Soru :

Cariyelerle evlenme nasıl oluyor?

Bir kişi cariye ile nasıl evlenebilir?

Ne gibi hukuk vardır?

Kaç kişi ile evlenebilir?

Cevap:

İslam gelmeden önce kölelik toplumda, daha doğrusu bütün dünyada yaygın idi. Bunlar mal olarak sayılıyordu. Bu nedenle alışverişi yapılıyordu. Bu sorunu tedavi etmek üzere İslam hükümler getirdi.

  1. İslam kölelere insan olarak itibar etmeyi, onlara haklarını vermeyi ve iyi muamele yapmayı emretti. Allah şöyle buyurdu:

 وَاعۡبُدُوا اللّٰهَ وَلَا تُشۡرِكُوۡا بِهٖ شَيۡــًٔـا‌ ؕ وَّبِالۡوَالِدَيۡنِ اِحۡسَانًا وَّبِذِى الۡقُرۡبٰى وَالۡيَتٰمٰى وَ الۡمَسٰكِيۡنِ وَالۡجَـارِ ذِى الۡقُرۡبٰى وَالۡجَـارِ الۡجُـنُبِ وَالصَّاحِبِ بِالۡجَـنۡۢبِ وَابۡنِ السَّبِيۡلِ ۙ وَمَا مَلَـكَتۡ اَيۡمَانُكُمۡ‌ ؕ اِنَّ اللّٰهَ لَا يُحِبُّ مَنۡ كَانَ مُخۡتَالًا فَخُوۡرَا ۙ‏

“Allah’a kulluk edin ve ona hiç bir şeyi şirk koşmayın. Ana babaya da iyilik edin. Akrabalar, yetimler, miskinler (yoksullar), akraba olan komşu, yakın komşu, yanınızdaki arkadaş, yolda kalmış olan kimse ve mülk edindiğiniz kölelere de iyilik edin. Şüphesiz ki Allah büyüklük taslayıp böbürlenen hiç bir kimseyi sevmez” (Nisa 36)

Allah anne baba, akraba ve komşulara iyilik yapılmasını emrederken kölelere de iyilik yapmayı emretti. Bu şekilde onların değerini yükseltti.

Bir efendi ağır şekilde kölesini döverse hür olur. Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:       

” من لطم مملوكه أو ضربه فكفارته أن يعتقه” (مسلم)

“Kim kölesinin yüzüne (ağır şekilde) vurursa ve döverse onun kefareti onu azat etmektir” (Müslim)

Onu eğitmek üzere hafif döverse bir şey yoktur.

Bu şekilde İslam köleyi insan sayıp ona değer verdi, merhamet gösterilmesi ve yardım edilmesini emretti. Hatta Müslüman köleyi Müslüman kardeşliğine dâhil etti. Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellemşöyle buyurdu:       

” اتقوا الله فيما ملكت أيمانكم، هم إخوانكم جعلهم الله تحت أيديكم فأطعموهم مما تأكلون، وألبسوهم مما تلبسون، ولا تلكفوهم ما يُغلبهم، فإن كلفتموهم فأعينوهم” (مسلم)

“Mülk edindiğiniz kölelere karşı Allahtan korkun, onlar sizin kardeşlerinizdir, Allah onları sizin ellerinizin altına vermiştir. O halde yediğinizden onlara yedirin, giydiğinizden onları giydirin, onları ezecek şeyleri onlara yüklemeyin, eğer onları bir işle yükümlü kılarsınız onlara yardım edin” (Müslim)

Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:        [الْمُسْلِمُونَ تَتَكَافَأُ دِمَاؤُهُمْ]

“Müslümanlar kanları bakımından birbirlerine denktirler.” [Ebu Davud, Nesai, Ahmed bin Hanbel]

Köle Müslüman olduğundan dolayı kasıtlı olarak öldürülürse katil öldürülür. Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:     “من قتل عبده قتلناه”

