Soru Cevap

Soru:

Devletin yokluğunda Müslümanlara zulüm eden laik yöneticiler için ceza var mıdır?

 Yani bir bölgenin laik yöneticisi veya başbakanı, o bölgede İslami nizam kurulduktan sonra, devletin yokluğunda yaptıklarından dolayı cezalandırılır mı?

Cevap:

Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

[الإسلام يجب ما قبله]

“İslâm kendisinden öncekileri kaldırır, siler.” [İbniHanbel, Taberani]

Bunun manası bir kimse Müslüman olmadan önce ne yapmışsa İslâm’a girdikten sonra günahları silinir. Ancak bazı hususlar istisna edilmiştir.

Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem Mekke’nin fethi gerçekleşince İslâm’a ve Müslümanlara eziyet eden kişilerin kanlarını heder etmiştir. [Mavardi, es-Siyrelhalbiye]

Bir kısmı aman dileyerek Müslüman olup tövbe ettiler. Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem bunları affetti, bir kısmını da öldürttü.

İşte Hilâfet Devleti’nin kuruluşundan önce Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e ve Müslümanlara zulmedenler, eziyet verenler ve İslâm’a kötülük yapanlar cezalandırılır. Herkes yaptığına göre cezalandırılır.

Bu sebeple İslâm Anayasası 95. Madde’de şöyle geçti:

“Hilâfet’in kuruluşundan önceki akitler, muameleler ve davaları Hilâfet’in yargısı nakzetmez, bozmaz. Yeniden onları açmaz. Ancak şu hâllerde olabilir:

1- İslâm’a aykırı olup eseri devam eden mesele yeniden açılır. Bunların açılması vaciptir.

2- İslâm’a ve Müslümanlara eziyet eden eski yöneticiler ve tabileri (onların hükümlerini uygulayanlar) ile ilgili davalar halife tarafından açılabilir.

3-Gaspçının elinde hâlâ gasp edilmiş olan malla ilgili davalar açılır.”

Mesela riba, faiz işlemleri; bunlar İslâm’a aykırıdır. Bütün faiz işlemlerine son verilir, herkese anaparaları verilir, bankalar kapatılır. Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

[ألا إن كل ربا من ربا الجاهلية موضوع، لكم رؤوس أموالكم لا تظلمون ولا تظلمون]

“Cahiliye ribasından ne varsa kaldırıldı, sadece anaparanızı alın. Böylece ne zalim olursunuz ne de mazlum olursunuz.”[Ebu Davud]

“Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem dört kadından fazlası ile evlenenlere sadece dört kadını tutup diğerlerini boşamalarını emretmiştir.”[Tirmizi]

Anonim şirketler feshedilir, sahiplerinin tekrar İslâm’a göre şirket kurmaları emredilirler.

 Gasp edenin hâlâ elinde olan gasp edilen malla ilgili davalar açılması konusuna gelince, Vail bin Hacer şöyle dedi:

“Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in yanındaydım, iki kişi bir arsa hakkında çekişerek geldiler. Biri: Ya Resulullah! Cahiliye’de bu kişi benim arsamı sattı. O Umr-ul Kays bin Abis El kindi. Onun hasmı ise Rebia bin Abadan. Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem: Beyyine getir! (delil, belge, şahitler), dedi. Adam: Bende beyyine yoktur, dedi. Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem: Onun yeminidir, (o yemin eder). Adam: Bu kişi (hasım) onu alıp götürür! O kişi yemin etmeye kalkışınca Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

[من اقتطع أرضا ظلما لقي الله وهو غضبان عليه]

“Kim zalimce, haksız olarak bir araziyi kendine kaptırırsa (alırsa) Allah ona kızgın olarak onunla karşılaşır.”[Müslim]

İşte cahiliyede bir gasp olayı İslâm Devleti kurulduktan sonra gündeme getirilip davası açıldı.

Böylece buna benzer gasp edilen ve haksızca zorla alınan mallar, eşyalar ve hayvanların davaları açılır, İslâm’a göre hüküm verilir.

Bir Müslüman kadın herhangi bir kâfirle evlenmişse onun nikâhı bozulur. Bundan sonra adam Müslüman olursa yeni bir evlilik sözleşmesi yapılır. Kadın cezalandırılmaz.

Müslümanlara eziyet eden yöneticiler ve cellatları cezalandırılırlar. Yukarıda izah ettik. Onlar suçlarının ve ihanetlerinin büyüklüğüne göre hesaba çekilip cezalandırılır. Affedilecek kimseler varsa halife bunu İslâm yararına göre değerlendirir.

Zira kanı heder edilmiş olan Ebu Cehil’in oğlu İkrime’yi tövbe etmesi ve İslâm’a girmesi için akıllı karısı ikna edince kaçtığı yerden döndü ve Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in yanına gidip İslâm’a girişini ilan etti. Cahiliye’de İslâm’a karşı ne kadar çalışmışsa İslâm lehine iki kat çalışacağına söz verdi. Gerçekten sözünü tuttu ve Halife Ebu Bekir RadiyAllahu Anh döneminde Rumlara karşı Yermük Savaşı’na katıldı, güzelce çarpıştı ve şehit oldu.

Nitekim kanları heder edilmiş yaklaşık 20 kişiden yalnız 6 kişi öldürüldü.

Bunlar dışında günah işleyenler tövbe edip Allah’tan mağfiret diler ve salih amel yaparlar. Allah’ın hükümlerini icra edecek Hilâfet Devleti’ni kurmak için fazlaca çalışsın, umulur ki Allah günahlarını siler ve yerine kat kat sevap verir.

Esad Mansur