• 8 –

Yahudi ve Hristiyanların İslam’a muhakeme olunması çağrısı, cehennem ateşinin ancak bir kaç gün kendilerine dokunacağı iddiaları ve dinleriyle aldanmaları

 Yahudi ve Hristiyanlar niçin cehennem ateşinin kendilerine ancak birkaç gün dokunacağını iddia ettiler?

Müslümanlar böyle bir iddiada bulunabilirler mi?

Yahudi ve Hristiyanlar ve sair insanlara İslam’ı uygulanmak gerekir mi?

أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ أُوْتُواْ نَصِيبًا مِّنَ الْكِتَابِ يُدْعَوْنَ إِلَى كِتَابِ اللّهِ لِيَحْكُمَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ يَتَوَلَّى فَرِيقٌ مِّنْهُمْ وَهُم مُّعْرِضُونَ ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ قَالُواْ لَن تَمَسَّنَا النَّارُ إِلاَّ أَيَّامًا مَّعْدُودَاتٍ وَغَرَّهُمْ فِي دِينِهِم مَّا كَانُواْ يَفْتَرُونَ فَكَيْفَ إِذَا جَمَعْنَاهُمْ لِيَوْمٍ لاَّ رَيْبَ فِيهِ وَوُفِّيَتْ كُلُّ نَفْسٍ مَّا كَسَبَتْ وَهُمْ لاَ يُظْلَمُونَ

 “Kendilerine Kitap’tan bir pay verilen kimseleri görmedin mi? Kendi aralarında hükmetmek için Allah’ın Kitabı’na çağrılıyorlar da sonra onlardan bir kısımı yüz çevirip uzaklaşıyorlar. Böyle ( davranmalarının sebebi) ateşin ancak birkaç günden fazla dokunmayacağını dediklerinden dolayıdır. Böyle uydurdukları iftiralardan dolayı dinlerinde aldanmış oldular. Geleceğinde şüphe olmayan günde onları toplayacağımız ve herkese kazandığının karşılığı zulmedilmeden vereceğimiz de onların halinin nasıl olacağını (düşünmez mi).” ? (Al-i İmran 23- 25)

Yahudiler ve Hıristiyanlar kendilerini o kadar üstün görmeye başladılar ki Allah’ın Kitabı’na çağrılınca yüz çevirirler ve hiç aldırış etmezler. Maide suresinin 18. Ayetinde de belirtildiği gibi o kadar kibirlendiler k;

وَقَالَتِ الۡيَهُوۡدُ وَالنَّصٰرٰى نَحۡنُ اَبۡنٰٓؤُا اللّٰهِ وَاَحِبَّآؤُهٗ‌

 “ Yahudiler ve Hıristiyanlar, biz Allah’ın sevgilileri ve çocuklarıyız” dediler. Bu iddialarına karşı Allah (cc) onlara şöyle cevap verdi:

 قُلۡ فَلِمَ يُعَذِّبُكُمۡ بِذُنُوۡبِكُمۡ‌ؕ

“Deki, o halde Allah sizi günahlarınızdan dolayı neden cezalandırıyor?…” Allah’ın çocukları ve sevgilileri olsalardı onları cezalandırmazdı! Zaten onların günah işlemeleri söz konusu olmazdı! Kendilerine göre Yahudi ve Hristiyan olduklarından dolayı ne günah işlerlerse işlesinler önemli değil, af olunurlar! Bu ayette Allahu Teala onların iftiralarına şöyle cevap veriyor:

بَلۡ اَنۡـتُمۡ بَشَرٌ مِّمَّنۡ خَلَقَ‌ ؕ يَغۡفِرُ لِمَنۡ يَّشَآءُ وَيُعَذِّبُ مَنۡ يَّشَآءُ‌

 “Siz yarattığı insanlardan bir kısımsınız, istediği kimsenin günahını bağışlar, istediği kimseye azap verir…”

İşte, Yahudiler ve Hıristiyanlar böylece dinlerinde aldanmış oldular ve sanki alay ederek şöyle dediler: Eğer azap göreceksek ancak birkaç gün görebiliriz, daha fazla değildir!

İşte, bunlar öyle yalan ve iftira uydurdular. Allah onları bu şekilde teşhir ediyor. Allah’ın indirdiği kitap olan Kuran-ı Kerimin hak olduğunu bildikleri halde bu Kitapla muhakeme olunmaya çağrılıyorlar. Fakat onlar bundan yüz çevirirler ve uzaklaşırlar. Allah onları şöyle tehdit ediyor: “Nasıl kıyamet günü sizi topladığımız zaman herkesin işlediği ve kazandığının karşılığını görecektir.” 

