بِسْمِ اللَّـهِ الرَّحْمَـٰنِ الرَّحِيمِ

Soru Cevap

Soru:

Bir bayan yüzünün zayıf oluşundan şikâyetçi ise ve bu durum onu çok rahatsız ediyorsa ve yanak dolgusu (cerrahi müdahale olmaksızın) yapmak istiyor ise. Bu durumda eşinin de rızası olursa bunu yapmasında bir sakınca var mıdır?
Bunu hem kendini daha iyi hissetmek hem de eşine daha güzel görünmek gayesi ile yapıyorsa bunun Şer’i hükmü nedir?

Cevap:

Daha önce, 2 Nisan 2020’de yayınladığımız bir soru cevapta şöyle dedik:

“Allah’ın yaratılışını değiştirmek ise Allah insanı yarattığı sureti güzellik maksadıyla değiştirmektir. Kaş, burun, diş, göz, kulak vs. sırf güzellik maksadıyla asıl şeklini değiştirmek caiz değildir. Fakat bir nedenle bir organda insan acı çekiyorsa bir rahatsızlık, bir hastalık varsa tedavi ettirebilir. Sadece bu tedavinin gerektirdiğini yapabilir”.

Botox, yanak dolgusu yapmak ta güzellik için yapılıyorsa caiz değildir. Güzellik maksadıyla yaratılışı değiştirme konusuna dâhil olur.

Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

لَعَنَ اللهُ الوَاشِمَاتِ وَالمُسْتَوْشِمَاتِ والنَّامِصَاتِ وَالمُتِنَمّصَاتِ وَالمُتَفَلّجَاتِ لِلْحُسْنِ المُغَيِّرَاتِ خَلْقَ اللهِ

“Allahu Teâlâ dövme yapan ve yaptıran, kaşlarını incelten ve incelttiren, güzellik için de dişlerini törpüleyip Allah’ın yarattığı şekli değiştiren kadınlara lanet etmiştir.” (Buhari ve Müslim)

Bu hadis-i şerif Allah’ın yaratışını değiştirmekle ilgilidir ve aşağıdaki ayet-i kerimeye açıklık getirmektedir. Allah Celle Celâlehû şöyle buyurmuştur:

اِنۡ يَّدۡعُوۡنَ مِنۡ دُوۡنِهٖۤ اِلَّاۤ اِنٰـثًـا‌ ۚ وَاِنۡ يَّدۡعُوۡنَ اِلَّا شَيۡـطٰنًا مَّرِيۡدًا ۙ‏  لَّـعَنَهُ اللّٰهُ‌ ۘ وَقَالَ لَاَ تَّخِذَنَّ مِنۡ عِبَادِكَ نَصِيۡبًا مَّفۡرُوۡضًا ۙ‏  وَّلَاُضِلَّـنَّهُمۡ وَلَاُمَنِّيَنَّهُمۡ وَلَاٰمُرَنَّهُمۡ فَلَيُبَـتِّكُنَّ اٰذَانَ الۡاَنۡعَامِ وَلَاٰمُرَنَّهُمۡ فَلَيُغَيِّرُنَّ خَلۡقَ اللّٰهِ‌ؕ وَمَنۡ يَّتَّخِذِ الشَّيۡطٰنَ وَلِيًّا مِّنۡ دُوۡنِ اللّٰهِ فَقَدۡ خَسِرَ خُسۡرَانًا مُّبِيۡنًا ؕ‏

“Onlar Allah dışında ancak adı dişi olanları (Arapçada Menat, Uzza, Lat adlı putların telaffuzu dişidir) ilah edinirler ve onlara dua ederler. Onlar ancak isyankâr şeytanı ilah edinirler ve ondan medet beklerler. Allah onu lanetlemiştir. O (şeytan) da ‘Kullarından belli bir pay alacağım, onları mutlaka saptıracağım, onları boş kuruntulara kaptıracağım, kesinlikle onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar, Allah’ın yaratılışını değiştirmeyi de emredeceğim!’ demiştir. Allah’ı bırakıp da şeytanı veli edinen (yardımcı ve dost edinen) kimse apaçık bir ziyana düşmüş olur.”[Nisa Suresi 117-119]

Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şu ayette geçtiği gibi Kur’an’ı beyan eder,

Allah’ın yaratılışını değiştirmek ise Allah insanı yarattığı sureti güzellik maksadıyla değiştirmektir. Kaş, burun, diş, göz, kulak vs. sırf güzellik maksadıyla asıl şeklini değiştirmek caiz değildir. Fakat bir nedenle bir organda insan acı çekiyorsa bir rahatsızlık, bir hastalık varsa tedavi ettirebilir. Sadece bu tedavinin gerektirdiğini yapabilir.

Daimi şekilde iyi hissetmek ancak Allah’ı razı etmekle gerçekleşir. Geçici olarak insan bir şey için iyi hissedebilir, fakat bu, daimi olarak kalbe itminan ve huzur sağlamaz, daimi şekilde iyi hissetmez, sürekli şekilde değişim ister, her şeyi denemeye başlar, hayatı alt üst olur.