“Kim kölesini öldürürse onu öldürürüz” (İbni Hanbel ve Ebu Davut)

  • İslam köleleri azat etmeye teşvik etti. Bunun karşılığının büyük sevap olduğunu gösterdi. Allah şöyle buyurdu:  

فَلَا اقۡتَحَمَ الۡعَقَبَةَۖ‏ وَمَاۤ اَدۡرٰٮكَ مَا الۡعَقَبَةُ ؕ‏ فَكُّ رَقَبَةٍ ۙ‏

“Fakat o sarp yokuşu aşamadı. Bu sarp yokuşunun ne olduğunu bilir misin? O ise bir köle azat etmektir” (Beled 11- 13)

 Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:       

” أيما رجل أعتق امرأ مسلما استنقذ الله به بكل عضو منه عضوا من النار” (البخاري ومسلم)

“ Her hangi bir adam (Müslüman) bir Müslüman köleyi azat ederse Allah bunun her organına karşı onun (azat edenin) organlarını ateşten kurtarır”. (Buhari ve Müslim)

  • İslam köleleri azat etmeyi gerektiren hükümler kılmıştır.
  • İnsan bir akraba köle olarak düşerse onu azat etmelidir:

 Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:       

” من ملك ذا رحم محرم فهو حر” (أبو داود)

“Kim (köle olarak) mahrem bir akrabasını mülk edinirse (bu akraba) hür olur” (Ebu Davut)

  • Bir efendi ağır şekilde kölesini döverse bunu azadına sebep olarak kıldı. Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:       

“من لطم مملوكه أو ضربه فكفارته أن يعتقه” (مسلم)

“ Kim kölesinin yüzüne (ağır şekilde) vurursa veya döverse onun kefareti onu azat etmektir” (Müslim)

Onu eğitmek üzere hafif döverse bir sakınca yoktur.

  • Müslümana bazı hatalar veya suçlar için köleyi azat etmeyi bir kefaret olarak kıldı:
  1. Müslüman yanlışlıkla başka bir Müslümanı öldürürse diyetle beraber köle azat etmeyi gerektirdi. Allah şöyle buyurdu:

وَمَا كَانَ لِمُؤۡمِنٍ اَنۡ يَّقۡتُلَ مُؤۡمِنًا اِلَّا خَطَـــًٔا‌ ۚ وَمَنۡ قَتَلَ مُؤۡمِنًا خَطَـــًٔا فَتَحۡرِيۡرُ رَقَبَةٍ مُّؤۡمِنَةٍ وَّدِيَةٌ مُّسَلَّمَةٌ اِلٰٓى اَهۡلِهٖۤ اِلَّاۤ اَنۡ يَّصَّدَّقُوۡا‌ ؕ فَاِنۡ كَانَ مِنۡ قَوۡمٍ عَدُوٍّ لَّـكُمۡ وَهُوَ مُؤۡمِنٌ فَتَحۡرِيۡرُ رَقَبَةٍ مُّؤۡمِنَةٍ‌ ؕ وَاِنۡ كَانَ مِنۡ قَوۡمٍۢ بَيۡنَكُمۡ وَبَيۡنَهُمۡ مِّيۡثَاقٌ فَدِيَةٌ مُّسَلَّمَةٌ اِلٰٓى اَهۡلِهٖ وَ تَحۡرِيۡرُ رَقَبَةٍ مُّؤۡمِنَةٍ‌ ۚ فَمَنۡ لَّمۡ يَجِدۡ فَصِيَامُ شَهۡرَيۡنِ مُتَتَابِعَيۡنِ تَوۡبَةً مِّنَ اللّٰهِ‌ ؕ وَكَانَ اللّٰهُ عَلِيۡمًا حَكِيۡمًا‏

