Ukrayna Savaşında Kim Kazanır Kim Kaybeder?

24 Şubat 2022’de Rusya Devlet Başkanı Putin, Donetsk ve Lugansk cumhuriyetlerinden oluşan Ukrayna’nın Donbass bölgesinin bağımsızlığını tanıdıktan sonra Ukrayna’da askeri operasyonun başladığını duyurdu. Bunun üzerine Rus kuvvetleri ülkedeki çeşitli hedeflere doğru ilerlemeye başladı. Öte yandan Avrupa ülkeleri ve Amerika, Rusya’ya çeşitli ekonomik yaptırımların yanı sıra Ukrayna’ya çeşitli silah ve yardımlar sağlamaya başladı.

Bu savaşa dakik bir şekilde baktığımızda, Rusya’nın, Avrupa’nın ve Ukrayna’nın bu savaşa bulaştığını ve her iki tarafın da zarar görmeden veya bir kayıp vermeden bu savaşın içinden kolay kolay çıkamayacaklarını görürüz. Nitekim Rusya, ön bahçesi olan Ukrayna ile onun arkasındaki Polonya havzasını korumak istiyor. Zira şayet bunları kaybederse, Batı’daki diğer düşmanları ortaya çıkacaktır. Bu yüzden Stalin, “Polonya, Rusya’nın ilk savunma hattıdır” demiştir. Dolayısıyla eğer onu kaybederse ikinci savunma hattı olarak Ukrayna’ya geri çekilir, eğer onu da kaybederse başkenti Moskova, Batı topçularının menzilinde olacak ve birkaç saat içinde Batı’nın tankları ona ulaşacaktır.

Bu nedenle Rusya, ön havzası veya bahçesinin güvenliğini sağlamak istiyor. Nitekim Rusya Devlet Başkanı Putin şöyle demişti: “Rusya, Ukrayna’da silahsızlanmaya ve milliyetçiliği önlemeye ve ayrıca Rusya Federasyonu vatandaşları da dahil olmak üzere sivillere karşı birçok kanlı suç işleyenleri adalete teslim etmeye büyük çaba harcayacaktır. Dolayısıyla Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etme planı yoktur. Zira hiçbir şeyi zorla dayatmayacağız.” (RIA Novosti, 24.02.2022) 2014 yılında ajanı Yanukoviç’in düşmesiyle birlikte ​​orada etkisini kaybedince, Kırım’ı işgal etti ve Ukrayna’nın doğusunda Rusça konuşan halkları bağımsızlıklarını ilan etmeye teşvik etti. Dolayısıyla Rusya, 2015 yılının başında Minsk Anlaşmasını imzalandığında Ukrayna’daki yerini sağlamlaştırdığını ve Amerika’nın ajanı Suriye rejimini korumak için Suriye’ye müdahale ederek Amerika’nın planını uyguladığında da Amerika’nın Ukrayna’da kendisine sonsuza dek sessiz kalacağını zannetti. İşte bu, Rusya’nın siyasi aptallığının zirvesidir.

Amerika, İran ve yandaşları ve ardından Erdoğan’ın Türkiye’sinden sonra Rusya’nın müdahalesiyle Suriye rejimini düşmekten kurtarınca, Rusya’yı Suriye’den çıkarmak için çalışmaya başladığı gibi Ukrayna meselesini de gündeme getirmeye başladı. Zira Rusya, şayet Suriye’ye müdahale etmeseydi, Amerika Afganistan ve Irak’ta bataklığa bulaştığı gibi Suriye’ye de bulaşacak ve savaşı kaybedecek ve bunun sonuçları da Rusya’nın Ukrayna’da lehinde yansıyacaktı. Ancak bu, Rusların aptallığından ve Rusların İslam’a kininden böyle oldu.

