Soru Cevap

Soru :

Namazda secdede dua etmenin keyfiyeti nedir?
Kişinin içinden Türkçe dua etmesi caiz midir?

Cevap:

Arapça dışında bir dille namazda dua etmek hakkında mezheplerin görüşlerini şöyle sırıyabiliriz:

Hanefi mezhebinde bir kısım âlimler haram görürken bir kısım âlimler tahrimen mekruh olarak gördüler.

Maliki mezhebinde tahrim edildi, haram olduğu gösterildi.

Bir kısım Şafi ve Hanbeli mezheplerine mensup olan âlimler caiz olmadığını söylediler. Bir kısım âlimlerse şu görüşe sahiptir: Bir kimse Arapçayla dua etmeye aciz ise başka dille dua etmesi caizdir, fakat Arapçayla dua etmeye gücü varsa başka dille dua etmesi haramdır. 

İşte görüşler böyle farklıdır. Bir şer’î gerekçeyle istediğiniz içtihadı benimseyebilirsiniz. 

Tercih ettiğim görüş şöyle olur:

Namaz bir ibadet olup tevkifidir; Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in namaz kıldığı gibi kılınmalıdır. Rasulullah şöyle buyurdu:

[صلوا كما رأيتموني أصلي]

“Benim namaz kıldığım gibi namaz kılın!”[Buhari]

Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem hep Arapçayla namaz kıldı, okudu ve dua etti. Zira Halife Ömer namazda başka dili kullanmayı nehyetmiştir. Sahablerden itiraz ettikleri rivayet edilmedi. Bu icma-ı sahabe sayılır. Tercih edilen görüş namaz esnasında sadece Arapçayla Kur’an ve dua okumak, tekbir getirmek, tesbih etmek ve teşehhüt etmektir. 

En hayırlı dualar Kur’an’da ve Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in dilinde geçen dualardır. Müslüman bunlardan gücü yettiği kadar ezberlemeye çalışıp namazda dua etsin. Zira dua bir ibadettir. Dua ettikçe sevap alır. Ama gerçekleşmesi ayrı bir meseledir. Dua edildiğinde Allah’ın dua edene takdir ettiği denk gelebilir ya da onun yerine daha hayırlı bir şey takdir eder.

Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

[مَا مِنْ رَجُلٍ يَدْعُو اللَّهَ بِدُعَاءٍ إِلَّا اسْتُجِيبَ لَهُ فَإِمَّا أَنْ يُعَجَّلَ لَهُ فِي الدُّنْيَا وَإِمَّا أَنْ يُدَّخَرَ لَهُ فِي الْآخِرَةِ وَإِمَّا أَنْ يُكَفَّرَ عَنْهُ مِنْ ذُنُوبِهِ بِقَدْرِ مَا دَعَا مَا لَمْ يَدْعُ بِإِثْمٍ أَوْ قَطِيعَةِ رَحِمٍ أَوْ يَسْتَعْجِلْ قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ وَكَيْفَ يَسْتَعْجِلُ قَالَ يَقُولُ دَعَوْتُ رَبِّي فَمَا اسْتَجَابَ لِي]

“Bir adam Allah’a bir dua ettiğinde Allah onun duasına ya dünyada çabuklaştırmak suretiyle ya ahirette onun için biriktirmek suretiyle ya da duası miktarınca onun günahlarını affetmek suretiyle kabul eder. Kul akrabalık bağını koparmadıkça veya duasında acele etmedikçe Allah onun duasını kabul eder. Dediler ki: Ey Allah’ın Resulü, nasıl acele edilir? Buyurdu ki: Rabbime dua ettim de Rabbim duamı kabul etmedi, demesidir.”[Tirmizi]

Başka rivayette şöyle buyurdu:

“Bir Müslüman günahı içeren ve sıla-ı rahmi kesmeyi içeren duanın haricinde Allah Celle Celaluhu’ya dua ederse Allah ona şu üç husustan birini verir. Ya istediğini hemen ona verir veya ahirette onun mükâfatını saklar veyahut onun kadar ondan şerri uzaklaştırır. Sahabeler dediler ki; öyleyse çok dua ederiz. Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem dedi ki: [الله أكثر]Allah daha çok verir.”[Buhari ve İbniHanbel]

Buna göre namazda Arapçayla dua etmeye çalışılsın, namaz dışında istenilen dille dua edilebilir. Zira kabul edilmeye en layık olan dualardan biri namaz bittikten sonra edilen duadır. Birçok durumda dua kabul edilir; gecenin ortasında veya gecenin son kısmında, cuma gününde imam minbere çıktığından namaz bitinceye kadar ve günün ikindi vaktinden sonra akşama kadar yapılan dualar en kabul edilen dualardan sayıldı. Yine öğlen vaktinde, yolculukta, hasta iken ve başka vakitlerde yapılan dualar da en çok kabul edilen dualardan sayıldı. Bununla ilgili birçok hadis geçti. Fakat Müslüman her vakitte dua etmeye çalışmalıdır. Fakat dua ile yetinmemelidir. İşleri yapmaya kalkışırken Allah’a tevekkül ederek gerekli olan tedbiri alıp dua etmeli ve işini güzel yapmaya çalışmalıdır.

En önemlisi Râşidî Hilâfet’in kurulması ve İslâm’ı hâkim kılmak için dua edip ciddi olarak çalışmaktır. Bunu engellemeye kalkışanlar ve bunun için çalışan samimi Müslümanlara zulmedenler aleyhine dua etmek, beddua etmektir. Zira Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem İslâm’ın hâkimiyeti ve devletini kurmaya çalışırken dua ediyordu, zalimlere karşı galip gelmek için dua ediyordu. Kendine zulmeden amcası Ebu Lehebe beddua olarak Meset Suresi nazil oldu. Birçok ayette kâfirler ve zalimlere lanet edildi. Allah’ın ayetlerini açıklamayanlar lanetlendi.

Esad Mansur