“ Yanlışlıkla olması dışında bir mümin bir mümini öldüremez. Yanlışlıkla bir mümini öldüren kimsenin bir mümin köle azat etmesi ve öldürülenin ehline teslim edilecek bir diyet vermesi gerekir. Ancak ölünün ailesi diyeti bağışlarsa o başka. Öldürülen kimse, mümin olmakla beraber size düşman olan bir kavimden ise bir mümin köle azat emek gerekir. Eğer kendileriyle aranızda bir anlaşma bulunan bir kavimden ise ehline teslim edilecek bir diyet vermek ve mümin bir köleyi azat emek lazımdır. Bunları bulamayan kimsenin Allah tarafından tövbesinin kabulü için iki ay peş peşe oruç tutması gerekir. Allah her şeyi bilmektedir, hikmet sahibidir (Nisa 92)

  1. Yemin kefaretine köle azat etmeyi bir seçenek olarak kıldı: Allah şöyle buyurdu:

“لَا يُؤَاخِذُكُمُ اللّٰهُ بِاللَّغۡوِ فِىۡۤ اَيۡمَانِكُمۡ وَلٰـكِنۡ يُّؤَاخِذُكُمۡ بِمَا عَقَّدْتُّمُ الۡاَيۡمَانَ‌ ۚ فَكَفَّارَتُهٗۤ اِطۡعَامُ عَشَرَةِ مَسٰكِيۡنَ مِنۡ اَوۡسَطِ مَا تُطۡعِمُوۡنَ اَهۡلِيۡكُمۡ اَوۡ كِسۡوَتُهُمۡ اَوۡ تَحۡرِيۡرُ رَقَبَةٍ‌ ؕ فَمَنۡ لَّمۡ يَجِدۡ فَصِيَامُ ثَلٰثَةِ اَيَّامٍ‌”

“ Allah lağv (kastsız olarak) yemin ederseniz sizi hesaba çekmez. Fakat kasıtlı olarak yemin ederseniz sizi sorumlu tutar. Bunun kefareti ailenize yedirdiğiniz ortalama seviyesinden on yoksula yedirmek veya onları giydirmek veyahut bir köle azat etmektir. Buna imkânı olmayan üç gün oruç tutmalıdır”.  (Maide 89)

  1. Cahiliye ziharı, biri karısına senin sırtın benim annemin sırtı gibi derse bir boşanma sayılıyordu. İslam bunu boşanma saymayarak kefareti gerekli kıldı. Önce bir köleyi azat etmeyi farz kıldı: Allah şöyle buyurdu:

“وَالَّذِيۡنَ يُظٰهِرُوۡنَ مِنۡ نِّسَآٮِٕهِمۡ ثُمَّ يَعُوۡدُوۡنَ لِمَا قَالُوۡا فَتَحۡرِيۡرُ رَقَبَةٍ مِّنۡ قَبۡلِ اَنۡ يَّتَمَآسَّا‌”ؕ

“ Kadınlarından zıharla (ona senin sırtın benim annemin sırtı gibi demekle) ayrılmaya kalkıp sonra dediklerinden dönenlerin kefareti kadınlarıyla temas etmeden önce bir köle azat etmektir” (Mücadele 3)

Allah bu hükümle kölenin azat edilmesinin ehemmiyetini vurguladı.

  1. Ramazanda oruçlu iken eşiyle cima yapan adamın suçuna bir kefaret olarak önce bir köleyi azat etmek gerekli kılındı. Bunun delili şöyledir:  

