشروا ولا تنفروا]

“Müjdeleyin ve nefret ettirmeyin!”[Buhari, Müslim] Müslümanları iyi neticelerle müjdeleyin, uğursuzlukla nefret ettirmeyin.

Şöyle de buyurdu:

[لا طيرة، وخيرها الفأل، قال وما الفأل؟ قال : الكلمة الصالحة يسمعها أحدكم” وفي رواية أخرى الفأل الصالح الكلمة الحسنة]

“Uğursuzluk yoktur (yasaktır, haramdır). En hayırlı şey uğurluluktur. Biri sordu ‘Uğurluluk nedir?’ Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle dedi ‘Birinizin işittiği salih (iyi) sözdür!’”Başka bir rivayette “Salih uğurluluk ise güzel sözdür!”[Buhari ve Müslim]

2-“Namazın önünden kadın, eşek, siyah köpek, Yahudi veya domuz geçerse namaz bozulur.”

Bir başka rivayette kadın kelimesi geçmedi, şöyle geçti “Köpek, eşek, Yahudi, Hıristiyan, Mecusi ve domuz namazı keser.” [Ebu Davud]

Bu konunun aslı namaz kılınırken Müslümanın secde yerinin önüne bir sutre (koruyucu şey) koymasıdır. Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

[إذا قام أحدكم يصلي فإنه يستره إذا كان بين يديه مثل آخرة الرحل، فإذا لم يكن بين يديه مثل آخرة الرحل فإنه يقطع صلاته الحمار والمرأة والكلب الأسود]

“Eğer biriniz namaza kalkarsa önüne hayvan üzerindeki eyerin sonunda bulunan çubuk kadar bir sutre (koruyucu şey) koysun, bulamazsa namazı ancak eşek, kadın ve siyah köpek keser!”[Müslim, Ebu Davud, Beyhaki ve İbniHibban]

Aişe RadiyAllahu Anhâ bu hadisi söylerken şunu da ilave etti “Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem gece namaz kılarken kıbleye doğru, onun yatağında onun önünde yatıyordum.”[Buhari]

Başka bir rivayette Aişe RadiyAllahu Anhâ şöyle dedi: “Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem namaz kılarken kıble tarafında yatağı vardı. Ben de üzerinde yatıyordum, bir ihtiyacım olunca Resulullah’a eziyet vermemek üzere oturmayı sevmiyordum. Bu nedenle ayaklarının yanından sıyrılıyordum.”[Müslim]

Bu nedenle bazı âlimler namaz kılanın önünden kadının geçmesinin yasak olduğunu, fakat önünde durmasının veya yatmasının caiz olduğunu söylediler.

Nitekim kadın hayızlı iken namazı keser. Resullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

[يقطع الصلاة المرأة الحائض والكلب الأسود]

“Hayızlı (âdet gören) kadın ve siyah köpek bozar.”[İbniHanbel] ve “Siyah köpek keser.” [Ebu Davud, İbniHanbel ve İbniHibban]

Bu hadislerin hepsi bir arada değerlendirildiğinde şöyle denir: Her kadın namazı kesmez, hayızlı olan kadının namaz kılan kimsenin secde yerinden geçmesi namazı keser. Nitekim namaz yerine ancak taharetli kimse yaklaşır. Erkek bile cünüp iken namaz yerine gelmez, namaz kılan kimsenin secde yerinden geçemez.

İbni Huzeyme şöyle rivayet etti:“İnsanlar, Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem namaz kıldırırken önünde iki cariye dövüştü. Namazı bitirince onları birbirinden ayırdı.”[Ebu Davud]

“Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem namaz kılarken bindiği hayvanı önüne bir engel olarak koyuyordu.”[Buhari]

Oysa Resulullah çoğu zaman eşeğe biniyor, ancak uzak bir yere gidecekse ata veya deveye biniyordu. İbni Abbas RadiyAllahu Anh’tan şöyle rivayet edilmiştir:“Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem namaz kılarken eşeklerin O’nun önünde oynadığını gördüm!”[Taberani]

Yine İbni Abbas RadiyAllahu Anh’tan şöyle rivayet edilmiştir: “Kardeşim Fadl ile beraber Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in yanına gelirken O namaz kılıyordu. Eşeğimizi O’nun önünde bıraktık, namazını kesmedi.”[Taberani]

Bu hadislerden secde yerinden geçmek ile önünden geçmek meselesinin var olduğu anlaşılır. Secde yerinden geçmek yasaktır ama secde yerinin ötesinden geçmek yasak değildir. Bu nedenle secde yeri önüne bir koruyucu konulur. Ondan sonra her ne geçerse geçsin bir sakınca yoktur.