Amerika’ya rağmen Fransa, Almanya, Rusya ve Ukrayna arasında Minsk Anlaşması yapıldı ve Amerika da bunu isteksiz bir şekilde kabul etti. Zira Amerika, Ukrayna’yı silahlandırmaya çalışıyor ve Ukrayna’da kendi güvenliğini sağlamak için Rusya ile bir anlaşma yapmak istemiyordu. Bunun üzerine Ukrayna rejimini doğu Ukrayna’yı geri almaya teşvik ederek meseleyi karıştırdı. Bütün bunlar Rusya’nın bu savaşa girmesi ve bu savaşa bulaşması, dolayısıyla bundan kaçındığı için Minsk Anlaşması’nı imzalamaya çalışan Avrupa’nın buna müdahil olması ve böylece Avrupa’nın bağımsızlaşmasını veya kendi şemsiyesinden ve hegemonyasından çıkmasını engellemek için bir provokasyondu.

Amerika, askerlerini gönderip orada savaşmak istemiyor. Zira başkanı Biden şöyle bir açıklamada bulundu: “Kuvvetlerimiz Avrupa’ya Ukrayna’da savaşmak için değil, NATO müttefiklerimizi savunmak ve Doğu’daki müttefikleri de güvence altına almak için gitti.” (el-cezire 24/02/2022) Zira Afganistan ve Irak’ta dersini almıştır.

Burada bu savaştan en çok Avrupa Birliği ülkelerinin etkilendiği görülmektedir. Zira birlik, Rusya’ya yaptırım uygulamak zorunda kaldı. Ancak bunun zararı Avrupa’yı da kapsamayacaktır. Zira bizzat Putin’in kendisinin açıkladığı gibi, Almanya Rusya pazarının %60’ına sahip olduğundan dolayı Rusya’dan ve Rusya pazarından gelen enerji tedarikini etkileyecektir. Dolayısıyla ilk zarar gören, dünyanın en büyük ülkesi olmaya çalışan Almanya olacaktır. Zira Almanya, Kuzey Akım-2 hattındaki çalışmaları askıya almak zorunda kaldı ve bu da ona büyük zarar verdi. Nitekim Almanya Ekonomi Bakanlığı sözcüsü Beate Baron şöyle dedi: “Bu yaptırımların Alman ekonomisi için orta vadeli sonuçları olacaktır. Bu açık, elbette fiyatlarda da bir artış olacak ve bu tür yaptırımlara ise bir tepki olacaktır.” Dolayısıyla Amerika, bu hattın kurulmasını engellemek için çalıştı, kurulduktan sonra da açılmasına ve işletilmesine karşı çıktı. Dolayısıyla da bu hat, Avrupa’yı kendi hegemonyası altında tutmak isteyen Amerika’nın Ukrayna’da tansiyonu yükseltme hedeflerinden biri oldu.

Rusya, Avrupa ve Ukrayna bu savaştan etkilenirken 7 bin km uzaklıktaki Amerika doğrudan etkilenmemektedir. Ancak Rusya zafer elde eder ve Ukrayna’ya iradesini dayatabilirse, o zaman Rusya’ya yönelik hedeflerini gerçekleştirmede başarısız olacaktır. Rusya’nın zafer elde etmesi durumunda, Rusya’nın tehdidi altında olduğu için Avrupa da kaybedenlerden olacaktır. Zira Avrupa, Rusya’ya karşı tutumu ve duruşu nedeniyle kendisiyle olan ilişkilerini tehlikeye atmıştır. Rusya galip gelirse, Avrupa yine kaybedenlerden olacaktır. Çünkü Amerika’nın Avrupa üzerindeki hegemonyası güçlenecek ve Amerika’nın pençesinden kurtulamayacaktır. Nitekim bu kuvvetler birbiriyle çarpıştıkları ve uzun süre savaşta kaldıkları sürece, güçlerini tüketeceklerdir. وَكَذَلِكَ نُوَلِّي بَعْضَ الظَّالِمِينَ بَعْضًا بِمَا كَانُواْ يَكْسِبُونَ “İşte böylece işledikleri günahlardan ötürü zalimlerin bir kısmını diğer bir kısmının peşine takarız.” [En’am 129] Allah’ın izniyle bu, Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet Devleti’ni kurmaları ve bu şerir münakaşacı zalimlerin saldırılarına karşı emniyette olmaları için Müslümanlara bir fırsat olacak ve onlara galip geleceklerdir. وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ * بِنَصْرِ اللَّهِ يَنْصُرُ مَنْ يَشَاءُ وَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ“O gün Allah’ın zafer vermesiyle müminler sevinecektir. Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.” [Rum 4-6]

Esad Mansur