“Bir adam Resulullah’ın yanına gelip şöyle dedi: Ya Resulullah! helak oldum. Resulullah:  وما أهلك؟seni helak eden nedir? Adam: Ramazan’da eşimle cima yaptım. Resulullah: هل تجد ما تعتق؟ “ bir köle azat etme gücün varmıdır? diye Sordu. Adam: hayır dedi. Bunun üzerine Resulullah: هل تستطيع أن تصوم شهرين متتابعين؟ “ İki ay arka arkaya tutabilir misin? Diye Sordu.  Adam: hayır. Resulullah: هل تجد ما تطعم ستين مسكينا؟ “ altmış yoksulu yedirebilirmisin? diye Sordu. Adam: hayır dedi. Bu arada Resulullah’a bir sepet hurma getirildi. Resulullah: تصدق بهذا” Bunu sadaka olarak dağıt” dedi. Adam: benden daha fakir kimse var mı? Buralarda benim ev halkımdan daha muhtaç kimse yoktur. Bunun üzerine Resulullah yan dişleri görülesiye kadar gülüp ona şöyle dedi: اذهب وأطعمه أهلك “ Haydi git, onu ehline yedir” (Müslim)

Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem önce ona bir köle azat etmeyi emretti. Kölenin azat edilmesinin ehemmiyetini vurguladı.

  • Köleler efendileriyle bir anlaşma yaparak kazandıkları veya bir yerden temin ettikleri malla kendi kendilerini azat ettirme imkânı sağladı, bu durumda efendileri anlaşmaya uymaya zorladı, bozmaya kalkışırlarsa onlardan kabul edilmeyecektir:

 Allah şöyle buyurdu:

وَالَّذِيۡنَ يَبۡتَغُوۡنَ الۡـكِتٰبَ مِمَّا مَلَـكَتۡ اَيۡمَانُكُمۡ فَكَاتِبُوۡهُمۡ اِنۡ عَلِمۡتُمۡ فِيۡهِمۡ خَيۡرًا ‌‌ۖ وَّاٰ تُوۡهُمۡ مِّنۡ مَّالِ اللّٰهِ الَّذِىۡۤ اٰتٰٮكُمۡ ‌ؕ

“Mülk edindiğiniz köleler hür olmak için anlaşma yapmak istiyorlarsa onlardan bir iyilik görürseniz (onlar gerçek ciddi iseler) bedel vermelerini kabul edin. Onlara Allah’ın size verdiği maldan verin” (Nur 33)

İşte köle efendisiyle azat olunmak üzere belli bir miktar paraya karşı sözleşeme yapabilir: Efendisine bu tutarı temin edince serbest bırakılmalıdır, efendisi bundan cayamaz. Ayrıca bu hususta kölelere maddi olarak yardım etmeyi talep etti.

  • Köleleri azat etmek için zekâttan da verilir. Nitekim Allah şöyle buyurdu:

 اِنَّمَا الصَّدَقٰتُ لِلۡفُقَرَآءِ وَالۡمَسٰكِيۡنِ وَالۡعٰمِلِيۡنَ عَلَيۡهَا وَالۡمُؤَلَّـفَةِ قُلُوۡبُهُمۡ وَفِى الرِّقَابِ وَالۡغٰرِمِيۡنَ وَفِىۡ سَبِيۡلِ اللّٰهِ وَابۡنِ السَّبِيۡلِ‌ؕ فَرِيۡضَةً مِّنَ اللّٰهِ‌ؕ وَاللّٰهُ عَلِيۡمٌ حَكِيۡمٌ‏  

“ Sadakalar, zekât ancak şunlara verilir: Fakirler, yoksullar, onu toplayıp dağıtan memurlar, kalpleri imana ısındırılacaklar, köle azat etme işi, borcunu ödeyemeyen, Allah yolunda (cihad) ve yolda parasız kalanlar” (Tevbe 60)