Ayrıca, hadiste namazı bozar kelimesi değil “keser” kelimesi geçiyor. Bunun manası üzerinde şu ihtilaflar vardır. “Namazı bozar, Namazı bozmaz sadece noksanlık getirir veya namazda insanı meşgul eder?”

İbni Abbas RadiyAllahu Anh “Bunlar geçerse insanın dikkatini çeker ve onlara bakmasından dolayı namazı bozar!” dedi.

Tercih edilen mana ise “Namazı bozmaz, noksanlık getirir.” şeklindedir. Yani rahatsızlık getirir. Bunun delili şu hadistir:

[قطع علينا صلاتنا قطع الله عليه]

“Namazımızı kesti, Allah ondan (iyi bir şey) kessin!” [İbniHibban]

Nitekim Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

[إذا صلى أحدكم فليصل إلى سترة وليدن منها]

“Biriniz namaz kılarsa bir sutre (bir koruyucu, bir engel) koysun ve ona yakın olsun!”[Ebu Davud]

Dolayısıyla namaz eda edilirken secde yerinden herhangi bir şeyin geçmesini engellemek için bir şey koymak gerekir. Zira secde yeri namazın sıhhatinden bir şarttır. Müslümanın namaz kılacağı yer temiz olmalıdır. Öyleyse temiz olmayan bir kimsenin geçmesi caiz olmadığı gibi herhangi bir şeyin geçmesi de caiz değildir. Çünkü secde yerine kadar olan yer namaz yeridir.

İbni Ömer RadiyAllahu anh şöyle demiştir: “Biriniz namaz kılarken önünden bir şey geçerse namazlarınızdan ne kadar eksilteceğini bir bilse. Ancak önünde bir engel koyarsa (namaz eksilmez).”[Ebu Nuaym]

İbni Mesud RadiyAllahu anh şöyle demiştir: “Namaz kılan kimsenin önünden geçilmesi namazın yarısını keser.”[İbniEbiŞeybe] Bunun manası namazı geçerlidir, fakat eksiklik olmuştur. Sıhhat şartı eksiktir. Bu nedenle Müslüman namaz kılarken secde yerinden biri geçecekse elini uzatsın ve onun geçmesini engellesin, engelleyemezse günahı yoktur, geçene günahı vardır. Çünkü engellemeye çalıştı, gücü yetmedi, insan gücünün dışında mükellef değildir.

Beyhaki “Osman, Ali, İbni Ömer, Aişe ve başka sahabelerin dedikleriyle rivayet ettik: ‘Namaz kılan kimsenin önünden ne geçerse geçsin onun namazını kesmez.’”

Bazı âlimler bunun mekruh olduğunu söylediler.

Tüm bunlardan sonra burada kadına herhangi bir alçaltma yoktur. Bir meseleyle ilgili bütün hadisleri incelemek gerekir. Yoksa bir hadisi alıp diğer hadisleri örtüp manasını gerektiği gibi açıklamamak sinsi bir çalışmadır. İslâm düşmanları tarih boyunca bu çalışmayı yaptılar. Kadınla ilgili hassas meseleleri kaşıyıp İslâm’ı terk etmeye sevk etmeye çalışıyorlar.

Sünneti inkâr eden İslâm düşmanları Kur’an’ı açıklayan Resulullah’a saldırıyorlar. O’na olan güveni sarmaya çalışıyorlar. Buradan da Kur’an’a şüphe getirmeyi ve İslâm’ı yıkmayı amaçlıyorlar. Zira Kur’an’ı bize Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem getirdi, Sahabeler de bize naklettiler. Bunlara güven sarsılırsa Kur’an’a güven kalmaz. İşte hadisleri inkâr edip sadece Kur’an’la yetinmeyi öneren kâfirlerin maksadı budur.