 Eğer insan Allah’ın ermine uyarsa ve nehyinden vazgeçerse Allah’ı razı ettiğini ve Allah’ın kendisinden razı olduğunu hisseder, o anda kalbine huzur, itminan girer, mutlu olur, Allah’ın sevgisini kazanır, Allah onun için müminlerin sevgisini de sağlar, bu hususta Allah azze ve celle şöyle buyurdu:

اَلَّذِيۡنَ اٰمَنُوۡا وَتَطۡمَٮِٕنُّ قُلُوۡبُهُمۡ بِذِكۡرِاللّٰهِ‌ؕ اَلَا بِذِكۡرِاللّٰهِ تَطۡمَٮِٕنُّ الۡقُلُوۡبُ ؕ‏ ﴿۲۸﴾  اَلَّذِيۡنَ اٰمَنُوۡا وَعَمِلُوا الصّٰلِحٰتِ طُوۡبٰى لَهُمۡ وَحُسۡنُ مَاٰبٍ‏ ﴿۲۹﴾ 

“Onlar iman ettiler ve kalpleri Allah’ın zikriyle itminan, huzur bulur. Oysa kalpler ancak Allah’ın zikriyle mutmain, huzurlu olur” (Ra’d 28-29)

Allah’ın zikri ise her amelde Allah’ı hatırlamak, O’nun emrine uymak ve nehyinden vazgeçmektir.

اِنَّ الَّذِيۡنَ اٰمَنُوۡا وَعَمِلُوا الصّٰلِحٰتِ سَيَجۡعَلُ لَهُمُ الرَّحۡمٰنُ وُدًّا‏

“Şüphesiz ki Rahman iman edip salih amel yapanlar için sevgi sağlayacaktır” (Meryem 96)

Ancak bu şekilde kocasının ve diğer müminlerin sevgisini de ona temin eder.

Zira şekil ve güzellik geçicidir, insan sünnetullah gereği yaşlanacak veya bir hastalığa veya bir kazaya uğrayabilir, şekli çirkinleşebilir! Eğer sevgi güzel şekle dayanırsa o zaman sevgi hemen sona erer, bunu batı dünyasında görüyoruz, sevgi şekle dayalıdır, adam karısı veya dostu – nitekim çoğu dostluk hayatı yaşıyorlar – bir sebepten dolayı şekli değişirse veya çirkinleşirse veyahut beğenmemeye başlarsa veyahut ta bundan daha güzelini bulursa onu terk eder.

 Ama sevgi güzel şekle dayalı olmayıp imana dayalı ise sevgi ömür boyu devam eder.

Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

 “فاظفر بذات الدين تربت يداك”“Dindar (kadın)’ı elde et (onunla evlen), senin elin kazanmış olsun” (Buhari,Müslüm,v.d.)

Şöyle de buyurdu:

” الدنيا متاع وخير متاعها المرأة الصالحة” “Dünya bir meta’(bir tatmadır.) Bunun en hayırlı metası saliha kadındır.” (Müslim)

Resulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

“ما استفاد المؤمن بعد تقوى الله عز وجل خيرا له من زوجة صالحة إن أمرها أطاعته، وإن نظر إليها سرته، وإن أقسم عليها أبرته، وإن غاب عنها نصحته في نفسه وماله”

“Mümin Allah’ın takvasını kazandıktan sonra (dünyadan) kazandığı en faydalı şey saliha kadından başkası değildir. Bu kadına emir verirse kendisine itaat eder, ona bakarsa kendisini sevindirir, yemin ettirirse doğru söyler, gıyabında onun ırzını ve malını korur.” [İbniMace, Nesai, Ebu Davut, İbni Hanbel]

“Ona bakarsa kendisini sevindirir” ifadesinin manası, kocasının yüzüne asık suratla bakmaz, bağırmaz, sesini onun sesinin üstüne yükseltmez, küfür etmez, gülümser, güzel sözler sarf eder, kaba olmaz, çirkin davranışta bulunmaz, daha ziyade ona ilgi ve ihtimam gösterir. İyilik yaparsa ona teşekkür eder, dua eder, onu sevindirecek kelimeler söyler.

Yine erkekte şekli ne olursa olsun bu sıfatlara sahip olmalıdır ki karısı onu sevsin ve güvensin. Bu şekilde Allah’ın izniyle eşler arasında sevgi, saygı ve güven ömür boyu sürer.

Maalesef, bu asırda, kapitalist ölçüler ve mefhumların hâkim olduğu zamanımızda, erkekler ve kadınlar daha ziyade şekillerini önemseyip bununla uğraşıp duruyor, ama ahlakları bozuk oluyor, birbirlerine kaba davranıyor ve kötü muamele yapıyorlar, hep aralarında çekişme meydana geliyor, aileye huzursuzluk hakim oluyor, boşanma ve ihanet vakıaları artıyor. Hatta birçok kadın kocası karşısında kendini ihmal ediyor, dışarıya çıkınca veya başkalarının önünde süslenip, güzel gözükmeye çalışıyor!  

Erkek te karısı karşısında kendini ihmal eder, süslenmez, temizlenmez, ilgi duymaz, kaba davranır, bağırır, kötü laf sarf eder, küfür eder, hiç saygı ve sevgi göstermez, güzel söz sarf etmez, onu incitir ve alçaltır! ise Bu da hiç caiz değildir.

Bu nedenle, aile ve insanların huzuru için İslam mefhumları ve ölçüleri hâkim olmalıdır. İslam Toplumunu tesis etmek çok büyük bir farzdır, bu da ancak Hilafet devletinin kurulmasıyla gerçekleşir.

Esad mansur