  • Bu şekilde İslam o asırda dünya çapında kölelik yaygın iken bu meseleyi tedavi etmiştir. Borcunu ödeyemeyen, zaafa uğratılmış kimseler, savaşta esirler ve belli suçlara ceza olarak köleleştiriliyordu, İslam bütün bu halleri yasakladı.
  • Fakir insan kendini veya çocuklarını satıyordu, İslam bunu da yasakladı. Cahiliye sistemi şimdiki kapitalist sistem gibi idi. İslam gelince her kişinin yiyeceği, meskeni ve elbisesini temin ettirdi, fakirliği tamamen kaldırdı, servetleri dağıttırdı, herkese tedavi, eğitim ve emniyeti sağladı. İslam Hilafet devleti tarihi boyunca pek fakir kalmadı. Bununla ilgili şeri delil olarak ayetler ve hadisler çoktur.
  • Borcunu ödemeyen kimse ya ona karşı sabredilecek, ya o affedilip helal edilecektir, bu durumda sadaka olarak sayılır,  alacaklı kimse sevap alır. Allah şöyle buyurdu:

وَإِن كَانَ ذُو عُسْرَةٍ فَنَظِرَةٌ إِلَى مَيْسَرَةٍ وَأَن تَصَدَّقُواْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ

“Eğer (borçlu) darda ise eli genişleyinceye kadar ona mühlet verin. Sadaka olarak (borcu) bağışlamanız, bilirseniz sizin için daha hayırlıdır”. (Bakara 280)

 Nitekim borcunu ödeyemeyen kimsenin zekâttan hakkı vardır, onun borcunu kapatmak üzere zekâttan verilir. Yukarıda ayeti gösterdik.

  • Savaşta esir düşenlerin hükmü açıkça gösterildi, hiç köle olamaz. Allah şöyle buyurdu:

فَاِذَا لَقِيۡتُمُ الَّذِيۡنَ كَفَرُوۡا فَضَرۡبَ الرِّقَابِ ؕ حَتّٰٓى اِذَاۤ اَثۡخَنۡتُمُوۡهُمۡ فَشُدُّوۡاالۡوَثَاقَ ۙفَاِمَّا مَنًّۢا بَعۡدُ وَاِمَّا فِدَآءً حَتّٰى تَضَعَ الۡحَـرۡبُ اَوۡزَارَهَا

 “ Kâfirlerle (savaşta) karşılaşırken onların boyunlarını vurun. Çok kan akıttıktan sonra esir alın. Bu esirler ya minnet olarak serbest bırakılır ya da fidyeyle bırakılır, ta savaş bitinceye kadar (hüküm böyle devam eder). (Muhammed 4)

 Sadece ordu arkasında savaşmayıp sırf ordusunun çok olduğunu göstermek için bulunanlar köleleştirilebilir. Evlerinde oturanlar veya savaşanlar köleleştirilemez. Nitekim bu asırdaki savaşlarda böyle bir durum yoktur, orduyu kalabalık göstermek için ordu arkasına sivil insanlar yerleştirilmez. Bu nedenle bu asırda bu vakıa yoktur, böylece kölelik söz konusu değildir.

İnsanın mülk edindiği cariye ile evlilik sözleşmesi yapmadan cima yapabilir. Ayetler bu hususta pek açıktır. Bu şekilde cariyenin değeri yükseltildi. Cariye doğum yaparsa onun çocuğu hür olarak doğar yetişir, çünkü çocuğun babası hürdür. Zira Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem şöyle buyurdu:” الولد للفراش” (البخاري ومسلم)

“ Çocuk yatağa aittir” (Buhari ve Müslim) . Kimin yatağı üzerinde çocuk doğmuşsa onundur. Efendi cariyesiyle ilişki kurduğunda çocuk doğunca onun yatağı üzerinde doğmuş olur, onun çocuğu olur, onu reddedemez.

Bu durumda cariye kendi efendisi vefat edince hür olur,  zira hür çocuğun annesidir. Nitekim Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem  şöyle buyurdu:

” أيما أمة ولدت من سيدها فهي حرة عن دبر منه” (ابن حنبل وابن ماجه)

“ Her hangi bir cariye efendisinden doğum yaparsa arkasında (efendisinin ölümünden sonra) hemen hür olur” (İbni Hanbel, İbni maceh)

  • Cariyelerin sayısı da sınırlandırılmadı.