Nitekim hiçbir kimse zülüm görmez. Kâfirse kâfirliğinin cezasını çeker ki o ceza ise ebediyen cehennemde kalıcı olmaktır. Oysa Yahudilerin ve Hıristiyanların kâfir olduklarını birçok ayette Allahu Teâlâ pekiştirdi. Çünkü Allah’a bir çocuk nispet ettirdiler, Allah’ın kitaplarını değiştirdiler, Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi Ve Sellem’in peygamberliğini inkâr ettiler, Kur’an’a inanmadılar, Allah ve peygamberler hakkında birçok yalan uydurdular.

Bu ayetlerde, Yahudiler ve Hıristiyanlar Allahu Teâlâ’nın indirdiği kitap olan Kur’an’la muhakeme olunmaya, kendileri arasında Allahu Teâlâ’nın indirdiğiyle hükmetmek için çağrılınca onlar yüz çeviriyorlar ve Allah’ın kitabından uzaklaşıyorlar. O kadar onları tehdit ediyor ve onlara çatıyor, peki kendilerini Müslüman ve Kur’an’a inanan olarak sayan kimselerin hali nasıldır acaba?! Yahudiler ve Hıristiyanlardan kendilerini daha üstün sayıp üstün Müslümanız diye Cehennem ateşi ancak birkaç gün mü dokunacak sanıyorlar. Sonra kurtulacağız ve cennete gireceğiz! Böyle mi dinlerinde aldanmış oluyorlar?!

İşte, Allah Yahudiler ve Hıristiyanların böyle dediklerini hatırlatırken bizi uyarıyor! Bunun manası bizden Yahudiler ve Hıristiyanların dedikleri gibi diyenler çıkacaktır. Nitekim Müslüman’ız diyenlerden bir kısım kimseler günah üstüne günah işlerler ve Allahu Teala’nın kitabı ile muhakeme olunmaktan yüz çeviriyorlar ve uzaklaşıyorlar ve şu sözle aldanıyorlar: “ kim iki şahadeti söylerse Cehennemde kalıcı olmaz” Bu nedenle, Allah’ın azabına fazla aldırış etmezler ve bundan fazla korkmazlar. Bu söz doğrudur, sahih hadistir. Fakat insan ufak bir kıvılcıma tahammül edemez, nasıl uzun müddet cehennemde kalıp, her gün defalarca yakılırsa tahammül edebilir? Öyleyse, o günden Müslümanlar korksunlar, Yahudiler ve Hıristiyanlar gibi olmasınlar. Nitekim Maide suresi 30 ve 31. Ayetlerde geçtiği gibi Yahudiler ve Hristiyanlar akidelerini bozdukları gibi şeriatlarını da bozdular, hahamlarını ve rahiplerini rabler edindiler, helali haram veya haramı helal kılmaya başladılar.

Bu ayetler Allah’ın indirdiği, Kuran’ın bütün insanlara uygulanmasını gerektirir, İslam Hilafet devletinde yaşayan Müslüman, Yahudi, Hristiyan ve başka dine ve inanca sahip olanlara tatbik edecektir. Zira İslam Devleti reisi olan Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem Allah’ın emriyle onları Allah’ın kitabına muhakeme olunmaya çağırıyor. Öyleyse bu devleti kurmak elzem ve büyük bir farz oldu. Yoksa Yahudileri ve Hristiyanları Allah’ın Kitabına muhakeme olunmaya çağıramayız. Tersine biz onlara ve kanunlarına mahkûm olduk. Onların çıkardıkları laik ve demokratik kanunlarına muhakeme olunmamıza çağırıyorlar, daha doğrusu İslam memleketlerinde kurdukları laik ve demokratik rejim ve ajanları vasıtasıyla Müslümanları Allah’ın Kitabına aykırı anayasa ve kanunlarla yürütüyorlar. Aynı anda Allah’ın kitabıyla savaşıyorlar, onu uygulamaya çağıranları hapse atar veya öldürürler. Allah’ın şeriatı veya Hilafet devleti denilince büyük suç sayarlar.

 İslam Hilafet devleti İslam’ı yalnız Müslümanlara değil, bütün insanlara uygulayacaktır. Ancak İslam düzeni çerçevesinde gayr-i Müslümler inançları, ibadetleri, evlilikleri, boşanmaları ve yiyecekleri kendi dinlerine göre bırakılır. Zira bununla ilgili Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem’in açıklaması ve uygulaması vardır.

Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem Allah’ın kitabının beyanı, açıklaması ve uygulaması keyfiyetini gösterdi. Buna sünnet denilir. Bu da Allah’ın vahyiyle olur. Nitekim bununla ilgili birçok delaleti kesin olan muhkem ayetler vardır. Bunları inkâr eden kimse mürtet olur. İslam’da cezaları uygulayan ancak Hilafet devletidir. İslam’ı uygulama ve koruma metodu budur.