Allah(cc)’ yi anmak nasıl olur?
Allah(cc)’ nin beraber olduğu insanlar kimlerdir?
Allah(cc)’ ye nasıl teşekkür ederiz?
Allah-u Teâla müminlere verdiği nimetleri hatırlatırken onlardan şunu istiyor; kendisini anmak, kendisine teşekkür etmek ve kâfir olmamaktır. Ayrıca Allah’ı anarlarsa Allah da onları anacaktır. Allah’ı anmak hem sözle olur hem amelle olur.
Allah’ı sözle anmak, zikretmek, tesbih, istiğfar, tekbir, hamd etmek, dua etmek, Kuran okumak, insanlara Allah’ın ayetlerini hatırlatmak, insanları Allah’a davet etmek, marufu emretmek, münkeri nehyetmek, insanları hidayete girmek için çağırmak, zalimlere hak sözü, Allah’ın emir ve yasaklarını hatırlatmaktır. Bunların hepsi Allah’ı zikretmekten birer parçadır.
Amelle Allah’ı anmak ise; namaz kılmak, oruç tutmak, hac yapmak, zekat vermek, cihad etmek, Allah’ın indirdikleriyle hükmetmek ve sair Allah’ın emirlerini yerine getirmek ve yasaklarından vazgeçmektir. Biz sözle ve amelle Allah’ı anarsak, Allah cc de bizi anar, bize bakar ve yardım eder. Eğer Allah’ı unutursak Allah’ta bizi unutur.
Haşr suresinde buyurduğu gibi:
وَلَا تَكُونُوا كَالَّذِينَ نَسُوا اللَّهَ فَأَنسَاهُمْ أَنفُسَهُمْ أُوْلَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ
“Allah’ı, unutanlar gibi olmayın Allah onları unuttu, onlar fasık insanlardır,”(Haşr 19)
Kalple Allah’ı anmakta olur; tesbih, hamd ve tekbir etmek, istiğfar ve rahmet dilemek, dua etmek, Allah’ı düşünmek, nimetleri hatırlamak, haset etmemek, kin beslememek gibi.
Müminler buğuz etmez. Çünkü Allah böyle şeylerden nehyettiği için böyle güzel kalbe sahip olmanın hepsi Allah’ı zikretmekten birer parçadır. Bu zikir ruhtur, çünkü Allah’la ilişkiyi idrak etmek manasındadır. Bunun neticesi ruhaniyettir. Böylece; mümin yüksek ruhaniyete sahip olur. Kutsi Hadis’te şöyle geçmektedir:
“Allah-u Teala dedi ki; ‘Ey âdem oğlu, kendi nefsinde beni zikredersen, seni nefsimde zikredeceğim, bir grup insanlar arasında beni zikredersen, meleklerden daha hayırlı bir grup arasında seni zikrederim. Eğer bana bir karış kadar yaklaşırsan sana bir arşın kadar yaklaşırım. Eğer bana yürüyerek gelirsen sana koşarak gelirim.” (Buhari ve Müslim)
Öyleyse Allah’a kalple, sözle ve amelle yaklaşmak zikir sayılır ve onun neticesi zikir eden mümine Allah’ın yaklaşması ve yardım etmesidir. Bu hadis-i şerif açıkça insanlar arasında Allah’ı, ayetleri, emir ve nehyleri anmanın ve hatırlatmanın daha sevaplı olduğunu göstermektedir.
Allah’a teşekkür etmek ise hem sözle hem amelle gerçekleşir. Sözle teşekkür etmek biliniyor, her nimete karşı Allah’a şükürler olsun demektir. Amelle ise, onun uğrunda harcamaktır. Başka bir ifadeyle; Cihada, İslam davetine, fakirlere, muhtaçlara ve bütün hayır işlerinde harcamaktır. Bu sebeple Allah-u Teâla bir ayette:
وَإِذْ تَأَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِن شَكَرْتُمْ لأَزِيدَنَّكُمْ وَلَئِن كَفَرْتُمْ إِنَّ عَذَابِي لَشَدِيدٌ
“Hatırlayın ki Rabbiniz size: Eğer şükrederseniz, elbette size (nimetimi) artıracağım ve eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir! Diye bildirmişti.” (İbrahim 7)
“Eğer teşekkür ederseniz size fazla fazla vereceğim, fakat nankörlük ederseniz sizin için şiddetli azap hazırladım demektir.” Kâfir olmayın ifadesi bu ayette nankör olmayın manasında geçer. Kâfir olmak Allah’ın nimetini reddetmek, nankör olmak ve gerçeği örtmektir. Nimeti reddeden, nankör insandır. Yine gerçeği örten kimsede nankördür.
Allah bize İslam nimeti verdiği için ona teşekkür etmeliyiz. Bu nimeti reddetmek nankörlüktür. Sağlık, mal, mülk ve diğer maddi nimetlere karşı Allah’a teşekkür etmeliyiz. Bize verdiği mal ve mülkten harcamalıyız. Malımız ve mülkümüz bereketli olur. Resulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem şöyle buyurmuştur:
“Sadaka yüzünden mal hiç eksilmez.” (İbn-i hanbel)
İnsan kendi malının eksilmediği ve ihtiyaçlarına yettiğini hisseder ve kendi elinde kalan mal başka ihtiyaçlarını giderir. Sağlık nimetine amelle teşekkür etmek ise Allah uğrunda cihad etmek, İslam davetini yüklenmek, insanlarla, fakirlerle ve zayıflarla ilgilenmek, muhtaçlara yardım etmek, zalimlere karşı çıkmak, mazlumlara sahip çıkmak ve bunun uğrunda eziyeti tahammül etmektir.
Esad Mansur