Allah şöyle buyurdu: 

 وَاِنۡ خِفۡتُمۡ اَلَّا تُقۡسِطُوۡا فِى الۡيَتٰمٰى فَانْكِحُوۡا مَا طَابَ لَـكُمۡ مِّنَ النِّسَآءِ مَثۡنٰى وَثُلٰثَ وَرُبٰعَ‌ ‌ۚ فَاِنۡ خِفۡتُمۡ اَلَّا تَعۡدِلُوۡا فَوَاحِدَةً اَوۡ مَا مَلَـكَتۡ اَيۡمَانُكُمۡ‌ ؕ ذٰ لِكَ اَدۡنٰٓى اَلَّا تَعُوۡلُوۡاؕ‏

“Eğer yetim kızlara adil davranmamaktan korkarsınız onlar dışında size hoş gelen ikişer, üçer ve dörder kadınla evlenin. Aralarında adaleti uygulayamayacağınızdan korkarsınız bir kadınla evlenerek yetinin veya cariyelerle yetinin. İşte, haksızlık etmemeniz için en az bunu yapacaksınız”. (Nisa 3)

Bu ayette aynı anda en fazla dört hür kadınla evlenme müsaadesi verilirken cariyelerin sayısı serbest bırakıldı. Efendisi onlarla ilişki kurduğundan dolayı değeri yükselir, köle bir erkekle değil hür bir erkekle hem de efendisiyle ilişki kuruyor, ayrıca hamile kalma ihtimali var olduğundan dolayı cariyelerin hür olmasına vesile olur.

  • Cariye efendisi dışında başka bir kimseyle ilişki kurarsa zina eden kadın sayılır ve hiç evlenmemiş hür kadının cezasının yarısını çeker, elli celdedir. Cariye her hangi bir kadınla da evlenebilir. Efendisi de onu azat edip evlenebilir. Allah şöyle buyurdu:

وَّالۡمُحۡصَنٰتُ مِنَ النِّسَآءِ اِلَّا مَا مَلَـكَتۡ اَيۡمَانُكُمۡ‌ۚ كِتٰبَ اللّٰهِ عَلَيۡكُمۡ‌ۚ وَاُحِلَّ لَـكُمۡ مَّا وَرَآءَ ذٰ لِكُمۡ اَنۡ تَبۡتَـغُوۡا بِاَمۡوَالِكُمۡ مُّحۡصِنِيۡنَ غَيۡرَ مُسَافِحِيۡنَ‌ ؕ فَمَا اسۡتَمۡتَعۡتُمۡ بِهٖ مِنۡهُنَّ فَاٰ تُوۡهُنَّ اُجُوۡرَهُنَّ فَرِيۡضَةً‌ ؕ وَلَا جُنَاحَ عَلَيۡكُمۡ فِيۡمَا تَرٰضَيۡـتُمۡ بِهٖ مِنۡۢ بَعۡدِ الۡـفَرِيۡضَةِ‌ؕ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ عَلِيۡمًا حَكِيۡمًا‏  وَمَنۡ لَّمۡ يَسۡتَطِعۡ مِنۡكُمۡ طَوۡلًا اَنۡ يَّنۡكِحَ الۡمُحۡصَنٰتِ الۡمُؤۡمِنٰتِ فَمِنۡ مَّا مَلَـكَتۡ اَيۡمَانُكُمۡ مِّنۡ فَتَيٰـتِكُمُ الۡمُؤۡمِنٰتِ‌ ؕ وَاللّٰهُ اَعۡلَمُ بِاِيۡمَانِكُمۡ‌ ؕ بَعۡضُكُمۡ مِّنۡۢ بَعۡضٍ‌ ۚ فَانْكِحُوۡهُنَّ بِاِذۡنِ اَهۡلِهِنَّ وَاٰ تُوۡهُنَّ اُجُوۡرَهُنَّ بِالۡمَعۡرُوۡفِ مُحۡصَنٰتٍ غَيۡرَ مُسٰفِحٰتٍ وَّلَا مُتَّخِذٰتِ اَخۡدَانٍ‌ ؕ فَاِذَاۤ اُحۡصِنَّ فَاِنۡ اَ تَيۡنَ بِفَاحِشَةٍ فَعَلَيۡهِنَّ نِصۡفُ مَا عَلَى الۡمُحۡصَنٰتِ مِنَ الۡعَذَابِ‌ ؕ ذٰ لِكَ لِمَنۡ خَشِىَ الۡعَنَتَ مِنۡكُمۡ‌ ؕ وَاَنۡ تَصۡبِرُوۡا خَيۡرٌ لَّكُمۡ‌ ؕ وَاللّٰهُ غَفُوۡرٌ رَّحِيۡمٌ

Cariyeler dışında evli kadınlarla da evlenmeniz haramdır. Bu, Allah’ın size yasağıdır. Bunların dışında kalan kadınlardan iffetli olup gayri meşru olan sefihliğe sapmadan, mallarınız (mehir) karşılığında evlenmek üzere istemeniz size helaldir. Kendilerinden tat aldığınız kadınlara bir farz olan mehirlerini veriniz. Mehrin tespitinden sonra, karşılıklı hoşnut olduğunuz şeylerde size (kadın mehirden bir şey verirse) sakınca yoktur. Şüphesiz Allah bilendir, hikmet sahibidir. İffetli mümin kadınlarla evlenmeye gücü yetmeyenler mülk edindiğiniz mümin cariyelerden evlensinler. Allah imanlarınızı daha iyi bilir. Siz birbirilerinizdensiniz. Öyleyse onları velilerinin izniyle nikâhlayın ve marufa göre mehirlerini verin. Böylece zina işlemeden ve dost edinmeden evlenmiş iffetli kadın olurlar. Evlendikten sonra zina yaparlarsa onların cezası iffetli hür kadınların cezasının yarısı olur. Bu evlilik günaha düşmekten korkanlar için bir müsaadedir. Fakat sabredersiniz sizin için daha hayırlıdır. Allah bağışlayıcıdır, merhamet sahibidir”. (Nisa 24-25) 

Bu ayetler Müslümanın cariye ile evlenebileceğine dair delildir. Onunla evlenmemek daha evladır. Onunla evlilik onun değerini yükseltir.  Zira bir efendiye ait iken evleniyor, başka kimsenin malı iken evlenmek uygun görülmedi. Fakat bu esnada efendisi onunla ilişki kuramaz, çünkü bir kişiyle onu evlendirdi. Başka adamla evlenirken efendisine hizmet edecektir, zira hala onun malıdır, fakat onunla cima yapamaz. Cariye sadece bir adamla evlenebilir. İşte cariye ile evlenmek mekruhtur, Müslümanın sabredip hür kadınla evlenmesi daha efdaldir.  

Cariye bir kaç erkeğin mülkü ise bunlardan hiç biriyle ilişki kuramaz. Kadın hür olsun köle olsun bir erkekle ilişi kuramaz. İslam bunu yasakladı. Bir kaç erkekle de hiçbir şekilde evlenemez. Yukarıda gösterdiğimiz ayetlerde erkek en fazla dört kadınla evlenirken mülk edindiği birçok cariyeyle cima yapabileceğinden çıkan mefhum kadının veya cariyenin bir kaç erkekle evlenemeyeceği vurgulandı.  

Cariyenin efendisi kadın ise kocası bu cariye ile ilişki kuramaz, zira kendi mülkü değildir, karısına aittir.

Hür kadın erkek kölesi varsa onunla ilişki kuramaz. Bu hususta icma-i sahabeyle tahsis gelmiştir. Nitekim ayetlerde cariyeyle cima etme müsaadesindeki hitap sadece erkeklere yöneliktir.

Esad Mansur